Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/101 E. 2020/529 K. 17.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/101
KARAR NO : 2020/529

DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ : 04/02/2020
KARAR TARİHİ : 17/09/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 08/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan Şirketin İhyası davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili Bakırköy Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verdiği 04/02/2020 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde; ……. Otomotiv Ticaret ve Sanayi Ltd. Şti, …’nün ……. sicil numarası ile kayıtlı bir limited şirketi olduğunu, şirketin ticari merkezi …… Kasım 2013 tarihli, …… sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinin ….. sayfasında …… Mah. ……. Sok. No:…… Bahçelievler/İstanbul olarak belirlendiğini, firmanın ticari faaliyetlerini daha fazla devam ettiremeyeceği kanaatine varıldığından dolayı şirketin fesih ve tasfiyesine karar verildiğini, bu husus …… Ekim 2010 tarihli, …… sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinin ……. Sayfasında yayınlandığını, şirket tasfiye memurluğuna ve tasfiye işlemlerinin takip ve yürütülmesi için şirket ortaklarından …’nın seçilmesine ve tasfiye işlemlerinin yürütülmesinde Tasfiye Halinde ……. Otomotiv Ticaret ve Sanayi Ltd. Şti unvanı altında atacağı münferit imzaları ile yetkili kılınmasına karar verildiğini, ……. Kasım 2013 tarihli, …… sayılı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinin …… sayfasında anılan şirketin tasfiye sürecinin sonuçlandığı görüldüğünü, Ticaret Bakanlığı Makamının 01.10.2010 günlü, …… ve ……. sayılı onayları ile Gümrükler Genel Müdürlüğünün 18.06.2010 günlü, ……. sayılı onayı kapsamında görevlendirilen Bakanlıkları Gümrük ve Ticaret Başmüfettişleri …… ve Gümrük ve Ticaret Müfettişleri …… ve Gümrük ve Ticaret Müfettiş Yardımcıları …… tarafından düzenlenen 19.01.2016 tarihli, …… sayılı Soruşturma Rapor ile ……. Otomotiv Tic. San. Ltd. Şti. tarafından ithal edilen araçların, “yeni ve kullanılmamış” olarak beyan edilmesine karşın yapılan yurt dışı araştırmaları neticesinde “eski” olduğu ve dolayısıyla İthalat Rejim Kararının 7′ inci maddesine aykırı şekilde ve izin almaksızın Türkiye’ye ithal edildiği” anlaşıldığını, Gebze Cumhuriyet Başsavcılığından alınan ……. Soruşturma nolu, ……… sayılı görevsizlik kararı ile dava konusu araçların yeni ve kullanılmamış olarak beyan edilmelerine rağmen eski olduğunun anlaşılması suçuyla ilgili suç tarihinde yürürlükte bulunan 5607 sayılı kanunun 3/11. maddesinin uygulanması istemiyle soruşturma raporu düzenlenmiş ise de, suç tarihinden sonra yürürlüğe giren 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun (6455 sayılı kanun ile değişik) 235. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendi gereğince suçun yaptırımının “eşyanın gümrüklenmiş değerinin iki katı idari para cezası” olarak belirlendiği aynı yasanın 232/3 maddesi gereğince ise idari yaptırım kararlarının gümrük idareleri amirleri veya yardımcıları tarafından verileceğinin düzenlenmiş olduğunu, suç tarihinden sonra yürürlüğe giren bu yeni düzenlemenin şüpheliler lehine olduğu ve olayda uygulanması gerektiği anlaşıldığından Cumhuriyet Başsavcılıklarının görevsizliğine, 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 235. maddesinin 1 ve 232. maddesinin 3. fıkrası hükümleri uyarınca idari yaptırım kararlarının ilgili idarece alınması ve yaptırımın yerine getirilmesi gerektiği bildirilerek dosya Gebze Gümrük Müdürlüğüne gönderildiğini, görevsizlik kararı konusu araçlar içerisinde bulunan ve 7 adet aracın ……. Otomotiv Tic. San. Ltd. Şti. firması tarafından Gebze Gümrük Müdürlüğünden ithal edilmiş olduğu tespit edildiğini, bunun üzerine 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 235/4. maddesi uyarınca Gebze Gümrük Müdürlüğü’nce 11.09.2018 tarihli ve …… sayılı ceza kararı düzenlenerek mezkur firmanın tasfiyesi sona ermiş olduğu anlaşıldığından firmanın %68 hisseli ortağı …’ya 25.09.2018 tarihli ve …… sayılı yazı ekinde 02.10.2018 tarihinde tebliğ edildiğini, … tarafından iş bu kararlara karşı Doğu Marmara Gümrük ve Dış Ticaret Bölge Müdürlüğü nezdinde 16.10.2018 tarihinde itirazda bulunduğunu, …’nın itirazı Bölge Müdürlüğümüzün …… tarih/sayılı İtiraza İlişkin Kararı ile reddedildiğini ve işbu karar vekiline 31.10.2018 tarihinde tebliğ edilmiş ve … tarafından söz konusu işlemlerin iptali talebiyle Kocaeli ……. Vergi Mahkemesinde …… Esas sayılı dava açıldığını, mahkemenin ……. Esas sayılı kararı ile “davanın ehliyet yönünden reddine” karar verildiğini, Bölge Müdürlüğümüzün 22.02.2019 tarihli …… sayılı yazıları ekinde yer alan yazıda tasfiyesi sona ermiş olan şirketlerde şirket müdürlerine kararların tebliğ edilmesi gerektiği belirtildiğinden bahse konu kararlar 10.05.2004 tarih ve 6046 sayılı Ticaret Sicil Gazetesinde belirtilen müdürlere (…… ve davacı ……) yeniden gönderildiğini, tasfiyesi sona ermiş ……. Otomotiv Tic. ve San. Ltd. Şti firması müdürü ……’ya, 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 235. maddesinin 1 fıkrası c bendi hükmü uyarınca Gebze Gümrük Müdürlüğünüzce düzenlenen ……. sayılı para cezası kararı 26.02.2019 tarihli …… sayılı yazı ekinde yeniden 07.04.2019 tarihinde tebliğ edilmiş, ancak herhangi bir itiraz başvurusunda bulunulmadığından 09.05.2019 tarih ve …… sayılı ödeme emri düzenlenerek 16.05.2019 tarihinde yükümlüsüne tebliğ edildiğini, bunun üzerine … tarafından söz konusu ödeme emrinin iptali istemiyle Kocaeli ……. Vergi Mahkemesi ……. Esas sayılı dava açıldığını, davayı inceleyen Kocaeli ……. Vergi Mahkemesi’nin ……. Esas ve ……. Karar sayılı kararında; “…Olayda, davacı adına düzenlenen ödeme emrinin, şirket müdürü olduğu ve ticaret sicilinden kaydı silinmekle hukuki varlığı sona eren ……. Oto. Tic. San. Ltd. Şti. adına tescilli serbest dolaşıma giriş beyannameleri kapsamında ithal edilen araçlardan kaynaklandığı görüldüğünü, şirketin hukuki varlığının sona ermiş olması nedeniyle, şirketin ek tasfiye işlemlerinin yapılması suretiyle ihyasının ve yeniden tescilinin sağlanması ve ithalata konu eşyaya ait para cezasının yukarıda anılan mevzuat uyarınca asıl borçlu şirket adına kesinleştirilmesi ve kesinleştirmeden sonra şirketten tahsili yoluna gidilmesi, tahsil edilememesi durumunda sorumluluğu çerçevesinde şirket ortaklarına başvurulması gerektiğinden; terkin kararının iptali, ……. sicil numaralı Tasfiye Halinde ……. Otomotiv Ticaret ve Sanayi Ltd. Şti.’nin ihyası ile yeniden sicile kaydı, tasfiye memuru atanması, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tasfiye memuru … aleyhine hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA;
Davalı …… vekilinin 05/06/2020 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davacı idarece, kesinleşmemiş idari para cezasının tahsili amacıyla 28.11.2013 tarihi itibariyle tasfiye işlemi sona ererek ticaret sicilden silinen ve hukuki varlığı sona eren ……. Otomotiv Ticaret ve Sanayi Ltd. Şti. ‘nin ihyası ile yeniden sicile kaydı, şirkete tasfiye memuru atanması talep edildiğini,
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklenen geçici 7. Madde ile fesholmamasına veya fesholmamış sayılmasına karşın tasfiye edilmeyerek ticaret sicili kayıtlarından terkin edilmeyen anonim ve limited şirketler ile kooperatiflerin tasfiyelerine ve sicilden terkinine ilişkin düzenleme yapıldığını ,bu düzenleme kapsamında ticaret sicilinden terkin edilen sermaye şirketleri ile kooperatiflerin üzerinde herhangi bir mal varlığının olduğunun sonradan anlaşılması veya ilgili şirket veya kooperatifin faaliyetlerine kaldığı yerden devam etmek istemesi durumlarında ya da şirketten veya kooperatiften kişinin alacağının bulunması halinde ticaret sicilden silinme tarihinden itibaren 5 yıl içinde ihya yoluna gidilmesi gerektiğini, davacı idare tarafından dava dilekçesinde de ifade edildiği üzere, ……. Otomotiv Ticaret ve Sanayi Ltd. Şti. Şirketin feshi ve tasfiyesine karar vererek 14.10.2010 Tarihli, 7669 Sayılı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinin 477. Sayfasında yayınladığını, müvekkili tasfiye memuru olarak seçildiği, 28.11.2013 tarihli, 8453 sayılı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinin 496. Sayfasında şirketin tasfiye sürecinin sona erdiği ilan edildiğini, Şirketin tasfiye sürecinin sona ererek hukuki varlığının ortadan kalkmasının üzerinden 7 sene geçmiş olup, davacı idarece açılan işbu dava, 5 yıllık zaman aşımı süresi geçtikten sonra açıldığından davanın usulden reddi gerektiğini, dava zaman aşımı itirazlarının bulunduğunu, ……. Otomotiv Ticaret ve Sanayi Ltd. Şti. 14.10.2010 tarihinde 7669 Sayılı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde şirketin tasfiye sürecine başlandığını ilan etmişken idari para cezasına konu fiilin üzerinden 10 yıldan fazla süre geçmiş olduğunu, davacı idarece 2010 yılında görevlendirme yapılmasından 6 yıl sonra rapor hazırlandığını, 2013 yılında tasfiye süreci sonlanarak tüzel kişiliği sona ermiş şirkete karşı idari para cezası kesinleştirilememiş, bu tarihten sonra da (Raporun hazırlandığı 2016 yılından sonra) çok sayıda hatalı işlem gerçekleştirildiğini, Gebze Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 2018 yılında verilen görevsizlik kararı sonrası, ceza kararı müvekkile tebliğ edilmiş, müvekkili adına ödeme emri düzenlenerek tebliğ edildiğini, müvekkili tarafından Kocaeli ……. Vergi Mahkemesi’nin …… Esas sayılı dosyası ile ödeme emrinin iptali talepli dava açıldığını, dava kabul edildiğini, Vergi Mahkemesi kararında da ifade edildiği üzere tüzel kişiliği ticaret sicilden silinerek hukuki varlığı sona ermiş şirket hakkında hiçbir işlem gerçekleştirilemeyeceğini, borç tahsis edilemez, ödeme emri düzenlenemeyeceğini, düzenlenmesi halinde bu evrak yok hükmünde olduğunu, davacı idarece hukuki varlığı sona ermiş şirket için ödeme emri düzenlenemediğinden müvekkili adına düzenlenmişse de, şirket nezdinde kesinleştirilmemiş bir cezanın müvekkilden talep edilmesinin hukuki dayanağı bulunmadığından ödeme emrinin iptaline karar verildiğini, her ne kadar davacı idarece, Kocaeli ……. Vergi Mahkemesi ……. Esas Sayılı dosyadan verilen karara dayanılarak şirketin ek tasfiye işlemlerinin yapılması için ihyası talep edilmekte ise de, davacı idarece göz ardı edilen bir husus mevcuttur ki, talep edilen idari para cezası zaman aşımına uğradığını, davacı idare, 10 yıllık zaman aşımı süresi içerisinde bu cezayı kesinleştirmemiş, şirketin hukuki varlığının sona ermesinden 7 yıl sonra açılan ihya davası ile kesinleştirmeye çalıştığını, bu nedenlerle mesnetsiz davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı idareye yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sicil Müdürlüğüne usulüne uygun davetiye tebliğ edilmiş ise de, davalının davaya cevap vermediği anlaşılmıştır.
DELİLLER ve GEREKÇE:
Dava, hukukî niteliği itibariyle;6102 sayılı TTK’nın 545 ve devamı maddeleri uyarınca açılmış şirketin ihyası ile ticaret siciline tescili davasıdır.
İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünden gönderilen sicil kayıtları incelendiğinde; ……. sicil nosunda kayıtlı Tasfiye Halinde ……. Otomotiv Ticaret ve Sanayi Limited Şirketi’nin son tescilini 22/11/2013 tarihinde yaptırdığı, şirketin 30/09/2010 tarihinde tasfiyesine karar verildiğinin 07/10/2010 tarihinde tescil edildiği, tasfiyesinin sona erdiğinin ise 22/11/2013 tarihinde tescil edildiği ve sicil kaydının terkin edildiği,ortaklar kurulu kararı ile şirkete tasfiye memuru olarak davalı gerçek kişinin seçildiği görülmüştür.
İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından gönderilen sicil kayıtları incelendiğinde ihyası istenen şirketin terkin olmadan önce merkez adresinin Bakırköy / İstanbul olduğu, buna göre mahkememizin 6102 sayılı TTK’nun 547/1 maddesi anlamında kesin yetkili olduğu anlaşılmıştır.
Yapılan yargılama, toplanan deliller, incelenen mahkeme dosyası, ticaret sicil kayıtları birlikte değerlendirildiğinde ;TTK’nun 543’ncü maddesi uyarınca, tasfiye halinde bulunan şirketin tasfiyesinin kapanması ve terkin işlemlerinin yapılabilmesi için tüm borçlarının tasfiye edilmiş olması, TTK’nun 545’nci maddesine göre yapılan sicilden terkin işleminin hukuka uygun bir terkin işlemi sayılabilmesi için tasfiyenin de usulüne uygun olarak sona erdirilmiş olması gerekmektedir. Anonim şirketin tüzel kişiliği ticaret sicilinden silinmesiyle sona erer. Ancak tüzel kişiliğin sona ermesi için tasfiye işlemlerinin eksiksiz olarak yapılmış olması gerekmektedir. Tasfiye işlemleri gerektiği gibi tamamlanmamış ve tasfiyesi gereken hususlar eksik bırakılmış ise , tüzel kişilik ticaret sicilden silinmiş olsa bile anonim şirket tüzel kişiliğinin sona erdiği kabul edilemez. Bir tüzel kişiliğin son bulmasını ifade eden fesih ve tasfiye işlemi aynı zamanda bir hukuki işlemdir. Bu karar ve işlemin hataya dayanması halinde gerçek anlamda bir tasfiye işleminden söz edilemez. Hata veya kasta dayalı şeklen gerçekleşmiş bir tasfiyenin kaldırılmasını, gerek o işlemi gerçekleştirenler, gerekse bundan zarar görenler isteyebilirler, ayrıca tasfiye halinde bulunan bir şirketten alacaklı olan kişinin yapılan ilanlara rağmen alacağını yazdırmaması alacağın düşmesini gerektirmez.
Somut uyuşmazlıkta; davacının,idari işlem nedeniyle davayı açmakta hukuki yararlarının bulunduğu, bu davada davalı olan Tasfiye Halinde ……. Otomotiv Ticaret ve Sanayi Limited Şirketi’nin tüzel kişiliğinin tasfiyenin sonlandırılması nedeniyle sicilden terkin edildiği, davalarda taraf teşkilinin sağlanması ve yargılamanın yürütülebilmesi için şirketin ihya edilmesi gerektiğinden davanın kabulüne, şirketin tüzel kişiliğinin yeniden ihyasına, ek tasfiye işlemlerini yapması için 6102 Sayılı TTK.nun 547/2’nci maddesi uyarınca eski tasfiye memuru olan davalı …’nın, şirketin tasfiye memuru olarak atanmasına, keyfiyetin karar kesinleştiğinde tescil ve ilanına karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜNE, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün ……. sicil numarasında kayıtlı iken tasfiye nedeniyle sicilden terkin olan Tasfiye Halinde ….. Otmotiv Ticaret ve Sanayi Limited Şirketi’nin tüzel kişiliğinin davacı idare tarafından yapılacak idari işlem ile sınırlı olmak üzere İHYASINA,
2-Ek tasfiye işlemlerini yapması için eski tasfiye memuru olan davalı …’ın şirkete tasfiye memuru olarak ATANMASINA,
3-Keyfiyetin karar kesinleştiğinde TESCİL VE İLANINA, tescil ve ilan masraflarının ileride davalı tasfiye memurundan tahsil edilmek üzere şimdilik davacı tarafça KARŞILANMASINA,
4- Alınması gerekli ¨54,40 Başvurma Harcı ile ¨54,40 Peşin Harcın davalı …’dan alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
5-Davacı tarafından yapılan 11 posta+tebligat ücreti ¨198,40 yargılama giderinin davalı …’dan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Davalı … Sicil Müdürlüğü’nün yasal hasım olması nedeniyle davalı aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücreti hükmedilmesine YER OLMADIĞINA,
7-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre hesap edilen ¨3.400,00 ücreti vekaletin davalı …’dan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
8-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan ¨785,00 yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde davacılara İADESİNE,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı tasfiye memuru vekilinin yüzlerine karşı,davalı sicil müdürlüğünün yokluğunda oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı.17/09/2020

Başkan …
☪e-imzalıdır.☪
Üye …
☪e-imzalıdır.☪
Üye …
☪e-imzalıdır.☪
Katip …..
☪e-imzalıdır.☪

“İŞ BU EVRAK 5070 SAYILI ELEKTRONİK İMZA KANUNUNUN 5. MADDE UYARINCA GÜVENLİ ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, 22. MADDE UYARINCA DA ISLAK İMZA İLE İMZALANMAYACAKTIR.”