Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/986 E. 2019/1219 K. 20.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/986
KARAR NO : 2019/1219

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/12/2019
KARAR TARİHİ : 20/12/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 21/01/2020

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının dosya üzerinde yapılan incelemesi sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili tarafından mahkememize sunulan 19/12/2019 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davalı ile kardeş olduğunu uzun yıllardan beri …. Tekstil adlı firmanın ortakları olduğunu, tekstil sektörün de seccade ve halı imalatı yapan bu şirkette taraflar yarı oranında hisse ile ortak olduklarını, davalı … yaşadığı rahatsızlık sonrası artık çalışamayacağını ve şirketten ayrılmak istediğini beyan ederek müvekkili ile karşılıklı şahitler huzurunda protokol imzaladığını ve yapılan bu anlaşmada kendi üzerine düşen yükümlülüklerini yerine getirmediğini müvekkilince teminat olarak sözleşmede adı geçen kambiyo senetlerini icra takibine koyarak müvekkilinin mali açıdan zarara uğrattığını, hakkı olmayan bu parayı tahsil etmeye çalıştığını, davalı bu alacağında haksız olduğunu, müvekkili ile 01/11/2015 yılında yapılan protokol gereği fabrikada bulunan makinaların yarı oranında hissesi olan …’a bu makinalardan kalan payına karşılık ¨ 14.500,00 miktarlı 15/01/2016-15/08/2018 tarihleri arasında aylık sıralı şekilde 24 adetten oluşan muammen bedelinin ¨348.000,00 olan senetler verildiğini ve mahkemeye sunulacak olan tarafların imzaladığı anlaşma metninde geçen bu sentlerin karşılığında ise … şirketteki hisselerini …’a devredecek ve şirketin ödenmekte olan kredisinin kalan taksitlerinin yarısını ödeyeceğini, müvekkilinin anlaşma gereği senetlerin ilk ikisini ödediğini fakat aradan geçen sürede davalı sözleşmede yer alan yükümlülüklerini yerine getirmekten kaçındığını , davalının ne şirket hisselerini devrettiğini ne devre yanaştığını nede devam eden kredi ödemesi yaptığını, bununla yetinmeyip sözleşmede teminat olarak verilen senetleri icra takibine konu ettiğini, ayrıca sözleşmede üzerine düşen yükümlülüklerini de dahi yerine getirmediğini, haksız hukuksuz yere yapılan icra takipleri ile müvekkilini banka ve taşınmaz malvarlığına haciz konulduğunu ve satış işlemlerine başladığını, müvekkilinin oyaladığını ve sonrasında taşınmazların satış işlemlerini başlattığını ve satış aşamasına getirdiğini, temelden yoksun bu alacak müvekkilince haksız yere cebri icra ile tahsil edildiğini, bu nedenle mahkemenin uygun göreceği teminat miktarının borcun tamamı dahil yatırılarak satış işlemlerinin ve icra takiplerinin durmasına karar vermesini, zira müvekkilinin taşınmazlarının yok pahasına satılacağını ve bu haksız borç nedeni ile dönüşü olmayan bir zarara uğrayacağını, Büyükçekmece … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası, Bakıröy … İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı ve Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı dosyalarında toplamda 22 adet kambiyo senedi tahsil amacı ile icra takibinde olduğunu, aslında sözleşmede yer alan ve teminat olarak verilen müvekkilinin sözleşmeye uyulması halinde mutebber olacak olan bu kambiyo senetlerinin davalı tarafça haksız yere hem sözleşme ihlal edildiğini hemde bu teminat amacıyla verilen senetleri alacakmış gibi takibe konulduğunu, müvekkili hakkında başlatılan haksız icra takiplerinin tedbiren durdurulmasına yada mümkün değil ise satış paralarının alacaklıya ödenmemesine dair tedbir kararı verilerek sözleşmeye uymayan davalının teminat olarak verilen senetlerden dolayı müvekkilinden herhangi bir alacağının olmadığına verilen senetlerin sözleşmede yer alan teminat senetleri olarak verildiğinin tespiti ile yargılama giderleri ve avukatlık ücretlerinin karşı taraf aleyhine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLER ve GEREKÇE :
Dava,menfi tespit istemine ilişkindir.
HMK’nın 114/1 nci maddesinde dava şartları tahdidi olarak sayıldıktan sonra anılan maddenin ikinci fıkrasında da “Diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır.” hükmü ile diğer kanunlarda dava şartlarına ilişkin düzenlemelerinde dikkate alınması gerekliliğine vurgu yapılmıştır.
Sözü geçen Kanun’un 115 nci maddesi hükmü de “Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler.
(2) Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.” şeklinde olup buna göre Mahkeme’nin dava şartı noksanlığı hâlinde yapacağı işlemler düzenlenmiştir.
7155 sayılı Kanun’un 20 nci maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklene 5/A maddesinde ise “Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” hükmü uyarınca Asliye Ticaret Mahkemelerinde görülecek olan bazı davalarda,dava açılmadan önce arabulucuya başvurulması dava şartı hâline getirilmiştir.
Yine 7155 sayılı Yasa ile değişik 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesi hukmü ise “Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir.
Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” şeklinde olup madde ile arabulucuya başvuruyu dava şartı olarak kabul edilen davalarda, arabulucuya başvurmadan dava açılması hâlinde yapılacak işlem düzenlenmiştir.
Tüm bu belirlemeler ışığında somut olay değerlendirildiğinde;davacılar vekili, müvekkillerinin davalılara borçlu olmadığının tespiti istemiyle huzurdaki davayı açmış ise de; dava konusunun, bir miktar paranın ödenmesine ilişkin olduğu ve davacı vekilinin dava açmadan önce arabulucuya başvurduğuna ilişkin herhangi bir belge sunmadığı gibi böyle bir iddiasının da bulunmadığı anlaşıldığından davanın 7155 Sayılı yasa ile değişik 6102 Sayılı TTK’nun 5/A ve aynı sayılı yasa ile değişik 6325 Sayılı Kanunun 18/A maddesinin birinci fıkrası uyarınca arabulucuğa başvurulmasına ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine(İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19 ncu Hukuk Dairesi’nin 28/06/2019 gün ve 2019/1734 esas,2019/1521 karar,İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12 nci Hukuk Dairesi’nin 20/06/2019 gün ve 2019/1121 esas,2019/836 karar,Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9 ncu Hukuk Dairesi’nin 17/05/2019 gün ve 2019/274 esas,2019/605 karar ve Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 3 ncü Hukuk Dairesi’nin 27/03/2019 gün ve 2019/531 esas,2019/549 karar sayılı ilamları), karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM/Yukarıda açıklandığı üzere:
1-7155 Sayılı Kanun ile 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanuna eklenen 5/A maddesi uyarınca, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat taleplerine ilişkin ticari davalarda dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmuş olması dava şartı olarak hüküm altına alınmış olup davacının arabulucuğa başvurduğuna dair herhangi bir belge sunmadığı gibi bu yönde de bir iddiası bulunmadığından davanın 7155 Sayılı yasa ile değişik 6102 Sayılı TTK’nun 5/A ve aynı sayılı yasa ile değişik 6325 Sayılı Kanunun 18/A maddesinin birinci fıkrası uyarınca arabulucuğa başvurulmasına ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın USULDEN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gereken ¨ 44,40 peşin harcın davacı tarafından yatırılan ¨5.942,97 ‘den mahsubu ile fazla yatırılan ¨5.898,57 harcın karar kesinleştiğinde ve talep hâlinde davacıya İADESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan ¨250,00 yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda karar verildi.20/12/2019

Başkan …
☪e-imzalıdır.☪
Üye …
☪e-imzalıdır.☪
Üye …
☪e-imzalıdır.☪
Kâtip …
☪e-imzalıdır.☪

“İŞ BU EVRAK 5070 SAYILI ELEKTRONİK İMZA KANUNUNUN 5. MADDE UYARINCA GÜVENLİ ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, 22. MADDE UYARINCA DA ISLAK İMZA İLE İMZALANMAYACAKTIR.”