Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/97 E. 2020/218 K. 05.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/97
KARAR NO : 2020/218

DAVA : Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h))
DAVA TARİHİ : 12/02/2019
KARAR TARİHİ : 05/03/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 18/03/2020

Mahkememizde görülmekte olan Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili tarafından mahkememize sunulan 12/02/2019 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde özetle; ….. Çelik Kapı ve İnşaat Sanayi Ticaret Anonim Şirketi 2006 yılından beri İstanbul’ da faaliyet göstermekte olduğunu ve tek ortaklı bir anonim şirket olduğunu, şirket yönetim kurulu başkanının …..olduğunu ve tek kişiden oluştuğunu, yönetim kurulu şirketin temsil ve ilzam yetkisine sahip olduğunu, şirketin sermayesinin ¨1.000.000,00 olduğunu ve tamamının ödendiğini, ….. Çelik Kapı Ve İnşaat San. Tic. A.Ş …. sicil numaralı İstanbul Ticaret Odası üyesi, tüzel kişiliği ticaret siciline tescil ve ilan edilerek faaliyetlerini kesintisiz sürdüren bir anonim şirket olduğunu, şirketin 2016 yılında tür değişikliği yaparak limited şirketten anonim şirkete dönüştüğünü, …. vergi numarası ile İkitelli Vergi Dairesine kayıtlı olduğunu, şirket merkezinin ….. …. Sitesi ….. Blok No:….-…. …./ …. olduğunu, şirket Türkiye’ nin çeşitli illerinde ikamet amaçlı, ikamet amaçlı olmayan binaların inşaatını yapmakta ve bunun yanı sıra çelik kapı alım satım işi ile uğraştığını, 2018 yılının ortasında ülkemizde meydana gelen ekonomik durgunluk ve dövizdeki aşırı yükseliş, ekonomik açıdan en fazla inşaat sektörünü olumsuz etkilediğini, bundan müvekkili şirkette nasibini aldığını, özellikle inşaat girdilerindeki fiyat artışları, bankaların kredilerde yüksek faiz talepleri ve konut kredi faizlerindeki yüksek oranlar inşaat yapan şirketlerin yaptıkları konutları satamamaları yüzünden, yaptıkları imalatlardan doğan borçlarını ödeyememeleri, inşaat sektöründeki şirketleri likidite akışını neredeyse sıfır düzeyine indirdiğini müvekkili şirkette bu durumdan olumsuz olarak etkilendiğini, Şirket mal varlıkları borçlarını karşılar düzeyde olmasına rağmen yaşanan ekonomik durgunluk nedeniyle şirket elinde bulunan konut ve iş yerlerini satamaması, daha önce almış olduğu inşaat yapım finansmanın kullanmak için almış olduğu banka kredileri ile hammadde alımı için vermiş olduğu çekleri vadesinde ödeyememe tehlikesi altına girmesine neden olduğunu, devam eden durgunluk nedeniyle gayrimenkul piyasasında alım satımlar neredeyse durmuş durumda, bu nedenle likidite sıkıntısının bir süre daha devam edeceğini, mali tablolarda yapılan inceleme ve hesaplamalara göre göre 25/01/2019 tarihli ara bilanço esas alınarak kayıtlı değerleri esas alınarak hesaplamaya göre şirketin aktif varlığı ¨14.749.181,38 ve şirketin borçları toplamı ¨11.314.569,63 olduğunu, bu durumda şirketin ¨3.434.611,75 olarak aktifi borçlarından fazla olduğunu, şirketin borca batık olmadığını, aynı şekilde aktiflerin rayiç satış fiyatları dikkate alınarak 25/01/2019 tarihli ara bilanço çerçevesinde şirket hesaplarının incelemesi neticesinde şirket aktiflerinin toplamı ¨25.610.510,64 borçları toplamının ise ¨ 16.871.423,24 olduğunu, bu verilere göre sahip olunan öz varlık tutarının ¨8.739.087,40 olduğunu, bu durumda da şirketin borca batık olmadığını, şirket envanterine kayıtlı değerli mal varlığı bulunmakta olup şirket adına borç ödemesinde kullanılabilecek mallar söz konusu olduğunu, yapılan hesaplamaya göre şirketin borç ödemede kullanılabilecek alacak, gayrimenkul varlığı ve üretimini yapmış olduğu daire ve işyerlerinin olduğunu, dolayısıyla şirketin kısa vade de ekonomik durum normalleştiğinde nakit sıkışıklığını ve kredi finansmanlarını karşılayabilecek nitelikte varlığa sahip olduğunu, vadesi gelmiş ve bu süreç içerisinde gelecek borçların; kısa ve uzun vadeli banka kredilerinin, şirket alacaklarından tahsil edilmesi, diğer kısmını ise faaliyetleri ile kapatılabilmesi, bakiye kalan borçların ise uzun vadeye yayılması suretiyle konkordato kesin mühlet içinde 1 yıl ve tasdikinden sonraki 1 yıl içinde olmak üzere 24 eşit taksitte ödemeyi taahhüt ettiğini, şirketin bu taahhütlerini yerine getirebilecek yeterliliğe ve mal varlığına sahip olduğunu, şirketin borca batık olmadığını, geçmiş yıllar satış rakamına bakıldığında şirket bu taahhütlerini yerine getirebilecek güce sahip olduğunu, finansman maliyetinden ve acil ödeme baskısından kaynaklı ödeme güçlüğünün aşılması konkordato ön projesinde açıklanan ve iş ve işlemlerin tümü yerine getirilebileceğini, bu nedenlerle İİK’ nun m.286 uyarınca belirtilen belgelerin eksiksiz olarak mevcut olduğunu , müvekkili şirket için tensiben derhal üç aylık geçici mühlet kararı verilmesini, İİK’ nın 287. maddesine göre geçici mühlet kararıyla birlikte konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olup olmadığının yakından incelenmesi ve İİK m.290’ da sayılan görevleri ifa etmek üzere geçici konkordato komiseri görevlendirilmesine, komiser ücretinin şirket bünyesinden ödenmesine karar verilmesinei, müvekkili şirket hakkında tensiben İİK’ nın 297/2 ‘ deki haller de dahil olmak üzere, müvekkili borçlu şirketin malvarlığının muhafazası için mahkemenin gerekli gördüğü bütün tedbirlerin alınmasını, bu kapsamda olmak üzere İİK’ nın 294. maddesine göre müvekkili borçlu şirket aleyhine İKK’ nın 206. maddesi 1. sırada yazılı alacaklar hariç olmak üzere ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanununa göre yapılan takipler de dahil olmak üzere takip işlemleri yapılmasının yasaklanmasına ve evvelce başlamış olan takiplerin durdurulmasını, ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararlarının uygulanmasının yasaklanmasını, bir takip muamelesi ile kesilebilen zamanaşımı ve hak düşüren müddetler işlemesinin durdurulmasına tensiben karar verilmesini, İİK’ nın 297. maddesine göre, müvekkili şirketin mühlet içinde komiserin nezareti altında işlemlerine devam edebileceğini, buna karşılık mahkemenin izni dışında mühlet kararından itibaren rehin tesis edemeyeceğini, kefil olamayacağını, taşınmaz ve işletmenin devamlı tesisatını kısmen dahi olsa devredemeyeceğini, takyit edemeyeceğini ve ivazsız tasarruflarda bulunamayacağını; aksine yapılan işlemlerin hükümsüz olduğuna karar verilmesini, mühlet içerisinde İİK’ nın 298. maddesine göre konkordato komiserinin müvekkili şirketin mallarının defterinin tutulmasına ve mallarının kıymetinin takdirlerinin yaptırmasına karar verilmesini; müvekkilin başka yerdeki malları bakımından diğer tespit işlemlerinin o yer icra dairesi marifetiyle yaptırabileceğine karar verilmesini, İİK m. 288. maddesine göre 3 aylık geçici mühlet kararının, Ticaret Sicil Gazetesi’ nde ve Basıl İlan Kurumunun resmi ilan portalında ilan edilmesine, derhal tapu müdürlüğüne, ticaret sicil müdürlüğüne, vergi dairesine, gümrük ve posta idarelerine, Türkiye Bankalar Birliğine, Türkiye Katılım Bankalar Birliğine, mahalli ticaret odalarına, sanayi odalarına, taşınır kıymet borsalarına, Sermaye Piyasası Kuruluna ve diğer lazım gelen yerlere bildirilmesini , İİK’ nın 289. maddesine göre geçici mühlet süresi içinde (3 ay) veya uzama halinde buna ek (2 ay) içinde mahkemece bilirkişi incelmesi de dahil olmak üzere tüm incelemeler yaptırılarak müvekkili şirket hakkında 1 yıllık kesin mühlet kararı verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER ve GEREKÇE:
Dava, İİK’nın 285 ve devamı maddelerince açılan konkordato talebine ilişkindir.
Borçlu vekili mahkememize sunmuş olduğu 04/03/2020 tarihli dilekçesi ile davadan feragat ettiğini beyan etmiştir.
Konkordato komiserleri tarafından alınan borca batıklık raporuna göre,borçlu şirketin borca batık olmadığı anlaşılmıştır.
Davadan feragat,davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir.Davadan feragat,davacının mahkemeye karşı yapacağı tek taraflı bir irade beyanı olup feragatın geçerliliği için bunun davalı veya mahkeme tarafından kabul edilmesine veya davalının muvafakat etmesine gerek yoktur.Somut olayda,davacılar vekilinin feragat beyanı nedeniyle 6100 Sayılı HMK’nun 307-312. maddeleri gereğince,davanın reddine,borçlu hakkında verilen kesin mühletin kaldırılmasına,konkordato komiser heyetinin görevine son verilmesine ve borçlu hakkında verilen tüm tedbirlerin hüküm ile birlikte kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM/Yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davacı hakkında verilen kesin mühletin kaldırılarak konkordato talebinin feragat nedeniyle REDDİNE,
2-Mahkememizce verilen tüm tedbirlerin hüküm ile birlikte KALDIRILMASINA,
3-Mahkememizce atanan konkordato komiser heyetinin görevine son VERİLMESİNE,
4-İİK’nın 289/son maddesi uyarınca kesin mühletin kaldırılarak konkordato talebinin reddine karar verildiği hususunun Ticaret Sicil Gazetesinde ve Basın İlan Kurumu İlan Portalında İLAN EDİLMESİNE ve İİK’nın 288 nci maddesinde belirtilen yerlere BİLDİRİLMESİNE,
5-Konkordato komiseri olarak görevlendirilen komiserlerin bugün itibariyle görevlerinin sona erdiğinin İstanbul Bilirkişilik Bölge Kurulu’na BİLDİRİLMESİNE,
6-Feragat yargılamanın ilk celsesinden sonra vuku bulduğundan Harçlar Kanunun 22. maddesi gereğince ¨54,40 karar ve ilam harcının 2/3’üne tekabül eden ¨36,26’nin peşin Yatırılan ¨44,40 peşin harçtan mahsubuna, fazla yatan ¨8,14 ‘nin talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
7-Davacının yaptığı yargılama giderinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
8-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafından peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu’nun 164/2 nci madde hükmü uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile 10 gün içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere borçlu şirket yetkilisi …..ve Borçlu şirket vekili …. ile Müdahiller …. Bankası vekili Av. ….., SGK vekili Av. …’nin yüzlerine karşı, bir kısım müdahiller vekillerinin yokluğunda oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.05/03/2020

Başkan ….
☪e-imzalıdır.☪
Üye ….
☪e-imzalıdır.☪
Üye …..
☪e-imzalıdır.☪
Kâtip ….
☪e-imzalıdır.☪
“İŞ BU EVRAK 5070 SAYILI ELEKTRONİK İMZA KANUNUNUN 5. MADDE UYARINCA GÜVENLİ ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, 22. MADDE UYARINCA DA ISLAK İMZA İLE İMZALANMAYACAKTIR.”