Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/953 E. 2019/1203 K. 13.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/953
KARAR NO : 2019/1203

DAVA : Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h))
DAVA TARİHİ : 10/12/2019
KARAR TARİHİ : 13/12/2019
KARAR YAZIM TARİHİ : 16/12/2019

Mahkememizde görülmekte olan Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h)) davasının dosya üzerinde yapılan incelemesi sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili tarafından mahkememize sunulan 10/12/2019 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde özetle;17/09/2014 yılında kurulan müvekkili …. Gıda İnş. San. Tic. Ltd. Şti. et sektörünün öncülerinden biri olmayı başarmış bir firma olduğunu, ülke genelinde 40 adet satış mağazası ile halka hizmete devam ettiğini, müvekkili şirketin “….” ünvanıyla her kesime hizmet vermeye ve ulaşmaya çalıştığını, müvekkili şirketin amacının ülkemize faydalı bir hizmet üreticisi olarak üretimine ve faaliyetine devam etmek ve çalışanlarıyla beraber sorunsuz işleyen ve katma değer üreten bir firma haline gelebilmek olduğunu, müvekkili şirketin Trakya bölgesine etkin bir şekilde hitap edebilmek adına 2018 yılında ticaret sicil kaydını Çerkezköy ilçesine götürdüğünü hatta burada Çerkezköy ….. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında konkordato talep ettiklerini, mahkemece geçici ve kesin mühlet kararı verildiğini, konkordato kesin mühlet süresi içerisinde, müvekkili şirket, konkordato projesini tasdik ettirmek adına tüm alacaklılar ile görüşme halinde iken ve henüz konkordato projesi alacaklılara dahi sunulamamış iken mahkemenin başka bir dosyasında emsal mahiyetteki İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi …. Hukuk Dairesi’nin …. Esas …. Karar sayılı kararı gerekçe gösterilerek her ne kadar dava tarihinde ticaret sicil merkezinin Çerkezköy olsa dahi şirketin muamele merkezinin İstanbul ilinde olması gerekçesiyle yani müvekkili şirketin ticari faaliyetlerinin yoğunluğunun …./… adresi olduğundan bahisle yetkisizlik kararı verildiğini ve davanın reddine karar verildiğini ve tedbirlerin kaldırıldığını, bu karar 09/12/2019 tarihinde kesinleştiğini, Çerkezköy Mahkemesi’nce geçici ve kesin mühlet süreleri verilip kesin mühlet süresinin sonunda henüz alacaklılar toplantısı yapılmamış iken vermiş olduğu bu yetkisizlik kararıyla şirket telafisi güç ve hatta imkansız zararlarla karşı karşıya kaldığını, gerek alacaklıların gerekse de müvekkili şirketin ortak menfaati konkordatonun devam etmesi en azından alacaklılar toplantısının yapılması olduğunu, aksi halde küçük bir alacaklı azınlık alacağına kavuşacak ancak alacaklıların büyük bir kısmı alacaklarına kavuşamayacağını, bu durum hem müvekkili şirketi hem de alacaklıların çoğunluğunun büyük bir mağduriyetine sebebiyet vereceğini, bu mağduriyetlerin önlenmesi amacıyla iş bu davayı açtıklarnı, müvekkili davacı şirketin et üretim ve satış yaptığı sektörde yüksek teknoloji ve yüksek kalite standartlarına uygun hizmet vermekte, çalışmalarının maliyetlerinin artması, döviz kurundaki dengesizlikler ve enflasyondaki artıştan olumsuz etkilendiğini ve işletme sermayesi bulmada güçlük yaşar hale geldiğini, banka borçları olmak üzere borç ödemelerinde temerrütler oluşması ve şirketin işletme sermayesi ihtiyacının artması nakit darboğazına girilmesine neden olduğunu, işletme sermayesi ihtiyacının çözülmesi halinde yüksek teknoloji ve yüksek kaliteye sahip hizmet faaliyetlerini devam ettirecek ve daha karlı duruma geleceğini, ancak hali hazırda İİK. 285 ve devamı maddelerinde değişen haliyle tanımlanan “Borçlarını, vadesi geldiği hâlde ödeyemeyen veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunma” durumunu gerçekleştiğini, kanun metnindeki düzenlemeden de anlaşılacağı üzere hem alacaklıların alacağına kavuşması hem de şirketin iflasının önlenip ticari hayatına devam edebilmesi konkordato taleplerinin kabulüne bağlı olduğunu, davacı şirketin, konkordato talebi ile amaçlanan belirli bir süre haciz ve muhafaza baskısı yaşamadan faaliyet göstermesinin sağlanması olduğunu, işletme yatırımlarını tamamlanmış, teknolojik gelişimlere uygun bir şekilde hizmet verdiğini, borçluların bir anda haciz ve muhafazaya başlaması halinde projelerinde somut verileri ile borçların ödenmesi imkanı kalmayacağını, yapılan yatırımlar heba olacağını hem alacaklılar hem de ülkemiz için olumsuz sonuçlar doğuracağını, konkordato taleplerinin kabul edilmesi halinde şirkete ortak olma görüşmeleri devam eden ortak adayları ile süreç başarılı sonuçlanabilecek ve sıcak para girişi sağlanmış olacağını, şirket sektöründeki faaliyetlerine devam edecek ve borçların belli bir vadede tasfiyesi sağlanabileceğini, ileriki yıllar içinde projelerinde ifade ettikleri sermaye artışları ile sabit kıymet takdir satışlarından elde edeceği gelirlerle borçları ödenebileceğini, Öncelikle müvekkili şirketin faaliyetine devam edebilmesi ve malvarlığının korunabilmesi İşin İcra ve İflas Kanunu’nun 287, 288., 294, ve 295. maddeleri gereğince; İİK..’nun 206/1 sırasındaki haklar hariç olmak üzere, 6183 sayılı Kanundan doğan vergi ve her türlü harç, ceza ile SGK alacakları (prim, idari para cezalan dahil) ile ilgili takipler dahil olmak üzere, hangi sebebe dayanırsa dayansın davacı müvekkil şirket aleyhine yeni takip yapılmamasını, haciz, ihtiyati haciz, e-haciz, ihtiyati tedbir, satış, muhafaza işlemleri uygulanmaması, evvelce yapılmış olan tüm takiplerin durdurulmasını, tedbir tarihinden sonra uygulanan haciz, ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbirlerin kaldırılmasını, davacı müvekkili şirket hakkında rehnin paraya çevrilmesi yoluyla yapılmış ve yapılacak tüm icra takiplerinde satışlarının durdurulması, rehinli menkullerin muhafazasının durdurulmasını, davacı müvekkili şirketin tüm kurumlar ve şirketler nezdindeki hak ve alacaklarının 3. kişilerce haciz, muhafaza ve tahsil edilmesinin önlenmesi ve evvelce yapılmış takiplerden üzerine haciz konulan hak ve alacaklar da dahil olmak üzere tüm hak ve alacaklarının davacı müvekkili şirkete ödenmesini, davacı müvekkili şirketin muhafaza altına alındığını ve alınacak emtia, taşıt, cihaz, leasing kapsamındaki makine ve diğer hak ve alacakların davacı müvekkili şirkete iadesini, davacı şirkete ait olup haczedilen araçların kayıtlarına konulan yakalama şerhlerinin kaldırılmasına dair ihtiyati tedbir kararı verilmesini, işbu karar tarihinden sonra alacaklı bankalarda müvekkili davacı şirkete ait hesaplara gelecek paralar ile ilgili, ilan tarihinden önce muaccel hale gelmiş kredi ve başkaca alacaklar için yapacakları rehin, takas uygulamalarının İİK 294. maddesi yollaması ile İİK’ nin 200.maddesinin 1, 2 ve 3. fıkrası kapsam ve şartlarında tedbiren durdurulmasını, müvekkili davacı şirketin bankalardaki hesaplarına yatırılan paralara bankalarca rehin veya takas hükmünde olmak üzere konulan ve uygulanan blokajların kaldırılmasına ve blokaja tabi tutulan bedellerin müvekkili davacı şirketin ilgili banka hesabına davacı şirketin kullanımına sunulmak üzere iadesine yönelik ihtiyati tedbir kararı verilmesini, davacı şirket tarafından banka ve finans kuruluşlarına tahsil, takas ve teminat olarak verilmiş olan çek, senet ve her türlü kıymetli evrakın Davacı şirkete iadesine dair ihtiyati tedbir kararı verilmesini, davacı müvekkili şirketin takip borçlusu olduğu takiplerde kendisi aleyhine veya 3. Şahıs konumunda oldukları takiplerde kendisine yönelik 89/1 haciz ihbarnameleri gönderilmesinin tedbiren önlenmesini, davacı müvekkili şirkete ait çeklerin arkasının karşılıksızdır olarak yazılmasının önlenmesi, senetlerin protesto edilmesinin önlenmesini, davacı müvekkili şirketin bankalar nezdindeki teminat mektuplarının nakde çevrilmesinin tedbiren durdurulmasını, zımnında yargılama neticesine kadar ihtiyati tedbir kararı verilmesini ve müvekkili şirkete komiser tayinine Davacı müvekkil şirketin konkordato talebinin kabulü ile, öncelikle İcra Ve İflas Kanunu’nun 287. maddesi gereğince 3 aylık geçici mühlet verilmesine ve gerekli görülmesi halinde işbu müddetin 2 ay daha uzatılmasına geçici İİK. 285. maddesi çerçevisinde geçici mühlet neticesinde İcra ve İflas Kanununun 289. maddesi gereğince bir yıllık kesin mühlet kararı verilmesine ve gerekli görülmesi halinde bu mühlet kararının 6 ay daha uzatılmasına, kesin mühlet kararının ilanına yargılama neticesinde İİK. 305. ve diğer maddeleri gereğince konkordatonun tasdikini, tasdik kararının ilanına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE
Dava, 7101 sayılı ile değişik İcra ve İflas Kanunun 285 ile devamı maddeleri uyarınca konkordato istemine ilişkindir.
Çerkezköy ….Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas ….. Karar sayılı dosyasının UYAP üzerinden gelen cevaba göree incelenmesinde; davacının aynı talepten dolayı 14/11/2018 tarihi itibari ile Çerkezköy …..Asliye Hukuk Mahkemesinin …. Esas ….. Karar sayılı dosyası ile dava açtığı,yine Bakırköy …..Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası ile dava açtığı anlaşılmıştır.
6100 sayılı HMK’nın 114/1-ı maddesinde; aynı davanın, daha önceden açılmış ve halen görülmekte olmaması (derdestlik) dava şartları arasında sayılmıştır. Derdest bir davada kesin hüküm oluşturulacak şekilde uyuşmazlık çözümlenebilecek ise ayrı bir dava açılmasında hukuki yarar da yoktur. Derdestlik bu yönüyle hukuki yarar bulunmamasıyla da ilgili olup, özünde unsur olarak hukuki yarar eksikliğini de içerir. Hukuki yarar HMK 114/1-h maddede dava şartı olarak düzenlenmiştir. Hukuki yararın varlığı için öncelikle davacının bir hakkı veya hukuki durumunun, güncel (halihazır) ve ciddi bir tehditle karşı karşıya olması gerekir. (HGK 2013/22-56 Esas, 2013/734 Karar).
Dava şartı olan derdestliğe konu ve sonraki davanın görülmesine engel derdest bir davadan söz edilebilmesi için aynı konuda açılmış başka bir davanın bulunması yeterli olmayıp esastan inceleme yapılıp taraflar arasındaki uyuşmazlığı kesin hüküm oluşturacak biçimde karar verilebilmesi mümkün olan bir davanın bulunması gerekir. Önce açılan davada, esastan inceleme yapılmasına engel olacak, hukuki yarar gibi bir dava şartı yokluğu halinde, sonra açılan davada esastan inceleme yapılıp hüküm verilmesi mümkündür. Diğer bir deyişle mevcut bir davaya rağmen sonraki davanın açılmasında hukuki yarar var ise, derdestliğe ilişkin dava şartı eksikliği bulunduğundan da söz edilemez.
Mahkememizce işbu dosya ile derdestlik itirazına konu Çerkezköy ….Asliye Hukuk Mahkemesinin 26/11/2019 tarihli …. Esas …. Karar sayılı dosyası birlikte değerlendirildiğinde, davanın taraflı ve konusunun aynı olduğu, daha önceden açılmış ve görülmekte olan bir davanın bulunduğu ancak yetkisizlik kararı verildiği bu kararın kesinleşmediği bunun yanında hali hazırda şirket hakkında zaten kesin mühlet kararı verilmiş olup aynı şirket hakkında geçici ya da kesin mühletin başka bir dosyada mükerrer şekilde verilme imkanının bulunmadığı anlaşılmakla söz konusu yetkisizlik kararı mevcut haliyle ilgili yetkili yer mahkemesine geldiğinde sürecin kesin mühlet olarak devamının asıl dosya üzerinden tartışılıp değerlendirilmesi gerektiğinden söz konusu dosya mevcut haliyle derdest olduğundan davanın HMK madde 114. 1/ı maddesi gereğince derdestlik dava şartı nedeniyle reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1-Davanın derdestliğe ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle HMK’nın 114/1(ı) ve 115/2 . Maddeleri uyarınca usulden REDDİNE,
2-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-Kullanılmayan gider avansının HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve …. sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile 10 gün içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi.13/12/2019

Başkan …
☪e-imzalıdır.☪
Üye …
☪e-imzalıdır.☪
Üye …
☪e-imzalıdır.☪
Kâtip ….
☪e-imzalıdır.☪

“İŞ BU EVRAK 5070 SAYILI ELEKTRONİK İMZA KANUNUNUN 5. MADDE UYARINCA GÜVENLİ ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, 22. MADDE UYARINCA DA ISLAK İMZA İLE İMZALANMAYACAKTIR.”