Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/945 E. 2021/441 K. 21.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/945 Esas
KARAR NO : 2021/441

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/12/2019
KARAR TARİHİ : 21/05/2021
K. YAZIM TARİHİ : 29/05/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; müvekkilinin, davalı şirketin % 40 oranında ortağı olduğunu, 19/06/2018 günü yapılan 2017 faaliyet yılına ait Olağan Genel Toplan- tısında tutanağın 7.maddesinde “yıllık karın % 10 ‘luk kısmının ortaklara temettü olarak dağıtılmasına” karar verildiğini, ancak müvekkiline her hangi bir ödeme yapılmadığını , söz konusu alacağın tahsili amacıyla davalı şirket aleyhine Silivri İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibine girişildiğini, davalının takibe ve borca itirazı üzerine takibin durduğunu beyanla itirazın iptali ile takibin devamını, davalı tarafın % 20 oranından az olmamak üzere icra/inkar tazminatı ile mahkumiyetini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; itiraz dilekçesinde de anlattıkları üzere, müvekkilinin davacıya her hangi bir borcu olmadığını, esasen davacının müvekkili şirkete borçlu olduğunu, kar payı alacağının davacının borcundan mahsup edildiğini, davacının borcunun halen kapanmadığını, yapılan takibin haksız itirazın ise yerinde olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.
Dava, İİK 67 md ne dayalı itirazın iptali ve icra inkar tazminatı talebine ilişkindir.
Silivri İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyanın tetkikinde; davacı/ alacaklı tarafından davalı/ borçlu aleyhine 19/09/2018 tarihli 2017 faaliyet yılı Olağan Genel Kurul Kararı gereğince dağıtılmasına karar verilen kar payı alacağı nedeniyle 8.101,81 TL AA + 1.285,52 TL işlemiş faizden ibaret toplam 9.387,33 TL nin tahsili istemiyle 18/04/2019 tarihinde ilamsız takibe girişildiği, ödeme emrini 24/04/2019 tarihinde tebellüğ eden borçlunun 30/04/2019 tarihinde vekili aracılığıyla (süresi içinde ) ibraz ettiği dilekçe ile ” Alacaklı olduğunu iddia eden …’e karşı müvekkil şirketin herhangi bir borcu bulunmamakla birlikte müvekkil firma …’ten alacaklı durumdadır. Zira Ortaklar Cari hesabında borçlu görünen …’ün Kar Payı alacağı Ortaklar Cari hesabındaki borcundan düşülmüş ancak …’ün Şirkete olan borcu halen kapanmamıştır.Kaldı ki, …’ün kar payı alacağına uygulamış olduğu faizin oranı ve başlangıç tarihi de hatalı olup; tüm bu nedenlerle takibe, borca, borcun tüm ferilerine, asıl alacağa, faize, faiz oranına, vekalet ücretine ve diğer tüm alacak kalemlerine itiraz ediyoruz.” diyerek borca , faize, faiz oranına ve tüm ferilerine itiraz ettiği, İİK 66 md gereğince İcra Müdürlüğü’nce takibin durdurulmasına karar verildiği, itiraz dilekçesinin alacaklı tarafa tebliğ edilmediği, alacaklı vekilinin yasal süre içinde mahkememize müracaatla iş bu davayı ikame ettiği anlaşılmıştır.
Dava konusu uyuşmazlık; davacının dava ve takip konusu kar payı nedeniyle davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacağın varlığı ve miktarı ile icra-inkar tazminatı koşullarının oluşup oluşmadığı hususunda toplanmaktadır.
SMMM Bilirkişi … ve Ekonomi Uzmanı … tarafından yapılan inceleme sonucu düzenlenen raporda:
”Davalı şirketin 19/06/2018 tarihinde yapılan 2017 yılma ilişkin Olağan Genel Kurul Toplantısı’nda, 2017 yılı kârının %10’luk kısmının dağıtılması kararı alındığı, davacının talep edebileceği hissesine düşen kâr payının 8.269,55 TL olarak hesaplandığı, davacı yan dava konusu icra takibinde 8.101,81 TL’nin tahsilini talep ettiğinden, taleple bağlılık esası gereğince davacı talebinin uygun olduğu, davalının iddiasının, davacının bir takım şahsi harcamalar yaptığı bu nedenle şirkete borcunun bulunduğu, bu borcun doğan kar payı alacağından mahsup edilmesi gerektiği ancak ticari defter kayıtlan ile TTK. m. 625 hükmü dikkate alındığında davalının iddiasının ispata muhtaç olduğu, bu bakımdan dava konusu alacak oranında davacının alacaklı olduğunun kabul edilmesi gerektiği, icra inkar tazminatı talep etme şartlarının da oluştuğu” hususu belirtilmiştir.
Davacı taraf, davalı şirkette % 40 hisse payına sahip olup davalı şirketin 2017 Olağan Genel Kurulu’nda yıllık kârın %10’unun ortaklara temettü olarak dağıtılmasının kararlaştırıldığı halde kâr payından hissesine düşen payı alamadığını iddia etmektedir.
Davalı tarafça davacının şahsi harcamalarından kaynaklanan şirkete olan borcu nedeniyle kâr payının bu borca mahsup edildiği iddiasıyla davanın reddi talep edilmiştir.
Davacının davalı şirkette %40 hissesinin olduğu ve 19/06/2018 tarihinde yapılan 2017 yılına ilişkin Olağan Genel Kurulu toplantısında yıllık kârın %10’u kısmının ortaklara temettü olarak dağıtılacağının kararlaştırıldığı ve davalıya bu kapsamda kâr payı ödenmediği hususunda herhangi bir uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Davalı tarafça şahsi harcamalardan kaynaklı alacak iddiasıyla davacı aleyhine takip başlatılmış ise de; bu takibin davacının davalı şirkete başlattığı takipten sonra başlatılması, davalı tarafın alacak iddialarının 2012-2016 yılları arasındaki olaylara bağlanmasına rağmen davacının takip tarihine kadar herhangi bir talepte bulunulmaması, davacının şahsi harcamaları olduğu iddia edilen harcamaların şirket kayıtlarına kaydedilmesi ve davacının şahsi harcamaları olduğunu kanıtlayacak yeterlilikte belge sunulmaması karşısında davacının kâr payının ödenmemesini haklı kılacak delil sunulmadığı kabul edilmiş ve Olağan Genel Kurulu toplantısı gereği kâr payı dağıtılması kararlaştırıldığından ve şirketin kurumlar vergisi beyannamesinde beyan ettiği deliline dayanarak hazırlanan tekniğine uygun şekilde düzenlenmiş bilirkişi raporu ile tespit edilen alacak miktarı oranında davacının davalıdan kâr payı alacağı olduğu ve bunun haksız şekilde ödenmediği kabul edilmiş, bu nedenle itirazın iptaline ve likit alacak olması nedeniyle icra-inkâr tazminatına hükmedilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜNE,
Davalının Silivri İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasında yapmış olduğu itirazının 8.101,81 TL asıl alacak yönünden takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanmak suretiyle iptaline, TAKİBİN DEVAMINA,
2-Toplam alacağın % 20’si üzerinden hesap edilen 1.620,36 TL icra inkâr tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,

2- Harçlar Kanunu gereğince tahsili gereken 553,43 TL karar ve ilam harcından mahkeme veznesine yatırılan 91,42 TL peşin/ nispi harç ile icra veznesine yatırılan 46,94 TL harcın mahsubu sonucu bakiye 415,07 TL karar harcının davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 44,40 TL başvuru harcı + 91,42 TL peşin nispi harç + 6,40 vekalet harcından ibaret toplam 142,22 TL harcın davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine,

3-a.) Davacı tarafından sarf olunan (2.000,00 TL bilirkişi ücreti + 113,00 TL posta/tebligat/ müzekkereden ibaret) 2.113,00 TL yargılama giderinin davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine,
b.) Davalı tarafça sarf olunan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar tesisine yer olmadığına,
c.) Sarf olunmayan gider/delil avansının karar kesinleştikten sonra ilgilisine iadesine,

4-6235 sayılı Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesinin 13. fıkrası uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve yargılama giderinden sayılan Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davalıdan tahsili ile Hazineye İRAT KAYDINA,

5-Kendisini vekil ile temsil ettiren davacı lehine hüküm altına alınan dava değerine göre yü- rürlükte bulunan Av. Kan. ve AAÜT gereğince takdir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin dava- lıdan tahsil edilerek davacı tarafa ödenmesine dair,

Davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı 5235 Sayılı Kanun’un geçici 2. Md göre Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmi Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla 6100 sayılı Hukuk Mahkemeleri Kanunu’nun 341 ila 360. madde hükümleri gereğince mahkememize veya aynı sıfatta başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/05/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır