Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/936 E. 2020/791 K. 27.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/936 Esas
KARAR NO : 2020/791

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/12/2019
KARAR TARİHİ : 27/11/2020
K. YAZIM TARİHİ : 02/12/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; dava dışı …… Adi Ortaklığı tarafından müvekkilinin emrine çekler düzenlediğini, vadesinde ibrazında çeklerin karşılıksız çıktığını, çek bedellerinin banka sorumluluk miktarına isabet eden kısmının ödenmesi talep edildiğinde davalı banka tarafından ” keşideci şirketin adi ortaklık olması nedeniyle çekin iki imza ile düzenlenmesi gerektiği” gerekçesiyle reddedildiğini, bankanın yasal sorumluluk miktarı gereken tuta- rın cebri icra yoluyla tahsili amacıyla Bakırköy ….. İcra Müdürlüğü’nün ….. Esas sayılı dosyaları üzerinden takibe girişildiğini,davalının takibe ve borca itirazı üzerine takibin durduğunu beyanla itirazın iptali ile takibin devamını, davalı tarafın % 20 oranından az olma- mak üzere icra/inkar tazminatı ile mahkumiyetini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; keşideciye ait adi ortaklık sözleşmesinde birlikte sevk ve idare yetkisi bulunduğundan, çek tanzim edilirken adi ortaklığın müşterek imza ile temsil edil- mesi gerektiğini,bu nedenle çekin geçersiz olduğunu,6273 s.y. ile değişik 5941 s.y. gereğince yürür- lükten kalkan 3167 sayılı yasada olduğu gibi banka sorumluluk bedelinin talep edilebilmesi için çek aslının ibrazının gerektiğini, davacının önce bankaya başvurmaksızın elindeki çek fotokopisi ile işlem yapmaya çalıştığını ,davacı talebinin hukuka aykırı olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.
Dava, İİK 67 md ne dayalı itirazın iptali ve icra inkar tazminatı talebine ilişkindir.
Bakırköy ……. İcra Müdürlüğü’nün …… Esas sayılı dosyaların tetkikinde;davacı alacaklı tarafından karşılıksız çıkan çek bedellerinin banka sorumluluk miktarına isabet eden kısmının ödenmesi amacıyla davalı banka aleyhine ,
– 06/01/2017 tanzim ve vade tarihli çek ile ilgili olarak 1.410,00 TL AA + 571,66 TL faizden ibaret toplam 1.981,66 TL alacak için ….. Esas,
– 31/01/2017 tanzim ve vade tarihli çek ile ilgili olarak 1.410,00 TL AA + 562,12 TL faizden ibaret toplam 1.972,12 TL alacak için …. Esas,
– 06/02/2017 tanzim ve vade tarihli çek ile ilgili olarak 1.410,00 TL AA + 559,83 TL faizden ibaret toplam 1.969,83 TL alacak için ……. Esas sayılı dosyalar üzerinden icra takibine giri- şildiği, davalı/borçlunun itirazı üzerine iş bu davanın ikame olunduğu anlaşılmıştır.
Dava konusu uyuşmazlık; davacının dava konusu çekler nedeniyle ve bankanın yasal sorum- luluğu kapsamında,davalıdan alacaklı olup olmadığı, tahsili gereken alacak miktarının ne olduğu, icra- inkar tazminatı koşullarının oluşup oluşmadığı hususunda toplanmaktadır.
Tarafların ticaret sicil kayıtları, çek örnekleri vs deliller toplanmış, taraflar arasındaki ihtilafın çözümü noktasında bilirkişi incelemesine karar verilmiştir.
Mahkememizce verilen ara karar gereğince bilirkişi olarak atanan banka Emekli Mü- fettişi ……. tarafından düzenlenen 16/10/2020 tarihli tarihli raporda özetle;
‘Davacı, davaya konu çeklerin 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun aradığı tüm şekil şartlarının mev- cut olduğunu ve davalı banka tarafından ödenmesi gerektiği halde ödenmediği için icra takibi başlattığını iddia etmiş ise de; incelenen Adi Ortaklık sözleşmesinde ortaklığın birlikte sevk ve idare edileceği hususunun hükme bağlandığı ,dava konusu çeklerin adi ortaklığın hesabına tanımlı olmasına ve her her iki ortağın imzası ile ke- şide edilmesi gerekmesine rağmen , sadece bir ortağın imzası ile düzenlediği, diğer adi ortağın imzasının bu- lunmadığı, zorunlu unsur olan “imza” unsurunu içermeyen çek yaprağının TTK ve bankacılık mevzuatı anlamında “çek sayılamayacağı”
Diğer yandan takastan ibraz edilen çeklerle ilgili olarak 5941 sayılı Çek Kanunu” nun B. Maddesinin 4. Fıkrasında “Takas odaları aracılığıyla ibraz edilmiş çekler için, 3 üncü maddenin üçüncü fıkrasında belirlenen sorumluluk miktarı dâhil, kısmi ödeme yapılmaz ”denildiği, ancak somut olayda, çek asıllarının fiilen bankaya ibraz edilmeksizin doğrudan doğruya icra yoluna başvurulduğu, 
Belirtilen sebeplerle davalı bankanın itirazının yerinde olduğu” hususu belirtilmiştir.
Toplanan deliller ile dosyadaki bilgi ve belgelere göre yapılan yargılama sonunda ; dava ve takip konusu çeklerin ….. Üçer Adi Ortaklığının hesabına tanımlı olduğu ve adi ortaklık sözleşmesinde ortaklığın birlikte sevk ve idare edileceği hususunun hükme bağlandığı ,ortaklardan sadece birinin imzasını içeren ve diğer ortağın imzası bulunmayan çeklerin TTK anlamında “çek” olarak kabul edilemeyeceği, diğer yandan çek asıllarının da ibraz edilmediği, TTK ve bankacılık mevzuatı gereğince, davacının banka sorumluluk miktarına dayalı alacak talep edemeyeceği gözetilerek yasal dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmiş, aşağıdaki şekil de hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1-DAVANIN REDDİNE,
2-Yasal şartlar oluşmadığından davalı lehine kötü niyet tazminatı takdirine yer olmadığına
3- Harçlar Kanunu’na göre hesaplanan ve tahsili gereken 54,40 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 127,93 TL nispi harçtan mahsup edilerek Hazine’ye irat kaydına, bakiye 73,53 TL harcın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4- Davacı tarafından sarf olunan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafça sarf olunan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Sarf olunmayan gider/delil avanslarının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
5- Kendisini vekil ile temsil ettiren davalı lehine yürürlükte bulunan AAÜT ve Av.K gereğince taktir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalı tarafa ödenmesine dair,

5235 sayılı Kanun’un geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ilâ 360. md hükümleri gereğince,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin karşı verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı. 27/11/2020
Katip …

Hakim …