Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/916 E. 2020/74 K. 30.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK
ESAS NO : 2019/916
KARAR NO : 2020/74

DAVA : İflas (Kambiyo Senetlerine Mahsus Takipten Doğan İflas (İİK 173))
DAVA TARİHİ : 27/11/2019
KARAR TARİHİ : 30/01/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 05/02/2020

Mahkememizde görülmekte olan İflas (Kambiyo Senetlerine Mahsus Takipten Doğan İflas (İİK 173)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili Bakırköy Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine vermiş olduğu 27/11/2019 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde;Müvekkili … davalı borçlu tarafından keşide edilen 10/10/2019 tarih ve ¨160.000.00 ve yine 05/10/2019 keşide tarihli ¨113.000,00 bedelli iki adet çeki ciro yolu ile iktisap ettiğini, her iki çek süresi içerisinde ibraz edilmiş ve çeklerin karşılığının bulunmadığı çekin arkasına şerh edildiği gibi bankaca garanti edilen bedel de alınmadığını, çeklerin ödenmesi yönünde yapılan girişimlerin sonuçsuz kalması üzerine her iki çek bakımından İstanbul …. İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı dosyası üzerinden tüm çek borçluları bakımından İİKnın 176/b-1 hükmü dairesinde iflas yolu ile takibin başladığını, davalarının davalısı borçlusu vekili aracılığıyla süresi içerisinde icra dairesine yetki itirazı ile borçlu bulunmadıkları yönünde itirazlarını sunduklarını, davalı borçlu vekili, takibe karşı ilkin yetki itirazında bulunduğunu ve müvekkili şirketinin ticari merkezinin “…. Cad. No:….. Küçükçekmece/İSTANBUL” olduğundan bahisle yetkili icra dairesinin Küçükçekmece İcra Müdürlüğü olduğunu bildirdiğini, ancak bu itirazın yerinde olmadığını, davalı tarafın yetkiye yönelik itirazı yerinde olmayıp, kaldırılması gerektiğini,müvekkilinin kambiyo senedini ciro yolu ile iktisap etmiş olup, 6102 sayılı TTKnın 790.maddesi uyarınca hak sahibi ve hamili olduğunu, davalı tarafın diğer diğer cirantalarla arasında mevcut hukuki ilişkinden doğan defi ve itirazların müvekkiline karşı ileri sürülmesi 6102 sayılı TTKnın 818 maddesinin 1 fıkrasının (e) bendi uyarınca mümkün olmayacağını, bu nedenle davalı borçlunun borca itirazının yerinde olmadığını, borçlu itirazında imza inkarında da bulunduğunu, bu nedenle İİK ve 6100 sayılı HMKnın 208-211 maddeleri uyarınca inceleme yapılması gerektiğini, bu nedenlerle İstanbul ….. İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı dosyasının celbini, borçlu şirketin İstanbul Ticaret sicil müdürlüğünün … nolu sicil dosyasının celbini, yargılamanın icrasıyla borçlu şirketin İstanbul …. İcra Müdürlüğünün….. esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın kaldırılmasını, davalı şirketin iflasına karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA;
Davalıya usule uygun tebligat çıkarılarak dava dilekçesinin tebliği sağlanmış ise de, davaya herhangi bir cevap verilmediği anlaşılmıştır.
DELİLLER ve GEREKÇE :
Dava; İİK.nun 173 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılmış kambiyo senetlerine özgü takibe dayalı kesinleşmiş iflâs yoluyla takipten dolayı takip borçlusu davalının iflâsı istemine ilişkindir.
HMK’nın 114/1 nci maddesinde dava şartları tahdidi olarak sayıldıktan sonra anılan maddenin ikinci fıkrasında da “Diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır.” hükmü ile diğer kanunlarda dava şartlarına ilişkin düzenlemelerinde dikkate alınması gerekliliğine vurgu yapılmıştır.
Sözü geçen Kanun’un 115 nci maddesi hükmü de “Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler.
(2) Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.” şeklinde olup buna göre Mahkeme’nin dava şartı noksanlığı hâlinde yapacağı işlemler düzenlenmiştir.
İİK’nın 171 ve devamı maddelerinde iflas yoluyla takibin koşulları belirlenmiştir.Yine anılan Kanun’un 173 ncü maddesinde “Borçlu beş gün içinde borcu ödemez, itiraz veya şikayette de bulunmazsa,alacaklı, bu durumu tevsik eden ödeme emri nüshası ile ticaret mahkemesinden borçlunun iflasına karar verilmesini istiyebilir.” şeklinde olup iflas yoluyla takip yapan alacaklının borcun ödenmemesi halinde takip borçlusunun iflasının istenebileceği düzenlenmiştir.
Davacı,yargılama sırasında iflas yoluyla takip talebini İİK’nın 43/2 nci maddesi uyarınca kambiyo senetlerine özgü haciz yoluna çevirmiştir.
Tüm bu belirlemeler ışığında somut olay değerlendirildiğinde;davacı vekili, davalı,hakkında kambiyo senetlerine özgü iflas yolu ile yapılan takibe borçlunun itiraz etmemesi üzerine takibin kesinleştiğini,bu nedenle takip borçlusunun İİK’nın 173 ncü maddesi uyarınca iflasına karar verilmesi istemi ile huzurdaki davayı açmış ise de,davacı,takip alacaklısının yargılama sırasında,iflas yoluyla takip talebinden vazgeçerek takip yolunu kambiyo senetlerine özgü haciz yoluna çevirdiği,İİK’nın 173 ncü maddesi uyarınca iflas yargılamasının yapılabilmesi için ortada devam eden bir iflas yoluyla takibin varlığı gerekli olup bu husus dava şartı olduğu anlaşıldığından davanın iflas yoluyla takip dava şartı noksanlığı nedeniyle HMK’nın 114/2 ve 115/2 nci maddeleri uyarınca usulden reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Davacı vekilinin iflas yolu ile takip talebini, haciz yoluyla takip talebi ile değiştirdiği anlaşıldığından davanın takip yoluna ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle HMK’nun 114/2.ve 115/2. Maddeleri uyarınca USULDEN REDDİNE,
2-Alınması gereken ¨54,40 harçtan peşin alınan ¨44,40 harcın mahsubu ile bakiye ¨10,00 harcın davacıdan tahsili ile hazineye İRAT KAYDINA,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre hesap edilen ¨3.400,00 ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya VERİLMESİNE,
5-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu’nun 164/2 nci madde hükmü uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile 10 gün içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yokluğunda davalı vekilinin yüzüne karşı oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı.30/01/2020

Başkan …
☪e-imzalıdır.☪
Üye …
☪e-imzalıdır.☪
Üye …
☪e-imzalıdır.☪
Kâtip …
☪e-imzalıdır.☪

“İŞ BU EVRAK 5070 SAYILI ELEKTRONİK İMZA KANUNUNUN 5. MADDE UYARINCA GÜVENLİ ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, 22. MADDE UYARINCA DA ISLAK İMZA İLE İMZALANMAYACAKTIR.”