Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/908 E. 2020/466 K. 04.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/908 Esas
KARAR NO : 2020/466

DAVA : Haksız Rekabetin Tespiti, Önlenmesi
DAVA TARİHİ : 29/12/2017
KARAR TARİHİ : 04/09/2020
G.K.YAZIM TARİHİ : 10/09/2020
Mahkememizde görülmekte olan Haksız Rekabetin Tespiti, Önlenmesi davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, müvekkili davacının Çin’de özel olarak üretilen bambudan yapılmış ev gereç- lerini “….” markası altında satışa sunduğunu,davalı …’ın e-ticaret sitelerine gön- derilen malları depoloyan dava dışı “….” firmasında sigortalı çalıştığını, bu sırada ürün- lerin temini ve fiyatları hakkında geniş bilgiye sahip olduğunu,davalı şirkette çalışmaya başladıktan sonra davalı şirketin birden bire bambu ürünlerinin ticaretini yapmaya başladığını,ürünlerin aynı/çok benzeri olması yanında davalı şirketin, müvekkil şirketin ürünleriyle karıştırılmaya yol açacak başkaca haksız rekabet teşkil eden eylemlerinin de bulunduğunu,davalı şirketin müvekkili şirketin ürünlerini fikren takip ettiğini ve hukuka aykırı şekilde rekabet ettiğini beyanla TTK.’nın 56/1-a ve b md. Ge- reğince müvekkili şirketle haksız rekabet teşkil eden eylemlerinin tespitini ve önlenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, her iki şirketin Çin’den ithalat yapan, her iki şirketin de üretim ve tasarım aşaması olmayan toptancı olduğunu,davacı şirketin 2011 yılında kurulduğunu, (ABD menşeili bambu şirketinin konsept ve logosunu birebir kopyaladığını), müvekkili şirketin ise 1986 yılında kurulduğu- nu, davalı ile rakip ve eşdeğer olamayacağını,bu türe ilişkin mutfak ve eşyalarının 2000’li yıllarda Çin’de üretime başlandığını, bütün dünyada ve ülkemizde kullanılmaya başlandığını, markalarının TPE nezdinde tescilli olduğunu, haksız rekabettin söz konusu olmadığını,markanın hükümsüzlüğüne ilişkin davanın devam ettiğini, davalı …’ın müvekkili Kosova şirketinde çalışmaya baş- ladığını ancak hiçbir zaman davacı şirkette çalışmadığını, açılan davanın kütü niyetli olduğunu be- yanla davanın reddini talep etmiştir.
Dava, TTK.’nın 56/1-a ve b md.ne dayalı haksız rekabet teşkil eden eylemlerinin tespiti ve önlenmesi talebine ilişkindir.
Davacı taraf her ne kadar iş bu davayı ikame etmiş ise de ,davacının yetkili vekili Av. …’in UYAP ortamından gönderdiği 03/09/2020 tarihli dilekçesi ile davadan feragat ettiği ve masraf ve vekalet ücreti talep etmediklerini” bildirdiği adı geçen vekilin vekaletnamesinde “davadan feragat”a ilişkin özel yetkinin bulunduğu, HMK 307. md. gereğince feragatın davayı sona erdiren taraf işlemlerinden olduğu ve mahkemenin veya karşı tarafın kabulüne bağlı olmaksızın kesin hükmün sonuçlarını doğurduğu , davalılar vekili Av. …’ın da 04/09/2020 tarihli dilekçesi ile “ta- raflar arasında anlaşmaya varıldığını, davacının feragati üzerine kendilerinin de yargılama gideri ve vekalet ücretine ilişkin taleplerinin bulunmadığını” beyan ettiği hususu gözetilerek vaki feragat nedeniyle davanın reddine karar verilip aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1- Vaki feragat nedeniyle DAVANIN REDDİNE,

2- Harçlar Kanunu’na göre hesaplanan ve tahsili gereken 54,40 TL karar ilam harcından peşin alınan 31.40 TL harcın mahsubu sonucu bakiye 23.00 TL harcın davacıdan tahsil edilerek Hazine’ye irat kaydına,

3- Davacı tarafça sarf olunan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafça sarf olunmuş yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar tesisine yer olmadığına,
Sarf olunmayan gider/delil avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine.

4-Talep bulunmadığından kendisini vekil ile temsil ettiren davacılar ve davalı taraf lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair,

5235 sayılı Kanun’un geçici 2’nci md göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ilâ 360’ncı md hükümleri gereğince,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere tarafların yokluğunda dosya üzerinde verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 04/09/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır