Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/889 E. 2021/875 K. 07.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/889
KARAR NO : 2021/875

DAVA : Banka Teminat Mektubunun İadesi Ve Depo Edilmesi (Depo Edilmesi İstemli)
DAVA TARİHİ : 19/11/2019
KARAR TARİHİ : 07/10/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 05/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Banka Teminat Mektubunun İadesi Ve Depo Edilmesi (Depo Edilmesi İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekilinin, Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesinde açtığı davaya sunduğu 19.11.2019 harç tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı arasında 19.01.2016 tarihli ihale sözleşmesi imzalandığını, sözleşmenin 15.09.2018 tarihinde sonlandığını, süre sonunda yeni bir sözleşme yapılmadığını ancak süre uzatımı yapılarak aynı şartlarda davalıya hizmet verilmeye devam edildiğini, sözleşme devam ederken davalının 01.04.2019 tarihli ihtarnamesiyle sözleşmeyi tek taraflı olarak feshettiğini, müvekkilinin tüm sözleşme uyarınca edimlerini yerine getirdiğini ve kesin hakkedişin 31.03.2019 tarihinde yapıldığını, 26.03.2019 tarihli protokol ile sona erdirilen sözleşmenin gereklerinin nasıl yerine getirileceğinin belirlendiğini, protokolün 6. Mad. ile “fesih sebebi ile söz konusu işe ait …..’de mevcut teminat mektuplarının usulüne uygun davacıya iade edileceğinin” kararlaştırıldığını, davalının teminat mektuplarını iadeden kaçındığını, davaya konu teminat mektuplarının … bank’a ait 14.03.2019 tarihli ….nolu ¨197.726,00 bedelli ve … Bankası 18.01.2016 tarihli … nolu ¨660.000,00 bedelli teminat mektupları olduğunu, davalının sözleşme 38. Mad. B bendini gerekçe göstererek teminat mektuplarını iade etmediğini, davalının gerekçe gösterdiği sözleşme hakkında muvazaa tespiti yapıldığını, sözleşmenin geçersiz olduğunu, müvekkilinin sözleşmeye uygun olarak işleri yaptığı dönemde işçilerden 4’nün Bakırköy … İş Mahkemesi ..,..,..,… E. Sayılı dosyaları ile işe iade davası açtığını, işçilerin davalı hakkında SGK’ya şikayette bulunduğunu, şikayetin konusunun müvekkili şirkette çalışan işçilerin, esasında davalının işçisi kabul edilmesi gerektiği ve davalı ile davalı arasındaki sözleşmenin geçersiz olduğunu, iş müfettişi … tarafından düzenlenen raporda davalı ile davalı arasındaki iş ilişkisinin geçersiz olduğu ve işçilerin davalı işçisi olması gerektiğinin rapor edildiğini, davalının rapora uyacağını belirterek raporu kabul ettiğini, müvekkilinin iş ilişkisini sona erdirdiğini ve müvekkilinin de sigortalı olan işçileri kendi bünyesinde sigortalı olarak çalıştırmaya başladığını, taraflar arasındaki ihale sözleşmesinin muvazaalı ve geçersiz olduğunu, geriye dönük olarak ihale sözleşmesi gerekçe gösterilerek, teminat mektuplarının iade edilmemesinin hukuka aykırı olduğunu, iş müfettişi raporunun yanında Bakırköy … İş Mahkemesi … ve … E. Sayılı dosyalarında açılan işe iade davalarında işçilerin ….. işçisi olduğunun kabul edildiğini ve ihale sözleşmesinin geçersiz olduğuna karar verildiğini, 26.03.2019 tarihli protokolde tarafların iradelerinin açık ve net olduğunu, teminat mektuplarının iadesinin hiçbir koşula bağlanmadan müvekkiline iadesinin kararlaştırıldığını, Neticede; müvekkili tarafından davalıya verilen …bank’a ait 14.03.2019 tarihli … nolu ¨197.726,00 bedelli ve … Bankası 18.01.2016 tarihli … nolu ¨660.000,00 bedelli teminat mektuplarının müvekkiline iadesi, teminat mektuplarının iade edilmesi gereken 11.09.2019 tarihinden dava tarihine kadar banklara ödenen ¨3.616,05 teminat mektubu komisyonunu ticari avans faizi ile müvekkiline ödenmesi, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesi talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekilinin 20.12.2019 tarihli cevap dilekçesinde özetle; “Müvekkili ile davacı arasında 19.01.2016 tarihinde ihale sözleşmesi akdedildiğini, müvekkilinin 01.04.2019 tarihinde sözleşmeyi feshettiğini, sözleşeme gereği tüm bedellerin davacıya ödendiğini, taraflar arasında düzenlenen 26.03.2019 tarihli protokolün 6 mad. Göre “fesih sebebiyle söz konusu işe ait …..’de mevcut teminat mektuplarının usulüne uygun yükleniciye iade edilecektir” hükmü olduğunu, usulüne uygun kelimesinden kastın teminat mektuplarının verilme sebebi olan 19.01.2016 tarihli sözleşmedeki usul ve esaslar olduğunu, sözleşme 38 mad. gereği sözleşmeye istinaden çalıştırılan personellerin açacakları her türlü davada ….. aleyhine hükmedilecek her türlü bedelin yüklenici sorumluluğunda olduğunu, bu bedellerin öncelikle teminat mektuplarından karşılanacağının, yetmemesi halinde davacının ödeme yapacağını, Bu kapsamda işçiler tarafından açılan henüz ödeme aşamasında olmayan 11 tane dava olduğunu, bu davaların ;
Bakırköy .. İş Mahk. … E. Kararlı dosya
Bakırköy .. .İş Mahk. … E. Kararlı dosya
Bakırköy .. İş Mahk. … E. Kararlı dosya
Bakırköy … İş Mahk. … E. Kararlı dosya
Bakırköy … İş Mahk. … E. Kararlı dosya
Bakırköy .. İş Mahk. … E. Derdest
Bakırköy . İş Mahk. … E. Derdest
Bakırköy .. İş Mahk. … E. Derdest
Bakırköy .. İş Mahk. … E. Derdest
Bakırköy .. İş Mahk. … E. Derdest
Bakırköy .. İş Mahk. … E. Derdest olduğunu, daha önce davalı ile yapılan sözleşme kapsamında çalışan işçilerin Bakırköy … İş Mahkemesi … E., Bakırköy … İş Mahkemesi … E. Bakırköy .. İş Mahkemesi … E. Sayılı dosyalarda verilen karar gereğince davacı tarafından ödemelerin yapıldığını, davacının ileri sürdüğü muvazaa iddiasının yerinde olmadığını, iki tarafı da tacir olan bir sözleşme ve bu sözleşmeye göre yerine getirilen bir hizmetin söz konusu olduğunu, Neticede; davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava,banka teminat mektubunun iadesi ile davacı tarafından ödenen komisyon bedelinin tahsili ilişkindir.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Bilirkişi kurulu olan Prof. Dr. …, … ve …’in 31/05/2021 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle ; Sayın Mahkeme tarafından yapılan görevlendirme çerçevesinde, taraflarca ibraz edilen ticari defterlerin usulüne uygun bir şekilde açılış tasdiklerinin yaptırıldığını, ticari defter kayıtlarının birbirini teyit eder şekilde tutulduğunu, ticari defterlerinin taraflar lehine delil olma niteliğinin Mahkemenin takdirinde olduğunu, taraflar arasındaki 19.01.2016 tarihli ve 26.03.2019 tarihli sözleşmelere göre davacı tarafa düşen ve teminat mektuplarıyla güvence altına alınan risklerin devam etmesi sebebiyle, dava konusu teminat mektuplarının iadesi koşullarının oluşmadığını, Mahkemenin takdirinin iade koşullarının oluştuğu yönünde olması halinde, davacı tarafından 11.09.2019-19.11.2019 tarihleri arasında her iki teminat mektubu için ¨1.017,30 + ¨ 2.598,75 = ¨3.616,05 komisyon ödendiğini, bildirmişlerdir.
Somut olayda uyuşmazlık,taraflar arasında imzalanan sözleşme ve bu sözleşmenin tasfiyesi niteliğindeki protokol uyarınca,davalı iş sahibine verilen teminat mektuplarının iadesi koşullarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Teminat mektubu sözleşmesi garanti veren (banka) ile muhatap (iş sahibi) arasında yapılır. Ancak bu ilişki esasen lehtarın talebi üzerine ve onun tarafından sağlanan koşullar altında kurulur. Lehtar önce iş sahibi/muhatap ile anlaşarak işi üstlenir (ihale, sözleşme vs.) sonra banka ile anlaşarak teminat mektubu verilmesini sağlar. Bunun için banka ile sözleşme imzalar, gerekli kontrgarantileri verir ve teminat mektubu için komisyon ve masraf öder.
Teminat mektubunu veren bankanın muhataba karşı taahhüdünün, esas sözleşmeden ve bu sözleşmenin taraflarından tamamen ayrı ve bağımsız bir taahhüt olduğu kabul edilmekte ve teminat mektupları genellikle garanti sözleşmesi olarak nitelendirilmektedir. 13.12.1967 tarihli 1966/16 E., 1967/17 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı da teminat mektuplarının üçüncü kişinin fiilini taahhüt niteliğinde olduğunu belirtmektedir. Üçüncü kişinin fiilini taahhüt garanti sözleşmesinin özel bir türüdür.
Garanti sözleşmesi, garanti verenin, garanti alanın bir teşebbüse girişmesinden veya bir borç ilişkisine girdiği üçüncü kişinin borcunu ifa etmemesinden doğacak zarar tehlikesini üstlendiği sözleşme olarak tanımlanmaktadır. (Haluk Tandoğan, Özel Borç İlişkileri, s.809) Garanti sözleşmelerine üçüncü kişinin fiilini üstlenmeyi düzenleyen TBK m.128 uygulanacaktır.
Teminat mektubunun iadesi lehtar ile muhatap arasındaki borç ilişkisinin ifa veya diğer sebeplerle tamamen sona ermesine bağlıdır. Teminat mektubunun iadesinde muhatabın doğrudan ve derdest riskleri dikkate alınmalıdır. Teminat mektubunun lehtarı, muhataba karşı üstlendiği işten kaynaklanan borç ve yükümlülüklerini hiç veya gerektiği şekilde yerine getirmezse teminat mektubu iade edilmez, gerektiğinde tazmin edilir. Bu riskler eksik ifa, ayıplı ifa, üst işveren sıfatıyla sorumluluk, lehtarın kamu borçlarından sorumluluk vs. olabilir.
Teminat mektubu ile güvence altına alınan işin lehtar tarafından tamamen yapılması ve teminat mektubu ile güvence altına alınan risklerin tamamen ortadan kalkması halinde mektup iade edilir. İade koşulları oluştuğu halde teminat mektubunu iade etmeyen muhatap ve banka, başta mektup komisyon ve masrafları olmak üzere lehtarın bu yüzden uğradığı zararı tazmin etmelidirler.
Yargıtay’ın konuyla ilgili içtihatları teminat mektubunun iadesi koşullarının lehtar ile muhatap arasındaki sözleşmeye göre belirleneceği ve iade için lehtarın muhataba borcunun kalmadığının tespit edilmesi gerektiği yönündedir.
Somut olayda, taraflar arasındaki 19.01.2016 tarihli “Elektrik Dağıtım Şebekesi, Bakım Onarım, Tesis İşleri Teklif Birim Fiyatlı Hizmet Alımı İhalesi Sözleşmesi” nin 38.b maddesine göre, “Taraflar arasındaki sözleşmeye istinaden çalıştırılan personellerin açacakları her türlü davada ….. aleyhine herhangi bir yükümlülük doğması veya zarara uğraması halinde …..’ye verilmiş olan kesin ve süresiz teminat mektupları …..’ce nakde çevrilecektir. ….. aleyhine çıkan bedelin teminat mektubunu bedelini aşması halinde yüklenici hiçbir ihtara gerek kalmaksızın bakiye bedeli tüm ferileri ile birlikte ödeyecektir”.Bu sözleşmeye göre aradaki sözleşmeye istinaden çalıştırılan personelin işçilik hak ve alacaklarından davacının sorumlu olacağı, bunların dava açması ve ….. aleyhine bir yükümlülük doğması halinde bunların teminat mektupları tazmin edilerek karşılanacağı açık ve kesindir.
Taraflar arasındaki ilişki sona erse de sözleşmenin feshinin sonuçlarını ve işin tasfiyesini düzenleyen 26.03.2019 tarihli protokol gereğince, sözleşme konusu işte çalıştırılan işçilerin 15 Eylül 2018’e kadar olan mali sonuçlarının davacı … ‘e, 15.09.2018-31.03.2019 dönemine ilişkin kıdem tazminatı farklarının ise davalı …..’ye ait olacağı kararlaştırılmıştır.Böylece 19.01.2016 tarihli sözleşme gereğince çalıştırılan personelin işçilik hak ve alacaklarından doğan borçların davacı tarafından karşılanacağı, bunu teminat altına almak üzere teminat mektupları alındığı açık olduğu gibi, sözleşmenin feshinden sonra işin tasfiyesine yönelik olarak imzalanan 26.03.2019 tarihli protokolde de tarafların bu müşterek iradesi tekrarlanmıştır. Yani 15.09.2018 tarihine kadar çalıştırılan işçilerin hak ve alacaklarından davacının sorumlu olduğu tekrar belirtilmiştir.
Bilirkişi raporunda ayrıntıları belirtilen iş davalarına ilişkin dosyalarda davacının ve davalı …..’nin birlikte davalı oldukları, dosyaların tahsil aşamasında olduğu, karara çıkan dosyalarda hükmedilen alacağın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verildiği görülmektedir. Dava tarihi itibariyle davalı …..’nin cebren tahsil riski altında olduğu davacı işçilerin 15.09.2018 tarihine kadar olan alacaklarından davacının sorumlu olması gerektiği, bu borçların …..’den rızaen veya icraen tahsili halinde, aradaki sözleşmeler gereğince davacıya düşen kısım için …..’nin davacıya rücu edeceği açıktır.Zaten dava konusu teminat mektuplarının bu riskin teminatı olduğu da bellidir. Dolayısıyla dava tarihi itibariyle teminat mektuplarının alınıp/verilmesine sebep olan risk devam etmektedir.
Bazı davalarda davacı/işçilerin esasen işe giriş tarihinden beri …..’nin çalışanı olduklarına bu sebeple …..’nin husumet itirazının reddine dair kararlardaki muvazaa tespiti,söz konusu davalarda davacıyı ve davalı …..’yi sorumluluktan kurtaran ve teminat mektuplarının iadesini gerektiren bir tespit değildir. Aksine, dava konusu borçlardan diğer davalı …..’nin de sorumlu olduğuna dair bir tespittir. Taraflar arasındaki 19.01.2016 ve 26.03.3019 tarihli sözleşmelerle bu borçlardan davacının sorumlu olduğu ve teminat mektuplarının bu borçları da güvence altına aldığı açık olduğuna göre, iş davalarındaki söz konusu muvazaa tespitlerinin huzurdaki davadaki teminat mektuplarının iadesi yönünden neticeye etkisi olmayacağı açıktır.
Aynı protokolün sonundaki teminat mektuplarının usulüne uygun olarak iade edileceğine dair hüküm gerek 19.01.2016 gerekse 26.03.2019 tarihli sözleşmelerle birlikte yorumlanacaktır. Zira TBK.m.19 gereğince sözleşmelerin yorumunda tarafların sözleşmenin yapıldığı tarihteki gerçek ve ortak iradeleri esas alınır.Her iki sözleşme birlikte okunup yorumlandığında, fesihle birlikte iş sahibi …..’nin ilk sözleşmeden kaynaklanan riskleri devam ettiği halde teminat mektuplarının kayıtsız şartsız iade edileceği sonucuna ulaşılması mümkün olmadığından davanın reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM/Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken ¨59,30 karar ve ilam harcının peşin yatırılan ¨61,76 harçtan mahsubu ile fazla alınan ¨ 2,46 ile ¨14.647,82 tamamlama harcının talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalının kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre hesap edilen ¨ 60.117,10 vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya VERİLMESİNE,
5-6235 sayılı Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesinin 13 ncü fıkrası uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve yargılama giderinden sayılan (Taraf başına ¨330,00 x 2 saat= ¨660,00) X 2 = ¨1.320,00 arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile Hazineye İRAT KAYDINA,
6-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafından peşin olarak yatırılan ¨250,00 yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde davacılara İADESİNE,
7-Davalı tarafından yatırılan ¨100,00 yargılama gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde davalıya İADESİNE,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı ve davalı vekillerinin yüzlerine karşı oybirliği ile verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı.07/10/2021

Başkan ..
E-İmzalı
Üye …
E-İmzalı
Üye …
E-İmzalı
Katip …
E-İmzalı

“İŞ BU EVRAK 5070 SAYILI ELEKTRONİK İMZA KANUNUNUN 5. MADDE UYARINCA GÜVENLİ ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, 22. MADDE UYARINCA DA ISLAK İMZA İLE İMZALANMAYACAKTIR.”