Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/888 E. 2021/996 K. 02.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/888 Esas
KARAR NO : 2021/996

DAVA : Alacak (Uluslarası Hava Taşımacılığından Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 18/11/2019
KARAR TARİHİ : 02/11/2021
K.YAZIM TARİHİ : 25/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Uluslarası Hava Taşımacılığından Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili tarafından verilen dava dilekçesinde özetle;Müvekkilinin dava dışı … firmasından mal satın aldığını, malların davalı firmanın … ana konşimento … sayı ara konşimento ile gümrüğe geldiğini ve gelen malların yanlış olduğunun tespit edildiğini, bunun üzerine 1 ay geçtikten sonra malların yeniden Kuveyt’ten getirtilerek alındığını, yanlış mal transferi sebebiyle müvekkilinin gümrük vergilerine ve masraflarını ödeyerek malı teslim alabildiğini, bu nedenle müvekkilinin 2 kere ödemek zorunda kaldığı 417,48 TL ardiye bedeli, 20.456,12 TL vergi bedelinin ve gecikmeden kaynaklı ürünlerdeki değer kaybı ve ticari kayıplara ilişkin şimdilik 1.000 TL zararın 27.06.2019 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava ettiği,
CEVAP:
Davalı vekili tarafından verilen cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafından müvekkili şirketin direkt olarak hasım gösterilmesinin mümkün olmadığı zira davalının ABD’de ki taşıyıcı firmanın acentesi olduğunu, taşıyıcının ABD’de ki …. olduğunu yine davacı yanın ibraz ettiği airwaybill’den anlaşılacağı üzere fiili taşıyıcının … olduğunu, Türkiye’ye taşınması gereken ürünlerin yanlışlıkla Kuveyt’e gittiğini, hasar kayıt ve geç teslim nedeniyle uğranılan zararlara ilişkin olarak montreal sözleşmesinin 31/2 maddesi gereği hasarın 14 gün içinde yazılı olarak bildirilmesi gerektiğini, davacı aleyhine tahakkuk ettirilen faturanın giriş beyannamesinin iptal edilmesi üzerine 18.151,36 TL’sinin iade edildiğini, gerçek ürünler sebebiyle ödemek durumunda kaldığı tutarları ise zaten ödemesi gerektiğini, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:…. firmasının aracı acente konumunda olduğu, taşıma sözleşmesinin tarafı bulunmadığı, davacıya ait emtia-kargoda meydana gelen gecikmeden ötürü kendisine husumet yöneltilemeyeceği, davacı yana ait emtia-kargonun yanlış gönderi olarak İstanbul’a gönderilmesi sonrasında esas emtia-kargonun Kuveyt’te bulunarak gecikmeli olarak taşınması ile ilgili, davalı yanı hatalı ve kusurlu olduğuna karar vermesi halinde, MK. m.17,18,19 atfı ile TTK m.874, 882/3 gereği davacı yanın davalıdan 2.930,94 USD * 2.174,98 TL talep edebileceği hususları tespit edilmiştir.
Huzurda görülen dava, uluslararası taşımacılık işlemi sırasında meydana geldiği iddia edilen zararın tazmini istemine ilişkindir.
Yargıtay ….. Hukuk Dairesi’nin Esas No: …, Karar No: … tarihli kararına göre;
“Her ne kadar davacı tarafından … Bankası A.Ş. davalı gösterilmek suretiyle aleyhine işbu dava tesis edilmişse de, doğrudan hasım gösterilmek suretiyle acente aleyhine dava açılamaz. Acenteye ancak yürüttüğü işler nedeniyle izafeten dava açılabilecek olup davacının iradesi kapsamında ortada böyle bir dava da bulunmamaktadır. Bu durumda, TTK m.105/3 hükmü de gözetilerek doğrudan acenteye yönelik bir kişisel kusur ileri sürülüp kanıtlanmadığı ve işbu dava gerçek sorumlu olana yöneltilmediğine göre, pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın usulden reddi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamış ve kararın bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.”
Yargıtay …. Hukuk Dairesi’nin Esas No: …., Karar No: …. tarihli kararına göre;
“Dava, havayoluyla yük taşınması sırasında meydana gelen hasar nedeniyle rucuen alacak istemine ilişkin olup, davalı …’ya izafeten acente olan … Uluslararası Nakliyat Ltd.Şti.’ne yönelik davanın kabulüne, davalı … Uluslararası Nakliyat Ltd.Şti.’ye yönelik davanın ise husumet nedeni ile reddine karar verilmiştir. Mahkemece, davalı … Uluslararası Nakliyat Ltd.Şti.’ye yönelik dava reddedildiğine göre, anılan davalı yararına, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7. maddesi uyarınca maktu vekalet ücretine hükmedilmemesi doğru olmayıp, kararın bu yönden bozulması gerekir ise de, yapılan yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden aşağıda yazılı olduğu şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.”
Yargıtay …. Hukuk Dairesi’nin Esas No: …., Karar No: …. kararına göre;
“TTK’nun 119/2 nci maddesi gereğince acentenin aracılıkta bulunduğu veya akdettiği sözleşmelerden doğan uyuşmazlıklardan dolayı kendisine doğrudan dava açılması mümkün olmayıp, ancak izafeten dava açılabilir ve müvekkili hakkında karar verilebilir.
Bu itibarla, mahkemece, davada sigorta şirketine husumet yöneltildiği ve acentenin şahsi kusur ve haksız fiiline de dayanılmadığına göre, acenteye yönelik davanın husumet yönünden reddine karar vermek gerekirken, bu davalının da sorumluluğuna hükmedilmesi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.”
Dosya ve tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; dosyada mübrez bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere dava konusu tazminata konu taşımacılık işleminde ABD’de yerleşik ….’in asıl/akdi, taşımayı bıraktığı ….’nun alt/fiili taşıyıcı sıfatını haiz olduğu, davalı Türkiye’de yerleşik davalı …’in ise taşınan kargonun özet beyanını veren, varsa ödemeli navlun tahsilatını yapacak ordino ve ekinde belgeleri gönderen-alıcısına veren aracı acente konumunda olduğunun anlaşıldığının belirtildiği, davalı vekilinin cevap dilekçesinde de müvekkilinin akdi taşıyıcı sıfatının bulunmadığı ve aracı acente olduğunun beyan edildiği de gözetilerek mahkememizce davalının dava dışı yerleşik …. firmasının acentesi olduğu kabul edilerek yukarıda belirtilen ve istikrar kazanan Yargıtay …. Hukuk Dairesi’nin kararlarında da belirtildiği üzere doğrudan hasım gösterilmek suretiyle acente aleyhine dava açılamayacağı; acenteye ancak yürüttüğü işler nedeniyle izafeten dava açılabileceği, davacı tarafından TTK’nın 105/3. madde hükmü uyarınca doğrudan acenteye yönelik bir kişisel kusurun da ileri sürülmemesi nedeniyle huzurda görülen davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-AÇILAN DAVANIN PASİF HUSUMET YOKLUĞU NEDENİ İLE REDDİNE,
2- Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan ve tahsili gereken 59,30 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 680,94 TL nispi harçtan mahsubu ile bakiye 621,64 TL harcın istek halinde davacıya iadesine,
3- Davacı tarafından sarf olunan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4- Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5- Sarf olunmayan delil/gider avanslarının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
6- Kendisini vekil ile temsil ettiren davalı lehine yürürlükte bulunan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 7/2. maddesi gereğince takdir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-6235 sayılı Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesinin 13. fıkrası uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve yargılama giderinden sayılan Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davacıdan tahsili ile Hazineye İRAT KAYDINA,
Dair; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341. ile 360. madde hükümleri uyarınca mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 02/11/2021

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı