Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/871 E. 2020/800 K. 02.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/871
KARAR NO : 2020/800

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/11/2019
KARAR TARİHİ : 02/12/2020
KARAR YAZIM TARİHİ : 25/12/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesi ile müvekkili şirketin nalbur, hırdavat malzemesi vb. konularda faaliyet gösterdiğini, davalı ile müvekkili arasında ticari ilişki olduğunu, davalının müvekkilinden bir takım yapı malzemeleri satın almak istediğini, tarafların satışa ilişkin faturaların kesildiği gün borcun ödenmesi konusunda anlaşmaya vardıklarını, bu hususun davalı firmaya müvekkili tarafından gönderilen teklif mektubu ile sabit olduğunu, davalının toplam 53.962,73 TL’lik malzeme satın aldığını, davalının 40.000,00 TL ödeme yaptığını, tüm uyarılara rağmen kalan kısmın ödenmediğini, alacağın tahsili için Silivri İcra Müdürlüğünün …… Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının takibe itiraz etmesinden sonra yapılan görüşmelerde borcun sabit olduğu hususunun hatırlatıldığını, borcun varlığını kabul eden davalının ödeme yapmaktan kaçındığını, davanın kabulüne, davalının itirazının iptaline, takibin devamına, davalı aleyhine % 20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesin talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile davacı ile açık hesap şeklinde çalışıldığını, borç alacağın tarafların hesapları netleştirmesinden sonra ortaya çıktığını, belirlenen ödeme gününde ödemelerin yapıldığını, davacının icra takibi başlattığında, sözlü görüşmelerin yapıldığını, hesapların netleştirilmesinin istendiğini, davacının bu talebi reddettiğini, haklı olarak icra takibine itiraz edildiğini, mahkemece taraflann defter ve belgelerinin incelenmek suretiyle kimin alacaklı olduğunun tespit edilerek karar altına alınması ve davacıya borçlu olduklarının tespit edilmesi durumunda borç miktarını ödemeye hazır olduklarını, hesapların net ve belirgin olmaması nedeniyle davacıya borçlu çıkmaları halinde, karar tarihine kadar geçecek süre için faiz ve icra inkar tazminatı ile mahkeme masraflarından sorumlu tutulmamaları gerektiğini, davanın açılmasında davacının sebep olduğunu, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Taraflara usulüne uygun tebligat yapılmıştır.
Dosyaya sunulan 07/10/2020 tarihli bilirkişi SMM ……. tarafından düzenlenen raporda davacı tarafından davalıya toplam 53.962,73 TL’lik fatura kesildiği, davalının 40.000,00 TL ödeme yaptığı ve icra takip tarihinde davacının davalıdan 13.962,73 TL alacaklı olduğu ve 320,19 TL işlemiş faizin tespit edildiği anlaşılmıştır.
Dava İtirazın iptali davası olıup, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan normal bir eda davasıdır.
Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde verdiği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi davanın kabulü halinde borçlu da alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır. Bu nedenle mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Yasal dayanağını İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67.maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Yargıtay’a göre; “Likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ise; ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Bu koşullar yoksa, likit bir alacaktan söz edilemez”(HGK. 14.07.2010 gün ve 2010/19-376 E, 2010/397 K, HGK, Y.HGK. 17.10.2012 gün ve 2012/9-838 E, 2012/715 K)
Dosya tüm deliller ile birlikte değerlendirildiğinde; tarafların arasındaki uyuşmazlık Silivri İcra Müdürlüğünün …… takip sayılı dosyasındaki takibe konu faturalardan dolayı alacak miktarının ne olduğu, temerrüdün gerçekleşip gerçekleşmediği ,tarihinin ne olduğu, faiz oranı ve türünün ne olduğu davalının icra dosyasında yapmış olduğu asıl alacak ve faize itirazın haklı olup olmadığı, inkar ve kötü niyet tazminatı şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmakta olduğu, bu kapsamda tarafların ticari defterleri üzerinde inceleme günü verildiği, dosyaya sunulan 07/10/2020 tarihli bilirkişi SMM ……. tarafından düzenlenen raporda davacı tarafından davalıya toplam 53.962,73 TL’lik fatura kesildiği, davalının 40.000,00 TL ödeme yaptığı ve icra takip tarihinde davacının davalıdan 13.962,73 TL alacaklı olduğu ve 320,19 TL işlemiş faiz alacağının bulunduğu tespit edilmiş olup, davalının BA kayıtları celbedilerek incelendiğinden davacının faturaların kaydedildiği anlaşılmış olup ,davacı tarafından düzenlenen tüm faturaların davacı defterlerinde kayıtlı olması ve davalının BA formlarında kayıtlı olması nedeniyle davacının mal teslimini ispat ettiği ve dolayısıyla mal bedelini almaya hak kazandığı, davalının da malların bedelini ödediğine dair dosyada herhangi bir delil bulunmadığı anlaşılmakla açılan davanın kabulüne, alacağın likit olması nedeni ile davalının alacağın%20 si oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
AÇILAN DAVANIN KABULÜNE,
1-Davalının Silivri İcra Müdürlüğü’nün …… esas sayılı takip dosyasında yapmış oldukları itirazın yönünden İPTALİNE, takip tarihinden itibaren asıl alacağa davacının talebi aşılmamak üzere 3095 sayılı Kanunun 2/2.maddesi uyarıca değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle TAKİBİN DEVAMINA,
2- Likit alacağa vaki haksız itirazı ile takibin durmasına sebebiyet veren davalı/ borçlunun hüküm altına alınan alacağın % 20’si oranında icra/inkar tazminatı ile MAHKUMİYETİNE,
3- Harçlar Kanunu gereğince tahsili gereken 1.975,70 TL harçtan peşin alınan 243,92 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 731,78 TL karar harcının davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
4- Davacı tarafından yatırılan 44,40- TL başvuru harcı, 243,92-TL peşin nispi harç, 6,40-TL vekalet harcı olmak üzere toplam 294,72- TL harcın davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine,
5- Davacı tarafından sarf olunan (700,00 TL bilirkişi ücreti + 94,25 TL posta/tebligat/ müzekkereden ibaret) 1.088,97 TL yargılama giderinin davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine,
6-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13.maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye irat KAYDINA,

7-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
8- Davalı tarafça sarf olunan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar tesisine yer olmadığına,
9-Sarf olunmayan gider/delil avansının karar kesinleştikten sonra ilgilisine iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı HMK 394/5 ve 341/1 maddesi gereğince tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 02/12/2020

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza

“iş Bu Evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanununun 5. Madde Uyarınca Güvenli Elektronik İmza İle İmzalanmış Olup, 22. Madde Uyarınca Da Islak İmza İle İmzalanmayacaktır.”