Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/853 E. 2021/1003 K. 03.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/853
KARAR NO : 2021/1003

DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/11/2019
KARAR TARİHİ : 03/11/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 22/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesi ile Davalı aleyhine Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, dava konusu senedin kendisince 2013 yılında ödendiğini, davalı tarafın usulsüz bir şekilde senet üzerinde başka bir kalemle oynama yaparak icraya koyduğunu, senet üzerinde oynama yapıldığının yapılacak inceleme sonrasında ortaya çıkacağını, davanın kabulü ile borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLER VE GEREKÇE: Taraflara usulüne uygun tebligat yapılmıştır.
Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … Esas Sayılı dosyası dosyamız arasına alınmıştır.
Dosyaya sunulan 11/08/2021 tarihli ATK raporunda inceleme konusu senette … adına atılı imzalar ile …’ın mukayese imzaları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından uygunluk ve benzerlikler saptandığından söz konusu imzaların …’ın eli ürünü olduğunun tespit edildiği anlaşılmıştır.
Dava; kambiyo senedine dayalı icra takibinden dolayı borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkin olup, yasal dayanağını İİK’nun 72. maddesi oluşturmaktadır.
Uyuşmazlık kambiyo senedinin iradeyi sakatlayan sebeplerle düzenlendiği iddiasına dayanmaktadır.
Davacı tarafından varlığı inkâr edilen bir hukuki ilişkinin mevcut olmadığının (yok olduğunun) tespiti için açılan davaya menfi (olumsuz) tespit davası denir.
Menfi tespit davası, 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun (İİK) 72. maddesinde düzenlenmiştir.
Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında ya da icra takibinden sonra borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Bu dava maddi hukuk ve usul hukuku bakımından genel hükümlere dayalıdır ve normal bir hukuk davası olarak açılır.
6098 sayılı TBK.nun 39 maddesinde; irade bozukluğuna dayalı olarak açılan menfi tespit davalarında 1 yıllık hak düşürücü süre öngörülmüştür.
Önemle vurgulanmalıdır ki; menfi tespit davasında deliller normal bir hukuk davasındaki gibidir:
Menfî tespit davasında ispat yükü, kural olarak davalı alacaklıya düşer; fakat, davacıya (borçluya) düştüğü hâller de vardır:
Davacı (borçlu), davalının (alacaklının) varlığını iddia ettiği hukuki ilişkiyi (meselâ borcu) sadece inkâr etmekle yetinmekte ise, yani bu hukuki İlişkinin (borcun) hiç doğmadığını ileri sürmekte ise ispat yükü davalıya düşer. Çünkü, hukuki ilişkinin (borcun) varlığını iddia eden davalı olduğu için, ispat yükü davalı alacaklıya düşer (HMK m. 190; MK m.6). Fakat, senedin karşılıksız olduğunu ispat yükü, davacıya (borçluya) düşer. Bunun gibi, davacı (borçlu), davalının (alacaklının) iddia ettiği alacağın ödeme, ibra ve takas gibi bir nedenle son bulduğunu ileri sürerse, bu iddiayı ispat yükü de davacı borçluya düşer (Kuru, s:143).
“…Mahkemece, davacının hem senedin teminat için verildiğini ve hem de senette tahribat olduğunu iddia ettiği, senedin metninden teminat olarak verildiğinin anlaşılamadığı gibi, davacının da senedin teminat olarak verildiğine dair yazılı bir delil sunmadığı, bu hali ile senedin teminat olarak verildiğinin ispat edilemediği, tahribat iddiası açısından ise, bu şekilde tahribat yapıldığına dair bir açıklığın bulunmadığı, senedin tarih ve bedel kısımlarının boş bırakılarak imzalanıp verilmesinin mümkün olduğu, senedin anlaşmaya aykırı doldurulduğunun ispat yükünün iddia edene ait olduğu, davacının iddialarını ispat edemediği, 13/05/2014 tarihli celsede de başkaca delili olmadığını beyan ettiği gerekçesi ile davanın ve davalı tarafın kötüniyet tazminat talebinin reddine karar verilmiş, mahkeme kararı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir…” Yargıtay 19 Hukuk Dairesi, 2014/11804 Esas, 2014/13712 Karar.
Dosya tüm deliller ile birlikte değerlendirildiğinde; davacı takibe konu senet üzerinde oynama yapıldığı iddiası ile borçlu olmadığının tespitini istemiş ise de, dosyaya sunulan herhangi bir sahtecilik iddiası ve buna ilişkin soruşturma dosyası bulunmamakta, takibe konu senet üzerindeki imzanın ise 11/08/2021 tarihli ATK raporunda söz konusu imzaların davacı …’ın eli ürünü olduğunun tespit edildiği, tahribat iddiası açısından ise, bu şekilde tahribat yapıldığına dair bir açıklığın bulunmadığı, senedin tarih ve bedel kısımlarının boş bırakılarak imzalanıp verilmesinin mümkün olduğu, senedin anlaşmaya aykırı doldurulduğunun ispat yükünün iddia edene ait olduğu, davacının bu iddiasını ispatlayamadığı anlaşılmakla açılan davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
AÇILAN DAVANIN REDDİNE,
1-Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan 59,30 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 85,17 TL harçtan mahsubu ile Hazine’ye irat kaydına, bakiye 25,87 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
2-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
4-Davalı tarafça sarf olunmuş yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar tesisine yer olmadığına,
5-Sarf edilmeyen gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,

Dair davacı asilin ve davalı vekilinin yüzüne karşı HMK 394/5 ve 341/1 maddesi gereğince tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 03/11/2021

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza

“iş Bu Evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanununun 5. Madde Uyarınca Güvenli Elektronik İmza İle İmzalanmış Olup, 22. Madde Uyarınca Da Islak İmza İle İmzalanmayacaktır.”