Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/845 E. 2021/226 K. 11.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/845
KARAR NO : 2021/226

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/11/2019
KARAR TARİHİ : 11/03/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 24/03/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili tarafından Bakırköy Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne hitaben yazmış olduğu 05/11/2019 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde özetle;
Müvekkilinin davalıya kalıp, imalat çeliği ve yedek parça satışı yaparak teslim ettiğini, işbu ticari ilişki neticesinde müvekkilinin davalıdan alacaklı olduğunu, alacağın tahsili için yukarıda ayrıntılı yazılı icra takibinin başlatıldığını, davalının takibe itiraz ettiğini, davalının müvekkili tarafından satılan malları fatura ile teslim aldığını, fatura içeriklerine itiraz etmeden ticari defterlerine kaydettiğini, taraflar arasında mutabakat formaları olduğunu, izah edilen nedenlerle, davacının ¨ 376.843,19’ye itirazının iptaline, takibin ¨ 376.843,19 yönünden devamını, davalı aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekilinin 25/12/2019 tarihli cevap dilekçesini özetle; Davacının, müvekkilinin bir takım kompozit işlerini yapan, birlikte çalıştığı bir şirket olduğunu, hatta davacı şirketin bünyesinde müvekkilinin sigortalı işçilerinin de çalıştığını, ticari ilişkinin grift bir nitelikte olduğunu, karşılıklı borç ve alacaklar olduğunu, birlikte çalışmalarını tamamlayıp, fiilen ayrılan tarafların hesaplarının karşılıklı kat edilmediğini, müvekkilinin 3. şahıslardan aldığı ve bedelini ödediğini, davacının tesisinde müvekkilinin ürünlerinin yapımında kullanılan çok önemli kalıpların talep edilmesine rağmen davacı tarafından teslim edilmediğini ve bu ürünlerin davacıya fatura edildiğini, ancak kayıtlara geçmediğini, davacının alacak taleplerinin gerçeği yansıtmadığını, izah edilen nedenlerle, davanın reddine, davacı aleyhine %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER ve GEREKÇE:
Dava,faturadan kaynaklanan alacağın tahsili için girişilen icra takibine vâki itirazın İİK’nun 67.maddesi gereğince iptali ile takibin devamına ve icra inkâr tazminatı istemine ilişkindir.
Büyükçekmece …… icra Müdürlüğünün ….. esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; Takibe konu cari hesap ekstresinden dolayı ¨524.133,41 cari hesap alacağı icra gideri, vekalet ücreti ve takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek faizi ile birlikte tahsili için faturaya dayalı olarak ilamsız icra takibine geçildiği, borçluya ödeme emrinin tebliği üzerine borçlu vekilinin süresinde, borca itiraz ettiğini belirterek takibin durmasına sebebiyet verdiği,İcra Müdürlüğü’nce takibin durdurulmasına karar verildiği,bu kararın alacaklıya tebliğ edilmediği,davanın yasal bir yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Bilirkişi …… tarafından mahkememize sunulan 02/10/2020 havale tarihli bilirkişi raporunu özetle;
Yanlar tarafından ibraz edilen ticari defterlerin usulüne uygun bir şekilde açılış kapanış tasdiklerinin yaptırıldığını, ticari defterlerinin birbirini teyit eder şekilde tutulduğunu, ticari defterlerinin yanların lehine delil niteliğinin mahkemenin takdirlerinde olduğunu,
yanlar arasında, davacı tarafından davalıya kalıp, imalat çeliği, yedek parça vb. satışı yapılması şeklinde ticari ilişki kurulduğunu, işbu ticari ilişki neticesinde davacının davalıdan ¨524.133,41 alacaklı olduğunu iddia ettiğini, alacağın tahsili için icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı neticesinde huzurdaki ¨ 376.843,19 yönünden itirazının iptali talepli dava açıldığını, davacı ticari defterlerinde icra takip tarihinde davacının davalıdan ¨ 506.643,19 alacaklı olduğunu, dava tarihinde de davalıdan ¨ 376.843,19 alacaklı olduğunu, davalı ticari defterlerinde icra takip tarihinde davalının davacıya ¨ 272.843,17 borçlu olduğunu, dava tarihinde de davacıya ¨ 143.043,17 borçlu olduğunu, dava tarihinde yanlar arasında ¨233.800,00 ihtilaf olduğu ve ihtilafın aşağıdaki işlemlerin davacı kayıtlarında olmamasından kaynaklandığını,

07.08.2017 davalının davacıya çek çıkışı :30.000,00
13.03.2019 davalının davacıya çek çıkışı :15.000,00
01.07.2019 ………. nolu fat. davalının
davacıya düzenlediği :188.800,00
TOPLAM : 233.800,00

Rapor içeriğinde gerekçeleri ile izah edildiği üzere;
¨30.000,00 ’lik çekin davacıya verildiğinin ispata muhtaç olduğu ve ¨ 188.800,00 ‘lik fatura muhteviyatının davacıya teslim edildiğinin ispata muhtaç olduğunun değerlendirildiğini,
¨15.000,00’lik çek davacı kayıtlarında davalıdan giriş yapılmamakla birlikte, çekin davacı ticari defterlerinde kayıtlı olduğunun tespit edildiği ve davalı alacağı olarak değerlendirildiğini, dolayısıyla dava tarihi itibariyle davacımn davalıdan ¨ 361.843,19 alacaklı olduğunu,
davacı alacağının kabulü halinde, takip tarihinden sonra asıl alacağa % 18,50 oranında faiz talep edildiğini, takip tarihinde 3095 say. Kan. Gereği tacirler arasında uygulanan avans faiz oranının %19,50 olduğunu, faiz oranının sehven yanlış yazılmış olduğunun düşünüldüğünü, takdirinin mahkemede olduğu ve değişen oranlarda uygulanması gerekeceğini, davacının diğer taleplerinin mahkemenin takdirlerinde olduğunu bildirmiştir.
Dava itirazın iptali davasıdır.Bilindiği üzere, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu (İİK)’nun 67.maddesi uyarınca itirazın iptali davası; alacaklının, icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nun 66.maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlayan bir eda davası olup, itirazın tebliğinden itibaren bir yıllık süre içinde açılan davada borçlunun itirazında haksızlığının belirlenmesi ve alacağın likit olması halinde, istem varsa borçlu aleyhine icra inkar tazminatına da hükmedilebilir.(Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku, 2006, s.219,223) Öncelikle şunu belirtmek gerekir ki bir ticari ilişki ve bu ilişkiden kaynaklı alacağının olduğunu iddia eden taraf bunu usulü dairesinde ispat etmesi gerekir. İspatın konusu , ispat yükünün kimde olduğu ve ispat vasıtalarının neler olduğu 6100 sayılı HMK.nun 187 ,190 ve 200’ncü maddelerinde açıkça belirtilmiştir.
İspatın konusu HMK.nun 187’nci maddede “İspatın konusunu tarafların üzerinde anlaşamadıkları ve uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek çekişmeli vakıalar oluşturur ve bu vakıaların ispatı için delil gösterilir. Herkesçe bilinen vakıalarla, ikrar edilmiş vakıalar çekişmeli sayılmaz.” Şeklinde belirtilirken, ispat yükünün kimde olduğu ise HMK.nun 190’ncı maddesinde “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.”düzenlemesi ortaya konmuştur.
İspat vasıtaları ise HMK.nun 200’ncü maddesinde “Bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri ikibinbeşyüz Türk Lirasını geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir.Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle ikibinbeşyüz Türk Lirasından aşağı düşse bile senetsiz ispat olunamaz. Bu madde uyarınca senetle ispatı gereken hususlarda birinci fıkradaki düzenleme hatırlatılarak karşı tarafın açık muvafakati hâlinde tanık dinlenebilir.”düzenlemesi ile ispatın nasıl yapılacağı gösterilmiştir.
Akdi ilişki taraflar arasında düzenlenen bir sözleşme ile , faturaya konu malların teslim edildiğine dair bir irsaliye , teslim fişi ve teslim alındığına dair yazılı bir belge ile ispat edilebilir.Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 13/07/2011 tarihli kararında “Hemen belirtmelidir ki, satılanın tesliminin “hukuki işlem” niteliğinde olup, buna ilişkin savunmanın hangi delillerle kanıtlanabileceğinin belirlenmesinde, hukuki işlemlerin varlığının kanıtlanmasına ilişkin genel usul hukuku kurallarının (1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 288 ve devamındaki hükümler) göz önünde tutulması gerekir.Bunun sonucu olarak ta; herhangi bir hukuki işlem gibi, teslim de anılan hükümdeki senetle (yazılı delille) ispat kuralı çerçevesinde, ilişkin bulunduğu malın miktar ve değerine göre belirlenmelidir. (Kuru Baki, Hukuk Muhakemeleri Usulü, İstanbul 1990 5.basım,C:2,S:1534, S:1603, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 06/11/2002 gün 2002/13-875 E., 2002/885 K. sayılı ilamı da bu yöndedir.).
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’na göre “faturanın onu teslim alan muhatabı borç altına sokabilmesi için her şeyden evvel borç doğurucu bir hukuki ilişkinin mevcudiyeti ve faturanın da bu ilişki nedeniyle düzenlenmiş olması gerekir. Borç münasebeti olmaksızın düzenlenen ve muhatabı tarafından her nasılsa teslim alınan faturaya 8 gün içinde itiraz edilmemiş olmasının onu borç altına sokacağı şeklinde görüş hem mantıki hem de hukuki dayanaktan yoksun olur. O halde öncelikle taraflar arasında böyle bir hukuki ilişkinin var olup olmadığının göz önünde tutulması zorunludur.”Akdi ilişki ispat edilemediği sürece davacının davalı adına fatura düzenlemesi ve ticari defterlerine göre bu faturalar nedeniyle alacaklı gözükmesinin davalıyı bağlayıcı bir yanı yoktur. “
Örneğin faturalara dayalı olarak karşı taraftan alacaklı olduğunu iddia eden taraf faturadaki mal ve hizmetin karşı tarafa teslim edildiğini belge ile ispat etmelidir.Tek taraflı düzenlenen faturalar hiçbir zaman bir akdi ilişkiyi ispat vasıtası olmayıp , akdi ilişkinin ifası aşamasında düzenlenen bir belgedir.Bu nedenle faturanın geçerli olabilmesi için mal ve hizmetin verildiğine dair belge sunulamaması durumunda faturaların karşı tarafın defterlerinde de kayıtlı olması gerekir.
Davacı yan icra takibinde ödenmediğini iddia ettiği alacak için takibe girişmiştir.Taraflar arasında yazılı bir akit olmadığı sözlü olarak ticari ilişkiye girdikleri anlaşılmıştır.Kendisi lehine bir olaydan hak çıkaran taraf ispat külfeti altındadır.Davacı yanın tek taraflı olarak tanzim ettiği fatura davalı yanca itiraza uğramıştır.
Buna göre davacının takibe konu fatura içeriğindeki mal ve hizmeti davalıya verdiğini yazılı olarak ispat etmek zorundadır.Davacı tarafından düzenlenen ve davalıya mal ve hizmet verdiğine ilişkin faturaların davalının aleyhine olan ticari defterlerinde kayıtlı olması gözönüne alındığında davacı tarafında fatura içeriğindeki mal ve hizmetin davalıya verildiği ispat edilmiştir.
Somut olayda uyuşmazlık,davalı tarafından iki adet çek ile yapılan ödemeler ile ¨188.800,00 bedelli ve davalı tarafından düzenlenen iade faturasının davacı kayıtlarında yer almamasından kaynaklanmaktadır.
Davalı vekili,cevap dilekçesinde,müvekkilinin davacıya olan borcunun ödediğini savunduğundan ispat yükü davalı üzerindedir.Buna göre davalı tarafından sunulan deliller incelendiğinde,bilirkişi raporunda da belirtildiği gibi 07/09/2013 keşide tarihli, …… numaralı ve ¨15.000,00 bedelli çek davacı kayıtlarında davalı alacağı olarak yer almamakla birlikte bu çekin başka bir firmaya çıkış yapılması nedeniyle davalı alacağı olarak değerlendirilmesi gerektiği,yine 07/08/2017 keşide tarihli ve ¨30.000,00 bedelli çek her ne kadar davacı kayıtlarında yer almamakla birlikte muhatap bankaya yazılan müzekkereye verilen cevap ile gönderilen çek örneği incelendiğinde,çek üzerinde davacı firmanın cirosunun bulunduğu,buna göre çekin davalıdan borcuna mahsuben alındığı ve üçüncü kişi başka bir firmaya verildiği anlaşıldığında bu çekinde davalı alacağına kaydı gerekmektedir.
Davalı,çek ile yaptığı ödemeler yanında 01/07/2019 tarih ve ……. numaralı iade faturası düzenleyerek iade faturasına konu malları davacıya teslim ettiğini savunmuş ise de,bu fatura davacı tarafından kabul edilmediği gibi davalı tarafından faturanın ve iade edilen malların davacıya teslim edildiğine ilişkin yazılı bir delil sunulamamıştır.Ancak davalı cevap dilekçesinde yemin deliline dayandığından,davalıya yemin hakkı hatırlatılmış,davalı tarafından düzenlenen yemin metni uyarınca davacı şirket yetkilisi yemine davet edilmiş ve davacı şirket yetkilisi yemini eda etmiş olup davalı anılan faturanın davacıya tebliğini ve fatura içeriğindeki malların davacıya teslim edildiğini ispat edememiştir.
Davalı tarafından düzenlenen iade faturalarının davacının ticari defterlerinde kayıtlı olmaması ve davalının fatura içeriğindeki malzeme, akaryakıt, mal iadesi, yemek bedeline ilişkin mal ve hizmeti davacıya verdiğini usulüne uygun ispat edemediğinden bu faturalar taraflar arasındaki ticari ilişkide dikkate alınmamıştır.
Tüm bu belirlemeler ışığında somut olay değerlendirildiğinde;Davacı ile davalı arasında, davacı tarafından üretilen kalıpların davalıya satılması şeklinde ticari ilişkinin olduğu, ancak taraflar arasında akdedilmiş yazılı bir anlaşma ve/veya cari hesap sözleşmesi olmadığı,davacının cari hesap alacağını tahsil edememesi üzerine 09/07/2019 tarihinde, ödenmeyen fatura alacağını dayanak göstererek, davalı aleyhine Büyükçekmece ….. nci İcra Müdürlüğü’nün ….. esas sayılı takip dosyası ile icra takibine geçtiği, davalı tarafından yapılan itiraz üzerine huzurdaki itirazın iptali davalarının açıldığı,davacının dava konusu alacağını teşkil eden davalı yana tanzim etmiş olduğu faturaları yasal ticari defterlerine usulüne uygun olarak kaydettiği ,davacının yasal ticari defterlerine göre, takip tarihi (09/07/2019) ve dava tarihi (05/04/2019) itibariyle davalıdan ¨376.843,191 cari hesap alacağının olduğu,davalının ticari defterlerine göre,davacıya ¨143.043,17 borçlu gözüktüğü,aradaki farkın davacı kayıtlarında yer almayan ¨30.000,00 ve ¨15.000,00 bedelli çekler ile ¨188.800,00 bedelli 01/07/2019 tarih ve …… nolu faturadan kaynaklandığı.davacı tarafından ödeme amacıyla verilen çeklerin davalı alacağına işlenmediği,bu nedenle bu çek bedellerinin taraflar arasındaki cari hesaptan düşülmesi gerektiği,davalının, ¨188.800,00 bedelli 01/07/2019 tarih ve …… nolu faturaya konu malları davacıya teslim ettiğini yazılı delil ile ispat edemediği,davacının,kendisine teklif edilen yemini eda etmesi nedeniyle bu hususu ispat edemediği,ispat yükünü üzerine alan davalının ödemeyi ispat edemediği,yukarıda yapılan ayrıntılı açıklamalara göre davacı tarafından düzenlenen faturalar, davalının aleyhine delil niteliğinde olan ticari defterlerinde kayıtlı olduğu,davalı tarafından düzenlenen faturanın ise davacının ticari defterlerinde kayıtlı olmayıp davalının fatura içeriğindeki mallları davacıya verildiğini ispat edemediği, neticeten davacının takibe konu faturalardan kaynaklı olarak davalıdan olan bakiye alacağının takip ve dava tarihi itibariyle ¨331.843,19 olduğu anlaşılmakla davanın kısmen kabulü ile davalının Büyükçekmece ….. nci İcra Müdürlüğü’nün ……. esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin devamına,davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Dava İİK.nun 67. maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davası olup, icra takibi cari hesaptan kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik olduğu,bu durumda açılan itirazın iptali davasında hüküm altına alınan alacak bilinebilir, bir başka deyişle likit olduğundan hükmedilen miktarın % 20’si oranında İİK.nun 67. maddesi uyarınca davacı yararına tazminata hükmedilmesi gerektiği,davacının kendisine ödeme olarak verilen çekleri davalı alacağı olarak ticari defterlerine kaydetmeyerek yapılan ödemelere rağmen icra takibine giriştiği ve kötüniyetli olduğu anlaşıldığından yapılan ödeme miktarının %20’si üzerinden davalı yararına kötüniyet tazminatına hükmedilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM/Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Davanın kısmen KABUL kısmen REDDİ ile davalının Büyükçekmece …… İcra Müdürlüğü’nün …… esas sayılı takip dosyasında yapmış olduğu itirazın ¨331.843,19 asıl alacak yönünden İPTALİ ile takip tarihinden itibaren asıl alacağa davacının talebi aşılmamak üzere 3095 sayılı Kanunun 2/2.maddesi uyarıca değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle TAKİBİN DEVAMINA,
2-Davacının,fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
3-Asıl alacağın % 20’si üzerinden hesap edilen ¨ 66.368,63 icra inkâr tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-¨ 9.000,00 kötüniyet tazminatının davacıdanalınarak davalıya VERİLMESİNE,
5-Alınması gerekli ¨ 22.668,21 karar ve ilam harcından peşin alınan ¨3.814,87 harcın mahsubu ile bakiye ¨18.853,34 harcın davalıdan alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
6-Davacı tarafından ödenen ¨44,40 Başvurma Harcı, ¨ 3.814,87 Peşin harcın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,

7-Davacı tarafından yapılan 15 tebligat + posta ücreti ¨192,90, bir bilirkişi ücreti ¨800,00 olmak üzere toplam ¨ 992,90 olan yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan ¨874,33’nin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, kalan kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
8-Davalı tarafından yapılan 5 tebligat + posta ücreti ¨50,00 olan yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan ¨ 5,97’nin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE, kalan kısmın davalı üzerinde BIRAKILMASINA,
9-6235 sayılı Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesinin 13 ncü fıkrası uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve yargılama giderinden sayılan (Taraf başına ¨330,00 x 2 saat= ¨660,00) X 2 = ¨1.320,00 arabulucuk ücretinden davanın kabul ve red oranına göre hesap edilen ¨1.162,37’sinin davalıdan, ¨157,63’sinin ise davacıdan tahsili ile Hazineye İRAT KAYDINA,
10-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre kabul edilen miktar üzerinden hesap edilen ¨31.679,02 ücreti vekaletin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
11-Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre kabul edilen miktar üzerinden hesap edilen ¨6.650,00 ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya VERİLMESİNE,
12-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan ¨768,00 yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
13-Davalı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde davalıya İADESİNE,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı,oybirliği ile verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı.11/03/2021

Başkan …
☪e-imzalıdır.☪
Üye …
☪e-imzalıdır.☪
Üye …
☪e-imzalıdır.☪
Katip …….
☪e-imzalıdır.☪

“İŞ BU EVRAK 5070 SAYILI ELEKTRONİK İMZA KANUNUNUN 5. MADDE UYARINCA GÜVENLİ ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, 22. MADDE UYARINCA DA ISLAK İMZA İLE İMZALANMAYACAKTIR.