Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/841 E. 2021/613 K. 06.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/841 Esas
KARAR NO : 2021/613

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/11/2019
KARAR TARİHİ : 06/07/2021
K.YAZIM TARİHİ : 29/07/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili tarafından verilen dava dilekçesi ile, taraflar arasındaki ticari ilişki nedeni ile alacaklı olduğu, davacı tarafından davalı hakkında Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından takibe geçildiği, davalının haksız ve kötü niyetli olarak borca itiraz ettiği, borçlunun vaki itirazın iptali ile takibin devamını, davalı tarafın % 20 oranından az olmamak üzere icra inkar tazminatı ile mahkumiyetini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Yapılan usulüne uygun tebligata rağmen davalı tarafından dosyaya cevap dilekçesi sunulmamıştır.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dosyamız arasına celp edilen Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; Davacı alacaklının 25.02.2019 tarihinde davalı aleyhine 44.889,43-TL asıl alacak üzerinden 21.02.2019 tarih ve 44.889,43-TL cari hesap alacağı dayanak gösterilerek ilamsız takip yaptığı, ödeme emrinin borçluya 28.02.2019 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun süresi içerisinde 05.03.2019 tarihinde borca, faize, faiz oranına, borçlu olmadığı gerekçesi ile itiraz ettiği görüldü.
Dosyaya sunulan 19/11/2020 tarihli bilirkişi SMMM …. tarafından düzenlenen raporda; davacının ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapıldığı; davacı şirketin ticari defterlerinin sahibi lehine delil niteliği taşıdığı; davacının takip tarihi itibariyle ticari defterlerine göre 22.389,43 TL alacaklı olduğu, davacının beyan sınırını aşan satış faturalarını ve davalı tarafından adına düzenlenen alış ve iade faturalarını ilgili dönemlerde vergi dairesine BA ve BS formlarında beyan ettiği belirtilmiştir.
Davalının BA formları ilgili vergi dairesinden celp edilmiş, takip konusu faturaların ilgili dönemde davalı tarafından BA formları ile ilgili vergi dairesine bildirildiği görüldü.
Huzurda görülen dava itirazın iptali davası olup, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan normal bir eda davasıdır.
Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde vereceği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi davanın kabulü halinde borçlu da alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır. Bu nedenle mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Yasal dayanağını İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67. maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 09/04/2019 Tarih, 2017/5059 Esas, 2019/2363 Karar sayılı ilamına göre;
“İlk derece mahkemesince davacının takip dayanağı yaptığı fatura örnekleri davalının bağlı olduğu Vergi Dairesi Müdürlüğüne gönderilerek bu faturaların davalı tarafından 2017 yılı BA (Büyük Alış) formunda vergi dairesine bildirilip bildirilmediği ve bildirilmiş ise sonradan verilen düzeltme beyanı ile bildirimden çıkartılıp çıkartılmadığının sorulması gerekir. Bir satım faturasının alıcı ticari defterlerine kaydedilmesi halinde sonradan bu kayıt silinse dahi malın teslim alındığına karine olduğu gibi satım faturası BA formu ile vergi dairesine bildirilirse sonradan düzeltme yapılsa da malın teslim alındığına karinedir. Şayet bu araştırma sonucunda takip konusu faturaların davalının BA (Büyük Alış) formunda yer almadığı anlaşılırsa bu kere bu faturalara konu malların davalıya teslimine ilişkin üzerinde teslim alan isim ve imzası bulunan irsaliyeler yönünden davalının isticvap edilip, teslim alan imzalarının kendisine ya da çalışanına ait olduğunun kabul edilmemesi halinde imza ve sair incelemeler yapılarak karar verilmesi gerekmektedir.”
Dosya ve tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacının, cari hesap alacağından kaynaklı davalı aleyhine başlattığı icra takibine davalının itirazı sonucunda işbu davayı açtığı görülmüştür. Mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemesinde davacının ticari defterleri üzerinde inceleme yapılmasına karar verilmiş, yapılan inceleme ile davacı şirketin ticari defterlerinin sahibi lehine delil niteliği taşıdığı; davacının takip tarihi itibariyle ticari defterlerine göre 22.389,43 TL alacaklı olduğu, davacının beyan sınırını aşan satış faturalarını ve davalı tarafından adına düzenlenen alış ve iade faturalarını ilgili dönemlerde vergi dairesine BA ve BS formlarında beyan ettiği tespit edilmiştir. Vergi Dairesi tarafından verilen yazı cevabı ile davalı tarafından takip konusu faturaların ilgili dönemde BA formları ile ilgili vergi dairesine bildirildiği görüldü. Davalı BA formlarında takip konusu faturaların yer almasının davalının faturaya konu malların/hizmetin teslim alındığı/ifa edildiğine karine teşkil etmesi karşısında hükme ve denetime elverişli olarak düzenlendiği kabul edilen dosyada mübrez bilirkişi raporu doğrultusunda davanın 22.389,43 TL asıl alacak bakımından kabulüne, takip tarihinden itibaren asıl alacağa davacının talebi aşılmamak üzere değişen oranlarda yasal faiz uygulanmak suretiyle devamına; alacağın likit olması nedeni ile davacının icra inkar tazminatı talebinin kabulü ile 4.477,88 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- AÇILAN DAVANIN KISMEN KABULÜ ile davalının Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında yapmış olduğu itirazın 22.389,43 TL asıl alacak yönünden İPTALİ ile takip tarihinden itibaren asıl alacağa davacının talebi aşılmamak üzere değişen oranlarda yasal faiz uygulanmak suretiyle TAKİBİN DEVAMINA, davacının fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE,
2- Alacağın likit olması nedeni ile davacının icra inkar tazminatı talebinin KABULÜ ile 4.477,88 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3- Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan ve tahsili gereken 1.529,42 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 542,15 TL nispi harçtan mahsubu ile bakiye 987,27 TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4- Davacı tarafından sarf olunan (800,00 TL bilirkişi ücreti + 145,45 TL posta/tebligat/müzekkere/talimattan ibaret) 945,45 TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre (%49,88 kabul oranı) hesaplanan 471,59 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine; bakiye yargılama giderlerinin davacı üzerine bırakılmasına, davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5- Davacı tarafından yatırılan 44,40 TL başvurma harcı ve 542,15 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6- Sarf olunmayan delil/gider avanslarının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
7- Kendisini vekil ile temsil ettiren davacı taraf lehine yürürlükte bulunan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/1 maddesi gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan ve takdir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirmediğinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
8- 6235 sayılı Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesinin 13. fıkrası uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve yargılama giderinden sayılan Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin kabul ve red oranına göre hesaplanan 658,37 TL’sinin davalıdan, 661,63 TL’sinin davacıdan tahsili ile Hazineye İRAT KAYDINA,
Dair; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341. ile 360. madde hükümleri uyarınca mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 06/07/2021

Katip …
E-İmzalı

Hakim …
E-İmzalı

“İŞ BU EVRAK 5070 SAYILI ELEKTRONİK İMZA KANUNUNUN 5. MADDE UYARINCA GÜVENLİ ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, 22. MADDE UYARINCA DA ISLAK İMZA İLE İMZALANMAYACAKTIR.”