Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/832 E. 2019/1076 K. 05.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/832
KARAR NO : 2019/1076

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/09/2019
KARAR TARİHİ : 05/11/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 27/11/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) dosya üzerinden yapılan incelemesi sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili tarafından mahkememize sunulan 10/09/2019 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde özetle;Müvekkillerinin annesi …..’in 11/09/2017 tarihinde İzmir’de vefat ettiğini, merhume …..’in memleketi Erzincan’ın ….. ilçesine bağlı ….. köyüne nakledilmesinin İzmir Çiğli Belediyesi Sağlık İşleri Müdürlüğü tarafından 12/09/2017 tarihli ….. sayılı Cenaze Nakil Belgesi tanzim edildiğini, Merhumenin cenazesinin …..ile ücretsiz nakil hizmeti bulunan İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından İstanbul aktarmalı olarak Erzincan’a nakledilmesi için …..’nin kargo bölümüne teslim edilerek barkodlandığını, kendilerine cenazeyi 13/09/2017 saat 15:00’da Erzincan Havalimanından teslim almalarıgerektiği söylenen müvekkillerinin cenazeyi karşılamak üzere İzmir’den Erzincan’a hareket ettiklerini, 13/09/2017 tarihinde cenazelerini teslim almak üzere Erzincan havalimanına gelen müvekkillerinin …..Erzincan satış müdürü …….. tarafından …… İstanbul – Erzincan seferinden herhangi bir cenaze gelmediği yönünde bilgilendirildiğini, ……’den ….. isimli bir çalışan merhumenin torunu ……’i telefonla arayıp cenazelerinin yanlışlıkla İstanbul aktarmalı Şanlıurfaya nakledildiği bilgisini verdiklerini, müvekkilleri taraıfndan öğrenildiği üzere Kuşadasında vefat eden ve cenazesi İstanbul aktarmalı olarak Şanlıurfa’ya nakledilen …… isimli kişinin cenazesi ile karıştırıldığını, bunun da Şanlıurfa’da defin sırasında merhumun kardeşi …..’ın kardeşini son kez görmek istemesi ile ortaya çıktığını, bu hususunun her iki cenaze sahibinde de şok etkisi yarattığını, ….. tabutu açmasa merhumenin hiç gitmediği Şanlıurfada hiç tanıımadığı kişiler tarafından defnedilmiş olacağını, merhum ……’ın cenazesinin ise nereye gönderildiğinin müvekkilleri tarafından bilinmediğini, davalı …..’nin sebebiyet verdiği karışıklığın müvekkillerine gerekk maddi gerekse manevi olarak zarar verdiğini, cenazenin 13/09/2019 tarihinde defnedileceğini düşünerek uçak ve otobüs bileti olarak müvekkili ve diğer cenaze sahiplerinin biletlerinin yandığını, kendilerinin bir gece Erzincan’da ki otel ve diğer muhtelif yerlerde konakladıklarını, bu husustaki maddi zararlarına ilişkin tümü dava ve talep haklarını saklı tuttuklarını, bu olayın basına da yansıdığını, bu nedenle söz konusu olayı yerel ve ulusal basından öğrenen tüm kişilere karşı hem mahçup hem alay konusu olduklarını, dava konusu olayın basına yansımasına rağmen davalı …..tarfından ciddiye alınmadığı gibi kendisini ….. olarak tanıtan bir …..çalışanının müvekkilleri ile dalga geçercesine aileden 2 kişiye ücretsiz uçak bileti tahsis etme teklifinde bulunduklarını, müvekkillerinin davalı …..’nin kusur ve ihmali sebebiyle yerel ve ulusal basına malzeme olduklarından annelerinin acılarını yaşama fırsatı dahi bulamadıklarını, bu nedenlerle davanın kabulü ile ¨100.000,00 manevi tazminat taleplerinin haksız fiilin gerçekleşştiği 13/09/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE
Dava, taşıma sözleşmesinden kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir.
HMK’nın 114/1 nci maddesinde dava şartları tahdidi olarak sayıldıktan sonra anılan maddenin ikinci fıkrasında da “Diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır.” hükmü ile diğer kanunlarda dava şartlarına ilişkin düzenlemelerinde dikkate alınması gerekliliğine vurgu yapılmıştır.
Sözü geçen Kanun’un 115 nci maddesi hükmü de “Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler.
(2) Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.” şeklinde olup buna göre Mahkeme’nin dava şartı noksanlığı hâlinde yapacağı işlemler düzenlenmiştir.
7155 sayılı Kanun’un 20 nci maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklene 5/A maddesinde ise “Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” hükmü uyarınca Asliye Ticaret Mahkemelerinde görülecek olan bazı davalarda,dava açılmadan önce arabulucuya başvurulması dava şartı hâline getirilmiştir.
Yine 7155 sayılı Yasa ile değişik 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesi hukmü ise “Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir.
Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” şeklinde olup madde ile arabulucuya başvuruyu dava şartı olarak kabul edilen davalarda, arabulucuya başvurmadan dava açılması hâlinde yapılacak işlem düzenlenmiştir.
Tüm bu belirlemeler ışığında somut olay değerlendirildiğinde;davacı vekili,taşıma sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemiyle huzurdaki davayı açmış ise de; dava konusunun, bir miktar paranın ödenmesine ilişkin olup davacı vekilinin dava açmadan önce arabulucuya başvurduğuna ilişkin herhangi bir belge sunmadığı gibi böyle bir iddiasının da bulunmadığı anlaşıldığından davanın 7155 Sayılı yasa ile değişik 6102 Sayılı TTK’nun 5/A ve aynı sayılı yasa ile değişik 6325 Sayılı Kanunun 18/A maddesinin birinci fıkrası uyarınca arabulucuğa başvurulmasına ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM/Yukarıda açıklandığı üzere:
1-7155 Sayılı Kanun ile 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanuna eklenen 5/A maddesi uyarınca, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat taleplerine ilişkin ticari davalarda dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmuş olması dava şartı olarak hüküm altına alınmış olup davacıların arabulucuğa başvurduğuna dair herhangi bir belge sunmadığı gibi bu yönde de bir iddiası bulunmadığından davanın 7155 Sayılı yasa ile değişik 6102 Sayılı TTK’nun 5/A ve aynı sayılı yasa ile değişik 6325 Sayılı Kanunun 18/A maddesinin birinci fıkrası uyarınca arabulucuğa başvurulmasına ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın USULDEN REDDİNE,
4-Alınması gerekli ¨44,40 karar ve ilam harcının peşin alınan ¨1.707,75 harçan mahsubu ile fazla alınan bakiye ¨1.663,35 harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan ¨771,80 yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda karar verildi.05/11/2019

Kâtip ….
☪e-imzalıdır.☪

Hâkim ….
☪e-imzalıdır.☪

“İŞ BU EVRAK 5070 SAYILI ELEKTRONİK İMZA KANUNUNUN 5. MADDE UYARINCA GÜVENLİ ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, 22. MADDE UYARINCA DA ISLAK İMZA İLE İMZALANMAYACAKTIR.”