Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/827 E. 2022/1007 K. 18.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/827 Esas
KARAR NO : 2022/1007

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 30/10/2019
KARAR TARİHİ : 18/10/2022
K.YAZIM TARİHİ : 09/11/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalıların sahip olduğu eğitim kurumlarının tadilat ve onarım işleri ile ilgili bazı işlerinin yapılması sonucunda 256.800,00 TL bedelli iş yaptığını ve ödernelerden sonra bakiye 105.000,00 TL borca karşılık müvekkiline iki adet kambiyo senedi verdiğini, senetlerden birinin …. San, Tic. Ltd. Şti. hesabından keşide edilen 15,02.2019 tarihli, lehdarı … olan 83.000,00 TL bedelli çek, diğerinin …. Eğitim Kurumları hesabından keşide edilen 15,02.2019 tarihli, lehdarı … olan 22.000,00 TL bedelli çek olduğunu , borcun ödenmemesi üzerine Büyükçekmece …. İcra Dairesi … Esas sayılı icra takibi başlatıldığını, borçluların ödeme itirazı sonucunda icra takibinin durdurulduğunu iddia ederek itirazın iptali ile takibin devamını ve asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının iddialarını ispatlamakla mükellef olduğunu, davacının çekleri ödemesini almadan teslim ettiğine ilişkin ispat yükünün davacı tarafta olduğunu, yapılan işlerle ilgili fatura bulunmadığını, davacının sunduğu ekli cetvelde şirket kaşesi ve şirket yetkililerinin imzasının bulunmadığını beyan ederek davanın reddini, alacağın %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini arz ve talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Dosyaya sunulan 04/01/2021 tarihli bilirkişi …. tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda özetle; davalılardan … San, Tic, Ltd, Şti.’nin 2018 ve 2019 yıllarına ait ticari defterlerinin tasdiklerinin yasal süresi içerisinde yapıldığı, diğer davalı şirket …. Eğitim Kurumları Ticaret A.Ş.’nin 2018-2019 dönemine at ticari defterlerinin açılış tasdiklerinin yasal süreleri içerisinde yapılmış olduğu ancak yevmiye defterinin kapanış tasdIkinin yasal süresinden sonra yapıldığı, davalı şirketlerin incelenen dönemlere ait ticari defterlerinde dava konusu alacakla ilgili bir kayda rastlanmadığı gibi dava konusu çeklere ait herhangi bir kayda rastlanılmadığı, dava konusu çeklerin arka yüzlerinin görülmediği için ciro silsilesinin takip edilemediği, icra inkar tazminatı ya da kötü niyet tazminatı şartlarının oluşup oluşmadığına dair takdirin sayın mahkemede olduğu, görüş ve kanaatine varılmıştır.
Dosyaya sunulan 16/08/2022 tarihli bilirkişi ….tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda özetle; İnceleme konusu belgedeki imza ile …..’in karşılaştırma belgelerindeki
imzaları arasında grafolojik ve grafometrik tanı unsurları açısından saptanan yüksek
derecedeki uygunluk ve benzerlikler nedeni ile A4 boyutunda beyaz kağıda düzenlenmiş
83.000,00 TL ve 22.000,00 TL bedelli iki adet çekin teslim alındığına ilişkin düzenlenmiş 01.11.2018 tarihli belgedeki imzanın, …..’in eli ürünü olduğu görüş ve kanaatine varılmıştır.
Huzurda görülen dava itirazın iptali davası olup, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan normal bir eda davasıdır.
Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde vereceği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi davanın kabulü halinde borçlu da alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır. Bu nedenle mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Yasal dayanağını İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67. maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Dosyada ve tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacının çek bedeli alacağından kaynaklı davalı aleyhine başlattığı ilamsız icra takibine davalının itirazı sonucunda işbu davayı açtığı görülmüştür. Davacı tarafından takibe dayanak yapılan 22.000,00 TL ve 83.000,00 TL bedelli çek asıllarının ödemesi alınmaksızın davalılardan …..’e teslim edildiği iddia edilmiş olup çek asıllarının teslimine ilişkin bir adet belge ibraz edilmiştir. Söz konusu belgedeki davalı imzası inkar edildiği için evrak üzerindeki imzanın davalı …..’e ait olup olmadığı konusunda bilirkişi incelemesi yapılmış olup yapılan bilirkişi incelemesi neticesinde söz konusu imzanın davalıya ait olduğu tespit edilmiştir. İtirazın iptali davası icra takibine sıkı sıkıya bağlı; itiraz üzerine duran icra takibinin devam edebilmesini sağlayan ve takip hukuku içinde olmakla birlikte, maddi hukuk ilişkisinin incelenerek uyuşmazlığı kesin hükümle sonuçlandıran bir davadır. Davanın takibe bağlılığı alacağın miktarı bakımından söz konusu olduğu gibi alacağın kaynağı bakımından da geçerlidir. Davacı tarafından icra takibinde takibin dayanağı olarak iki adet çeke dayanılmıştır. Dosya kapsamında davacının da kabulünde olduğu üzere takibe dayanak yapılan çek asılları davacı tarafından davalıya iade edilmekle davacının artık iade ettiği çeklere dayalı olarak talepte bulunmasının mümkün olmaması ve davacının sadece söz konusu çeklere dayalı olarak takip başlatması nedeni ile açılan davanın reddine; davalılar tarafından davacının icra takibi açmakta kötü niyetli olduğu ispatlanamadığından davalıların kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-AÇILAN DAVANIN REDDİNE,
2-Davalıların şartları oluşmayan kötü niyet tazminatı taleplerinin REDDİNE,
3- Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan ve tahsili gereken 80,70 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 1.268,14 TL nispi harçtan mahsubu ile fazla alınan 1.187,44 TL harcın istek halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından sarf olunan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6- Sarf olunmayan delil/gider avanslarının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
7- Kendisini vekil ile temsil ettiren davalılar lehine yürürlükte bulunan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 16.750,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
8-6235 sayılı Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesinin 13. fıkrası uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve yargılama giderinden sayılan Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davacıdan tahsili ile Hazineye İRAT KAYDINA,
Dair; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341. ile 360. madde hükümleri uyarınca mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalı …. ile davalı …. vekilinin ve diğer davalıların yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 18/10/2022

Katip ….
☪e-imzalıdır.☪

Hakim …
☪e-imzalıdır.☪