Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/826 E. 2020/830 K. 07.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/826
KARAR NO : 2020/830

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/10/2019
KARAR TARİHİ : 07/12/2020
KARAR YAZIM TARİHİ : 30/12/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesi ile müvekkili şirket ile davalı şirket arasında ticari ilişki kurulduğunu, bu ilişkiden doğan ticaret sonucunda cari hesapta 1.386,14 TL alacaklı bulunduklarını, davalı tarafın borcun tamamını ödemediğini, davalı aleyhine İstanbul Anadolu …. icra Müdürlüğünün …. Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalının borçlu olmadığından bahisle borca, ferilerine ve icra takibine itirazı sonucunda takibin durduğunu, arabuluculuk girişiminden de sonuç alınamadığını, davalının arabuluculuk toplantısına gelmediğini, davanın kabulü ile yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, davalı aleyhine % 20’den aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Taraflara usulüne uygun tebligat yapılmıştır.

Dosyaya sunulan 22/07/2020 tarihli bilirkişi SMM … tarafından düzenlenen raporda davacı şirketin incelenen ticari defterlerine güre, takip tarihi itibarı ile davalı taraftan 1.386,14 TL alacaklı bulunduğu, bu tarihten itibaren davalı tarafından davacıya yapılmış herhangi bir ödemenin bulunmadığının tespit edildiği anlaşılmıştır.
Dava İtirazın iptali davası olıup, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan normal bir eda davasıdır.
Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde verdiği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi davanın kabulü halinde borçlu da alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır. Bu nedenle mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Yasal dayanağını İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67.maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Yargıtay’a göre; “Likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ise; ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Bu koşullar yoksa, likit bir alacaktan söz edilemez”(HGK. 14.07.2010 gün ve 2010/19-376 E, 2010/397 K, HGK, Y.HGK. 17.10.2012 gün ve 2012/9-838 E, 2012/715 K)
Dosya tüm deliller ile birlikte değerlendirildiğinde; tarafların arasındaki uyuşmazlık Silivri Anadolu …. İcra Müdürlüğünün … takip sayılı dosyasındaki takibe konu faturalardan dolayı alacak miktarının ne olduğu, temerrüdün gerçekleşip gerçekleşmediği ,tarihinin ne olduğu, faiz oranı ve türünün ne olduğu davalının icra dosyasında yapmış olduğu asıl alacak ve faize itirazın haklı olup olmadığı, inkar ve kötü niyet tazminatı şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmakta olduğu, bu kapsamda tarafların ticari defterleri üzerinde inceleme günü verildiği, dosyaya sunulan 22/07/2020 tarihli bilirkişi SMM bilirkişisi tarafından düzenlenen raporda davacı tarafından davalıya toplam1.386,24-TL’lik fatura kesildiği, icra takip tarihinde davacının davalıdan 1.386,24-TLalacaklı olduğu tespit edilmiş olup, davacının dosyaya sunmuş olduğu 19.10.2020 tarihli faturalara ilişkin irsaliyeler ve kargo gönderi evrakları ile de mal teslimini ispat ettiği ve dolayısıyla mal bedelini almaya hak kazandığı, davalının da malların bedelini ödediğine dair dosyada herhangi bir delil bulunmadığı anlaşılmakla açılan davanın kabulüne, alacağın likit olması nedeni ile davalının alacağın%20 si oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
AÇILAN DAVANIN KABULÜNE,
1-Davalının Anadolu …. İcra Müdürlüğünün … Esas Sayılı dosyasına yapmış olduğu İTİRAZIN İPTALİNE, Takibin kaldığı yerden devamında,
2-Alacağın likit olması nedeni ile alacağın % 20’si (277,20-TL) oranında icra inkar tazminatının dvalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
3-Alınması gerekli 94,70 TL harçtan peşin alınan 44,40 TL peşin harcın mahsubu ile 50,30 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4- Davacı tarafından yatırılan 44,40- TL başvuru harcı, 44,40-TL peşin nispi harç, 6,40-TL vekalet harcı olmak üzere toplam 96,20- TL harcın davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince 1.386,14 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13.maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye irat KAYDINA,

7-Davacı tarafından yatırılan 49,50 TL tebligat müzekkere gideri, 700 TL Bilirkişi ücreti toplamı 844,70 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,

8-Taraflarca yatırılıp harcanmayan masrafın karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 07/12/2020

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza

“iş Bu Evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanununun 5. Madde Uyarınca Güvenli Elektronik İmza İle İmzalanmış Olup, 22. Madde Uyarınca Da Islak İmza İle İmzalanmayacaktır.”