Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/78 E. 2020/639 K. 13.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/78 Esas
KARAR NO : 2020/639

VEKİLİ : Av. ONUR AKTAŞ – [16749-47458-97423] UETS
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/12/2018
KARAR TARİHİ : 13/10/2020
K.YAZIM TARİHİ : 26/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
Davacının görevsiz Büyükçekmece …. Asliye Hukuk Mahkemesine sunmuş olduğu 13.12.2018 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde özetle; davacıya ait 25.000,00 TL bedelli toplam tutarı 75.000,00 TL bedelli üç adet senetinin 2017 yılıda …’e tarafından senet vadeleri ve düzenleme tarihleri açık olarak yapmış olduğu iş karşılığı güvence bedeli olarak verilen adi senetlerinin izninin ve bilgisi olmaksızın el değiştirdiğini ve …. Metal Sanayi ve Tic. Ltd. Şirketi tarafından senetler üzerine ödeme vadesi ve düzenleme tarihi eklenerek borç senedine dönüştürüldüğünü ve firma tarafından …bankası … şubesine tahsil için verildiğini, bahse konu üç adet senedinin yapılan iş güvencesi olarak verilen ve yapılan iş bitiminde iade edilecek olan adi senetlerinin üzerlerine kendi el yazıları ile vade ve düzenleme tarihi eklenmek suretiyle 3 adet 25.000,00 TL ve toplam 75.000,00 TL adi senetlerin güven ilişkisi nedeniyle boş bırakılan yerlere yeni tarihler yazılarak davalı şirket tarafından aleyhine banka ihbarnamesi ile ödeme emrinin 20/11/2018 tarihinde eşine posta kanalıyla tebliğ edildiğini, bu nedenle Büyükçekmece Cumhuriyet başsavcılığına suç duyurusunda bulunulacağını, haksız durum nedeniyle davaya konu senetler sebebiyle her türlü tazminat ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, davalı aleyhine açtıkları menfi tespit davasının kabulüne, davalı şirket lehine keşide ettiği senetler karşılığında davalı şirkete herhangi bir borcunun olmadığının tespitine, dava konusu farklı tarihli 3 adet senedin iptaline, dava konusu senedni tahsili halinde müvekkili şirketin ileride telafisi imkansı maddi ve manevi zararlara uğrayacağı muhtemel olduğundan dava konusu senetlerin şahsi durumu nedeni ile teminatsız veya mahkemece uygun görülecek bir teminat mukabilinde ve iş bu dosya kapsamında yapılacak yargılama neticesinde verilecek mahkeme kararının kesinleşmesine kadar, dava onusu senetlerin ödenmesini engeller mahiyette ve muhtemel icra takiplerin durdurulması amacıyla ihtiyati tedbir kararı verilmesine, kötü niyetle hareket ederek ticari hayatına onarılmaz zararlar veren davalıların %20’den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekilinin 08.04.2019 Uyap Kayıt tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacının muhatabının … olduğunu, bu sebeple pasif husumet itirazlarının bulunduğunu, senetlerin teminat senedi olduğundan veya emre yazılı olduğuna dair senet üzerinde bir emare bulunmadığını, müvekkillerinin …’den dava konusu senetleri alırken tam ve eksiksiz aldığını, bu sebeple senet üzerindeki tahrifat iddiasının gerçek olmadığını davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
6102 sayılı TTK’nın 680. maddesi gereğince “Tedavüle çıkarılırken tamamen doldurulmamış bulunan bir poliçe, aradaki anlaşmalara aykırı bir şekilde doldurulursa, bu anlaşmalara uyulmadığı iddiası, hamile karşı ileri sürülemez; meğerki, hamil poliçeyi kötüniyetle iktisap etmiş veya iktisap sırasında kendisine ağır bir kusur isnadı mümkün bulunmuş olsun.” hükmü gereğince açık senet düzenlenmesi mümkündür. senedin sonradan anlaşmaya aykırı doldurulduğu iddiasını ileri süren borçlunun bu yöndeki iddiasını yazılı delille kanıtlaması gerekmektedir. ( T.C Yargıtay 19.Hukuk Dairesi’nin 20/03/2013 tarihli 2013/698 E., 2013/4868 K. sayılı kararıda bu doğrultudarı.), yine bononun illetten mücerret kıymetli evrak niteliğinde olması nedeniyle davalı tarafın bonoyu hangi nedenle iktisap ettiğini açıklamak zorunda değildir. Davacı tarafından dava dilekçesi ile bir adet bono sureti ibraz edilmiş olup; diğer bonoların birer suretinin ilgili banka müdürlüğünden celbi ile davacının ayrıntılı beyanına başvurulmuş davacı tarafından “yirmibeşbin”şeklinde senet bedellerin yazıyla belirtildiği kısım ve imzalar inkar edilmemiştir. Her ne kadar kıymetli evrak niteliği itibari ile senetten bağımsız ise de davacı tarafından dava dilekçesinde senedin güvence olarak lehtara verildiği iddiasında bulunulmuş olduğu davalı ….’in diğer davalı şirket yetkilisi ve senet lehtarı ile arasında akrabalık ilişkisi bulunduğu nazara alınarak davacının yemin deliline dayanmış olduğu gözetilerek davacıya yemin delili hatırlatılmış ve ….. davacı tarafından sunulan yemin metnini 24.12.2019 tarihli celsede okuyarak yemin etmiştir. Bu celsede ki beyanında senet lehtarı dava dışı amcasına gayrimenkuller verdiğini karşılığında senetleri aldığını senetler üzerinde oynama yapmadığını, davacı ile dava dışı lehtar arasında ki ilişkiyi bilmediğini ifade etmiştir.
Elde edilen deliller ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacının davasını kesin / yazılı deliller ile ispatlayamamış olması nedeni ile sübut bulmayan davanın reddine karar verilerek aşağıda yazılı şekilde hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan ve tahsili gereken 54,40 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 1280,82- TL nispi harçtan mahsubu ile Hazine’ye İRAT KAYDINA , bakiye 1226,42- TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
3-a.)Davacı tarafından sarf olunan toplam yargılama giderinin kendi üzeride BIRAKILMASINA,

b.)Davalı tarafça sarf olunmuş yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar tesisine YER OLMADIĞINA,
c.)Sarf olunmayan delil/gider avanslarının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa İADESİNE,
5- Kendisini vekil ile temsil ettiren davalı lehine yürürlükteki AAÜT ve Av. Kan gereğince takdir olunan 10.550,00 -TL vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalıya VERİLMESİNE,
Dair, 5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre, Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı ile davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 13/10/2020

Katip ….
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı