Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/779 E. 2021/567 K. 29.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/779 Esas
KARAR NO : 2021/567

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/10/2019
KARAR TARİHİ : 29/06/2021
K.YAZIM TARİHİ : 29/07/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili tarafından dava dilekçesi ile; Müvekkili ile davalı arasındaki ticari ilişki gereği davalıya ürün sattığını, bu satış bedelleri toplamı 18.757,93 TL’nin davalı tarafından ödenmediğini, bu nedenle İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyadan takibe girişildiğini, davalının takibe ve borca itirazı üzerine takibin durduğunu beyanla itirazın iptali ile takibin devamını, davalı tarafın % 20 oranından az olmamak üzere icra/inkar tazminatı ile mahkumiyetini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı tarafından yapılan usulüne uygun davetiyeye rağmen davaya cevap verilmemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dosyamız arasına celp edilen İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; Davacı alacaklının 23/07/2019 tarihinde 11.477,26 TL asıl alacak 7.280,67 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 18.757,93 TL üzerinden davalı borçlu aleyhine 7 örnek ilamsız takip yaptığı, ödeme emrinin borçluya 25/07/2019 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu vekili tarafından UYAP işlem kütüğüne göre 31/07/2019 tarihinde davacı alacaklıya borcu bulunmadığı gerekçesiyle, borca, işlemiş ve işleyecek faize ve tüm ferilerine itiraz ettiği, görüldü.
Dosyaya sunulan 15/05/2020 tarihli bilirkişi SMMM …. tarafından düzenlenen raporda; davacının ticari defterleri üzerinde inceleme yapılmış; davacının ticari defterlerinin usulüne uygun tutulmadığı bu nedenle de sahibi lehine delil kabiliyetinin bulunmadığı, davacı taraf kayıtlarına göre davacının davalıdan takip ve dava tarihi itibariyle 11.477,26 TL alacaklı olduğu; davalı ticari defterlerinin de usulüne uygun tutulmadığı gerekçesi ile sahibi lehine delil kabiliyetinin bulunmadığı, davalı ticari defter ve kayıtlarına göre ise davalının 10.260,34 TL borçlu olduğu, taraflar arasındaki 1.216,92 TL’lik farkın tespiti için tarafların 2012 ve 2019 yılları arası ticari defterlerin incelenmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
Davacı tarafından dosyaya sunulan fatura asılları üzerinde davalı şirketin kaşesinin bulunduğu ancak imza bulunmadığı tespit edilmekle davacı şirkete yemin delili hatırlatılmıştır. Davacı tarafından yemin teklif edilmekle davalı şirket yetkilisi tarafından 13/10/2020 tarihli celsede “İstanbul …. İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyasından takip ve huzurdaki davaya konu cari hesap ekstresi, …, … numaralı irsaliyeli faturalara konu malları teslim almadığıma, bu fatura ve cari hesap ekstresine konu mallar nedeni ile davalıya herhangi bir borcum olmadığına şerefim namusum kutsal saydığım bütün inanç ve değerler uğruna yemin ederim.” şeklinde yeminde bulunulmuştur.
Huzurda görülen dava itirazın iptali davası olup, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan normal bir eda davasıdır.
Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde vereceği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi davanın kabulü halinde borçlu da alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır. Bu nedenle mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Yasal dayanağını İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67. maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Dosya ve tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacının, fatura alacağından kaynaklı davalı aleyhine başlattığı icra takibine davalının itirazı sonucunda işbu davayı açtığı görülmüştür. Tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda uyuşmazlık konusunun çözümü için tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, raporda tarafların ticari defterlerinin usulüne uygun tutulmadığından sahipleri lehine delil kabiliyetlerinin bulunmadığı, davacı ticari defterlerine göre davacının davalıdan takip ve dava tarihi itibariyle 11.477,26 TL alacaklı olduğu; davalı ticari defter ve kayıtlarına göre ise davalının 10.260,34 TL borçlu olduğu bildirilmiştir. Davacı tarafından dosyaya sunulan fatura asıllarında imza olmaması ve davacının dava dilekçesinde açıkça yemin deliline dayanmış olması nedeni ile yemin delili hatırlatılmakla davacının davalıya yemin teklif etmesi üzerine davalı şirket yetkilisi tarafından usulüne uygun olarak yaptırılan yemin edası neticesinde kesin delil niteliğindeki yemin beyanı dikkate alınarak ispatlanamayan davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- AÇILAN DAVANIN REDDİNE,
2- Yasal şartları oluşmayan davacının icra inkar tazminatı talebinin REDDİNE,
3- Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan ve tahsili gereken 59,30 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 320,34 TL nispi harçtan mahsubu ile Hazine’ye irat kaydına, bakiye 261,04 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
4- Davacı tarafından sarf olunan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5- Davalı tarafından sarf olunmuş yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar tesisine yer olmadığına,
6- Sarf olunmayan delil/gider avanslarının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
7- Kendisini vekil ile temsil ettiren davalı taraf lehine yürürlükte bulunan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/1. maddesi gereğince takdir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8- 6235 sayılı Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesinin 13. fıkrası uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve yargılama giderinden sayılan Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davacıdan tahsili ile Hazineye İRAT KAYDINA,
Dair; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341. ile 360. madde hükümleri uyarınca mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 29/06/2021

Katip …
E-İmzalı

Hakim …
E-İmzalı

“İŞ BU EVRAK 5070 SAYILI ELEKTRONİK İMZA KANUNUNUN 5. MADDE UYARINCA GÜVENLİ ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, 22. MADDE UYARINCA DA ISLAK İMZA İLE İMZALANMAYACAKTIR.”