Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/775 E. 2021/19 K. 12.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/775
KARAR NO : 2021/19

DAVA : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/03/2018
KARAR TARİHİ : 12/01/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 29/01/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) davasının dosya üzerinden yapılan incelemesi sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacılar vekilinin Bakırköy nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine vermiş olduğu 13/03/2018 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde ;Borçlu müvekkil …..’ nin diğer borçlu ….. Gıda Tur. Teks. Ayakk. İnş. Emlak Nak. Ltd. Şti.’ nin imza yetkilisi ve ortağı olduğunu, davalı ile uzun bir süre oldukça yüksek rakamlarla ticari alışverişte bulunduklarını, ….. Gıda’ nin davalı şirket ile aralarında varolan faaliyetler çerçevesinde davalıdan aldıkları malların karşılığında ödemelerin şirket çekleri ile yapıldığını, davalıya 1 adet ¨ 2.000,000 tutarlı teminat vasfına haiz bononun verildiğini, bu bonoda sehven müvekkilin asıl borçlu olarak akdedildiğini, kefil olarak da ….. Gıda’ nin kefil olarak gösterildiğini, müvekkilin biranda içine girdiği ticari sıkıntı sebebiyle ¨500.000 tutarında ödenemediğinden davalı tarafından icra işlemine İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğü’ nün … ve İstanbul …. İcra Müdürlüğü’ nün … Esas sayılı dosyalarıyla icra takibine konu edildiğini, bu çeklerin yanında davalı tarafın elinde bulunan teminat senedini Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’ nün ….. Esas sayılı dosyalarıyla icra takibine koyduğunu, davalının senedin tahsil amacını da müvekkili …..’ ye borç verdiklerini iddia ettiklerini, defter ve belgeler üzerinde yapılacak bilirkişi incelemesi neticesinde takip borçlularının böyle bir bonodan doğan borçlarının bulunmadığının ortaya çıkacağını,E. sayılı dosyasına konu bir borcunun bulunmadığının tespiti ile takibin iptaline, davalının kötü niyetli icra takibi nedeniyle %20′ den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, dava masrafları ve avukatlık ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacılar vekili Mahkememize sunduğu 30/10/2018 havale tarihli ıslah dilekçesi ile maddi vakıaları ıslah etmiş,anılan ıslah dilekçesinde özetle;davalı tarafa verilmiş olan huzurdaki yargılamaya konu senedin davalı tarafa boş olarak verildiğini,müvekkili …..’nin, 2016 yılının 12. Ayında bir takım işleri için İnegöl’de bulunmakta iken davalı şirketten … ve … isimli şahısların müvekkillerini takip ettiğini,müvekkilini …’de bulup orada bir kafeye götürdüğünü,müvekkilinin, yanında …, … ve bu şahısların bir arkadaşı olduğu halde bu kafeye götürüldüğünü,burada ….. Gıda isimli şirketin …. isimli şirkete ¨700.000,00 borcu olduğunu söyleyerek bu borcu ödemesini söylediklerini,müvekkilinin bu borcu kabul etmemesi üzerine bu kişiler ” senin adresini biliyoruz, seni öldürürüz” diyerek müvekkilini tehdit ettiklerini,ardından müvekkiline zorla boş bir senedi imzalattıklarını ve borcu ödedikten sonra senedi vereceğini söylediklerini,,söz konusu senette sadece imzanın müvekkiline ait olup geri kalan hiç bir kısım müvekkil tarafından yazılmadığını,nitekim senedin boş olarak alındığını,daha sonra söz konusu boş senedi huzurdaki davaya konu şekilde doldurarak işleme koyulduğunu,,müvekkilinin söz konusu borçlarını, huzurdaki davaya konu bilirkişi raporunda ve sunulan ödeme belgelerinden net bir şekilde anlaşılacağı üzere ödemiş olmasına rağmen söz konusu senedi kendisine iade etmeyerek bu parayı da ödeyeceksin denildiğini,müvekkilinden senedi boş olarak alan davalı tarafın, daha sonra senedi doldurtturarak işleme koyduğunu,senedi dolduran şahıs da senedi kendisinin doldurduğunu açıkça ikrar ettiğini,senedin … isimli şahıs doldurduğunu,bu kişinin senedin nasıl alındığını,bildiğini,söz konusu hususta Yağma, Açığa İmzanın Kötüye Kullanılması, Dolandırıcılık ve Sahtecilik ile ilgili olarak İnegöl(Bursa) Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … soruşturma numarası ile şikayette bulunulduğunu,davalı tarafın yukarıda anlatıldığı şekilde ikrah yoluyla müvekkilinden beyaza imza almış olup bu senedi icra takibine konu edildiğini,söz konusu senedin ikrah yoluyla alınması nedeniyle hüküm ifade etmeyeceğini,takibin iptali gerektiğini,davacı ….. Gıda isimli şirketin, …..’ye verdiği ve 09 Aralık 2011 tarih … sayılı ticaret sicil gazetesinde tescil ve ilan olunan 25/11/2011 tarih ve … karar numaralı karara göre …..’ye, “şirket kaşesi altına atacağı münferit imzası ile şirketi temsil ve ilzama” dair yetki verildiğini,açıkça görüleceği üzere …..’nin müvekkil şirketi geçerli şekilde temsil edebilmesi için “şirket kaşesi altına” atacağı imzanın gerektiğini,ancak huzurdaki yargılamaya konu senette net bir şekilde müvekkil şirketin kaşesinin basılmadığını,,sadece elle yazılmış bir şirket ismi bulunduğununun ortada olduğunu,söz konusu senetteki yazıların hiç birinin de müvekkili …..’ye ait olmadığı göz önüne alındığında müvekkili şirket yönünden senedin hiç bir anlam ifade etmemesi gerektiğini ve borçlu olmadığının tespit edilmesi gerektiğinin izahtan vareste olduğunu,bu nedenlerle dayandıkları maddi vakalara ilişkin ıslah dilekçelerini sunar, zorla senet imzalattırılmak suretiyle ikrah yoluyla müvekkilinden alınan senet nedeniyle borçlu olmadıklarının tespitine ve takibin iptaline karar verilmesini, %20 oranında kötü niyet tazminatının davalı taraftan alınarak tdavacılara verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekilinin 10/04/2018 havale tarihli davaya cevap dilekçesinde özetle; Davacılar tarafından müvekkili şirket aleyhine Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün ….. Esas sayılı dosyasına yönelik olarak icra takibine konu böyle bir borçlarının bulunmadığının tespiti ve takibin iptali ile %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına karar verilmesi talebi ile ikame edilmiş olan işbu huzurdaki dava haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olup, reddi gerektiğini, huzurdaki davada tüm ispat yükünün davacılara ait olduğunu, davayı ispatlayacak nitelikte hiçbir delil sunulmadığını ve dava ispat edilemediğini, borç ikrarı içeren bononun mücerretlik ilkesi gereğince bedelsiz olduğunu iddia eden taraf iddiasını yazılı delil ile ispatlamak zorunda olduğunu, kambiyo vasfına haiz bono, taraflar arasındaki temel ilişkiden bağımsız olduğunu, bu nedenlerle de aksinin ancak yazılı delil ile ispatı gerektiğini, zira bono, bağımsız borç ikrarını içeren bir senet olduğundan, bu nedenle de bir illete bağlı olması gerekmez ve kural olarak da yazılı ispat yükü senedin bedelsiz olduğunu iddia eden tarafa ait olduğunu, davalarında tüm ispat yükünün, “nakden” kaydı içermekte olan senedin teminat senedi olduğunu iddia eden ve ayrıca bu şekilde senedin ta’lili yoluna giden davacılara ait olduğunu, dava konusu icra takibine dayanak, tüm yasal unsurları barındıran senet , “nakden” kaydına havi , açık ve net borç ikrarı içerdiğini ve borcun varlığının sabit olduğunu, davacılar tarafından delil olarak ileri sürülen, dava konusu icra dosyası ile ilgisi bulunmayan, tarafları ve konusu başka olan icra takiplerinin davaları ile ilgisi bulunmadığını, davacı 1 yılı aşkın süredir devam eden tasarrufun iptali davalarını uzatmaya yönelik olarak huzurdaki davayı ikame etmiş olup, kötüniyetli hareket ettiklerini, Bakırköy …. Asliye Hukuk Mahkemesi … Esas sayı ile görülmekte olan hisse devrine ilişkin tasarrufun iptali davalarının yaklaşık 1,5 senedir sürmekte olup, dosyada bilirkişi incelemeleri yapıldığını, 26/12/2017 tarihli kök ve son olarak 14/03/2018 tarihli ek rapor olmak üzere bilirkişi raporları düzenlendiğini, bu raporlara göre; muvazaalı olarak ¨55.000,00’ye ve iş ortağına devredilen hissenin öz sermaye değerinin devir tarihi itibariyle ¨1.342.968,00 ve dava tarihi itibariyle ¨1.570.838,08 olduğunun tespit edildiğini, “nakden” bedel kaydına havi ¨2.000.000,00 bedelli ve Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün ….. Esas sayılı icra dosyası dayanağı yasanın öngördüğü şartlara haiz senet metni gayet açık ve net olduğunu, herhangi bir tartışmaya da mahal vermeyecek nitelikte olduğunu ve borcun varlığı sabit olduğunu, davacılar, “nakden” kaydına havi senedin teminat senedi olduğu şeklindeki iddialarını yerleşmiş Yargıtay Kararları ve yasa hükümleri gereğince ancak yazılı delil ile ispatına yükümlü iken, davalarında bu iddiasını ispatlayacak nitelikte hiçbir delil ve belge sunmadığını, böylelikle ispat yükü üzerinde olan davacılar, ispat yükümlüğünü yerine getirmediğinden haksız ve ispat edilemeyen davanın reddi gerektiğini, müvekkili şirket aleyhine açılan haksız, her türlü hukuki dayanaktan yoksun davanın reddini, kötüniyetli olarak ikame edilen işbu dava nedeni ile davacı borçlular aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yanlara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER ve GEREKÇE:
Dava, icra takibine konu yapılan bononun korkutulmaya dayalı olarak alındığı iddiasıyla menfi tespit istemine ilişkindir.
Mahkememiz tarafından belirlenen duruşma gün ve saatini bildirir davetiyenin davacılar vekiline tebliğ edilmesine karşın davacılar vekilinin duruşmada hazır olmadığı gibi geçerli bir mazerette bildirmediğinden dolayı HMK’nun 150/1.maddesi uyarınca dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verildiği tarihten itibaren üç aylık yasal süre içinde yenilenmediği anlaşıldığından davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM/Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın HMK.’nun 150/5 maddesi uyarınca 01/01/2021 tarihi itibariyle AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,

2-Alınması gerekli ¨54,40 karar ve ilam harcının peşin alınan ¨ 34.155,00 harçtan mahsubu ile fazla alınan ¨34.100,60 harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara İADESİNE,
3-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerlerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı tarafından yapılan 11 adet tebligat+posta masrafı ¨138,00.’nin davacılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davalıya VERİLMESİNE,
5-Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre hesap edilen ¨4.080,00 ücreti vekaletin davacılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davalıya VERİLMESİNE,
6-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan ¨195,00 yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde davacılara İADESİNE,
7-Davalı tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde davalıya İADESİNE,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oybirliği ile karar verildi. 12/01/2021

Başkan …
☪e-imzalıdır.☪
Üye …
☪e-imzalıdır.☪
Üye …
☪e-imzalıdır.☪
Katip …
☪e-imzalıdır.☪

“İŞ BU EVRAK 5070 SAYILI ELEKTRONİK İMZA KANUNUNUN 5. MADDE UYARINCA GÜVENLİ ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, 22. MADDE UYARINCA DA ISLAK İMZA İLE İMZALANMAYACAKTIR.