Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/765 E. 2020/642 K. 14.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/765
KARAR NO : 2020/642

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/10/2019
KARAR TARİHİ : 14/10/2020
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 18/11/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP: Müvekkili şirket ile davalı şirket arasında ticari iş ilişkisi kurulmuş olduğunu, davalı tarafın müvekkili şirketten mal satın almış olduğunu, taraflar arasındaki bu ticari ilişkiden kaynaklanan ve davalı şirketin müvekkili şirkete olan borcundan dolayı cari hesap alacağı tahsil edilemeyince cari hesaba dayalı olarak 15.599,76 TL asıl alacak olmak üzere borçlu şirket hakkında icra takibi başlatıldığını, bu itiraz üzerine müvekkilin bahsettikleri alacaklarının ödenmesi için dava şartı olan arabuluculuğa başvurmuş ise de anlaşma sağlanamadığnı, borcun ve ticari ilişkinin varlığı irsaliye, fatura ve cari hesap ekstresi ile sabit olduğunu, Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğü’ nün … Esas dosyasına yapılan itirazın iptali ile % 20’den az olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekâletin de davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Taraflara duruşma gün ve saati usulüne uygun tebliğ edilmiştir.
Dosyaya sunulan bilirkişi raporunda: Davacının 2018 ve 2019 yılı ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, Davacının ticari defterlerine göre; takip tarihi (01.02.2019) itibariyle davacının davalıdan 15.599,76 TL alacağının olduğu, Davalı 22.01.2020 tarihli incelemeye katılmadığı ve yerinde inceleme talebi bulunmadığından; davalının ticari defter ve belgeleri incelenemediğini, Davacının davalıya takip konusu alacağa ilişkin olarak düzenlemiş olduğu faturaların 19 adet toplamda 16.602,12 TL tutarlı faturalarından kaynaklı olduğu faturalara dayanak teşkil eden irsaliyelerin teslim alan kısımlarında …. ve … isimli şahısların isimlerinin ve İmzalarının bulunduğu, Üsküdar Vergi Dairesi müdürlüğünce dosyaya celp edilen davalıya ait 2018 yılları BA formlarında davalının davacıdan 14 adet toplamda 12.855,00 TL ( KDV Hariç) tutarında mal/hizmet alımı yapmış olduğunu beyan ettiği bununla birlikte davacının dosyaya sunmuş olduğu Temmuz 2018 ve Eylül 2018 dönemlerine ait BS formalarında davalıya düzenlemiş olduğu fatura adetlerinin ve tutarının davalının 2018 yılında beyan etmiş olduğu BA formlarındaki adet ve belge tutarı İle uyumlu olduğu dolayısıyla öncelikle tarafların BA/BS formlarının İçeriğindeki dönemlere ilişkin 14 adet toplamda KDV dahil 15,017,36 TL tutarındaki faturaların davalının kabulünde olduğu, Davacının davalıya Temmuz 2018 ve Eylül 2018 dönemlerinde düzenlemiş olduğu ve ilgili dönem BS formlarında beyan etmiş olduğu 14 adet toplamda KDV dâhil 15.017,36 TL tutarındaki mal/hizmet satışlarına ilişkin faturaların dosyaya celp edilen davalıya ait 2018 yılı BA formları İle uyumlu olması nedeniyle davalının kabulünde olduğu anlaşıldığı bu itibarla davalının kabulünde olan 14 adet toplamda KDV dahil 15.017,36 TL tutarındaki faturalara dayanak teşkil eden sevk irsaliyelerinin yukarıdaki tabloda da gösterildiği şekilde teslim alan kısımlarında bulunan … isimli şahsın imzasının bulunması dolayısıyla aynı şahıs tarafından İmzalanan diğer faturalarında davalının kabulünde olduğuna dair teamülün oluştuğu. Neticeten, yukarıda izah edilen nedenlerle davacının takip tarihf itibariyle davalıdan 15.599,76 TL alacaklı olduğu hususlarının tespit edildiği anlaşılmıştır.
Dava İtirazın iptali davası olıup, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan normal bir eda davasıdır.
Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde verdiği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi davanın kabulü halinde borçlu da alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır. Bu nedenle mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Yasal dayanağını İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67.maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Yargıtay’a göre; “Likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ise; ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Bu koşullar yoksa, likit bir alacaktan söz edilemez”(HGK. 14.07.2010 gün ve 2010/19-376 E, 2010/397 K, HGK, Y.HGK. 17.10.2012 gün ve 2012/9-838 E, 2012/715 K).
Taraf beyanları, dosyada mevcut bilgi belgeler, bilirkişi raporları ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı davalı şirketten mal alacağı nedeni ile icra takibi başlatmış olup, bu kapsamda yapılan ticari defterlerin incelenmesinde takip miktarı kadar davacının alacaklı olduğu tespit edilmiş, davacının takibe konu malların davalıya teslimi hususunda ise davalının BA kayıtlarında yapılan incelemede BA kayıtlarında yer aldığı bu hususta teslim olgusunun da ispatlandığı, 14.03.2020 tarihli bilirkişi raporu da dikkate alınarak anlaşılmakla açılan davanın kabulüne, Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğünün … Esas Sayılı takip dosyasında yapmış oldukları itirazın iptaline, takibin devamına, alacağın likit bir alacak olmakla ve itirazın haksızlığı anlaşıldığından İİK 67//2 madde ve fıkrasına göre % 20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacı yana ödenmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
AÇILAN DAVANIN KABULÜNE
1-Davalının Küçükçekmece .. İcra Müdürlüğünün .. Esas Sayılı dosyasındaki davalının İTİRAZIN İPTALİNE, takibin kaldığı yerden devamına,
2-Alacak faturaya dayalı likit bir alacak olmakla ve itirazın haksızlığı anlaşıldığından İİK 67//2 madde ve fıkrasına göre % 20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacı yana ödenmesine,
3-Alınması gerekli 1.065,62 TL harçtan peşin alınan 188,41 TL peşin harcın mahsubu ile 1.065.17 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 239,21 TL harç, 127,4 TL tebligat müzekkere gideri, 440,00 TL Bilirkişi ücreti toplamı 806,61 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,

6-Taraflarca yatırılıp harcanmayan masrafın karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı HMK 394/5 ve 341/1 maddesi gereğince tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 14/10/2020

Katip …
E-İmzalı

Hakim …
E-İmzalı