Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/752 E. 2020/346 K. 01.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/752
KARAR NO : 2020/346

DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/10/2016
KARAR TARİHİ : 01/07/2020
KARAR YAZIM TARİHİ : 14/07/2020
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesi ile müvekkili ile davalı arasında 09/06/2009 tarihli taşınmaz mal satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşme ile davalının mülkiyeti müvekkiline ait taşınmaz üzerinde inşaat yaparak müvekkiline bir dükkan, üç daire teslim etmeyi yüklendiğini, sözleşme süresinin 31/07/2009 tarihinden başlayarak 36 ay olarak kararlaştırıldığını, ancak iki parselin tevhidi halinde bitim süresinin 30/09/2012 tarihi olacağının kararlaştırıldığını, sözleşmede teslimin süresinde yapılmaması halinde zararın ne şekilde tanzim edileceğine dair ek protokol düzenlendiğini, bu protokole göre 150.000 TL gecikme tazminatı, 1 yıl, 4 ay, 27 gün için fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak üzere 1.000 TL tazminat, ayrıca ihtarname bedeli 173,26 TL’den toplam 151,173,26 TL tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile dava konusu sözleşmeden kaynaklanan tüm yükümlülüklerinin sözleşmeye uygun olarak ifa ettiğini, müvekkilimin kusur ve ihmalinden kaynaklanan gecikmelere ilişkin olarak müvekkilinden tazminat talep edilmesinin mümkün olmadığını, idari süreçlerdeki gecikmelerden sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, dava konusu projede kapalı alan nitelik ve niceliğini, arttırmaya yönelik çalışmalardan yararlanmış olan davacının müvekkilinden tazminat talep edilmesinin mümkün olmadığını, 09/06/2009 tarihli protokolün müvekkilini bağlamadığını, 20/11/2014 tarihinde teslime davet edildiğini, davetin 03/12/2014 tarihinde davacıya tebliğ edildiğini, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Taraflara usulüne uygun tebligat yapılmıştır.
Dava, kat karşılığı inşaat sözleşmesi kapsamında gecikme tazminatı istemine ilişkindir.
Mahkememizce 24/11/2016 gün, …. Esas, … Karar sayılı Bakırköy Tüketici Mahkemesinin görevli olduğundan bahisle verilen görevsizlik kararının istinafı üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinin … Hukuk Dairesi tarafından 31/01/2017 gün, …. Esas, … Karar sayılı kararıyla dilekçeler teatisi tamamlanmadan verilen görevsizlik kararının hukuki dinleme hakkının ihlali niteliğinde olacağından dilekçeler teattisi tamamlandıktan sonra değerlendirilmek üzere kaldırılmasına ve dosyanın mahkememize gönderilmesine karar verilmiştir.
Mahkememizce 17/04/2019 gün, …. Esas, …. Karar sayılı davanın reddine ilişkin kararının istinafı üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinin … Hukuk Dairesi tarafından 26/09/2019 gün, …. Esas, …. Karar sayılı “…Kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan davalarda genel hükümlere göre yargılama yapmak üzere görevli Asliye Hukuk Mahkemesidir. 6100 Sayılı HMK’nın 1.maddesi gereğince görev kamu düzenine ilişkin olup, taraflarca yargılamanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemesince de res’en dikkate alınmak zorundadır. Sonuç olarak, somut dava mutlak veya nisbi ticari dava niteliğinde olmadığı gibi sözleşmenin niteliği itibariyle tüketici işlemi olarak da kabulü mümkün olmamasına göre mahkemece, Asliye Hukuk Mahkemesi’ne görevsizlik kararı verilmesi gerekirken davanın esası incelenerek yazılı şekilde verilen red kararı usul, yasa ve dosya kapsamına uygun olmadığından kararın kaldırılarak görevsizlik kararı verilmek üzere dosyanın mahal mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir….” gerekçesi ile kaldırılmasına karar verilerek mahkememize yeniden tevzii edilerek iş bu esas numarasını almıştır.
6102 sayılı TTK. 4.maddesine göre bir davanın ticari dava olabilmesi için uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğmuş bulunması veya anılan yasa maddesinde sayılan mutlak ticari davalardan sayılması gerekir. Aynı Kanunun 12. maddesinde “Bir ticari işletmeyi, kısmen de olsa, kendi adına işleten kişiye tacir denir” hükmünü içermektedir. Aynı kanunun 5.maddesinde ticaret mahkemelerinin kuruluşu ve hangi mahkemelerin ticaret mahkemesi sıfatıyla bakacağı belirlendikten sonra asliye ticaret mahkemesi ile asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Dosya tüm deliller ile birlikte değerlendirildiğinde; Kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan davalarda genel hükümlere göre yargılama yapmak üzere görevli Asliye Hukuk Mahkemesidir. 6100 Sayılı HMK’nın 1.maddesi gereğince görev kamu düzenine ilişkin olup, taraflarca yargılamanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemesince de res’en dikkate alınmak zorunda olduğu, davanın mutlak veya nisbi ticari dava niteliğinde olmadığı gibi sözleşmenin niteliği itibariyle tüketici işlemi olarak da kabulü mümkün olmadığı, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinin … Hukuk Dairesi tarafından 26/09/2019 gün, …. Esas, …. Karar sayılı ilamının da kesin olması dikkate alınarak açılan davanın HMK 114/1-c ve 115/2 md gereğince davanın usulden reddine, 6100 sayılı HMK ‘nun 4/1-a md gereğince Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğuna karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle, HMK 114/1-c ve 115/2 md gereğince DAVANIN USULDEN REDDİNE, 6100 sayılı HMK ‘nun 4/1-a md gereğince Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğuna,
2-6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahke- memize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmelerinin gerekti- ğinin, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına,
3-HMK’nun 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesi’ne tevzi edilmek üzere Bakırköy Hukuk Mahkemeleri Tevzi Müdürlüğü’ne gönderilmesine,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin ihtarına,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK 394/5 ve 341/1 maddesi gereğince tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 01/07/2020

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza

“iş Bu Evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanununun 5. Madde Uyarınca Güvenli Elektronik İmza İle İmzalanmış Olup, 22. Madde Uyarınca Da Islak İmza İle İmzalanmayacaktır.”