Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/751 E. 2019/972 K. 08.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/751
KARAR NO : 2019/972

DAVA : KAYIT KABUL
DAVA TARİHİ : 07/10/2019
KARAR TARİHİ : 08/10/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 05/11/2019

Mahkememizde görülmekte olan Sıra Cetveline İtiraz (İflas Tasfiyesinde Düzenlenen Sıra Cetveline Yönelik Kayıt Kabul Ve Terkin Talebi (İİK 235)) davasının dosya üzerinde yapılan incelemesi sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili tarafından mahkememize sunulan 07/10/2019 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde özetle;Bahse konu iflas müdürlüğü dosyasında bulunan müflis ….. ile …. San. Tic. Ltd. Şti. ile müvekkili arasında gerçekleşen ticari iş neticesinde müvekkiline vermiş olduğu çek ve senetler müflis tarafından ödenmediğini, bu nedenle de borçlulara karşı icra takibi açılmak istendiğini, ne var ki müflis tarafından Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesinin ….. Esas sayılı dava dosyasında konkordato talep ettiğini ve ardından mahkeme tarafından müflise geçici mühlet kararı verildiğini, müvekkilinin alacağının muteber olması hasebiyle söz konusu davaya müdahil olunduğunu, müflis şirketin mahkeme tarafından verilen mühlet zarfında mali durumunda herhangi bir iyileşmenin ispat edilmediğini bu nedenlede müflis şirketin konkordato talebinin reddi ile geçici mühlet kararının kaldırılmasına karar verildiğini, mühletin kaldırılması ile birlikte müflis haline gelen borçlu şirkete karşı davalı yan tarafından iflas sıra cetveli düzenlendiğini, iş bu sıra cetvelinin tebliğ edilmesi için masraf bulunmadığından 26/09/2019 tarihinde sıra cetveli ilanen tebliğ edildiğini, bahse konu sıra cetveli incelendiğinde müvekkili alacaklı olduğuna dair somut ve kesin delillerinin bulunmasına rağmen davalı yan hukuka aykırı bir şekilde sıra cetvelinde 242. sırada bulunan müvekkilinin doğmuş alacak hakkını zayi olmasına sebebiyet verdiğini, müflis şirketin kaşe ve imzası bulunan şekil şartlarına uygun müvekkiline vermiş olduğu çek ve senetler bulunduğunu, davalı yanın sıra cetvelindeki red kararı hatalı olup düzeltilmesi gerektiğini, bu nedenlerle haklı davalarının kabulü ile davalı yanın müflisin sıra cetveli hazırlandığı esnadan işbugün de dahil borçlu olduğunun çek,senet ve ticari defter kayıtlarından da görüleceği üzere sübut bulmasına rağmen iflas sıra cetvelinde vermiş olduğu red kararının terkin edilerek iflas sıra cetveline kayıtlarının kabul edilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı taraftan tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava,hukuki niteliği itibariyle İİK’nun 235’nci maddesi uyarınca,davacı alacağının davalı müflis masasına kaydının kabulü istemine ilişkindir.
HMK’nın 114/1 nci maddesinde dava şartları tahdidi olarak sayıldıktan sonra anılan maddenin ikinci fıkrasında da “Diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır.” hükmü ile diğer kanunlarda dava şartlarına ilişkin düzenlemelerinde dikkate alınması gerekliliğine vurgu yapılmıştır.
Sözü geçen Kanun’un 115 nci maddesi hükmü de “Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler.
(2) Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.” şeklinde olup buna göre Mahkeme’nin dava şartı noksanlığı hâlinde yapacağı işlemler düzenlenmiştir.
7155 sayılı Kanun’un 20 nci maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklene 5/A maddesinde ise “Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” hükmü uyarınca Asliye Ticaret Mahkemelerinde görülecek olan bazı davalarda,dava açılmadan önce arabulucuya başvurulması dava şartı hâline getirilmiştir.
Yine 7155 sayılı Yasa ile değişik 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesi hukmü ise “Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir.
Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” şeklinde olup madde ile arabulucuya başvuruyu dava şartı olarak kabul edilen davalarda, arabulucuya başvurmadan dava açılması hâlinde yapılacak işlem düzenlenmiştir.
Tüm bu belirlemeler ışığında somut olay değerlendirildiğinde;davacı vekili, müflis şirketten olan alacağının iflas masasına kayıt ve kabulü istemiyle huzurdaki davayı açmış ise de; dava konusunun, bir miktar paranın ödenmesine ilişkin olduğu ,kayıt kabul davalarında da alacak yargılamasının yapıldığı ve davacı vekilinin dava açmadan önce arabulucuya başvurduğuna ilişkin herhangi bir belge sunmadığı gibi böyle bir iddiasının da bulunmadığı anlaşıldığından davanın 7155 Sayılı yasa ile değişik 6102 Sayılı TTK’nun 5/A ve aynı sayılı yasa ile değişik 6325 Sayılı Kanunun 18/A maddesinin birinci fıkrası uyarınca arabulucuğa başvurulmasına ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM/Yukarıda açıklandığı üzere:
1-7155 Sayılı Kanun ile 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanuna eklenen 5/A maddesi uyarınca, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat taleplerine ilişkin ticari davalarda dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmuş olması dava şartı olarak hüküm altına alınmış olup davacının arabulucuğa başvurduğuna dair herhangi bir belge sunmadığı gibi bu yönde de bir iddiası bulunmadığından davanın 7155 Sayılı yasa ile değişik 6102 Sayılı TTK’nun 5/A ve aynı sayılı yasa ile değişik 6325 Sayılı Kanunun 18/A maddesinin birinci fıkrası uyarınca arabulucuğa başvurulmasına ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın USULDEN REDDİNE,
2-Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına YER OLMADIĞINA,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan ¨222,00 yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi. 08/10/2019

Başkan …
☪e-imzalıdır.☪
Üye …
☪e-imzalıdır.☪
Üye …
☪e-imzalıdır.☪
Kâtip ……….
☪e-imzalıdır.☪

“İŞ BU EVRAK 5070 SAYILI ELEKTRONİK İMZA KANUNUNUN 5. MADDE UYARINCA GÜVENLİ ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, 22. MADDE UYARINCA DA ISLAK İMZA İLE İMZALANMAYACAKTIR.”