Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/737 E. 2020/829 K. 07.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/737
KARAR NO : 2020/829

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/10/2019
KARAR TARİHİ : 07/12/2020
KARAR YAZIM TARİHİ : 30/12/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesi ile müvekkili ile davalı arasında faturalara dayalı ticari ilişki olduğunu, işbu ticari ilişki neticesinde müvekkilinin 2.633,88 TL alacak bakiyesi kaldığını, alacağın tahsili için Bakırköy … İcra Müdürlüğünün …Esas Sayılı dosyası ile icra takibinin başlatıldığını, davalının takibe itiraz ettiğini, sunulan tüm kayıtlardan görüleceği üzere müvekkilinin davalıdan alacaklı olduğunun sabit olduğunu, davalının itirazının haksız olduğunu, davanın kabulü ile davalının itirazının iptaline, takibin devamına, davalı aleyhine % 20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile davacı ile müvekkili arasında ticari ilişki olduğunu, davacının icra takibine konu ettiği faturalar ile talep ettiği alacağın müvekkili şirket kayıtları ile örtüşmediğini, bu nedenle takibe itiraz ettiklerini, davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Taraflara usulüne uygun tebligat yapılmıştır.

Dosyaya sunulan 22/09/2020 tarihli bilirkişi SMM … tarafından düzenlenen raporda davacı ticari defterlerinin usulüne uygun bir şekilde açılış kapanış tasdiklerinin yaptırıldığı, ticari defterlerinin birbirini teyit eder şekilde tutulduğu, ticari defterlerinin davacı lehine delil niteliğinde olduğu, takip tarihinde davacının davalıdan 2.633,88 TL alacaklı olduğunun tespit edildiği anlaşılmıştır.
Dava İtirazın iptali davası olıup, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan normal bir eda davasıdır.
Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde verdiği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi davanın kabulü halinde borçlu da alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır. Bu nedenle mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Yasal dayanağını İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67.maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
6100 Sayılı HMK’nın 222. maddesine göre ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. Belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.
Ticari defterler uyumlu değil ise muntazam tutulmuş olsun veya olmasın sahibi aleyhine delil olacaktır. Ancak defterlerden biri muntazam olsa da her iki defter de sahibi aleyhine kayıt içeriyor ise aleyhe delil sayılma yönünden öncelikle iddiasını ispat yükü altında olan taraf defterleri aleyhine delil sayılmalıdır. Yani ispat yükü altında olan taraf kendi defterindeki aleyhe kayıtları bertaraf edecek şekilde karşı tarafın aleyhine olan ticari defterler kayıtlarından yararlanmamalıdır. Bunun sonucunda ise aleyhe kayıtların uyuşmayan kısmından ispat yükü altında olan tarafın yararlanamayacağı kabul edilmelidir. Çünkü ispat yükü, uyuşmazlık konusu hususlar için olup, karşı tarafın ileri sürmediği bir husus için ispat yükü de söz konusu olamayacağından bu sonuca varılması usul kurallarının da temel bir sonucudur.
Dosya tüm deliller ile birlikte değerlendirildiğinde; taraflar tarafından ibraz edilen ticari defterlerin usulüne uygun bir şekilde açılış kapanış tasdiklerinin yapılmış, ticari defterler birbirini teyit eder şekilde tutulduğu tespit edilmiş olup, mahkememizce ticari defterler üzerinde yapılan inceleme sonucunda davacının ticari defterleri ile davalının ticari defterlerinin birbirini teyit ettiğini ve davacının icra takibine konu alacak tutarı olan 2.633,88-TL davalının borçlu olduğunu tespit edildiği, davacının davasını ispatladığı anlaşılmakla açılan davanın kabulüne, takibe dayanak fatura alacağının likit olması nedeni ile davalının icra inkar tazminatın mahkum edilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
AÇILAN DAVANIN KABULÜNE,
1-Davalının Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün …Esas Sayılı dosyasına yapmış olduğu İTİRAZIN İPTALİNE, Takibin kaldığı yerden devamında,
2-Alacağın likit olması nedeni ile alacağın % 20’si oranında icra inkar tazminatının dvalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
3-Alınması gerekli 180 TL harçtan peşin alınan 44,99 TL peşin harcın mahsubu ile 135,01 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4- Davacı tarafından yatırılan 44,40- TL başvuru harcı, 44,99-TL peşin nispi harç, 6,40-TL vekalet harcı olmak üzere toplam 95,79-TL harcın davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine,
5-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13.maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye irat KAYDINA,

6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince 2.633,88 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yatırılan 91,70 TL tebligat müzekkere gideri, 700 TL Bilirkişi ücreti toplamı 887,49 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,

8-Taraflarca yatırılıp harcanmayan masrafın karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 07/12/2020

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza

“iş Bu Evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanununun 5. Madde Uyarınca Güvenli Elektronik İmza İle İmzalanmış Olup, 22. Madde Uyarınca Da Islak İmza İle İmzalanmayacaktır.”