Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/695 E. 2020/345 K. 01.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/695
KARAR NO : 2020/345

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 18/09/2019
KARAR TARİHİ : 01/07/2020
KARAR YAZIM TARİHİ : 14/07/2020
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesi ile kimliği belirlenemeyen kişi adına kayıtlı plakası tespit edilemeyen aracın 25/05/2011 tarihinde, tam kusurlu olarak sebebiyet verdiği kaza nedeni ile müvekkilinin yaralandığını ve malul kaldığını, müvekkilinin bu kaza sebebi ile ağır maddi zarara uğradığını, müvekkilinin yaşadığı maluliyet oranına karşılık gelen meslekte kazanma gücü kaybı tazminatının ödenmesi talebi ile davalı Güvence Hesabı’na başvuru yapıldığını, taleplerinin reddedildiğini, şimdilik, 1.000,00- TL tutarındaki maddi tazminatın gecikme faizi ile birlikte davalı taraftan tahsiline, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile yetki itirazında bulunduklarını, davacının tahsilini talep ettiği miktarın açıklattırılması ve eksik harcın tamamlanması gerektiğini, kazaya karıştığı iddia edilen aracın varlığının somut deliller ile ispat edilmesi gerektiğini, ikinci motorlu aracın olaydaki varlığının ispatı yapılamadığını, meydana gelen kaza tek taraflı olduğunu, haksız açılan davanın reddi gerektiğini, olayın çift taraflı bir trafik kazası olduğu ispatlandığı takdirde müvekkilinin sorumluluğunun plakas tespit edilemeyen motorlu araca atfedilen kusur oranı ve kaza tarihindeki teminat limiti ile sınırlı olduğunu, kaza sebebiyle ödenmesi gereken miktarın varsa kusur ve maluliyet oranının aktüerya uzmanı bilirkişi tarafından hesaplanması gerektiğini, olaya karıştığı iddia edilen ikinci motorlu araca ait hiçbir somut delil, belge, tespit bulunmadığından zamanaşımı ve yetki itirazı ile birlikte davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Taraflara usulüne uygun tebligat yapılmıştır.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
6098 Sayılı TBK’nun 49.maddesinde haksız fiil tanımlanmış, 60.maddesindede (TBK’nun değişik 72. maddesi) haksız fiilden zarar görenin bundan kaynaklanan zararının tazmini istemiyle açacağı davaların zararı ve faili öğrendiği tarihten itibaren 1 yıl ve herhalde haksız fiil tarihinden itibaren 10 yıllık zamanaşımı süresine (TBK’nun 72. maddesinde 2 ve 10 yıllık zamanaşımı süreleri öngörülmüştür.) tabi bulunduğu belirtilmiştir.
Buna karşılık 2918 Sayılı KTK’nun 109/1 maddesinde; motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak 10 yıl zamanaşımı süresi öngörülmüştür. Bu süre maddi tazminat talepleri için de geçerlidir. Maddenin özellikle 2. fıkrasında “dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğarsa” ifadesi ile kanun koyucu taraf ayrımı yapmaksızın (davacı, davalı veya dava dışı 3.kişi) yapmış olduğu fiil cezayı gerektiriyor ise uzamış ceza zamanaşımı uygulanacağı ifade edilmiştir. 2918 Sayılı Kanun’un anılan madde hükmünde gözden kaçırılmaması gereken husus, ceza kanununda öngörülen daha uzun zamanaşımı süresinin tazminat talebi ile açılacak davalar içinde geçerli olabilmesinin sadece eylemin ceza kanununa göre suç sayılması koşuluna bağlanmış bulunmasıdır. Söz konusu yasa hükmü, ceza zamanaşımının uygulanabilmesi için sadece eylemin aynı zamanda bir suç oluşturmasını yeterli görmekte; bunun dışında fail hakkında mahkumiyet kararıyla sonuçlanmış bir ceza davasının varlığı hatta böyle bir ceza davasının açılması ya da zarar görenin o davada tazminat yönünden bir talepte bulunmuş olması koşulu aranmamaktadır. (HGK’nun 10.10.2001 gün 2001/19-652 ve HGK’nun 16.04.2008 gün ve 2008/4-326-325 sayılı kararları ile uzamış ceza zamanaşımı benimsenmiştir.)
Dosya tüm deliller ile birlikte değerlendirildiğinde; davacı 25.05.2011 tarihli kaza sonucu yaralanmıştır. Kaza tarihinde yürürlükte olan 5237 Sayılı TCK’nun 66. maddesine göre zamanaşımı süresi 8 yıldır. Davaya konu trafik kazası 25.05.2011 tarihinde meydana gelmiş, davacılar vekili tarafından dava 19.09.2019 tarihinde ceza zamanaşımı süresi olan 8 yıl dolduktan sonra açılmış olup davalının da usulüne uygun zamanaşımı itirazı dikkate alınarak açılan davanın zamanaşımı nedeni ile reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
AÇILAN DAVANIN ZAMANAŞIMI NEDENİYLE REDDİNE,
1-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 54,40 TL ilam harcından peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 10 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
2-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 1.000 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
4-Sarf edilmeyen gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 01/07/2020

Katip ….
E-imza

Hakim ….
E-imza

“iş Bu Evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanununun 5. Madde Uyarınca Güvenli Elektronik İmza İle İmzalanmış Olup, 22. Madde Uyarınca Da Islak İmza İle İmzalanmayacaktır.”