Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/69 E. 2023/327 K. 04.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/69 Esas
KARAR NO : 2023/327

DAVA : İtirazın İptali (Komisyonculuk Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/08/2017
KARAR TARİHİ : 04/04/2023
K. YAZIM TARİHİ : 12/04/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Komisyonculuk Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkili ile davalı borçlu … ile 09/05/2015 tarihinde yaptığı komisyon sözleşmesine göre davalıya bir arsa sahibi ile KKİS yapılmasını sağlamayı taahhüt ettiğini, davalının da bu edim karşılığında müvekkiline 50.000 TL komisyon ödemeyi kabul ettiğini, müvekkilinin KKİS yaptırmak üzere … ile görüşmelere başladığını ve bu şahsın Esenyurt … ilçesindeki arsası üzerindeki mezkur sözleşmenin yapılması için tarafları biraraya getirdiğini, müvekkilinin aracılığı sonucu arsa maliki … ile davalı …’ün aralarında KKİS imzalandığını, davalının müvekkile karşı üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirmediğini, davalı aleyhine Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün .. esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalının takibe itiraz ettiği ve takibin durduğunu belirterek Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takibe yapılan itirazın iptali ile takibin devamını, davalının %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle yetki itirazında bulunduklarını, yetkili yerin Büyükçekmece ASHM olduğunu, müvekkili ile davacı arasında imzalanmış sözleşme olmadığını, müvekkilinin 2015 yılında kimse ile sözleşme ve inşaat yapmadığını, iddiaların gerçek olmadığını belirterek davacının %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini arz ve talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Bilirkişi … tarafından 11/04/2022 tarihinde mahkememize sunulan bilirkişi raporunda özetle; Belgelerin analizi sonucunda elde edilen bulgular ışığında inceleme konusu belgedeki imza ile …’ün karşılaştırma belgelerindeki imzaları
arasında grafolojik ve grafometrik tanı unsurları açısından saptanan yüksek derecedeki
uyumsuzluk ve benzemezlikler nedeni ile, tarafları …. ve …. İnşaat
ve Gayrimenkul … olan, tarih içermeyen, 50.000 TL bedelli komisyon
sözleşmesindeki imzanın, karşılaştırma belgelerindeki imzalarına kıyasla, …’ün eli
ürünü olmadığı görüş ve kanaatine varılmıştır.
Bilirkişi … tarafından 03/02/2023 tarihinde mahkememize sunulan ek bilirkişi raporunda özetle; Belgelerin analizi sonucunda elde edilen bulgular ışığında inceleme konusu belgedeki imza ile karşılaştırma belgelerindeki …’e ait imzalar
arasında grafolojik ve grafometrik tanı unsurları açısından saptanan yüksek derecedeki
uyumsuzluk ve benzemezlikler nedeni ile tarafları … ve … İnşaat
ve Gayrimenkul … olan, 50.000 TL bedelli komisyon sözleşmesindeki imzanın,
karşılaştırma belgelerindeki imzalarına kıyasla, …’ün eli ürünü olmadığı görüş ve kanaatine varılmıştır.
Huzurda görülen dava itirazın iptali davası olup, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan normal bir eda davasıdır.
Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde vereceği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi davanın kabulü halinde borçlu da alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır. Bu nedenle mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Yasal dayanağını İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67. maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 520/1. maddesinde simsarlık sözleşmesi, simsarın taraflar arasında bir sözleşme kurulması imkânının hazırlanmasını veya kurulmasına aracılık etmeyi üstlendiği ve bu sözleşmenin kurulması hâlinde ücrete hak kazandığı sözleşme, olarak düzenlenmiştir. TBK’nın 520/son maddesinde ise taşınmazlar hakkındaki simsarlık sözleşmelerinin yazılı yapılması şartıyla geçerli olacağı düzenlenmiş olup TBK’nın 521/1. maddesine göre ise simsarın ücrete hak kazanabilmesi için yaptığı faaliyet sonucunda sözleşmenin kurulması gerekir.
Dosya ve tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacının simsarlık sözleşmesinden kaynaklı davalı aleyhine başlattığı icra takibine davalının itirazı sonucunda işbu davayı açtığı görülmüştür. Davalı tarafça simsarlık ilişkisi ile davacı tarafça dosyaya sunulan 09/05/2015 tarihli sözleşme altındaki imza inkar edilmiştir. Mahkememizce dosyaya sunulan sözleşme altındaki imzanın davalıya ait olup olmadığı yönünde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş olup imza incelemesine esas olmak üzere davalının sözleşme tarihinden önceki ıslak imzalı evrak asılları toplanmıştır. Dosyaya sunulan 03/02/2023 tarihli bilirkişi raporunda sözleşmedeki imzanın davalıya ait olmadığı tespit edilmiştir. Tekniğine uygun ve denetime elverişli olarak düzenlendiği kabul edilen 03/02/2023 tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda davaya dayanak yapılan sözleşme altındaki imzanın davalıya ait olmadığı mahkememizce kabul edilmiştir. Davacı ile davalı arasında simsarlık sözleşmesi yapıldığı ve simsarın aracılık ettiği sözleşme ilişkisinin kurulduğunu ispat yükü davacıda olup davacı tarafından bu husus ispat edilememiştir. Davacı tarafından dava dilekçesinde açıkça yemin deliline dayanılmadığından davacıya yemin delili de hatırlatılamamış olup ispatlanamayan davanın reddi ile davacının icra takibi başlatmakta kötü niyetli olduğu davalı tarafından ispatlanamadığından şartları oluşmayan davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-AÇILAN DAVANIN REDDİNE,
2-Davalının şartları oluşmayan kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE,
3-Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan ve tahsili gereken 179,90 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 579,10 TL nispi harçtan mahsubu ile fazla alınan 399,20 TL’nin istek halinde davacıya iadesine,
4- Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerine bırakılmasına,
5- Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6- Sarf olunmayan delil/gider avanslarının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
7- Kendisini vekil ile temsil ettiren davalı taraf lehine yürürlükte bulunan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/1. maddesi gereğince hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341. ile 360. madde hükümleri uyarınca mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

04/04/2023

Katip …
☪e-imzalıdır.☪

Hakim …
☪e-imzalıdır.☪