Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/684 E. 2020/404 K. 13.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/684
KARAR NO : 2020/404

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 19/09/2011
KARAR TARİHİ : 13/07/2020
KARAR YAZIM TARİHİ : 27/07/2020
Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesi ile 11/09/2009 tarihli iş sözleşmesine binaen davacı nezdinde ürün müdürü olarak çalışan davalının 08/11/2010 tarihinde istifa edip akabinde de 11/09/2009 tarihli rekabet sözleşmesine aykırı bir biçimde, ilaç tanıtım ve pazarlama sektöründe davacının rakibi olan dava dışı …. İlaç Sanayi ve Tic. A.Ş nezdinde aynı ünvanla çalışmaya başlayıp, davacı nezdinde çalıştığı dönemde davacının “…” adlı ilacına ilişkin müşteri tanıtım ve promosyon bilgilerini, rakip ve muadil ilaç olan “….” adli ilacın tanıtım ve satışında kullanmak suretiyle haksız rekabet eylemini gerçekleştirdiğini yani, davalının davacı nezdinde çalıştığı dönemde vakıf olduğu müşteri çevresine ilişkin bilgileri rakip firma için kullanmak suretiyle rekabet yasağına ilişkin sözleşmeyi ihlal ettiğini, rekabet aykırılık teşkil eden davranışın durdurulması ile cezai şartın derhal ödenmesi için Bakırköy …. noterliğinden çekilen 24/08/2011 gün ve … yevmiye nolu ihtarnamenin de sonuçsuz kaldığından bahisle , sözleşmede öngörülen 25.000 TL cezai şarttan fazlaya ilişkin hakkın saklı kayması kaydıyla şimdilik 1.000 TL 24/08/2011 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile …. Üniversitesi Eczacılık Fakültesini bitiren davalının 11/09/2009 tarihinde davacı nezdinde “Medical Eğitmen” olarak göreve başlayıp, zamanla “Ürün Müdürlüğü” pozisyonuna yükseldiğini, bilahare de 08/11/2010 tarihinde istifa edip davacı ile ibralaştıktan sonra dava dışı …. İlaç San. ve Tic. A.Ş. ile çalışmaya başladığını, davalının davacıya ait ticari sır ve bilgilere vakıf olmadığını, davacının zarara uğradığına ilişkin delil gösterilmediğini, hakim durumunun kötüye kullanarak davacının henüz mezun olmuş davalıyı işe başlaması sırasında, rekabet yasağı sözleşmesini imzalattığını, rekabet yasağı getirilen yerin ülke nüfusunun yoğun olduğu, dolayısıyla ilaç satışının en yüksek olduğu yer olan İstanbul ilinin tamamı olarak öngörülmesinin, rekabet yasağı şartının oldukça ağır ve hakkaniyete aykırı olduğunu gösterdiğini,o nedenle sözleşmenin geçerliliği için gerekli koşulların oluşmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Taraflara usulüne uygun tebligat yapılmıştır.
Bakırköy (Kapatılan) … Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 19/02/2014 tarih ve … Esas … Karar sayılı kararı ile davanın reddine karar verilmiştir. Yargıtay …. H.D.sinin …. Esas ve 30/04/2015 tarihli …. karar sayılı ilamı ile “…Somut olayda davaya dayanak yapılan rekabet yasağı sözleşmesinde süre iki yıl olarak öngörülmüş, coğrafi sınır da İstanbul ili olarak belirlenmiştir. Mahkemece rekabet sözleşmesinde rekabet mahalli olarak İstanbul’un belirlenmesi sözleşmenin geçersizliği sebeplerinden biri olarak benimsenmiş ise de, bu konuda davalının çalışma hayatındaki müktesebatı, tecrübesi ve uzmanlık alanına göre, rekabet yasağı sözleşmesinde yer alan yer sınırlamasının onun iktisadi geleceğini tehlikeye atacak mahiyette hakkaniyete aykırı bir sınırlama teşkil edip etmediği hususunda, ispat yükünün davalıda olduğu dikkate alınarak, uzman bir bilirkişi ya da bilirkişi heyetinden rapor alınmadan karar verilmesi de doğru olmamıştır. Bu durumda, mahkemece, yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda, somut olaya özgü olarak işin niteliği de gözetilerek ispat yükünün davalıda olduğu ilke olarak kabul edilmek ve sonucuna göre bir karar verilmek gerekirken eksik incelemeye ve ispat yükü konusunda yanılgılı değerlendirmeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın davacı yararına bozulması gerekmiştir.” gerekçesi ile bozulmuştur.
Mahkememizce 14/12/2015 tarihinde Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilerek yapılan yargılama sonucunda 18/12/2017 tarihinde davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkememizin 18/12/2017 tarih, …. Esas, ….. Karar sayılı dosyası, Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 08/04/2019 tarih, …. Esas, …. sayılı kararı ile “Davacı şirkette pazarlama faaliyetlerinde çalışan davalının, davacının müşteri çevresini yeni çalıştığı şirkete taşıdığına ve bu nedenle zarara sebebiyet verdiğine ilişkin ispat vasıtası sunulmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de Mahkemece, davalı ayrılan işçinin yeni işe başladığı tarih itibariyle henüz yürürlüğe girmemiş olan 6098 sayılı TBK’nın 444 vd. maddelerinin uygulanması doğru olmadığı gibi, somut olaya uygulanması gereken mülga 818 sayılı BK 348 vd. maddeleri uyarınca da işten ayrılan davalı işçinin, önceki iş sahibinin müşterilerini tanıyacak bir pozisyonda çalışması ve işte ayrıldıktan sora rakip bir yerde işe başlaması, Kanunun aradığı anlamda bir tehlikenin ve zararın varlığı için yeterli olup, davacı tarafça, davalı işçinin önceki çalıştığı şirketteki müşterileri, yeni çalışmaya başladığı şirkete fiilen aktardığının ve bu nedenle de somut bir zararın doğduğunun ispatı gerekmez. Mahkemece, belirtilen esaslar çerçevesinde değerlendirme yapılarak karar verilmesi gerektiği halde hatalı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, kararın davacı yararına bozulmasına” dair karar verildiği anlaşılmıştır.
Dosya tüm deliller ile birlikte değerlendirildiğinde; dava, işçi ile iş akdinin hitamından sonra geçerli olmak üzere yapılan rekabet etme yasağına aykırılığa dayalı cezai şart istemine ilişkin olup taraflar arasında 11/09/2009 tarihli iş akdi kurulduğu, davalı tarafından rekabet yasağı ve ticari sır saklama taahhüdü sözleşmede açıkça düzenlendiği, davalının 08/11/2010 tarihinde istifa ettiği ve dava dışı … İlaç San. A.Ş de aynı pozisyonda çalışmaya başlamıştır. Her ne kadar Mahkememizce alınan heyet raporunda ispat yükünün davacıda olduğu, suistimal ve kazanç durumunda ispat edilemediğinden davanın reddine karar verilmesi gerektiğinden bahsedilerek davanın reddine karar verilmiş ise de Yargıtay … Hukuk Dairesinin … Esas ve 30/04/2015 tarihli … karar sayılı ilamında belirtildiği gibi sözleşmede yazan rekabet yasağının ihlal edilmediğini ispat yükü davalıdadır. Yargıtay …. Hukuk Dairesi’nin 08/04/2019 tarih, … Esas, …. sayılı bozma ilamında da açıkça belirtildiği olaya uygulanması gereken yasa maddesi mülga 818 sayılı BK 348 vd. Maddeleridir. Bu maddeler uyarınca da işten ayrılan davalı işçinin, önceki iş sahibinin müşterilerini tanıyacak bir pozisyonda çalışması ve işte ayrıldıktan sora rakip bir yerde işe başlaması, Kanunun aradığı anlamda bir tehlikenin ve zararın varlığı için yeterli olup, davacı tarafça, davalı işçinin önceki çalıştığı şirketteki müşterileri, yeni çalışmaya başladığı şirkete fiilen aktardığının ve bu nedenle de somut bir zararın doğduğunun ispatı gerekli değildir. Bu kapsamda dosya incelendiğinde, davalının 08/11/2010 tarihinde istifa ettiği ve dava dışı …. İlaç San. A.Ş de aynı pozisyonda çalışmaya başladığı, dava dışı …. İlaç San. A.Ş’nin rakip firma olduğu ve davalının pazarlama stratejileri ile ilgili olarak bilgi sahibi olduğu anlaşılmakla bu kapsamda tehlikenin ve zararın varlığı için yeterli olduğu, davalının aksini ispat edemediği anlaşılmakla taleple bağlı kalınarak davacının davasının kabulüne, toplam 1.000,00-TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
AÇILAN DAVANIN KABULÜNE;
1-Toplam 1.000,00-TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli 68,31 TL harçtan peşin alınan 18,40 TL peşin harcın mahsubu ile 49,91 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince 1.000 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yatırılan 548 TL harç, 731,10 TL tebligat müzekkere gideri, 3.800 TL bilirkişi ücreti toplamı 5.079,10 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılıp harcanmayan masrafın karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK 394/5 ve 341/1 maddesi gereğince tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 13/07/2020

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza

“iş Bu Evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanununun 5. Madde Uyarınca Güvenli Elektronik İmza İle İmzalanmış Olup, 22. Madde Uyarınca Da Islak İmza İle İmzalanmayacaktır.”