Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/657 E. 2023/64 K. 24.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/657 Esas
KARAR NO : 2023/64

DAVA : Alacak (Ticari Satıma Konu Malın İadesi), İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/09/2019
KARAR TARİHİ : 24/01/2023
K.YAZIM TARİHİ : 01/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satıma Konu Malın İadesi), İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
ASIL DAVADA
TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili firma ile davalı arasında mevcut ticari ilişki kapsamında; taraflar, müvekkili firma tarafından davalıya verilecek bir kısım malların davalı tarafından üretimde kullanılıp, meydana gelen ürünü müvekkiline teslim edilmesi konusunda anlaştıklarını, bu anlaşma kapsamında … tarihinde yapılan görüşme sonucu tarafların mutabık kaldığını, Anlaşma gereği müvekkili tarafından davalı yana teslim edilen kumaş ve aksesuarlarla, ürünler davalı tarafça üretileceğini ve müvekkiline teslim edileceğini, Müvekkili tarafından, anlaşma gereği 16.12.2017 tarihinde bir takım kumaş ve aksesuarların davalıya teslim edildiğini, Ancak iş bu teslimattan sonra müvekkili ile davalı arasında yapılan anlaşmanın aksine davalı tarafça süresinde üretime geçilmemiş ve imalat yapılmamıştır, müvekkili firma yetkililerince davalı tarafa defalarca bildirim yapılmasına rağmen davalı taraf üzerine düşen edimleri yerine getrirmediği, gibi müvekkiline ait malların da davalı tarafından iade edilmediği, Müvekkilinin 3. Kişilerden sipariş aldığını bu siparişler süresinde davalı tarafça ürünler teslim edilmediğinden 3. Kişilerin bu nedenle uğramış olduğu zararlar da müvekkili tarafından karşılandığını, yapılan ihtarlara rağmen herhangi bir ödeme yada iade olmadığını, bu nedenle davanın kabulü ile davalının yedinde bulunan malların davalı tarafından eksiksiz bir şekilde iadesi edilmesi, bunun mümkün olmaması halinde fazlaya ilişkin dava ve talep haklarının saklı kalması kaydıyla 2.000,00 TL mal bedelinin işlemiş/işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline verilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin, Türk motosiklet kullanıcıları pazarı için motosiklet kıyafetleri ve koruma malzemeleri üreten ve ihraç eden ve … olarak markalaşmış firma olduğunu, müvekkili firmanın reklam hizmetleri sunun bir şirket ile herhangi bir ticari ilişkisinin olmadığını, buna bağlı olarak davacıya herhangi bir borcunun da olmadığını, davacının alacak iddiasını ispata yarar bir delil sunamadığını, davacı tarafından başlatılmış bir icra takibi ve itirazın iptali davası olmadığını, bu nedenle davanın reddine, davacının kötü niyetli şekilde açmış alduğu alacak davası nedeni ile kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin de davacıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN DAVADA
TALEP:
Davacı vekili tarafından Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesine sunulan dava dilekçesinde özetle; Davacı firma ile davalı orasında mevcut ticari ilişki kapsamında, davacı şirket ile davalı, mal teslimi kanusunda anlaşmış ve davacı bu anlaşma gereği üstüne düşen yükümlülüğü yerine getirdiğini, bu sebeple davacı tarafından davalıya alacağı tutarında fatura tanzim edilip gönderildiğini, davalı taraf söz konusu faturaya süresinde itiraz etmediği gibi borcunu da vadesinde ödemediğini, bunun üzerine taraflarınca Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü … Es. Sayılı dosyası ile davalı aleyhine faturadan kaynaklı icra takibi başlatıldığını, İcra takip dosyasından öderme emri kendisine tebliğ edilen davalı taraf haksız olarak takibe itiraz ettiğini, davalı tarafça yapılan haksız ve mesnetsiz itiraz üzerine takibin durdurulmasına karar verildiğini, ancak davalı taraf itirazında kötü niyetli ve haksız olduğundan itirazın iptalini karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili tarafından Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesine sunulan cevap dilekçesinde özetle; Davacı şirketin ( … ) sahibi olan … , Yunanistan’da katılacağı fuar için Matosiklet kıyafetleri üretmesi gerektiği, Türkiye’deki hiçbir firmanın kendisi ile çalışmayı kabul etmediği, fuara katılım için çok az zaman kaldığı gerekçesi ile müvekkilleri firmadan kendisine yardımcı olmasını istediğini, müvekkilleri firma da … ile o dönemde mevcut tanışıklıkları ve arkadaşlık ilişkileri gereği iyi niyetle, kar amacı gütmeden sıkıntı yaşayan kendisine yardımcı olmak istediğini, zira … ‘un siparişinin boyutu hem müvekkilleri firma için çak az ancak masrafi da çok fazla olduğunu, … müvekkilleri hiçbir firmanın yardımcı olmadığı halde kendisine yardım eli uzatan Firma ile çalışmaya başladığını, davacı şirket yetkilisinin müvekkillerine ürünlerin teslimini de talep ettiklerini ve müvekkilinin ürünleri Yunanistan’daki fuara şahsi aracıyla götürdüğünü, davacı şirket yetkilisi tarafından havale ile ücretin ödendiğini ancak daha sonra ilamsız icra takibi başlatıldığını, müvekkilleri şirketin işinde gereken özeni gösterdiği ve söz konusu malları hatasız teslim ettiği, müvekkilleri şirketin, davacı şirkete hiçbir borcu olmadığını, davacı tarafın ticari ilişkiyi ve borcun sebebini kanıtlaması gerektiğini ancak davacının bu durumu ispat edecek delil sunamadığını bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Sevk irsaliyesi üzerinde adı ve imzası bulunan …. beyanında; “Bana göstermiş olduğunuz 16/12/2017 tarih ve … numaralı sevk irsaliyesine konu imza bana aittir, o tarihte de davalı şirkette çalışmaktaydım, ben şirkette satın alma sorumlusuydum, zaman zaman numune ürün ve kumaşları teslim alıyorum ama üzerinden çok fazla zaman geçtiği için ürünleri numune olarak alıp almadığımı hatırlamıyorum, numunelerde genelde ücretsiz olmaktadırlar.” dedi.
Davacı tanığı … beyanında; “Ben davacı şirkette 2017-2018 yıllarında çalışmaktaydım, bana sormuş olduğunuz ticarete ilişkin olarak davalı ile yapılan sözleşme öncesi görüşmelere bizzat katılmış olmam nedeni ile haberdarım davalı ile davacı şirket yurdışında yapılacak fuar da sergilenmek üzere bir kısım ürünlerin yapımı konusunda anlaşmaya vardı, bu anlaşma üzerine davacı şirket tarafından davalıya bir kısım ürünler teslim edildi, olayın üzerinden uzun zaman geçmiş olması nedeni ile teslim edilen ürünlerin tam olarak miktarını hatırlayamıyorum, teslimin üzerinden 1 ay geçtikten sonra davalı şirket tarafından ürünlerin yapılarak davacıya teslim edilmemesi üzerine davalı şirkette gittim şirketle yaptığım görüşmede davalı şirkete teslim edilen ürünlerin istiflenmiş bir vaziyette hiçbir işlem yapılmadan tutulduğunu gördüm, davalı şirket tarafından bir kısım ürünler davacının teslim ettiği kumaşlar kullanılarak yapılmış olup Yunanistan’da yapılan fuara teslim edildi, ancak teslim edilen ürünler defolu ve ayıplı idi, bunun üzerine bildiğim kadarıyla davacı şirket yetkilisi …. tarafından bu durum davalıya bildirildi, davalı tarafından kullanılmayan ve davacı şirket tarafından teslim edilen ürünler davacıya iade edilmemiştir, Bilirkişi incelemesi sırasında davacı vekili tarafından ayıplı ürün kendilerinde olmadığına ilişkin mailinden haberim yoktur ancak yunanistandan ürünler geldiğinde ben bizzat ürünlerin ayıplı ve defolu olduğunu gördüm, ben motosiklet tutkunu biri olarak sadece motosiklet aksesuarlarıyla alakalı bilgi sahibiyim tekstil alanında özel bir uzmanlığım yoktur, taraflar arasında yazılı bir sözleşme yapılmadı.” dedi.
Davacı tanığı … beyanında; “Ben davacı şirkette tasarımcı olarak çalışmaktaydım, davacı şirket ile davalı şirket arasında bir kısım motosiklet aksesuarı yapılmasına yönelik sözlü anlaşma yapıldı, bu anlaşma uyarınca hammadde davacı şirket tarafından tedarik edilerek davalı şirkete teslim edildi, üzerinden uzun zaman geçtiği için davalıya ne kadar hammadde teslim edildiğini tam olarak hatırlayamıyorum, davalı şirket tarafından bir kısım ürünler yapılarak davacıya teslim edildi, ancak teslim edilen ürünlerde ayıplar ve defolar vardı, ben yunanistanda ki fuara katıldığım için fuarda teslim edilen ürünleri bizzat gördüm, yine olayın üzerinden uzun zaman geçtiği için davacıya teslim edilen ürülerin davacının temin ettiği ham maddelerden üretilip üretilmediğini hatırlamıyorum, ayrıca davalı tarafından yapılması taahhüt edilen forma ve pantalon hiç üretilmedi, hiç üretilmediği gibi davacı tarafından davalıya teslim edilen ham maddelerde davacıya iade edilmemiştir, Davalı şirkete forma ve pantolan yapımı için teslim edilen kumaşlar hatırladığım kadarıyla polyesterdi.” dedi.
Davalı tanığı … mahkememiz huzurundaki beyanında; “Ben davalı şirkette 2018 ve 2022 yılları arasında yönetici asistanı olarak çalıştım, bu nedenle dava konusu olaylara hakimim, davacı tarafından dikilmek üzere çalıştığım firmaya herhangi bir kumaş teslim edilmemiştir, sadece davacı tarafından örnek olarak bir kutu içerisinde çok az miktarda bir kumaş teslim edildiğini hatırlıyorum, söz konusu numunelerin herhangi bir ticari değeri yoktu, ben bizzat davacının istediği ürünlerin dikimi için gereken kumaşları gerekli yerlerden satın aldım, satın aldığım kumaşlar üretime sokuldu, daha sonra davacının sipariş ettiği tüm ürünler davacıya teslim edildi, ürünlerin bir kısmı benim de içinde bulunduğum bir ekiple Atina’da ki organizasyonda davacı firmaya bizzat teslim edildi, bir kısım üründe gümrük üzerinden davacıya gönderildi.” dedi.
Asıl davada dosyaya sunulan 16/12/2020 tarihli bilirkişiler … ve …. tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda özetle; davacı şirketin 2018 ve 2019 yılı ticari defterlerinin sahibi lehine delil niteliği taşıdığı, davalı şirketim inceleme esnasında ücari defterlerini ibraz etmediği, davacı şirketin banka aracılığı ile 28.11.2018 tarihinde davalı yana gönderdiği 27.755,07 TL tutarındaki havale ödemesinden kaynaklı olarak dava tarihi olan 09.09.2019 tarihi itibariyle davalı yandan 27.755,07 TL alacağının bulunduğu, Davacının davalıya teslim ettiği kumaş ve aksesuarlara ait 16.12.2017 tarihli … nolu sevk irsaliyesi üzerinde yazan bilgilerden davalıya ne kadar kumaş ve aksesuar teslim ettiğinin anlaşılamadığı, miktar tespiti yapılamadığından, rayiç değer tespitinin de mümkün olmadığı, davalının davacıya ürün teslimatı yaptığı iddiasının da ispata muhtaç olduğu hususları tespit edilmiştir.
Birleşen davada dosyaya sunulan 14/09/2020 tarihli bilirkişiler … ve … tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda özetle; Davacının 2018 yılı ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, Davacının incelenen ticari defterlerine göre; Davacı … davalı … yapmış olduğu 28.11.2018 tarihli 27.755,07 TL tutarlı ödemenin davacı ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, iş bu ödemeden dolayı takip tarihi (06.03.2019) itibariyle davalı … 27.755,07 TL cari hesap alacaklı olduğu tespit edildiği, Davalı firmanın incelemeye sunulan 2018 yılında E-defter mükellefi olduğu görülmüş olup, defter beratlarının usulüne uygun ve süresinde verildiği, Davalının incelenen ticari defterlerine göre; Davacı yanın davalı yana yapmış olduğu 28.11.2018 tarihli 27.755,07 TL tutarlı ödemenin davalı ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, iş bu ödemeden dolayı takip tarihi (06.03.2019) itibariyle davacı yana 27.755,07 TL borçlu olduğu tespit edildiği, Teknik Yönden Yapılan İncelemelerde; davalı tarafından dosyada mevcut olan Gümrük beyannamesi içeriğince 8 kap 410 adet Tshirt emtiasının Yunanistan’a gitmek üzere İpsala Gümrüğü’nden geçtiği, Taşıma senedi ve navlun faturalarının Yunanca olması sebebiyle yük detaylarının değerlendirilemediği; yalnızca 8 kap emtia bilgi … faturası ve – G. Beyannamesi detaylarında örtüşmektedi taşıma yapan aracın plakasının (…) senet ve fatura içeriklerinden tespit edilebildiği, ayrıca taşıma senedinde gönderenin açıkça … yazıldığı, Bu sebeple Yunanca olsa da, beyannamede belirtilen yüklerin gönderimine ilişkin taşıma senedi düzenlendiğinin değerlendirildiği, senet üzerinde bir teslim imzası olsa da, teslim alanın kim olduğunun veya hangi firma adına çalıştığının tespit edilemediği, taşıma senedinin imzalı olmasının teslim şartını ispat ettiği değerlendirildiği durumda aşağıdaki durumların irdelenmesi gerektiği, Davacı … ödenen 27.755,07 TL’lik mail yazışmalarından 886 adet ürüne dair yapıldığının anlaşıldığı, beyannamedeki 410 adet ürünün bu ürünlerden hangisine ilişkin olduğunun dosya içeriğinden tespit edilemediği, 27.755,07 TL’lik tutarın 886 adet ürünün maliyetini karşılayıp karşılamayacağı hususna dair taraflar arasında tartışma konusu olduğunun mail yazışmalarından anlaşıldığı, tutarın ürünlerin karşılığı edip etmediği veya tekstil ürünü maliyetlerin hususlarının uzmanlıkları dışında olduğu, Bu sebeplerle tutarın 27.755,07 TL ‘nin tamamının veya ne kadarının iade edilip edilemeyeceğinin tespitinin yapılamadığı, takdirin mahkemede olduğu, Davacının takip tarihinden önce davalıya bir ödeme ihtarının bulunmadığı, takip tarihi itibariyle davacının 1.171,442 TL işlemiş faiz talebinin dayanağı bulunmadığından, takip tarihi itibariyle işlemiş faiz yönünden alacağının bulunmadığının kabulünün gerekeceği davacının davasında haklı görülmesi ve takibin devamına takdir edilmesi halinde, davacının takip tarihi (06.03.2019) itibariyle davalıdan olan asıl alacağına takip tarihlerinden itibaren davacının talebi ile bağlı olarak faiz talep edebileceği hususları tespit edilmiştir.
Birleşen davada dosyaya sunulan 14/09/2020 tarihli bilirkişiler … , … ve … tarafından düzenlenen bilirkişi ek raporunda özetle; tercüme ettirilen evrakların dosyaya sunulması ile Yunanistan içi taşıma için … isimli işletme ile … arasında anlaşma sağlandığı, dolayısıyla teknik incelemede belirtilen gümrük yolu ile teslim edilen ve davalı … iletilen yükler açısından; Yapılan tekstil incelemesindeki beyanlarda toplam 1325 ürünün dava konusu olduğu, 410 adedinin Gümrük yoluyla gönderiminin yapıldığı, 915 adedinin ise Yunanistan’a davalı tarafından götürüldüğünün beyan edildiği, iki farklı gönderim olduğunun beyan edildiği, Gümrük üzerinden ihraç işlemi ile taşıtıldığı beyan edilen, 8 kap 80 kg. (410 adet) yükün WS(ALAMM) yetkilendirilen temsilci ile gümrükten alındığının yine dosyaya sunulan çeviri gümrük kopyası dokümanından anlaşıldığı, dolayısı ile yüklerin alıcının eline geçtiği yönünde kanaat oluştuğu, bu sebeple kök raporda muğlak kalan teslim koşulunun bu ürünler için sağlandığının değerlendirildiği, davalının bu süreçte taşıma ve teslime ilişkin bir kusurunun veya sorumluluğunun olmadığının değerlendirildiği, bu 410 adet ürün bedelinin teknik incelemede 33.126,30 TL olarak tespit edildiği, Kök raporda 27.755,07 TL’lik ödeme karşılığı ve mail yazışmalarında belirtilen ürünlere ilişkin; heyetimiz tekstil uzmanı tarafından yapılan inceleme neticesinde, davalı … kendisi tarafından Yunanistan’a götürüldüğü beyan edilen bu (915 adet) ürünler karşılığı olmadığının tespit edildiği, ürün bedellerinin 39.063,40 TL değerinde olduğunun tespit edildiği, Bu 915 adet ürünün davalı yanca yapıldığı beyan edilen taşıma sürecine veya teslimine ilişkin çevirisi sunulan belgelerde herhangi bir detay bulunmadığı, 27.755,07 TL’lik ödeme ve kök raporda belirtilen mail yazışmaları ışığında bu taşımanın gerçekleşmiş olabileceği kanaati Uyandığı, takdirin mahkemede olduğu, Mahkemece davacının davasında haklı görülmesi ve takibin devamına takdir edilmesi halinde, davacının takip tarihi (06.03.2019) itibariyle davalıdan olan asıl alacağına takip tarihlerinden itibaren davacının talebi ile bağlı olarak faiz talep edebileceği hususları tespit edilmiştir.

Asıl dava alacak davası; birleşen dava ise itirazın iptali davası olup müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan normal bir eda davasıdır.
Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde vereceği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi davanın kabulü halinde borçlu da alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır. Bu nedenle mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Yasal dayanağını İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67. maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Dosyada ve tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; asıl davada davacı vekili tarafından davalı yana ham madde olarak teslim edildiği iddia edilen ürünlerin iadesi; bunun mümkün olmaması durumunda ise söz konusu ürünlerin bedeli talep ve dava edilmiştir. Taraflar arasında eser sözleşmesi kurulduğu; eser sözleşmesi kapsamında bir kısım kumaş ve aksesuarların davalıya teslim edildiği konusunda ihtilaf bulunmamakla birlikte davalıya teslim edilen ürünlerin miktarı ile söz konusu ürünlerin numune olup olmadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır. Davacı tarafından dosyaya sunulan fatura içeriğinden davalıya ne kadar mal teslim edildiği konusunun tespiti mümkün olmadığından irsaliye üzerinde imzası bulunan … ‘ın isticvabına karar verilmiş olup mahkememizin 08/02/2022 tarihli duruşmasında … ; “bana göstermiş olduğunuz 16/12/2017 tarih ve … numaralı sevk irsaliyesine konu imza bana aittir, o tarihte de davalı şirkette çalışmaktaydım, ben şirkette satın alma sorumlusuydum, zaman zaman numune ürün ve kumaşları teslim alıyorum ama üzerinden çok fazla zaman geçtiği için ürünleri numune olarak alıp almadığımı hatırlamıyorum, numunelerde genelde ücretsiz olmaktadırlar.” şeklinde beyanda bulunmuştur. Asıl davada alınan 14/12/2020 tarihli kök rapor ile 05/04/2021 tarihli ek raporda sadece top adedine bakılarak kumaş miktarının tespitinin mümkün olmadığı tespit edilmiş olup söz konusu rapor tekniğine uygun ve denetime elverişli olduğundan mahkememizce hükme esas alınmıştır. Huzurda dinlenilen davacı tanıkları … ve … beyanlarında davalıya teslim edilen ürünlerin miktarı ve ürünlerin numune olarak davalıya teslim edilip edilmediğini hatırlamadıklarını beyan ettiklerinden davacı tarafın ürünlerin işlenmek üzere davalıya teslim edildiği ve söz konusu ürünlerin numune olmadığı iddiasına mahkememizce itibar edilmemiştir. Davacı vekiline dava dilekçesinde açıkça yemin deliline dayanıldığından iddialarının ispatı bakımından yemin delili hatırlatılmış olup davacı vekili tarafından verilen kesin süreye rağmen yemin deliline dayanılmamıştır. Açıklanan nedenlerle ispatlanamayan asıl davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Birleşen davada ise davacı vekili tarafından davalının üzerine düşen yükümlülüklerini yerine getirmediği iddiası ile davalıya yapılan ödemenin iadesi talep edilmiştir. Davacı tarafından davalıya 27.755,07 TL tutarında ödeme yapıldığı konusunda ihtilaf bulunmamakla birlikte eser sözleşmesine konu malların dikilerek davacıya teslim edilip edilmediği; teslim edilen ürünlerde ayıp olup olmadığı konusunda ihtilaf bulunmaktadır. Söz konusu para gönderimine ilişkin dekont açıklamasında “T-shirt forma satış bedeli kapaması” yer almaktadır. Birleşen davada davacı vekili tarafından dava dilekçesinde ayıp iddiasında bulunulmadığı gibi ayıplı olduğu iddia edilen ürünler bilirkişi incelemesine sunulmadığından davacı vekilinin ayıplı ürün iddiasına mahkememizce itibar edilmemiştir. Birleşen davada alınan bilirkişi kök ve ek raporunda davalı tarafından dosyaya sunulan gümrük beyannamesi içeriğine göre 8 kap 410 adet t-sihrtün Yunanistan’a gönderilmek üzere İpsala Gümrüğü’nden geçtiği; gümrük kanalıyla gönderilen ürün bedelinin 39.063,40; davalı tarafından kara yoluyla teslim edildiği iddia edilen ürün bedelinin ise 33.126,30 TL olduğu hesaplanmıştır. Her ne kadar davacı tarafından dava konusu ürünlerin teslim edilmediği iddia edilmiş ise de dosyada mübrez gümrük beyannamesi ile davalı tanığı … ‘ın beyanı doğrultusunda davalının üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirerek dava konusu ürünleri davacıya teslim ettiği mahkememizce kabul edilmiştir. Birleşen davadaki iddialarının ispatı bakımından davacı vekiline mahkememizce yemin delili hatırlatılmış olup davacı vekili tarafından verilen kesin süreye rağmen yemin deliline dayanılmamıştır. Açıklanan nedenlerle ispatlanamayan birleşen davanın reddine karar vermek gerekmiştir. Ayrıca her ne kadar davalı vekili tarafından kötü niyet tazminatı talep edilmiş ise de davacının icra takibi başlatmakta kötü niyetli olduğu ispatlanamadığından davalı vekilinin kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-ASIL DAVA VE BİRŞELEN DAVANIN AYRI AYRI REDDİNE,
2- Birleşen davada şartları oluşmayan davalının kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE,
ASIL DAVADA:
1- Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan ve tahsili gereken 179,90 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 44,40 TL nispi harçtan mahsubu ile bakiye 135,50 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
2-Davacı tarafından sarf olunan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
3-Davalı tarafından yapılan 700 TL yargılama gideri posta masrafının davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
4- Sarf olunmayan delil/gider avanslarının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
5- Kendisini vekil ile temsil ettiren davalı lehine yürürlükte bulunan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 2.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-6235 sayılı Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesinin 13. fıkrası uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve yargılama giderinden sayılan Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davacıdan tahsili ile Hazineye İRAT KAYDINA,
BİRLEŞEN DAVADA:
1- Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan ve tahsili gereken 179,90 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 349,37 TL nispi harçtan mahsubu ile fazla alınan 169,47 TL harcın istek halinde davacıya iadesine,
2-Davacı tarafından sarf olunan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
3-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
4- Sarf olunmayan delil/gider avanslarının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
5- Kendisini vekil ile temsil ettiren davalı lehine yürürlükte bulunan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-6235 sayılı Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesinin 13. fıkrası uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve yargılama giderinden sayılan Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davacıdan tahsili ile Hazineye İRAT KAYDINA,
Dair; ASIL DAVA BAKIMINDAN 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341. ile 360. madde hükümleri uyarınca dava değeri karar tarihindeki istinaf sınırı altında kalmakla KESİN olmak üzere; BİRLEŞEN DAVA BAKIMINDAN 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341. ile 360. madde hükümleri uyarınca mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere asıl ve birleşen davada davacı vekili ile asıl ve birleşen davada davalı vekilinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
24/01/2023

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı