Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/627 E. 2021/801 K. 28.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/627 Esas
KARAR NO : 2021/801

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/08/2019
KARAR TARİHİ : 28/09/2021
K.YAZIM TARİHİ : 01/11/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı firma arasında ticari ilişki söz konusu olduğunu, davalıya 08.10.2018 tarihli … seri numaralı,10.11.2018 tarihli … seri numaralı,15.11.2018 tarihli … seri numaralı,22.11.2018 tarihli … seri numaralı,23.11.2018 tarihli … seri numaralı,26.11.2018 tarihli … seri numaralı,10.12.2018 tarihli … seri numaralı,11.12.2018 tarihli … seri numaralı,14.12.2018 tarihli … seri numaralı,20.12.2018 tarihli … seri numaralı,26.12.2018 tarihli … seri numaralı, 11.02.2019 tarihli … seri numaralı,13.02.2019 tarihli … seri numaralı, 12.03.2019 tarihli … seri numaralı,16.03.2019 tarihli … seri numaralı,01.04.2019 tarihli … seri numaralı,08.04.2019 tarihli … seri numaralı faturalar ile mal satışı yapıldığını, fatura içeriğinde mallar davalıya teslim edildiğini ancak fatura bedelleri tahsil edilemediğini Bu nedenle ödenmeyen fatura bedelleri için takibe konu cari hesap bakiyesi ile Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosya ile icra takibi başlatıldığını. Ancak davalının kötü niyetli olarak takibe itiraz ettiğini, bu nedenle davalı tarafından yapılan itirazın iptali ile %20’den aşağı olmamak üzere davalının icra inkar tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Yapılan usulüne uygun tebligata rağmen davalı tarafından davaya cevap verilmemiştir.
DELİLER VE GEREKÇE:
Dosyaya sunulan 15/09/2020 tarihli SMMM bilirkişi … tarafından düzenlenen raporda; Davacının 2018 ve 2019 yıllarına ait ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal süreleri içerisinde yapıldığı, Davacı taraf kayıtlarına göre davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 72.526,42 TL alacaklı olduğu, Temerrüd tarihinin 24.05.2019 olarak kabulü halinde davacının davalıdan dava tarihi itibariyle; yıllık 49 yasal faiz oranına göre 74.207,44 TL (72.526,42+1.681,02), Yıllık TCMB avans faizi oranına göre 76.168,64 TL(72.526,42 + 3.642,22) TL alacaklı olduğu hususlarının tespit edildiği anlaşılmıştır.
Dosyamız arasına celp edilen Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasının incelenmesinde; Davacı alacaklının 23.05.2019 tarihli cari hesap alacağı dayanak gösterilmek suretiyle davalı borçlu aleyhine 24.05.2019 tarihinde 72.756,95 TL asıl alacak üzerinden ilamsız icra takibi başlattığı, davalıya ödeme emrinin 20.06.2019 tarihinde tebliğ edildiği, davalının 26.06.2019 tarihinde ve süresi içinde borca ferilerine itiraz ettiği görüldü.
Huzurda görülen dava itirazın iptali davası olup, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan normal bir eda davasıdır.
Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde vereceği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi davanın kabulü halinde borçlu da alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır. Bu nedenle mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Yasal dayanağını İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67. maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 09/04/2019 Tarih, 2017/5059 Esas, 2019/2363 Karar sayılı ilamına göre;
“İlk derece mahkemesince davacının takip dayanağı yaptığı fatura örnekleri davalının bağlı olduğu Vergi Dairesi Müdürlüğüne gönderilerek bu faturaların davalı tarafından 2017 yılı BA (Büyük Alış) formunda vergi dairesine bildirilip bildirilmediği ve bildirilmiş ise sonradan verilen düzeltme beyanı ile bildirimden çıkartılıp çıkartılmadığının sorulması gerekir. Bir satım faturasının alıcı ticari defterlerine kaydedilmesi halinde sonradan bu kayıt silinse dahi malın teslim alındığına karine olduğu gibi satım faturası BA formu ile vergi dairesine bildirilirse sonradan düzeltme yapılsa da malın teslim alındığına karinedir. Şayet bu araştırma sonucunda takip konusu faturaların davalının BA (Büyük Alış) formunda yer almadığı anlaşılırsa bu kere bu faturalara konu malların davalıya teslimine ilişkin üzerinde teslim alan isim ve imzası bulunan irsaliyeler yönünden davalının isticvap edilip, teslim alan imzalarının kendisine ya da çalışanına ait olduğunun kabul edilmemesi halinde imza ve sair incelemeler yapılarak karar verilmesi gerekmektedir.”
Dosyada ve tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacının, fatura alacağından kaynaklı davalı aleyhine başlattığı icra takibine davalının itirazı sonucunda işbu davayı açtığı görülmüştür. Tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda uyuşmazlık konusunun çözümü için tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş; davalının ticari defterlerini sunmaması üzerine sadece davacı şirket ticari defterleri üzerinde inceleme yapılmış; raporda davacının davalından icra takip tarihi itibariyle 72.526,42 TL cari hesap alacağının bulunduğu; davalının takip tarihi itibariyle temerrüte düşürüldüğü belirtilmiş; davacı tarafından davalıya düzenlenerek gönderilen fatura asılları dosyamıza sunulmuş; davalı şirketin ilgili dönem BA formları celbedilmiş, davacı tarafından düzenlenen bir kısım faturaların davalı tarafından ilgili BA formlarında vergi dairesine bildirildiği görülmüş; fatura içeriği malların teslim edilip edilmediği hususunda davalı şirketin isticvabına karar verilmiş; usulüne uygun olarak tebliğ edilen isticvap davetiyesine rağmen davalı şirket yetkilisinin duruşmaya gelmediği ve geçerli bir mazeret de bildirmediği anlaşılmakla davacı tarafından takip konusu yapılan fatura içeriği malların davalı şirkete teslim edildiğinin kabulü ile hüküm kurmaya ve denetime elverişli olarak düzenlenen bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilerek alacağın likit olması da gözetilerek icra inkar tazminatına hükmedilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-AÇILAN DAVANIN KISMEN KABULÜ ile davalının Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında yapmış olduğu itirazın 72.526,42 TL asıl alacak yönünden İPTALİ ile takip tarihinden itibaren asıl alacağa davacının talebi aşılmamak üzere değişen oranlarda yasal faiz uygulanmak suretiyle TAKİBİN DEVAMINA,
2- Davacının fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE,
3- Alacağın likit olması nedeni ile davacının icra inkar tazminatı talebinin KABULÜ ile 14.505,28 TL icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4- Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan ve tahsili gereken 4.954,28 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 878,73 TL nispi harçtan mahsubu ile bakiye 4.075,55 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafından sarf olunan (800 TL bilirkişi ücreti + 110,35 TL posta/tebligat/müzekkereden ibaret) 910,35 TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre hesaplanan (%99,68 kabul oranı) 907,44 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6- Davacı tarafından yatırılan 44,40 TL başvurma harcı ve 878,73 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7- Sarf olunmayan delil/gider avanslarının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
8- Kendisini vekil ile temsil ettiren davacı taraf lehine yürürlükte bulunan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/1. maddesi gereğince takdir olunan 10.228,43 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-6235 sayılı Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesinin 13. fıkrası uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve yargılama giderinden sayılan Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin kabul ve red oranına göre hesaplanan 1.315,78 TL’nin davalıdan, 4,22 TL’nin ise davacıdan tahsili ile Hazineye İRAT KAYDINA,
Dair; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341. ile 360. madde hükümleri uyarınca mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 28/09/2021

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı