Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/609 E. 2022/847 K. 13.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/609 Esas
KARAR NO : 2022/847

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/08/2019
KARAR TARİHİ : 13/09/2022
K.YAZIM TARİHİ : 26/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalının … Yapı Kooperatifi’nin 403 nolu üyesi olduğu, üyelikten kaynaklanan aidat ve arsa katılım payı ödemelerinin butunduğu, işbu aidat borcunun 2017 yılı genel kurul toplantısında aylık 2.000,00 TL aidat ve her bir üye için 130.000,00 TL arsa katılım bedelinin üyelerden tahsil edilmesine karar verildiği, Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı icra dosyası ile bu alacağın takibe konu edildiği ancak anılan icra takibine karşı davalı tarafından itiraz edildiğini bu nedenlerle icra takibine yapıları itirazın iptaline, takibin devamına karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Huzurdaki davanın, aleyhine başlatıları icra takibine yapmış olduğu itiraz sebebiyle açıldığını, davaya konu icra takip dosyası incelendiğinde davacı kooperatifin kendisinden 130.000,00 TL arsa katılım bedelinin tahsilini talep ettiğini, davacı kooperatifin uzun yıllardır üyesi olup davacı kooperatifin üstlendiği ve yaptığı … Sitesinde dükkan sahibi olduğunu, ancak davacı kooperatifin üstlendiği ve yaptığı … Sitesinin kurulu olduğu arsanın vakfa ait olup, bu arsanın 49 yıllığına kiralanması sonucu kiralanan arsa üstünde yer aları dükkanların kooperatif aracılığı ile inşaa edildiğini ancak … Sitesinin üstünde kurulan arsanın maliki ile vakıf tarafından kira sözleşmesinin fesh edilmesi sonucunda, bu yerden çıkmak ve dükkanların tek tek yıkılması sonucunun doğduğu, şu anda bu yerde bulunan dükkanların tamamının yıkılmış olduğu, bu nedenle davacı kooperatife geriye dönük hiçbir borcunun olmadığını, davacı kooperatifin 2017 yılında yapmış olduğu genel kurulunda arsa alım satımının yapılması ve alınacak bu arsa üzerinde yapılacak inşaat için üyelerden aidat ve 130.000,00 TL arsa payı katılım bedelinin tahsiline karar verildiği, ancak alınan bu genel kurul kararının iptali için Bakırköy … ATM … E sayılı dosyası ile iptal davası açıldığı, açılan davanın kısmen kabul ve kısmen red ile sonuçlandığı, verilen hükmün kesinleşmediği halen istinafta olduğunu, takip dayanağı gösterilen genel kurulda alınan ödeme kararının henüz kesinleşmemesi nedeniyle öncelikle bu dava sonucunun beklenmesini, davacı kooperatifin tüm üyelerini bu şekilde borçlandırmasına itiraz ettiğini, borçlanmanın kaynağı gösterilmeden ortaya bir proje çıkarılmadan afaki şekilde üyelerin borçlandırılmasının kooperatifçilik anlayışı ile bağdaşmadığını, kooperatifin üyesi olarak maliki bulundukları dükkanların vakif arsası üzerinde ve 49 yıllık kiralamaya istinaden varlığını sürdürürken bir an için vakıfla olan sözleşmenin fesh edilmesi dükkanların yıkılmasının üyeleri ciddi kardan mahrum bıraktığı gibi kooperatif yönetiminin bu kere üyelerini borçlandırdığını, uğranılan hak kaybı için mücadele etmeyen davacı kooperatifin üyelerin mağduriyet yaşamalarına yönelik bu işlemine itiraz etttiğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Dosyaya sunulan 25/12/2021 tarihli bilirkişi SMMM … ve Kooperatif Uzmanı … tarafından düzenlenen raporda; 1163 sayılı kanun çerçevesinde, genel kurul kararına dayalı olarak tahsiline karar verilen aidat ve diğer ödemelerin tahsilinin talep edilebilmesi için, davalının kooperatif üyesi olduğunun ispat edilmesi gerekeceği; davalı …’ın 19.04.2004 tarihinde üyeliğe kabulü sonucu davacı kooperatifin ortaklar pay defterinde 403 Ortak numarası ile kayıt edildiği, davalının, davacı kooperatif nezdindeki bu üyeliğini, 19.04.2004 tarih ve 141 numaralı Yönetim Kurulu Kararı ile devir yoluyla kazandığı, davalının, davaya konu 23.10.2018 tarihinde başlatılan icra takip tarihinde ve huzurdaki itirazın iptali davasının açıldığı 16,08.2019 tarihinde , davacı kooperatifin üyesi bulunduğu, davacı kooperatifin 23.10.2018 tarihinde başlattığı icra takibinden ve huzurdaki itirazın iptali davasının açıldığı 16.08.2019 tarihinden sonra yargılamanın devamı sırasında Bakırköy …. Noterliği 18.12.2020 tarih … yevmiyeli ihraç ihtarı ve kooperatif yönetim kurulunun 08.12.2020 tarih 17 sayılı kararıyla davalının davacı kaoperatif üyeliğinden ihraç edildiği, kooperatif yönetim kurulunun 08.12.2020 tarih 17 sayılı kararıyla ihraç edilen davalının, ihraç kararının kendisine tebliğ edildiği 25.12.2020 tarihinden itibaren 3 aylık süre içinde ihraç kararına karşı iptal davası açtığı yada kooperatifin 30.06.2021 tarihinde yapılan 2019 ve 2020 hesap yılı genel kurulunda itiraz hakkını kullandığı yönünde taraflarca bir iddia ileri sürülmediği gibi bu husus somut belge ve dosya kapsamıyla ispat edilmediği, davalının, davacı kooperatif üyeliğinden ihraç edildiği ve alınan ihraç kararının 1163 sayılı karıunun 16 mad. ve Ana sözleşmenin 14. Mad çerçevesinde “Üç aylık süre içinde genel kurula veya mahkemeye başvurmak suretiyle itiraz edilmeyen çıkarma kararı kesinleşir” hükmüne uygun olarak kesinleşmiş olduğunun, dosyaya ibraz edilen yönetim kurulu kararı ihraç kararının tebliğ şerhi ve tarafların beyanlarıyla tevsik edilmesi karşısında davalının 08.12.2020 tarihinden beri davacı kooperatif üyesi olmadığı yönünde sonuç ve kanaate ulaşıldığı, 1163 sayılı kanunun 53. Maddesine göre toplantıda hazır bulunup da kararlara aykırı kalarak keyfiyeti tutanağa geçirten veya oyunu kullanmasına haksız olarak müsaade edilmeyen yahut toplantıya çağrının usulü dairesinde yapılmadığını veyahut gündemin gereği gibi ilan veya tebliğ edilmediğini yahut da Genel Kurul toplantısına katılmaya yetkili olmayan kimselerin karara katılmış bulunduklarını iddia eden pay sahiplerinin, ana sözleşme hükümlerine ve iyi niyet esaslarına aykırı olduğu iddiası ile genel kurul kararları aleyhine, toplantıyı kovalayan günden başlamak üzere bir ay içinde iptal davasının açması gerekeceği, iptal davası açılmamış ise genel kurulda alınmış olan ödeme kararı kesinleşecek olup bu genel kurul kararına karşı artık ortağın itiraz etme hakkının kalmayacağı, Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … E sayılı icra dosyası ile davalıdan tahsili talep edilen 130.000,60 TL asıl alacak dayanağının 2017 hesap yılı Genel kurulunun 14 nolu kararı ile kararlaştırdlan “yeni arsa alımı için mevcut üyelerden topanacak hisse başı arsa ödeme tutarının toplamda 130.000,00 TL olmasına, mevcut üyelerin ödentileri arsa payı bedellerini 31.07.2018 tarihine kadar 130.000,00 TL ye tamamlamalarına” şeklindeki alınan genel kurul kararına dayandığı, davaya konu ve takip alacağına dayanak gösterilen 30.06.2018 tarihinde yapılan 2017 hesap yılı genel kurulunun 13 ve 14 nolu kararlarının Bakırköy … ATM …. E sayılı dosyası ile iptalinin talep edildiği, yerel mahkemece verilen red kararına karşı halen istinaf incelemesinin devam etmesi nedeniyle mahkeme hükmünün kesinleşmemiş olması karşısında bu yön itibari ile de 23.10.2018 icra takip tarihi itibari ile tahsili talep edilen alacağında kesinleştiğinden söz edilemeyeceği yönünde sonuç ve kanaate ulaşmış ise de bu husustaki takdir ve değerlendirmenin tamamen sayın mahkemeye ait olacağı, davacı kooperatifin defter ve belgelerinin dava ve takip konusu dönemde açılış ve kapanış noter onaylarının süresi içinde yapılmış olduğu, usulüne uygun tutulduğu ve sahibi lehine delil vasfının takdir ve değerlemesinin Sayın Mahkeme de bulunduğu, incelenen davacı kooperatif defter ve belgellerine göre; takip tarihi (23.10.2018) itibariyle davacı tarafın davalı taraftan 135.261,00 TL alacağının olduğu, Davacının takipte, sadece arsa payı borcu olan 130.,000,00 TL nin talep edildiği, 130,000,00 TL asil alacak ve 5.070,00 TL işlemiş faizi ile toplamda 135.070,00 TL talep ettiği, Davacı tarafın, tahakkuk tarihinden, takip tarihi itibari ile taleple bağlılık ilkesi gereği 130.000,00 TL asıl alacak, yapılan faiz hesabında ise 7.244,00 TL işlemiş faiz olmak üzere toplamda 137.244,00 TL davalı taraftan talep edebileceği, Davacı kooperatifin icra takibine konu ettiği alacak dayanağının, kooperatifirn 30.06.2018 tarihinde yapılan 2017 yılı genel kurul kararı ile 14. Madde de kararlaştırılmış alacak olduğu, arılan bu genel kurul kararının iptalinin Bakırköy … ATM … E sayılı dosyasında halen derdest olup kesinleşmediği gibi davalının 08.12.2020 tarihli yönetim kurulu kararı ile kooperatif üyeliğinden ihraç edilmiş ve ihraç kararının kesinleşmesi neticesinde kooperatif üyesi bulunmayan davalıdan, genel kurul kararı ile kararlaştırılan bu ödemelerin tahsilinin talep edilemeyeceği yönünde sonuç ve kanaate ulaşılmış ise de bu husustaki takdir ve değerlendirmenin sayın mahkemeye ait olacağı kanaatine varıldığı beyan edilmiştir.
Dosyaya sunulan 03/07/2022 tarihli bilirkişi SMMM …. ve Kooperatif Uzmanı … tarafından düzenlenen ek raporda; kök raporda Davacı kooperatifin icra takibine konu ettiği alacak dayanağının, kooperatifin 30.06.2018 tarihinde yapılan 2017 hesap yılı genel kurulunun 14 nolu kararı ile kararlaştırılan alacak olduğu tespit edilmesine rağmen raporun sonuç bölümünde sehven yapılan yazım hatası sonucu anılan bu genel kurul kararının iptalinin Bakırköy … ATM … E sayılı dosyası ile istenildiği yönünde yapılan bilirkişi kurulu tespitinin sehven yapıldığı; zira davacı kooperatifin 21.05.2017 tarihinde yapılan 2016 hesap yılı genel kurul kararlarının iptal davasının Bakırköy … ATM ….. E sayılı dosyası ile davaya konu icra takip dayanağı gösterilen genel kurul kararının 30.06.2018 tarihinde yapılan 2017 hesap yılı genel kurulunun 14 nolu kararı olması ve bu genel kurul kararına karşı iptal davasının açıldığı yönünde bir beyanın olmaması karşısında, Bakırköy .. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. Sayılı dosyası ile iptali talep edilen genel kurul kararının 21.05.2017 tarihli genel kurul kararı olması iptale konu edilen bu genel kurul kararının ise huzurdaki itirazın iptali dava dosyası ile bir ilgisi bulunmadığından kök raporda sehven yapılan bu yöndeki bilirkişi görüş ve kanaatinin değişeceği, davalının, davaya konu 23.10.2018 tarihinde başlatılan icra takip tarihinde ve huzurdaki itirazın iptali davasının açıldığı 16.08.2019 tarihinde, davacı kooperatifin üyesi olduğu yönündeki kök rapordaki bilirkişi görüşünde bir değişikliğin olmayacağı gibi bu husussun tarafların da kabulünde bulunduğu, kök raporda belirtildiği üzere davalının icra takip (23.10.2018) ve itirazın iptali (16.08.2019) davasının açılmasından sonra yargılamanın devamı sırasında 08.12.2020 tarih 17 sayılı kararla davacı kooperatiften ihraç edildiği, ihraç kararının davalıya 25.12.2020 tarihinde tebliğ edildiği 3 aylık hak düşürücü süre içinde ihraç kararına karşı iptal davasının davalı yanca açılmaması nedeniyle davalının icra takibinden ve itirazın iptali davasının açıldığı tarihten sonra ihraç kararının 08.03.2021 tarihinde kesinleştiği yönündeki bilirkişi görüş ve kanaatinde bir değişiklik olmayacağı gibi bu hususun tarafların da kabulünde olup tartışmasız bulunduğu, incelemeye konu huzurdaki davada taraflar arasında çözülmesi gereken asıl uyuşmazlığın icra takip tarihi ve itirazın iptali davasının açıldığı tarihte davalının, davacı kooperatif üyesi olmasına karşın yargılamanın devamı sırasında ihraç edildiği tarafların kabulünde bulunup ihracı kesinleşen davalıdan (yargılama sırasında kooperatifortağı sıfatı kalmayan davalıdan) icra takibine konu alacakların tahsilinin istenip istenemeyeceği hususuna ilişkin olduğu; 1163 sayılı kooperatifler kanununun 16 mad hükmünde düzenlendiği üzere “Ek fıkra: 3476 -6.10.1988) Haklarındaki çıkarma kararı kesinleşmeyen ortakların yerine yeni ortak alınamaz. Bu kişilerin ortaklık hak ve yükümlülükleri, çıkarılma kararı kesinleşinceye kadar devam eder.” Şeklinde olup bu yasal düzenlemeden de tespit edildiği üzere çıkarılma kararı kesinleşinceye kadar ortaklıktan kaynaklanan tüm hak ve yükümlülükler devam edeceğinden davalının da ihracın kesinleşmesi anına kadar genel kurul kararlarıyla kararlaştırılan ödemelerden sorumlu olacağı, ihracın kesinleşmesinden sonra ortaklık sıfatı kalmadığından genel kurul kararlarıyla kararlaştırılan aidat ve diğer ödemelerden sorumlu tutulamayacağı; huzurdaki davada, davalının icra takip tarihi ve itirazın iptali davasının açıldığı tarihte hala ortaklığının devam ettiği tarafların kabulünde olup tartışmasız olduğu; itirazın iptali davasının açıldığı 16.08.2019 tarihi itibari ile kooperatif üyesi bulunan davalının icra takibine konu edilen alacak ve gecikme faizinden üyelik sıfatı gereği sorumluluğunun bulunacağı, ancak itirazın iptali davasında yapılan yargılamanın devamı sırasında ihracın 08.03.2021 tarihinde keşinleştiği taraflarında da kabulünde bulunması karşısında davaya konu alacaktan davalının yargılamanın devamı sırasında 08.03.2021 tarihinden sonra ortaklık sıfatı kalmadığından sorumluluğunun bulunmayacağı, kök raporda belirtildiği üzere kooperatif üyesi bulunmayan davalıdan, genel kurul kararı ile kararlaştırılan icra takibine konu bu ödemelerin tahsilinin talep edilemeyeceği yönünde oluşan bilirkişi görüş ve kanaatinin değişmeyeceği, kooperatiften çıkan veya çıkarılan ortaklarla hesaplaşma 1163 sayılı Kanunu’nun 17 ve Yapı kooperatifi ana sözleşmesinin 15. maddelerinde düzenlendiği; buna göre; kooperatiften ihraç edilen ortağın, ihracın kesinleştiği yılın bilançosuna göre hesaplanacak olan masraf hissesi düşüldükten sonra bakiyesinin geri iadesini talep etme hakkına sahip olduğu; bilançonun genel kurulca kabulü suretiyle kesinleşmesinden itibaren bir ay geçtikten sonra üyelik gereği yapılan tüm ödemelerin geri iadesini talep edebileceği; Somut davada kooperatif ortaklığından ihraç edilen davalının 1163 sayılı kanunun 17. ve ana sözleşmenin 15. Maddesi uyarınca davacı kooperatifle hesaplaşma sürecinin başlamış olması karşısında davacı kooperatifçe icra takibine konu edilen alacağın davalıdan tahsilinde artık hukuki yararın ortadan kalktığı sonuç ve kanaatine varılmış ise de bu yöndeki hukuki değerlendirme ve takdir yetkisi tamamen sayın mahkemeye ait olduğu kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
Huzurda görülen dava itirazın iptali davası olup, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan normal bir eda davasıdır.
Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde vereceği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi davanın kabulü halinde borçlu da alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır. Bu nedenle mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Yasal dayanağını İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67. maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Dosyada ve tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; davalının davacı kooperatifin takip ve dava tarihi itibariyle üyesi olduğu; huzurda görülen dava devam ederken davalının kooperatif üyeliğinden ihraç edilerek ihraç kararının kesinleştiği konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacı kooperatifin 30.06.2018 tarihinde yapılan 2017 hesap yılı genel kurulunun 14 nolu kararı ile kararlaştırılan aidat alacağı huzurda görülen davaya ve takibe dayanak yapılmıştır. Kooperatiflerde “açık kapı” ilkesi geçerli olup bu ilkeye göre şartları uyanların girişine engel olunamayacağı gibi çıkışına da engel olunamayacaktır. Aidat bedelinin ödenmediği gerekçesi ile üyelikten ihraç edilen ya da aidat bedelini ödeme güçlüğüne düşmesi nedeniyle üyelikten istifa eden kooperatif üyesinden üyeliğin sonlandığı tarihe kadar doğmuş aidat alacaklarının ödenmesini istemek açık kapı ilkesi ile örtüşmeyecektir. Dosyada mübrez bilirkişi kök ve ek raporunda da belirtildiği üzere davalının üyelikten ihraç edilmesi nedeni ile artık 1163 sayılı kanunun 17. maddesine göre hesaplaşma sürecinin başladığı kabul edilmelidir. Hesaplaşma sürecinin başlaması ile davacı kooperatif ve onun mal varlığı üzerinde alacaklı ve borçlu sıfatları birleşmiştir. TBK’nın 135. maddesi uyarınca, alacaklı ve borçlu sıfatlarının birleşmesi halinde asıl borç sona erdiği gibi aynı kanunun 131. maddesi uyarınca asıl borca bağlı fer’i nitelikteki faiz, gecikme zammı ve sair gibi borçlar da sona erer. TBK’nın 135. maddesinde düzenlenen alacaklı ve borçlu sıfatlarının birleşmesi için alacağın ve borcun her ikisinin de muaccel olması gerekli değildir. Somut olay bakımından hesaplaşma sürecine girildiğinden alacaklı ile borçlu sıfatlarının birleşmiş olması ve borcun kanundan kaynaklanan sebeplerle sona ermiş olması nedenleri ile ortada artık tahsili gereken değil tasfiyesi gereken bir borç bulunduğundan dolayı davacının artık itirazın iptali davasında hukuki yararının bulunmadığı açıktır. HMK’nın 114/1-4. maddesinde hukuki yarar dava şartı olarak düzenlenmiş olup hukuki yararın davanın açıldığı tarih itibariyle mevcut olması yeterli olmayıp dava sonuçlanıncaya ve karar kesinleşinceye kadar hukuki yararın devamı gerekir. Yukarıda açıklanan nedenlerle huzurda görülen davada yargılama devam ederken artık hukuki yararın sona erdiğinin kabulü ile açılan davanın hukuki yarar yokluğu nedeni ile usulden reddine karar vermek gerekmiştir. Huzurda görülen dava devam ederken davalının aidat borcunu ödememesi nedeni ile üyelikten ihraç edilmesi neticesinde dava tarihi itibariyle var olan hukuki yararın yargılama devam ederken ortadan kalkmasından dolayı davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumu gözetilerek davalının yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu olduğu kanaati ile aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Açılan davanın hukuki yarar yokluğu nedeni ile USULDEN REDDİNE,
2- Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan ve tahsili gereken 80,70 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 675,35 TL nispi harçtan mahsubu ile fazla alınan 594,65 TL harcın istek halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından sarf olunan 3.000,00 TL bilirkişi ücreti, 60 TL posta masrafı olmak üzere toplam 3.060,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına,
5- Sarf olunmayan delil/gider avanslarının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
6- Kendisini vekil ile temsil ettiren davacı lehine yürürlükte bulunan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7- 6235 sayılı Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesinin 13. fıkrası uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve yargılama giderinden sayılan Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davalıdan tahsili ile Hazineye İRAT KAYDINA,
Dair; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341. ile 360. madde hükümleri uyarınca mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı asil ve vekili yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 13/09/2022

Katip …
¸

Hakim …
¸