Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/607 E. 2021/398 K. 20.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/607 Esas
KARAR NO : 2021/398

BİRLEŞEN ANTALYA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN
2014/1341 ESAS 2015/567 KARAR SAYILI DOSYASI

DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/12/2014
KARAR TARİHİ : 20/04/2021
K.YAZIM TARİHİ : 22/06/2021
Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda verilen kararın istinaf edilmesi üzerine; İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin … E., … K. Ve 24/06/2019 tarihli kararla birleşen dava bakımından olumlu ya da olumsuz bir karar verilmediği gerekçesi ile birleşen davada karar verilmek üzere dosyanın mahkememize gönderilmesine karar verilmesi üzerine yapılan açık yargılama sonunda;
ASIL DAVADA:
TALEP:Davacı vekili Antalya Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne sunmuş olduğu 25/12/2014 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı ile akdettiği elektrik abonelik sözleşmesi uyarınca davalı şirketten 01/2012 fatura döneminden itibaren … abone … sayaç ID nolu abone olarak 01/2014 fatura döneminden itibaren ise … abone … sayaç ID nolu abone olarak elektrik satın aldığını, davacının abone numarasının bir defa değiştirildiğini, davalı şirketin haksız ve hukuki dayanağı bulunmayan kayıp kaçak bedellerini tahakkuk ettirerek bu bedelleri davacıdan tahsil ettiğini, davacıdan kayıp kaçak bedeli adı altında alınan tutarların hukuka ve kanuna aykırı olduğunu, davanın hukuki dayanağı bulunmadığını, müvekkilinden tahsil edilen toplam 61.607,00.-TL kayıp kaçak bedelinin davalıdan geri alınmasına ilişkin ticari alım satımdan kaynaklı istirdat davası olarak açıldığını belirterek, müvekkilinden tahsil edilen dağıtım bedeli, perakende satış hizmeti bedeli PSH sayaç okuma bedeli, iletim sistemi kullanım bedeli, TRT payı ve Enerji Fonu bedellerinin geri alınması hakkında dava hakları saklı kalmak kaydıyla davanın kabulüne davacıdan haksız olarak tahsil olunan kayıp kaçak bedelinin tespiti ile 61.607,00.-TL kayıp kaçak bedeli tutarının dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili 23/01/2015 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirkete açılan davada davacının iadesini talep ettiği tutarların aslen müvekkili şirket nam ve hesabına tahsil edilmediğini, dava dışı …. Elektrik Dağıtım Aş adına mevzuat gereğince müvekkili şirket tarafından tahsil edildiğini, bu nedenle davanın muhatabının aslında müvekkili şirketin değil …. Elektrik Dağıtım Aş. Olduğunu, taraflar arasında imzalanan abonelik sözleşmesinin ilgili maddesinde akit taraflar arasında ihtilafın İstanbul Bakırköy mahkemelerinde görüleceğinin belitildiğini, ilgili davanın …’da açılması gerektiğini, davacının ödediği kayıp kaçak bedelleri faturaları ile sabit olduğunu, mahkemece ya da bilirkişi tarafından herhangi bir hesap yöntemi ile belirlenmesine ihtiyaç duyulacak bir alacak kalemi olmadığını, faturalarda yer alan miktarların toplanması ile birlikte dava değeri belirlenebilecekken bu şekilde belirsiz alacak davası açılmasının kabul edilemeyeceğini, müvekkilinin … Elektrik Enerjisi Toptan Satış A.ş’den satın alarak kullandığı elektrik enerjisine binaen düzenlenen elektrik faturalarında kayıp kaçak bedelinin de tahakkuk ettirildiğini belirterek 61.607,00.-TL kayıp kaçak bedelini ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsil edilmesi gerektiğini, müvekkilinin elektrik dağıtım şirketi olmadığını, özel sektör mensubu bir elektrik satış şirketi olduğunu, bu nedenle kendi adına tahsil etmediği kayıp kalçak bedelinin müvekkilinden talep ve tahsil edilmesinin mümkün olmadığını, belirterek açıklanan nedenlerle mahkemenin yetkisizliğine karar verilmesi ile davanın yetkili Bakırköy İstanbul adliyelerine gönderilmesini davanın …. Elektrik A.Ş’ye ihbar olunmasını talep etmiştir.
Davalı … Elektrik Enerjisi Toptan Satış A.Ş.’ye dava dilekçesi 13/01/2015 tarihinde tebliğ edilmiş, Davalı vekili 23/01/2015 tarihli cevap dilekçesinde özetle; yetki itirazının bulunduğunu, müvekkili ile davacı arasında imzalanan yetki sözleşmesinde uyuşmazlıkların çözümünde Bakırköy mahkemelerinin kesin yetkili olduğunu, davanın yetki yönünden reddi ile dosyanın Bakırköy Mahkemelerine gönderilmesini talep etmiştir.
Antalya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 29/12/2015 gün ve … esas, …. karar sayılı ilamı ile yetkisizlik kararı verilerek dosya Mahkememize gönderilmiştir.

ASIL DAVADA DELİLLER ve GEREKÇE:
Dava, elektrik abonesi davalıdan tahsil edilen kayıp-kaçak, sayaç okuma, dağıtım, perakende hizmet ve iletim bedellerinin istirdatı istemine ilişkindir.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Elektrik mühendisi bilirkişi … tarafından hazırlanan 02/11/2015 tarihli raporunda özetle; Davacı … Tohumculuk Üretim İth. İhr. Ve Tic. Ltd. Şti’nin ilgili … sayaç ID ve … nolu abonelik ile … sayaç ID ve … nolu abonelik üzerinden kullandığı 2012 yılı, 2013 yılı ile 2014 yılı aylarında kayıp-kaçak bedeli adı altında davalı … Elektrik Enerjisi Toptan Satış A.Ş.’nin ¨135.705,54+¨24.426,99 (KDV)=¨160.132,53 tutarlı bedeli … Fide Tohumculuk Üretim İth. İhr.ve Tic. Lt.Şti.den tahsil ettiği, davalı … Elektrik Enerjisi Toptan Satış A.Ş.’nin tahsil ettiği bu bedeli tahsil etmesinin yukarıda belirtilen Yargıtay kararı gereğince yerinde olmadığını, bildirdiği görülmüştür.
Elektrik mühendisi bilirkişi …. tarafından hazırlanan 30/10/2017 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; Davacı … Fide Tohumculuk Üretim İth. İhr. Ve Tic. Ltd. Şti’nin ilgili … sayaç ID ve … nolu abonelik ile … sayaç ID ve … nolu abonelik üzerinden kullandığı 2012 yılı, 2013 yılı ile 2014 yılı aylarında kayıp-kaçak bedeli adı altında davalı … Elektrik Enerjisi Toptan Satış A.Ş.’nin ¨135.705,54+¨24.426,99 (KDV)=¨160.132,53 tutarlı bedeli … Fide Tohumculuk Üretim İth. İhr.ve Tic. Lt.Şti.den tahsil ettiği, davalı …. Elektrik Perakende Satış A.Ş’nin tahsil ettiği bu bedeli tahsil etmesinin yukarıda belirtilen Yargıtay kararları gereğince yerinde olmadığı, 6719 sayılı kanunun 21. ve 26. Maddelerinin dikkate alınması ve yorumlanmasının mahkemeye ait olacağı, mahkemelerin yetkisinin sadece bu bedellerin kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlanmış olduğundan, bundan sonra yapılacak olan incelemeler dava konusu bedellerin tahsilinin kurumun çıkardığı yönetmeliklere aykırı olup olmadığı ile sınırlı olduğundan, dava konusu bedellerin de kurumun düzenleyici işlemlerine istinaden alındığından dolayı dava konusu yapılan bedellerin hukuka ve yasalara aykırı olduğu iddiasının takdiri ve kararı mahkemeye ait olduğunu bildirdiği görülmüştür.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 21/05/2014 tarih ve 2013/7-2454 Esas 2014/679 K. Sayılı kararı ve Yüksek Yargıtay 3’ncü Hukuk Dairesi’nin kararları ile Anayasanın Vergi ödevi Başlıklı 73. maddesindeki “… Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır…” şeklindeki düzenlemeye göre; kayıp-kaçak, sayaç okuma, dağıtım, perakende hizmet ve iletim bedeli uygulamasının EPDK Kararları ve tebliğleri çerçevesinde uygulama arz eden kanunlar ve ikincil mevzuat hükümleri çerçevesinde EPDK tarafından belirlenerek uygulandığı, bu tarihteki mevcut hukuki düzenlemenin EPDK’na sınırsız bir fiyatlandırma ve tarife unsuru belirleme hak ve yetkisi vermediği, özellikle kaçak (elektrik enerjisinin hırsızlanması) bedellerinin kurallara uyan abonelerden tahsili yoluna gitmenin hukuk devleti ve adalet düşünceleri ile bağdaşmadığı, bu faturalara yansıtılan diğer kalemlere ilişkin bedel miktarlarının şeffaflık ilkesi ile denetlenebilmesi ve hangi hizmetin karşılığında ne bedel ödendiğinin bilinmesininde şeffaf hukuk devletinin vazgeçilmez unsuru olduğu, EPDK kararları ile bu bedellerin mevcut mevzuat kapsamında tüketicilerden alınmasının hukuka uygun olmadığı kabul edilmiştir.
Ne var ki,17/06/2016 Tarih 29745 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren geçmişede etkili 6719 sayılı kanunun 21. maddesi ile 6446 Sayılı kanunun 17. maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının (a), (ç), (d) ve (f) bentleri değiştirilmiş ve aynı maddeye eklenen 10. bend ile; “Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun

denetimi ile sınırlıdır.” hükmü getirilerek Tüketici Hakem Heyetlerinin ve Mahkemelerin bu konularda açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkileri geçmişe de etkili olarak sadece bu dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedellerinin Kurumun bu konulardaki düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlanmış, bu bedellerin alınmasında esas olan ilgili tarifelerin düzenlenmesinde EPDK.nun Kanundaki yetkileri genişletilerek yukarıda sözü edilen bedeller maliyet unsuru kapsamına dahil edilmiştir.
Yine, 6719 sayılı kanunun 26. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen;
Geçici madde 19; “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, Kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve Kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.” hükmünü,
Geçici madde 20; “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17 nci madde hükümleri uygulanır.” hükmünü içermektedir.
Hâl böyle olunca, karar tarihinden sonra yürürlüğe girmiş bulunan bu yasa değişikliklerinin, yürürlük tarihi öncesi dönemde geçerli olan EPDK kararlarına dayanılarak alınmış olan ve dava konusu yapılan kayıp-kaçak v.b. ad altında alınan bedeller ile ilgili olarak açılan ve hâlen devam eden davalarda da geçmişe etkili olacak şekilde (bu yasa değişikliği öncesinde açılan ve halen görülmekte olan davalar da) uygulanması gereken hükümler içerdiğinden, 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 17., geçici 19. ile 20. maddelerinin, somut olaya etkisinin bulunup bulunmadığının tartışılması gerekli olup dosyaya sunulan faturalarda açıkça kayıp kaçak v.b adlar altında davacıdan tahsilat yapılmış,ancak davacı tarafından bilirkişi ücreti yatırılmadığından bu tahsilatların kurumun düzenleyici işlemlerine uygun olup olmadığı değerlendirilmemekle birlikte, huzurdaki davada, tahakkuk ettirilen ve dava konusu edilen bedellerin Kurum düzenleyici işlemlerine aykırı olduğu ileri de sürülmemesi nedenleriyle 6446 sayılı Kanunun 6719 sayılı Kanunla değişik 17.maddesinin 10.fıkrası hükmü ve geçici 20.maddesi uyarınca konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
Yukarıda açıklanan bu yasa değişiklikleri birlikte değerlendirildiğinde; Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu kararlarına dayanılarak alınmış olan ve dava konusu yapılan bedeller ile ilgili olarak açılan (ve halen derdest olan) davalar, (açıklanan yasa değişikliklerinin yürürlüğe girmesiyle birlikte) konusuz kalmıştır.
Bu noktada uyuşmazlık; davalının, davanın açılmasına sebebiyet verip vermediği, bu bağlamda davacı yararına vekalet ücretine hükmedilmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
Yargılama harç ve giderleri, kural olarak davada haksız çıkan tarafa, eş söyleyişle aleyhine hüküm verilen tarafa yükletilir (HMK m. 326/I). Bu cümleden olarak, davayı kazanan taraf, davayı bir vekil aracılığı ile takip etmişse, haksız çıkan taraf, yargılama gideri olarak vekalet ücreti ödemeye de mahkum edilir (HMK m. 323/1-ğ).
Bir tarafın, dava açıldığı andaki mevzuata veya içtihat durumuna göre davasında veya savunmasında haklı olup da, dava açıldıktan sonra yürürlüğe giren yeni bir kanun hükmü veya yeni bir içtihadı birleştirme kararı gereğince davada haksız çıkmış olması halinde, yargılama giderlerine mahkûm edilemeyeceği kuşkusuzdur.
Burada önemle vurgulanmalıdır ki, bir kimseye diğer tarafın dava giderlerinin yükletilmesinin nedeni, o kimsenin diğer tarafın gider yapmasına haksız olarak sebebiyet vermiş olmasıdır. İşte bu nedenledir ki, dava açıldığı anda haklı durumda bulunan tarafın, yargılama sırasında meydana gelen mevzuat değişikliği sonucu haksız duruma düşmesi halinde yargılama giderlerinden sorumlu tutulması olanaklı değildir(Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 18.11.2009 günlü ve 2009/18-421 E.-2009/526 K. sayılı ilamında da aynı ilkeye yer verilmiştir.).

Asıl davada dosya kapsamı ve tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacı, davanın açıldığı andaki mevzuata ve içtihat durumuna göre dava açmakta haklıdır. Eş söyleyişle, davaya konu bedelleri tahsil eden davalı, davanın açılmasına sebebiyet vermişlerdir. Davacı tarafından, davalıdan kayıp-kaçak, dağıtım, iletim, perakende satış hizmeti ve sayaç okuma bedellerinin tahsilinin talep edildiği davada, “konusuz kalan davada karar verilmesine yer olmadığına” dair verilen karar, yargılama sırasında yürürlüğe giren yasa değişikliğinin bir sonucudur. Bu itibarla, dava açıldığı tarihte, yapılan yasa değişikliği henüz ortada bulunmadığından, dava tarihi itibariyle davacının dava açmakta haklı olduğu her türlü duraksamadan uzaktır.
Bu durumda; dava açıldıktan sonra hasıl olan yasa değişikliği nedeniyle, davacının dava açmasında haksız sayılamayacağı cihetle; davacı yararına maktu vekalet ücreti takdir edilmesi ve yapmış olduğu diğer yargılama giderlerinin davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekmiştir.(Yüksek Yargıtay 3’ncü Hukuk Dairesi’nin 28/03/2017 gün ve 2017/2534 esas,2017/3956 karar ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3’ncü Hukuk Dairesi’nin 13/04/2017 gün ve 2017/195 esas,2017/280 karar sayılı ilamları)
Tüm bu nedenlerle; davanın yasal değişiklik nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, davanın açıldığı anda davasında haklı olan davacı yararına yargılama gideri ve maktu vekâlet ücreti takdirine karar verilmesi gerekmiştir.
BİRLEŞEN DAVADA:
TALEP:Davacı vekili Antalya Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne sunmuş olduğu 25/12/2014 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı ile akdettiği elektrik abonelik sözleşmesi uyarınca davalı şirketten 01/2012 fatura döneminden itibaren … abone … sayaç ID nolu abone olarak 01/2014 fatura döneminden itibaren ise … abone … sayaç ID nolu abone olarak elektrik satın aldığını, davacının abone numarasının bir defa değiştirildiğini, davalı şirketin haksız ve hukuki dayanağı bulunmayan kayıp kaçak bedellerini tahakkuk ettirerek bu bedelleri davacıdan tahsil ettiğini, davacıdan kayıp kaçak bedeli adı altında alınan tutarların hukuka ve kanuna aykırı olduğunu, davanın hukuki dayanağı bulunmadığını, müvekkilinden tahsil edilen toplam 23.050,00.-TL kayıp kaçak bedelinin davalıdan geri alınmasına ilişkin ticari alım satımdan kaynaklı istirdat davası olarak açıldığını belirterek, müvekkilinden tahsil edilen dağıtım bedeli, perakende satış hizmeti bedeli PSH sayaç okuma bedeli, iletim sistemi kullanım bedeli, TRT payı ve Enerji Fonu bedellerinin geri alınması hakkında dava hakları saklı kalmak kaydıyla davanın kabulüne davacıdan haksız olarak tahsil olunan kayıp kaçak bedelinin tespiti ile 32.050,00.-TL kayıp kaçak bedeli tutarının dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili 23/01/2015 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirkete açılan davada davacının iadesini talep ettiği tutarların aslen müvekkili şirket nam ve hesabına tahsil edilmediğini, dava dışı …. Elektrik Dağıtım Aş adına mevzuat gereğince müvekkili şirket tarafından tahsil edildiğini, bu nedenle davanın muhatabının aslında müvekkili şirketin değil …. Elektrik Dağıtım Aş. Olduğunu, taraflar arasında imzalanan abonelik sözleşmesinin ilgili maddesinde akit taraflar arasında ihtilafın İstanbul Bakırköy mahkemelerinde görüleceğinin belitildiğini, ilgili davanın İstanbul’da açılması gerektiğini, davacının ödediği kayıp kaçak bedelleri faturaları ile sabit olduğunu, mahkemece ya da bilirkişi tarafından herhangi bir hesap yöntemi ile belirlenmesine ihtiyaç duyulacak bir alacak kalemi olmadığını, faturalarda yer alan miktarların toplanması ile birlikte dava değeri belirlenebilecekken bu şekilde belirsiz alacak davası açılmasının kabul edilemeyeceğini, müvekkilinin … Elektrik Enerjisi Toptan Satış A.ş’den satın alarak kullandığı elektrik enerjisine binaen düzenlenen elektrik faturalarında kayıp kaçak bedelinin de tahakkuk ettirildiğini belirterek 32.050,00.-TL kayıp kaçak bedelini ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsil edilmesi gerektiğini, müvekkilinin elektrik dağıtım şirketi olmadığını, özel sektör mensubu bir elektrik satış şirketi olduğunu, bu nedenle kendi
adına tahsil etmediği kayıp kalçak bedelinin müvekkilinden talep ve tahsil edilmesinin mümkün olmadığını, belirterek açıklanan nedenlerle mahkemenin yetkisizliğine karar verilmesi ile davanın yetkili Bakırköy İstanbul adliyelerine gönderilmesini davanın …. Elektrik A.Ş’ye ihbar olunmasını talep etmiştir.
Antalya …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce aralarında hukuki irtibat bulunduğu gerekçesi ile … E. Sayılı dosyanın aynı mahkemenin … E. Sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmiş olup yargılamaya … E. Sayılı üzerinden devam edilmesine karar verilmiştir. Nihayetinde Antalya .. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 29/12/2015 gün ve … esas, … karar sayılı ilamı ile yetkisizlik kararı verilerek dosya Mahkememize gönderilmiştir.
BİRLEŞEN DAVADA DELİLLER ve GEREKÇE:
Dava, elektrik abonesi davalıdan tahsil edilen kayıp-kaçak, sayaç okuma, dağıtım, perakende hizmet ve iletim bedellerinin istirdatı istemine ilişkindir.
Mahkememizce yapılan yargılamanın 14/07/2020 tarihli celsesinde birleşen dava bakımından bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş ise de 20/04/2021 tarihli celsede 719 sayılı yasa ile değişik 6446 sayılı yasanın 17. Maddesi uyarınca yapılan mevzuat değişikliği nedeni ile davanın konusuz kalması nedeniyle usul ekonomisi ilkesi de gözetilerek 14/07/2020 tarih ve 1 numaralı ara karardan rücu edilmesine karar verilerek bilirkişi incelemesi yapılmamıştır.
Birleşen davada dosya kapsamı ve tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacı, davanın açıldığı andaki mevzuata ve içtihat durumuna göre dava açmakta haklıdır. Eş söyleyişle, davaya konu bedelleri tahsil eden davalı, davanın açılmasına sebebiyet vermişlerdir. Davacı tarafından, davalıdan kayıp-kaçak, dağıtım, iletim, perakende satış hizmeti ve sayaç okuma bedellerinin tahsilinin talep edildiği davada, “konusuz kalan davada karar verilmesine yer olmadığına” dair verilen karar, yargılama sırasında yürürlüğe giren yasa değişikliğinin bir sonucudur. Bu itibarla, dava açıldığı tarihte, yapılan yasa değişikliği henüz ortada bulunmadığından, dava tarihi itibariyle davacının dava açmakta haklı olduğu her türlü duraksamadan uzaktır.
Bu durumda; dava açıldıktan sonra hasıl olan yasa değişikliği nedeniyle, davacının dava açmasında haksız sayılamayacağı cihetle; davacı yararına maktu vekalet ücreti takdir edilmesi ve yapmış olduğu diğer yargılama giderlerinin davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekmiştir.(Yüksek Yargıtay 3’ncü Hukuk Dairesi’nin 28/03/2017 gün ve 2017/2534 esas,2017/3956 karar ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3’ncü Hukuk Dairesi’nin 13/04/2017 gün ve 2017/195 esas,2017/280 karar sayılı ilamları)
Tüm bu nedenlerle; birleşen dava bakımından da davanın yasal değişiklik nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, davanın açıldığı anda davasında haklı olan davacı yararına yargılama gideri ve maktu vekâlet ücreti takdirine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM/Yukarıda açıklandığı üzere:
A- ASIL DAVA BAKIMINDAN:
1- 6719 Sayılı Yasa ile Değişik 6446 Sayılı Yasanın 17.maddesi uyarınca konusu kalmayan dava hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Alınması gerekli 59,30 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 1.052,10 harçtan mahsubu ile fazla alınan bakiye 992,80 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Davacı tarafından ödenen 25,20 Başvurma Harcı ile 59,30 TL Peşin Harcın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan talimat + tebligat + posta ücreti 344,20 ile bir bilirkişi inceleme ücreti 400 TL olmak üzere toplam 744,20 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
6-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre hesap edilen 4.080,00 ücreti vekaletin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
7-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
8-Davalı tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde davalıya İADESİNE,
B- BİRLEŞEN DAVA BAKIMINDAN:
1- 6719 Sayılı Yasa ile Değişik 6446 Sayılı Yasanın 17.maddesi uyarınca konusu kalmayan dava hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Alınması gerekli 59,30 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 547,35 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan bakiye 488,05 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Davacı tarafından ödenen 25,20 Başvurma Harcı ile 59,30 Peşin Harcın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan tebligat + posta ücreti 118,40 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
6-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre hesap edilen 4.080,00 ücreti vekaletin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
7-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
8-Davalı tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde davalıya İADESİNE,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yokluğunda, davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı. 20/04/2021

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı