Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/601 E. 2021/255 K. 17.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/601
KARAR NO : 2021/255

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/08/2019
KARAR TARİHİ : 17/03/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 06/04/2021
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesi ile müvekkil şirket ve dava dışı çek hamili … Satış ve Dağıtım A.Ş. Firması arasında ticari ilişki bulunduğunu, bu ticari ilişkiden kaynaklı müvekkili şirketin … Satış ve Dağıtım A.Ş.’ye dava dilekçesinde belirtilen 4 adet çeki keşide edip 25/02/2019 tarihinde … kargo firması ile gönderdiğini, ancak kargo firmasının o gün kargo aracına hırsız girdiğini ve birçok kargonun çalındığı bilgisinin verildiğini, çeklerin zayi sebebiyle Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi’ne çek iptali için başvurulduğu çekler hakkında ödeme yasağı konulduğunu, davalı … tarafından kaybolan/çalıntı çeklerle icra takibi başlattığını, borca itiraz edildiğini, çeklerin çalıntı çekler olduğunu, çeklerin arka yüzlerinde … firmasına ait olduğu iddia edilen kaşede “…” kelimesinin “…” olarak hatalı basıldığını, imzaların farklı olduğunu, resmi evrakta sahtecilik ve çek hırsızlığı sonucu elde edilen takiplere konu çekler bakımından müvekkili şirketin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile müvekkilinin ticaretini çek, senet ve buna benzer evraklarla yapmakta olduğundan çekleri aldığını, müvekkilinin çekleri, ticaret ürünü olarak yaptığı işlere karşılık iktisap ettiğini, faturaları mevcut olduğunu, müvekkilin iyi niyetli hamil olduğunu, çeki iktisabında ağır kusur ve ihmalinin bulunmadığı için müvekkilinin iyi niyetli olduğunu ispat etmek zorunda olmadığını, müvekkilinin kötü niyetli olduğu ve çeki iktisabında ağır kusurlu olduğunun davacı tarafından kesin delil ile ispatlanması gerektiğini, davacı borçlunun çek keşidecisi olduğunu, dava dilekçesinden de anlaşılacağı üzere imzaya bir itirazı bulunmadığını, müvekkilinin iyi niyetli hamil olduğunu ve çeki cirantasından aldığını, müvekkilinin kusurunun olmadığını, müvekkilin bir ticaret ürünü olarak yapmış olduğu işe karşılık bu çeki aldığını, müvekkilinin borçluların kötü niyetinden ve borçların ödenmemesinden dolayı büyük zarara uğradığını, davanın reddi ile davacının dava konusu asıl alacağın % 20’ ından aşağı olmamak üzere tazminat ve dava konusu alacağın % 10’ u oranında para cezasına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Taraflara usulüne uygun tebligat yapılmıştır.
Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün …. E. Numaralı dosyanın UYAP kayıtları, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nın .. soruşturma nolu dosyasında Küçükçekmece Başsavcılığının yetkili olduğundan ve Küçükçekmece C. Başsavcılığı’nın … ESoruşturma sayılı dosyasında birleştirme kararı verilmesi gerektiğinden bahisle yetkisizlik kararı verdiği, UYAP Kayıtları, Bakırköy .. İcra Hukuk Mahkemesi’nin … Esas, … esas sayılı dosyalarının UYAP Kayıtları dosyamız arasına alınmıştır
Bakırköy ….İcra Hukuk Mahkemesi’nin .. esas Sayılı dosyası dosyamız arasına alınmıştırç
Küçükçekmece .. İcra Hukuk Mahkemesi’nin … Esas ve .. Esas sayılı dosyası ve … esas ve .. Esas sayılı dosyası UYAP Kayıtları mahkememiz dosyası arasına alınmıştırç
Bakırköy .. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin .. E. Sayılı dosyasının bir örneği dosyamız arasına alınmıştır.
Dava, İİK 72. Maddesi uyarınca takipten sonra açılan menfi tespi davasıdır.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 72.maddesi gereğince, borçlu icra takibinden önce veya takip sırasında, borçlu olmadığını ispat için menfî tespit davası açabilir.
Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur (4721 s.TMK m.6).
İspat yüküne ilişkin bu genel kural menfi tespit davaları için de geçerlidir. Yani, menfi tespit davalarında da, tarafların sıfatları değişik olmakla beraber, ispat yükü bakımından bir değişiklik olmayıp, bu genel kural uygulanır. Bu davalarda da bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran (iddia eden) taraf, o vakıayı ispat etmelidir.
TTK’nun 704. maddesinde, “Çek herhangi bir suretle hamilinin elinden çıkmış bulunursa ister hamiline yazılı bir çek bahis mevzuu olsun, ister ciro suretiyle nakledilebilen bir çek bahis mevzuu olup da hamil hakkını 702 nci maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötü niyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır kusura bulunduğu takdirde, o çeki geri vermekle mükelleftir.” düzenlemesi mevcuttur. Açıklanan kanun hükmü uyarınca davacının, kendisinin yetkili hamil olduğunu kanıtlaması yanında, yeni hamilin çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğunu veya iktisapta ağır kusurlu bulunduğunu da kanıtlaması gerekir.
6102 sayılı TTK’nun 686/1.maddesi; “Bir poliçeyi elinde bulunduran kişi, son ciro beyaz ciro olsa da kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde, yetkili hamil sayılır. Çizilmiş cirolar bu hususta yazılmamış hükmündedir. Bir beyaz ciroyu diğer bir ciro izlerse son ciroyu imzalayan kişi, poliçeyi beyaz ciro ile iktisap etmiş sayılır”hükmünü içermektedir.
Sahte imza bir başkasının imzasının taklit edilmesi hali olup, takip tarihi itibariyle yürürlükte olan 6102 sayılı yasanın TTK’nın 677. maddesi hükmü gereğince;Bir poliçe, poliçe ile borçlanmaya ehil olmayan kişilerin imzasını, sahte imzaları, hayali kişilerin imzalarını veya imzalayan ya da adlarına imzalanmış olan kişileri herhangi bir sebeple bağlamayan imzaları içerirse ,diğer imzaların geçerliliği bundan etkilenmez. Cirolar arasındaki zincirleme bağlılığın gözlenmesi sadece dış görünüm bakımından yapılır. Başka bir anlatımla, ciro silsilesinin (zincirinin) muntazam bir şekilde birbirini takip edip etmediğini incelerken dış görünüşü incelemek yeterli olup, cirantalardan birinin imzasının sahte olması veya temsilci sıfatıyla senedi imzalayan şahsın imza yetkisinden yoksun olması ciro zincirini etkilemez (Hulusi Gürbüz; Yargıtay Uygulaması Işığında Ticari Senetlerin iptali Davaları ve Ticari Senetlere Özgü Sorunlar, İstanbul 1984, s.295; Doğanay s.1646-1647; Murat Alışkan; Kambiyo Senetlerinde Temlik Cirosu, İstanbul 1998, s. 255 vd; Tarık Başbuğoğlu; Uygulamalı Türk Ticaret Kanunu, 1.cilt Ankara 1988, sh. 807; Erol Ertekin/İzzet Karataş; Uygulamada Ticari Senetler: Ankara 1998, s. 363).
“…Davacılar vekilinin senedin arka yüzündeki … Motorlu Taş. Kop.’nin kaşesi üzerine atılan imzaların gerçek olmadığını, müvekkillerinin aynı zamanda kooperatifin yöneticileri olduğunu beyanla müvekkillerinin 04/07/2014 tanzim tarihli 15/08/2014 vade tarihli ve 272.000,00 TL bedelli senetten dolayı borçlu olmadığının tespitini talep ettiği, dosya kapsamında bulunan senedin örneğinin incelenmesinde senette keşidecisinin …, kefilin … olduğu, senedin ön yüzünde bulunan imzaların inkar edilmediği, TTK 778. Madde yollamasıyla bonolarda da uygulanması gereken TTK 677. Maddede; bononun, bonoyu imzalayan kişileri herhangi bir sebeple bağlamayan imza içermesi halinde, diğer imzaların geçerliliğinin bundan etkilenmeyeceği düzenlenmekle, davacıların senet lehtarı dava dışı Kooperatif adına atılan imzaların geçersizliğinin ileri sürülerek sorumluluktan kurtulamayacakları gibi, üçüncü kişinin geçersiz imzası ciro zincirini de koparmayacağından, imzaların istiklali ilkesi gereğince davacılar bonodaki lehtar imzasının geçersizliğine dayanarak menfi tespit davası açamayacaklarından, görünüşe göre de ciro silsilesinde kopukluk bulunmadığından, mahkemece davanın esas yönünden reddi gerekirken ilk derece mahkemesinin sıfat yokluğundan davanın reddi kararı yerinde değilse de, davalının istinaf başvurusunun bulunmadığı, aleyhe bozma yasağı bulunduğu dikkate alınarak, bu hususa değinilmekle yetinilmiş, davanın reddi kararı sonuç itibariyle doğru olmakla, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir…” İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi, 30.05.2019 tarih, 2018/1506 Esas, 2019/1251 Karar.
Dosya tüm deliller ile birlikte değerlendirildiğinde; TTK’nun 818/1-c maddesinin yollaması ile TTK’nun 677. Maddesi uyarınca çek ile borçlanmaya ehil olmayan kişilerin imzası, sahte imzalar, hayali kişilerin imzaları veya imzalayan ya da adlarına imzalanmış olan kişileri herhangi bir sebeple bağlamayan imzalar imzaların istiklali ilkesi gereğince diğer imzaların geçerliliğini etkilemeyecektir. Çeki düzenleyen keşidecinin lehtarın ciro imzasına itiraz hakkı yoktur, ciro imzasının lehtara ait olmaması anılan düzenleme karşısında imzasına itiraz etmeyen keşideci hakkında takip yapılmasına engel oluşturmaz. Mahkememiz dosyasında dava konusu çeklerin keşidecisinin davacı olduğu, keşideci imzalarının inkar edilmediği, TTK 677. maddede düzenlenen imzaların istiklali prensibi gereği lehtar imzasının geçersizliğinin davacı keşidecilerin sorumluluğunu etkilemeyeceği, dava konusu çekte lehtar imzası sahte olsa dahi ciro zincirinde kopukluk bulunduğunun kabul edilemeyeceği, davalının çekte ciro yoluyla yetkili hamil olduğu anlaşılmakla açılan davanın reddine, her ne kadar mahkememiz kısa hükümde kötüniyet tazminatı yönünden hüküm kurulmamış ise de Mahkememiz dosyası arasında bulunan Bakırköy … Asliye Hukuk Mahkemesinin değişik iş dosyasında takip bakımından tedbir kararı verildiği anlaşılmakla HMK 305/A gereğince İİK 72. Madde uyarınca takibin tedbiren durdurulduğu anlaşılmakla 29.500,00 TL asıl alacağın %20′ si oranında asıl alacağın davacıdan alınarak davalıya verilmesine şeklinde hüküm tavzih edilere aşağıdaki şekilde karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
AÇILAN DAVANIN REDDİNE,
İİK 72. Madde uyarınca takibin tedbiren durdurulduğu anlaşılmakla 29.500,00 TL asıl alacağın %20′ si oranında asıl alacağın davacıdan alınarak davalıya verilmesine
1-Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan 59,30 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 2.518,94 TL harçtan mahsubu ile Hazine’ye irat kaydına, bakiye 2.459,64 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
2-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13.maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye irat KAYDINA,
3-Kendisini vekil ile temsil ettiren davalı lehine yürürlükte bulunan Av. Kan. ve AAÜT 7/2 mad gereği 17.962,50 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından sarf olunan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5- Davalı tarafından sarf olunmuş yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar tesisine yer olmadığına,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK 394/5 ve 341/1 maddesi gereğince tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 17/03/2021

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza

“iş Bu Evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanununun 5. Madde Uyarınca Güvenli Elektronik İmza İle İmzalanmış Olup, 22. Madde Uyarınca Da Islak İmza İle İmzalanmayacaktır.”