Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/579 E. 2021/615 K. 06.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/579 Esas
KARAR NO : 2021/615

DAVA : Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
DAVA TARİHİ : 01/08/2019
KARAR TARİHİ : 06/07/2021
K.YAZIM TARİHİ : 03/08/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesi ile, Dava dışı müteahhit … Turizm San. Ve Tic. A.Ş tarafından sigorta ettirilen “… Mah. … Sok. No:… … – …” adresindeki … Konakları İnşaatı projesinin gerçekleştirildiği şantiye alanı, müvekkili … Sigorta A.Ş.’ye … İnşaat Sigorta Poliçesi ile 19.04.2017 – 19.04.2019 tarihleri arasında sigortalandığını, davalı şirket tarafından güvenlik ve gözetimi sağlanan sigortalının şantiye alanında 05.11.2018 tarihinde kimliği belirsiz şahıslarca yapılan hırsızlık sonucunda 300 adet plywood kalıp malzemesi çalındığını, müvekkil şirket nezdinde açılan … No.lu hasar dosyasından görevlendirilen sigorta eksperi tarafından düzenlenen Ekspertiz Raporunda ise özetle, “şantiye sahasının güvenliğinden 7/24 esası ile … Özel Güvenlik ve Koruma Hizmetleri Ltd. Şti.’nin sorumlu olduğu, olay esnasında 3 güvenlik görevlisinin saha güvenliğinden sorumlu oldukları, hırsızlık fiili nedeniyle zayi olduğu beyan edilen plywood kalıp malzemelerinin miktarlarına göre ağırlıklarının toplam 10.0666,00.-TL olduğu, bu miktar ve ağırlığın tek seferde şantiye sahasından dışarı çıkarılabilmesi ve yüklenmesi için uzun süreye ihtiyaç duyulduğu, hesaplanan ağırlık ve miktarın taşınabilmesi için en az 10 bin ton taşıma kapasiteli bir kamyonun kullanılması gerektiği, bu durumda güvenlik zafiyetinden bahis edilebileceği, zayi olan plywood kalıp malzemelerinin teminat kapsamında olduğu, zayi olan plywood kalıp malzemelerinin yaklaşık 5 defa kullanılmış olması nedeniyle kalıp malzemelerinin yıprandığı ve bu nedenle her kullanım için %6 toplam %30 eskime tenzil edildiği, hasar bedelinin toplam 32.557,75.-TL olduğu, … Özel Güvenlik ve Koruma Hizm. Ltd. Şti’ye rücu edilebileceği” şeklinde görüş ve kanaat beliritildiğini, sigortalının güvenlik için her ay aidat ödediği davalı … Özel Güvenlik ve Koruma Hizm. Ltd. Şti. arasında akdedilen güvenlik sözleşmesi TBK 502. maddesi bağlamında vekalet sözleşmesi olduğunu, … Sigorta A.Ş. davaya konu hırsızlık olayı nedeniyle çalınan 300 adet plywood kalıp malzemelerinin bedeli olan 32.557,75.-TL’yi 13.12.2018 tarihinde sigortalısına ödemiştir. Müvekkil şirket yaptığı ödemeden dolayı TTK’nun 1472. maddesi ve TBK 183. maddeleri gereğince sigortalısının haklarına halef olup alacağı temlik aldığından, davalı tarafların 32.557,75.-TL alacak için davalıya rücu hakkı doğduğunu, rücu hakkı sebebi ile Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile yapılan icra takibine girişildiğini ancak davalının haksız itirazı üzerine takibin durduğunu, fazlaya ilişkin talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydıla 32.557,75 TL sigorta rücu tazminatının sigortalıya ödeme tarihi olan 13.12.2018 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili talep ve dava edilmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davanın tazminat davası olarak mı itirazın iptali davası olarak mı açıldığının anlaşılmadığını, arabuluculuk faaliyetinin itirazın iptali eksenin de yürütüldüğünü öncelikle davanın usulden reddi gerektiğini, inkar tazminatı talebinin yerinde olmadığını, talepler yönünden alacağın zamanaşımına uğradığını, dava dışı sigorta ettiren tarafından davacıya 5 günden sonra bildirim yapıldığını, rücu koşullarının oluşmadığını, davaya konu şantiye alanında ki güvenlik zafiyeti konusunda dava dışı sigortalının ekte bildirdikleri risk analiz raporu ile uyarıldığını kontrolsüz giriş çıkışların olabileceği ve güvenlik eleman sayısının artırılması yönünde bilgi verildiğini bu nedenle müvekkiline atfedilebilecek kusur sorumluluğunun bulunmadığını bu nedenle davanın reddini talip ettiği,
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, TTK.m.1472’ye dayalı sigorta ödemesine dayanan rücuen tazminat istemidir.
Dosyamız arasına celp edilen Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 35.567,75-TL asıl alacak 1.578,72-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 37.134,47-TL üzerinden ilamsız icra takibi yaptığı, ödeme emrinin borçluya 15.03.2019 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu tarafından vekili aracılığı ile aynı gün itiraz edildiği, 19.03.2019 tarihinde takibin durdurulduğu görüldü.
Dosyada mübrez bilirkişiler ….,…. ve … tarafından düzenlenen 11/06/2020 tarihli bilirkişi raporunda; tarafların kusur ve ihmallerinin derecelendirilmesi yönünden inceleme yapılmış davalı ile davacının sigortalısı dava dışı şirketin dava konusu hırsızlık olayının meydana gelmesinde eşit kusurlu oldukları belirtilmiştir.
Taraf vekillerinin itirazları doğrultusunda bilirkişiden ek rapor alınmasına karar verilmiş olup bilirkişiler tarafından düzenlenen ek raporda da tarafların itirazları değerlendirilerek kök raporu değiştirmeyi gerektirecek yeter miktarda yeni kanaat oluşmadığından kök raporda değişiklik yapılmadığı, davacı sigorta şirketi tarafından sigortalısına ödenen 32.557,75 TL’nin kadri maruf olduğu belirtilmiştir.
Davalı vekili tarafından süresi içerisinde usulüne uygun olarak bildirilen tanıklar dinlenmiştir. Davalı tanığı … beyanında; “Ben davalı şirkette operasyon müdürü olarak çalışmaktayım, hırsızlık olayının olduğu tarihte de davalı şirkette çalışıyordum, davalı şirket güvenlik hizmetini verdiği …’a ait şantiyede hırsızlık olayı olduğu tarafıma bildirildi söz konusu şantiyede sözleşmemiz gereği vardiyalı olarak her vardiyada 2 şer kişi çalışmaktadır, güvenlik hizmeti sunulan alan çok geniş olup 2 personelin yeterli olmayacağı ilaveten ek personolin görevlendirilmesi gerektiği ayrıca kamera ve ışıklandırmanın yapılması gerektiği Beyaz İnşaata defalarca bildirilmiştir ancak Beyan İnşaat tarafından maliyet gerekçesiyle taleplerimiz yerine getirilmemiştir.”
Diğer davalı tanığı …beyanında; “Ben … İnşaatta vardiya usulü gelmeyen arkadaşların yerine güvenlik amaçlı gidiyordum, şantiye alanını bu nedenle biliyorum, zaten söz konusu şantiye alanında 15 ay çalıştım, biz şantiye alanına kamera ve ışıklandırma yapılması ile ek personel görevlendirilmesi için Beyaz İnşaata bildirimlerde bulunduk ancak … bunu kabul etmedi, ancak proje bittikten sonra site sakinleri tarafından aydınlatma ve kamera yerleştirildi. Vardiya usulü 2şer personel çalıştırılmaktaydı, bu personellerden biri Güney cephede diğeri ise satış ofisinin önünde bulunmaktaydı, personeller ancak ses duydukları zaman ne olduğunu anlamak için sesin geldiği yere doğru gidiyorlardı, şantiye alanının etrafı açık olup, herhangi bir tel ya da duvar yoktu.”
Şeklinde beyanda bulunmuşlardır.
Dosya ve tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; her ne kadar davacı vekili tarafından davalı hakkında huzurda görülen dava açılmadan önce icra takibi açılarak davalının itirazı üzerine icra takibinin durdurulmasına karar verilmiş ise de dava dilekçesinin incelenmesinden davanın alacak davası olarak açıldığı tespit edilmekle dava alacak davası olarak karara bağlanmıştır. Davalı şirketin, davacı şirketin sigortalısına özel güvenlik hizmeti verdiği ve dava konusu hırsızlık olayının bu hizmet sırasında meydana geldiği konusunda ihtilaf bulunmamaktadır. Dosyada mübrez bilirkişi raporlarında da belirtildiği üzere güvenlik hizmeti sunulan alanın 23.000 m2 olduğu, şantiye olması nedeni ile dağınık olarak konuşlandığı, yaklaşık 10 tonu geçen ve hacimli olan malzemenin şantiye sahasından dışarı çıkarılabilmesi ve yüklenmesi için uzun süreye ihtiyaç duyulduğu ve çalınan malın taşınabilmesi için en az 10 ton taşıma kapasiteli kamyonun kullanılması gerekmesi karşısında davalı şirketin istihdam ettiği personelin görev başındaki davranışlarına yönelik yeterli eğitimi vermediği, denetim mekanizması oluşturmadığı, bu nedenle de hizmette önemli bir aksaklığa sebebiyet verdiği; dava dışı sigortalı şirketin ise gerekli tedbirleri almadığı, özel güvenlik izninde öngörülen ya da risk analiz raporunda tavsiye olunan personel sayısına uygun güvenlik hizmeti almadığı, fiziki iyileştirme yapmadığı, güvenlik hizmetini yeterince denetlemediği açıktır. Tespit edilenler ışığında her iki şirketin kusurunun eşit olduğu yönündeki bilirkişi tespitine de mahkememizce itibar edilmiştir. Rapor alındıktan sonra dinlenilen davalı tanıklarının davalı vekili tarafından cevap dilekçesinde belirtilen hususlarda beyanda bulunmuş olması ve bu hususların bilirkişiler tarafından raporda değerlendirilmiş olması karşısında usul ekonomisi bakımından kusur konusunda dosyanın yeniden bilirkişiye tevdine gerek olmadığı kanaati ile bilirkişiler tarafından kadri maruf olduğu tespit edilen tutarın davalının kusuru oranında davalından tahsiline karar verilmiş olup, huzurda görülen dava alacak davası olduğu tespit edilmekle davacının icra inkar tazminat talebi ile davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar veriletek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak erekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-AÇILAN DAVANIN KISMEN KABULÜ ile 16.278,87 TL alacağın 13.12.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2- Davacının fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE,
3- Davacının icra inkar tazminatı talebinin REDDİNE,
4- Davalının kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE,
5- Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan ve tahsili gereken 1.112,01 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 556,01 TL nispi harçtan mahsubu ile bakiye 556,00 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
6-Davacı tarafından sarf olunan (2.400,00 TL bilirkişi ücreti + 127,35 TL posta/tebligat/müzekkere/talimattan ibaret) 2.527,35 TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre (%50 kabul oranı) hesaplanan 1.263,67 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine; bakiye yargılama giderlerinin davacı üzerine bırakılmasına,
7- Davacı tarafından yatırılan 44,40 TL başvurma harcı ve 556,01 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8- Davalı tarafından sarf olunan 60,00 TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre (%50 kabul oranı) hesaplanan 30,00 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine; bakiye yargılama giderlerinin davalı üzerine bırakılmasına,
9- Sarf olunmayan delil/gider avanslarının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
8- Kendisini vekil ile temsil ettiren davacı taraf lehine yürürlükte bulunan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/1. maddesi gereğince takdir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9- Kendisini vekil ile temsil ettiren davalı taraf lehine yürürlükte bulunan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/1. maddesi gereğince takdir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-6235 sayılı Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesinin 13. fıkrası uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve yargılama giderinden sayılan Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin kabul ve red oranına göre hesap edilen 660,00 TL’sinin davacıdan; 660,00 TL’sinin ise davalıdan tahsili ile Hazineye İRAT KAYDINA,
Dair; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341. ile 360. madde hükümleri uyarınca mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 06/07/2021

Katip …
E-İmzalı

Hakim …
E-İmzalı