Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/516 E. 2021/1179 K. 14.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/516 Esas
KARAR NO : 2021/1179

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/07/2019
KARAR TARİHİ : 14/12/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 13/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı ile müvekkili arasında ticari iş ilişkisi kurulduğu, işbu ilişki neticesinde borçlu hakkında Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nde … E. sayılı dosya ile icra takibi yapıldığı, Davalı vekili tarafından 05.07.2018 tarihinde takibe konu borca, faize ve tüm ferilere ve takibe itirazda bulunulduğu, borcun tamamın itiraz edildiği, Davalı ve müvekkili şirket arasında ticari iş ilişkisi çerçevesinde müvekkili şirketin üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirdiği, gereği gibi ifa edildiği, Davalı borçlu şirketin, borcun bir kısmını ödediği, geri kalan tutar ödenmediği için borçlu şirket hakkında icra takibi başlatıldığı, Müvekkili şirketçe düzenlenen fatura, sevk irsaliyesi, cari hesap ile şirketin cari alacağı olarak 42.222,05-TL olduğunun anlaşıldığı ve bu tutar üzerinden takip başlatıldığı, Takip sonrasında davalı tarafından müvekkil hesabına: iki adet ödeme yapıldığı, 11.08.2018 tarihinde 10.000 TL,28.08.2018 tarihinde 5.000 TL olmak üzere toplamda 15.000 TL ödeme yapıldığı, Takip sonrası yapılan bu ödemeler takip dosyasındaki toplam alacak hesabından düşülerek geriye asıl alacak ve ferileri ile birlikte 39.019,92 TL alacağın kaldığı, açıklanan nedenlerle davanın kabulüyle Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takibine haksız olarak yapılan itirazının iptalini, takibin devamını, haksız itiraz eden borçlu aleyhine alacağın %20 ‘sinden aşağı olmamak üzere inkâr tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleriyle, vekâlet ücretinin davalıya yükletilmesi talep ve dava edilmiştir.
CEVAP:
Davalı tarafından yapılan usulüne uygun tebligata rağmen davaya cevap verilmemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Dosyamız arasına celp edilen Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; Davacı alacaklının 22.03.2018 tarihli 54.222,05 TL tutarlı … nolu fatura, 22.03.2018 tarihli 12.000,00 TL banka ödeme dekontu, 22.03.2018 tarihli … sevk irsaliyesi dayanak gösterilerek davalı aleyhine ilamsız icra takibi yaptığı, ödeme emrinin borçluya 05.07.2018 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu tarafından süresi içerisinde 05.07.2018 UYAP kayıt tarihli dilekçe ile davacının alacaklı olmadığı, icra takibinin haksız olduğu gerekçesiyle borca, faize ve ferilerine itiraz ettiği, İİK 66 madde hükmüne göre 05.07.2018 tarihinde icra müdürlüğünce takibin durdurulduğu görüldü.
Dosyaya sunulan SMMM …. tarafından düzenlenen 18/10/2021 tarihli bilirkişi raporunda; yanlar tarafından ibraz edilen 2018 yılı ticari defterlerinin usulüne uygun bir şekilde açılış kapanış tasdiklerinin yaptırıldığı, ticari defter kayıtlarının birbirini teyit eder şekilde tutulduğu, yanlar arasında, davacı tarafından davalıya muhtelif peyzaj ve bahçe malzemeleri, araç kiralama hizmeti, kullanma suyu gibi değişik kalemlerde mal ve hizmet verilmesi şeklinde ticari ilişki kurulduğu, davacı ticari defterlerinde, icra takip tarihinde davacı …’nin, davalı … San.Tic.A.Ş.’den 42.222,05 TL alacaklı olduğu, Davalı ticari defterlerinde, icra takip tarihinde davalının davacıya 42.222,05 TL borçlu olduğu, yanlar arasında icra takip tarihinde ihtilaf bulunmadığı, bununla birlikte icra takip tarihinden sonra 31.12.2018 itibarı ile yanların ticari kayıtları karşılaştırıldığında; davacı ticari defterlerinde 31.12.2018 itibarı ile davalıdan 27.222,05 TL alacaklı göründüğü, davalı ticari defterlerinde ise davalının davacıya 1.075,79 TL borçlu göründüğü, icra takip tarihinde yanlar arasında (27.222,05-1.075,79) 26.146,26 TL ihtilaf bulunduğu, rapor içeriğinde gerekçeleri ile izah edildiği üzere 26.146,26 TL ihtilafın davacı alacağı olarak değerlendirildiği belirtilmiştir.
Huzurda görülen dava itirazın iptali davası olup, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan normal bir eda davasıdır.
Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde vereceği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi davanın kabulü halinde borçlu da alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır. Bu nedenle mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun Esas No: 2017/19-910, Karar No: 2018/1111 tarihli kararına göre;
“Yasal dayanağını İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67. maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Henüz alacaklı tarafından itirazın iptali davasının açılmadığı bir evrede, borçlunun, itiraza konu borcu kısmen veya tamamen ödemesi mümkündür ve bunu engelleyen herhangi bir yasa hükmü yoktur. Borçlu, itirazın iptali davası açılmamış iken, itirazına konu borcu tamamen öderse, alacaklının itirazın iptali davası açmasına gerek kalmayacak ve böyle bir davayı açmakta hukuki yararı bulunmayacaktır. Zira itirazın iptali davası açılmasında amaç, itiraz nedeniyle kanun gereğince kendiliğinden durmuş olan takibin devamını sağlamaktır. Takibin devamı yoluyla elde edilecek olan sonuç (alacağın tahsili), borçlunun tüm borcu ödemesiyle zaten gerçekleşmiş olacağına göre, gerçekleşmiş olan bu sonucu sağlamak üzere bir dava açılmasında hukuki yarar bulunmayacaktır. Bunun gibi takibe konu borcun kısmen ödendiği durumlarda da ödenmeyen borç tutarına yönelik itirazın iptali davasında, itirazdan sonra ödenmiş olan miktar bakımından itirazın iptalinin istenilmesinde hukuki yararın mevcut olmayacağı kuşkusuzdur (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 20.10.2004 gün, 2004/9-508 E., 2004/562 K, 30.03.2005 gün, 2005/19-200 E., 2005/210 K; 08.06.2005 gün, 2005/19-270 E., 2005/365 K, 18.04.2007 gün, 2007/19-159 E., 2007/220 K., 04.07.2007 gün ve 2007/13-453 E.,2007/453 K.; 09.02.2011 gün ve 2011/13-29 E., 2011/56 K sayılı kararları).
Sonuç itibariyle; icra takibinden sonra ve itirazın iptali davası açılmadan önce borçlu tarafından ödeme yapılması hâlinde, yapılan bu ödeme düşüldükten sonra kalan miktar üzerinden dava açılması gerekir. Dolayısıyla takipten sonra, ancak dava açılmadan önce yapılmış olan ödemeler yönünden dava açılmasında, davacı tarafın hukuki yararı bulunmamaktadır. Takipten sonra, ancak davadan önce yapılan kısmi ödeme miktarı bakımından dava açılmasında hukuki yarar bulunmadığından dava reddedilse -veya kısmi ödeme miktarınca dava açılmasa- bile, kısmi ödemenin yapıldığı icra takibi kendi yasal prosedürü içerisinde devam edecek, hatta asıl borç kalksa bile faiz ve ferileri yönünden takip sürebilecek, salt bu nedenle icra dosyasının kapanmasından söz edilemeyecektir.”
Dosya ve tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacının, fatura ve cari hesap alacağından kaynaklı davalı aleyhine başlattığı icra takibine davalının itirazı sonucunda işbu davayı açtığı görülmüştür. Mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemesinde tarafların ticari defterleri üzerinde inceleme yapılmış olup; tarafların icra takip tarihi itibariyle defterlerinin birbiri ile uyumlu olduğu ve her iki tarafın defterinde de takip tarihi itibariyle davalının davacıya 42.222,05 TL borçlu olduğu tespit edilmiştir. Davalı tarafından bilirkişi incelemesi sırasında davacı adına 26.146,26 TL bedelli iki adet iade faturası ibraz edilmiş ise de iade faturasına konu malların davacıya teslimine ilişkin dosyada herhangi bir bilgi ve belge olmaması nedeni ile mahkememizce alacağın değerlendirilmesinde söz konusu iade faturaları dikkate alınmamıştır. Davalının icra takibinden sonra huzurda görülen dava açılmadan önce davacıya 15.000,00 TL ödeme yapıldığı konusunda taraflar arasında ihtilaf bulunmamaktadır. Her ne kadar davacı vekili tarafından icra takibinden sonra yapılan ödeme, faiz ve ferilerinden mahsup edilerek harca esas değer belirlenmiş ise de Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun Esas No: 2017/19-910, Karar No: 2018/1111 tarihli kararında da belirtildiği üzere takipten sonra davadan önce yapılan ödemenin asıl alacak miktarından düşüldükten sonra itirazın iptali davası açılması gerektiği, ödenen tutar bakımından davacının itirazın iptali davası açmakta hukuki yararının bulunmadığı gerekçesi ile ödeme yapılan kısım bakımından davanın hukuki yarar yokluğu nedeni ile reddine, bakiye 27.222,05 TL asıl alacak yönünden davanın kabulüne, alacağın likit olması nedeni ile kabul edilen miktarın %20’si oranında davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-AÇILAN DAVANIN KISMEN KABULÜ ile davalının Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında yapmış olduğu itirazın 27.222,05 TL asıl alacak yönünden İPTALİ ile takip tarihinden itibaren asıl alacağa davacının talebi aşılmamak üzere 3095 sayılı Kanunun 2/2. maddesi uyarıca değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle TAKİBİN DEVAMINA,
2- Davacının fazlaya ilişkin talebinin HUKUKİ YARAR YOKLUĞU NEDENİ İLE REDDİNE,
3- Alacağın likit olması nedeni ile davacının icra inkar tazminatı talebinin KABULÜ ile 5.444,41 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan ve tahsili gereken 1.859,54 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 455,26 TL nispi harçtan mahsubu ile bakiye 1.404,28 TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafından sarf olunan (600 TL bilirkişi ücreti + 313,50 TL posta/tebligat/müzekkereden ibaret) 913,50 TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre (%69,76 kabul oranı) hesaplanan 637,26 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine; bakiye yargılama giderlerinin davacı üzerine bırakılmasına,
6-Davacı tarafından yatırılan 44,40 TL başvurma harcı ve 455,26 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı tarafından sarf olunmuş yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar tesisine yer olmadığına,
8- Sarf olunmayan delil/gider avanslarının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
9- Kendisini vekil ile temsil ettiren davacı taraf lehine yürürlükte bulunan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/1. maddesi gereğince takdir olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
10- Kendisini vekil ile temsil ettiren davalı taraf lehine yürürlükte bulunan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/1. maddesi gereğince takdir olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
11-6235 sayılı Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesinin 13. fıkrası uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve yargılama giderinden sayılan Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin kabul ve red oranına göre hesap edilen 399,11 TL’sinin davacıdan; 920,89 TL’sinin ise davalıdan tahsili ile Hazineye İRAT KAYDINA,

Dair; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341. ile 360. madde hükümleri uyarınca mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/12/2021

Katip …
e-imzalıdır.

Hakim …
e-imzalıdır.