Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/502 E. 2019/1235 K. 26.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/502
KARAR NO : 2019/1235

DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ : 05/07/2019
KARAR TARİHİ : 26/12/2019
KARAR YAZIM TARİHİ : 22/01/2020
YAZILDIĞI TARİH :

Mahkememizde görülmekte olan Şirketin İhyası davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili Küçükçekmece Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne verdiği 05/07/2019 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde; Müvekkili şirket …. A.Ş. ile ….. Ltd. Şti. arasında görülmekte olan Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. Esas sayılı ¨19.741,80’lik itirazın iptali davası sonuçlanmadan davanın borçlu davalısı …. Ltd Şti. 05/03/2019 tarihli Ticaret Sicil gazetesinde ilan edilmek suretiyle 27/02/2019 tarihinde ticaret sicilden terkin edildiğini, …. vergi kimlik numaralı …. Ltd. Şti’nin tasfiyesine karar verilmesinden sonra, tasfiye işlemlerinin yürütülebilmesi için, ….. tasfiye memurluğuna atandığını, tasfiye edilen ….. Limited Şirketine karşı açmış oldukları itirazın iptali davasının derdest olduğunu, mahkemece ihya davası açmaları için süre verildiğini, mahkeme ara kararı gereği süreleri içinde haklı alacaklarının tahsili için işbu dava dilekçesi ile ihya davasını açtıklarını, tasfiye memuru …. tarafından iş bu davanın ve icra takibinin varlığı bilinmekte olduğunu, buna rağmen bu dava ve icra takibi yokmuş gibi tasfiye işlemlerine devam edildiğini ve ….. Limited Şirketi’ni hukuka aykırı bir biçimde tasfiye edildiğini, davacı şirket lehine açılmış icra takibinin varlığına rağmen, tasfiyesi mümkün olmayan şirketin tasfiye edilmesinin hukuka aykırılık teşkil ettiğini, bu nedenle ….. Limited Şirketi’nin ihyasına karar verilerek, …… Müdürlüğü nezdindeki kayıtlarının canlandırılmasını ve yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalılar üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA;
Davalı tasfiye memuru vekilinin 26/12/2019 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; Tasfiyesine karar verilen şirketin tüm alacaklılarına usulune uygun olarak sırası ile 13/07/2018, 05/07/2018 ve 27/06/2018 tarihlerinde usulüne uygun çağrı yapıldığını, ancak ihya talebinde bulunan davacı yan bu ilan süreleri içinde alacağına ilişkin bir talepte bulunmadığını, davacının halihazırda da ihyasını talep ettiği şirketten hiç bir alacağının bulunmadığını, iddia ettiği alacağa ilişkin olarak öncelikle dava dilekçesinde bahsettiği davayı ikame etmeden önce yasal olarak arabuluculuk müessesine başvurma zorunluluğunu dahi yerine getirmeyen davacının, beyanlarına itibar edilmemesi gerektiğini, ihyası talep edilen şirketin her hangi bir mal varlığının bulunmadığını, ilgili şirket ABD Hazine Bakanlığı tarafından yaptırım listesine alınmış bir şirket olduğunu, tüm ticari faaliyetleri ilgili listeye girmesi sonrası duran ihyası talep edilen şirketin, hiç bir banka nezdinde de işlem yapabilme yetkisi kalmadığını, hal böyle iken ihyası talep edilen şirketin alacaklarından mal kaçırma gibi bir gayesi olmadığının da kolaylıkla tespit edileceğini, usulune uygun bir şekilde tasfiyesi gerçekleşen şirketin tasfiye memuru olan müvekkili ….., üstüne düşen tüm sorumluluğu tasfiye süresince eksiksiz şekilde yerine getirdiğini, davacının haksız ve mesnetsiz iddialarına itibar edilmeyerek, dosyaya sunulan Ticaret Sicil kayıtlarının varlığına istinaden davanın reddini, yargılama gideri ve ücreti vekaletin karşı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …… Müdürlüğü vekilinin 16/09/2019 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili …… Müdürlüğü’nün Türk Ticaret Kanunu m.32 hükmü çerçevesinde işlem yaptığını, tasfiye sürecinde yetki ve sorumluluğun şirket “tasfiye memurunda olduğunu, müvekkili davanın açılmasına sebep olmadığını, bu nedenle “yargılama giderleri” ve “vekalet ücreti”nden sorumlu tutulamayacağını bildirmiştir.
DELİLLER ve GEREKÇE:
Dava, hukukî niteliği itibariyle;6102 sayılı TTK’nın 643. maddesi yollamasıyla aynı kanunun 545 ve devamı maddeleri uyarınca açılmış şirketin ihyası ile ticaret siciline tescili davasıdır.
…… Müdürlüğünden gönderilen sicil kayıtları incelendiğinde; …. sicil nosunda kayıtlı Tasfiye Halinde ….. Limited Şirketi’nin son tescilini 27/02/2019 tarihinde yaptırdığı, şirketin 07/06/2018 tarihinde tasfiyesine karar verildiğinin 20/06/2018 tarihinde tescil edildiği, tasfiyesinin sona erdiğinin ise 27/02/2019 tarihinde tescil edildiği ve sicil kaydının terkin edildiği,ortaklar kurulu kararı ile şirkete tasfiye memuru olarak davacının seçildiği görülmüştür.
…… Müdürlüğü tarafından gönderilen sicil kayıtları incelendiğinde ihyası istenen şirketin terkin olmadan önce merkez adresinin …. / …. olduğu, buna göre mahkememizin 6102 sayılı TTK’nun 547/1 maddesi anlamında kesin yetkili olduğu anlaşılmıştır.
Yapılan yargılama, toplanan deliller, incelenen mahkeme dosyası, ticaret sicil kayıtları birlikte değerlendirildiğinde ;Limited şirketlerin tasfiyesinde 6102 sayılı TTK’nın 643. maddesi yollamasıyla aynı kanunun 536 ilâ 548 maddelerinde düzenlenen anonim şirketlerin tasfiyesine ilişkin hükümler uygulanmaktadır. Limited şirketin tüzel kişiliği ticaret sicilinden silinmesiyle sona erer. Ancak tüzel kişiliğin sona ermesi için tasfiye işlemlerinin eksiksiz olarak yapılmış olması gerekmektedir. Tasfiye işlemleri gerektiği gibi tamamlanmamış ve tasfiyesi gereken hususlar eksik bırakılmış ise, tüzel kişilik ticaret sicilden silinmiş olsa bile limited şirket tüzel kişiliğinin sona erdiği kabul edilemez. Bir tüzel kişiliğin son bulmasını ifade eden fesih ve tasfiye işlemi aynı zamanda bir hukuki işlemdir. Bu karar ve işlemin hataya dayanması halinde gerçek anlamda bir tasfiye işleminden söz edilemez. Hata veya kasta dayalı şeklen gerçekleşmiş bir tasfiyenin kaldırılmasını, gerek o işlemi gerçekleştirenler, gerekse bundan zarar görenler isteyebilirler, ayrıca tasfiye halinde bulunan bir şirketten alacaklı olan kişinin yapılan ilanlara rağmen alacağını yazdırmaması alacağın düşmesini gerektirmez.
Somut uyuşmazlıkta; davacının Bakırköy …. nci Asliye Ticaret Mahkemesi’nde açtığı davada taraf teşkilinin sağlanması ve davanın yürütülüp sonuçlanması gerektiğinden davayı açmakta hukuki yararının bulunduğu, bu davada davalı olan Tasfiye Halinde ….. Limited Şirketi’nin tüzel kişiliğinin tasfiyenin sonlandırılması nedeniyle sicilden terkin edildiği, davada taraf teşkilinin sağlanması ve yargılamanın yürütülebilmesi için şirketin ihya edilmesi gerektiğinden davanın kabulüne, şirketin tüzel kişiliğinin yeniden ihyasına ek tasfiye işlemlerini yapması için 6102 Sayılı TTK.nun 547/2’nci maddesi uyarınca eski tasfiye memuru olan davacı ….. ‘in şirketin tasfiye memuru olarak atanmasına, keyfiyetin karar kesinleştiğinde tescil ve ilanına, karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜNE, …… Müdürlüğünün …. sicil numarasında kayıtlı iken tasfiye nedeniyle sicilden terkin olan Tasfiye Halinde ….. Limited Şirketi’nin tüzel kişiliğinin Bakırköy ….. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. esas sayılı dosyası ile sınırlı olmak üzere İHYASINA,
2-Ek tasfiye işlemlerini yapması için eski tasfiye memuru olan davalı ….’in şirkete tasfiye memuru olarak ATANMASINA,
3-Keyfiyetin karar kesinleştiğinde TESCİL VE İLANINA, tescil ve ilan masraflarının ileride davalı tasfiye memurundan tahsil edilmek üzere şimdilik davacı tarafça KARŞILANMASINA,
4-Davacı tarafından ödenen ¨44,40 Başvurma Harcı ile ¨44,40 Peşin Harcın davalı …’ten alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafından yapılan 14 posta+tebligat ücreti ¨161,00 yargılama giderinin davalı …..’ten alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Davalı …… Müdürlüğü’nün yasal hasım olması nedeniyle davalı aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücreti hükmedilmesine YER OLMADIĞINA,,
7-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre hesap edilen ¨2.725,00 ücreti vekaletin tasfiye memuru …..’ten alınarak davacıya VERİLMESİNE,
8-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan ¨303,00 yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde davacılara İADESİNE,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı,davalılar vekillerinin yokluğunda oy birliği ile verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı.26/12/2019

Başkan ….
☪e-imzalıdır.☪
Üye ….
☪e-imzalıdır.☪
Üye ….
☪e-imzalıdır.☪
Kâtip ….
☪e-imzalıdır.☪

“İŞ BU EVRAK 5070 SAYILI ELEKTRONİK İMZA KANUNUNUN 5. MADDE UYARINCA GÜVENLİ ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, 22. MADDE UYARINCA DA ISLAK İMZA İLE İMZALANMAYACAKTIR.”