Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/48 E. 2019/852 K. 11.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

BAKIRKÖY (3) NO’LU ASLİYE TİCARET
MAHKEMESİ KARARIDIR

ESAS NO : 2019/48
KARAR NO : 2019/852

DAVA : Ticari Şirket (Yöneticilerin Azline İlişkin)
DAVA TARİHİ : 08/01/2019
KARAR TARİHİ : 11/09/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 17/09/2019

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Yöneticilerin Azline İlişkin) davasının dosya üzerinde yapılan incelemesi sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekilinin Bakırköy Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine sunduğu 08/01/2019 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde; Müvekkilinin … … ticaret sicil numarasında kayıtlı …. Dış Ticaret Ltd. Şti ‘nin % 80 oranında hisse ile ortağı iken, bu hissesini 02/11/2018 tarihinde müvekkilinin noterde 3. kişiye devrettiğini, davalı …’nun ise … Dış Ticaret Ltd. Şti nin % 20 oranında hissedarı ve sorumlu müdürü olduğunu, müvekkilinin noterde devir ettiği hissenin devrin kabulünü, pay defterine işlenmesi, ticaret siciline devir tescili ve eski müdürün görevine son verilerek yeni müdür atanması talepli gündemle toplanarak ortaklar genel kurulu yapılmasını talep etmesine rağmen, şirket müdürü olan davalı müvekkilini oyaladığını, ortaklar genel kurulunu hiçbir haklı sebep olmaksızın karar atmak üzere TTK hükümlerine göre toplantıya çağırmadığını, müvekkilinin halen şirketin % 80 oranında hissedarı olduğunu, yine şirket müdürü olan davalı …’nun şirketin olağan ortaklar genel kurulu için gerekli çağrıları süresi içinde yapmadığını, bunun üzerine müvekkili davalı …’ya Bakırköy Noterliğinin …. . Noterliğinin 25/12/2018 tarih ve … yevmiyo nolu ihtarnamesi yapılmasına rağmen şirket müdürü davalı … ihtarı 27/12/2018 tarihinde tebliğ almasına rağmen, ortaklar genel kurulunu toplantıya çağırmadığını, bu nedenle mahkemece verilecek karar ile ortaklar genel kurulunun karar almak üzere toplantıya çağrılması gerektiğini, davalı … haksız ve hukuka aykırı olarak şirketin olağan genel kurulların da süresi içinde yapmadığını, davalı yapmış olduğu işlemler ile ilgili müvekkiline hiçbir bilgi, belge vermediğini, müvekkilinin denetim hakkını kullanmasına da engel olduğunu, müvekkiline haber vermeden yapmış olduğu işlemler nedeniyle müvekkilinin uğradığı tüm maddi-manevi zararlardan da davalı … sorumlu olduğunu, bu nedenle TTK’nun 630/2 maddesi uyarınca davalı şirket müdürü …’nun şirketi yönetim hakkının ve temsil yetkilerinin kaldırılmasına ve şirkete genel kurul yapılıp şirketi temsil ve ilzam için yeni müdür atanmasına kadar, şirkete kayyım atanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin 06/02/2019 havale tarihli cevap dilekçesinde; Davacı tarafından Bakırköy …. . Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasından davalı … Dış Tic. Ltd. Şti. ve … aleyhinde açılan davada mahkemenin 22/01/2019 tarihli tefrik kararı ile davalı …’nun dosyasının tefrik edilerek bu esastan yürütülmesine karar verildiğini, ortaklar kurulunun toplanması talepli davanın doğrudan davalı müvekkiline yöneltilmesi hukuken mümkün olmadığını, davanın husumet yönünden reddi gerektiğini, davacı dava dilekçesinde, şirket olağan genel kurul toplantısının ve ihtarnameye konu ettiği hususların görüşülmesine yönelik talep ettiği ortaklar kurulu toplantısının yapılmadığından bahisle, hem davalı müvekkiline hem de müvekkilinin ortağı ve müdürü olduğu şirkete dava yönelttiğini, davalı müvekkilinin …’na doğrudan böyle bir davanın yöneltilmesi mümkün olmadığını, bu nedenle davanın husumet yönünden reddi gerektiğini, davacının mahkeme kanalı ile ortakları toplantıya çağırmasının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, zira, davalı şirket ana sözleşmesi uyarınca, davacı …’in davalı şirkettin %80 hisse ile ortağı olduğunu yine davalı …’nun da %20 hissedarı olduğunu, şirket sözleşmesi ile davacı, davalı şirkette münferit imza ile temsil ve ilzama yetkili müdür olarak seçildiğini, 03/11/2012 tarihli ortaklar kurulu kararı ile de davacının şirket müdürlüğü görevinin devamını, davalı …’nun da şirket müdürü olarak atanmasına karar verildiğini, ancak, karar defterini incelendiğinde 16/07/2018 tarih ve … karar nolu ortaklar kurulu kararı ile davacının şirket müdürlüğünden şirketi temsil görevinden istifa ettiğini, istifasının kabulü ile şirketi temsil ve müdürlük görevinin sona ermesini, bu hususun ticaret sicil gazetesinde tescil ve ilan edilmesine oy birliği ile karar verildiği şeklinde müvekkiline ait olmayan sahte imza ile ortaklar kurulu kararı alındığını ve her nasılsa bu kararın noterde tastik ettirildiğini ve sicilde ilan ettirildiğini, müvekkiline ait olmayan sahte imza ile alınan ortaklar kurulu kararı yok hükmünde olduğunu ve dolayısıyla davacının müdürlük görevi halen devam ettiğinden huzurdaki davayı açması yasal bir dayanağı ve hukuken dinlenebilir bir yanı bulunmadığını, davacının şirketteki hisselerini ihtarnamede belirttiği kişi (…) dışındaki üçüncü kişilere devredeceğine ilişkin davalı şirketi ortağı ve dava dışı üçüncü şahıslarla anlaşmış olmaları nedeniyle ortaklar kurulu toplantısı yapılmadığını, davacı ihtarnameyi keşide etmeden önceki süreçte, şirketteki hisselerini … dışındaki üçün şahıslara devredeceğine ilişkin olarak ortaklar kendi aralarında anlaştıklarını, şirketin bir kısım malvarlıklarından üçüncü şahıslara pay verilmesi yönünde hisse paylaşım sözleşmesi dahi imzaladıklarını , yapılan hisse paylaşım sözleşmesi uyarınca, şirket hisseleri üçüncü şahıslara devredilecekken, davacının aksi yöndeki tutumu nedeniyle ortaklar kurulu toplantısı yapılamadığını, olağan genel kurulun süresi içinde yapılmadığı yönündeki iddiası da hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, TTK 409. Maddesi uyarınca her faaliyet dönemi sonundan itibaren üç ay içerisinde yapılacağı hükmünü içerdiğini, 2018 yılı faaliyet dönemine ilişkin 3 aylık süre henüz dolmadığından davacının bu halebinin hukuken dinlenir yanı bulunmadığını, davacının, davalının yapmış olduğu işlemler ile ilgili olarak kendisine bilgi belge vermediğini, denetim hakkını kullanmasına engel olduğunu, davalının haber vermeden yapmış olduğu işlemler nedeniyle sorumlu olduğu yönündeki iddiaları tamamen mesnetsiz olduğunu ve tam tersine davacı kendisi yapmış olduğu işlemler nedeniyle müvekkiline hiçbir bilgi ve belge vermediğini, yapmış olduğu işlemleri gizlediğini, haksız işlemleri nedeniyle gerek müvekkilinin gerekse şirketin büyük zarar görmesine sebebiyet verdiğini, sonuç olarak
davalının müdürlük görevinin sona ermesine ve yeni müdür atanmasına kadar şirkete kayyım tayin edilmesine yönelik talepte davacı tarafından …’na yöneltebileceği ortaya konulduğunu ve ispatlanmış herhangi bir haklı sebep bulunmadığından talebin reddine karar verilmesi gerektiğini bildirmiştir.
DELİLLER ve GEREKÇE:
Dava,şirket müdürü olan davalının şirket müdürlüğünden azli istemine ilişkindir.
Mahkememiz tarafından belirlenen duruşma gün ve saatinin taraf vekillerince bilinmesine karşın taraf vekillerinin duruşmada hazır olmadıkları gibi gönderilen mazeretlerin de kabul edilmemesi nedeniyle HMK’nun 150/1.maddesi uyarınca dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verildiği tarihten itibaren üç aylık yasal süre içinde yenilenmediği anlaşıldığından davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın HMK.’nun 150/5 maddesi uyarınca 10/09/2019 tarihi itibariyle AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
2-Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına YER OLMADIĞINA,
3-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre hesap edilen ¨2.725,00 ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya VERİLMESİNE,
5-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan ¨270,00 yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi. 11/09/2019

Başkan …
E-imzalı
Üye …
E-imzalı
Üye …
E-imzalı
Kâtip …
E-imzalı

“İŞ BU EVRAK 5070 SAYILI ELEKTRONİK İMZA KANUNUNUN 5. MADDE UYARINCA GÜVENLİ ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, 22. MADDE UYARINCA DA ISLAK İMZA İLE İMZALANMAYACAKTIR.”