Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/460 E. 2019/1060 K. 31.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/460
KARAR NO : 2019/1060

DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ : 24/06/2019
KARAR TARİHİ : 31/10/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 22/11/2019

Mahkememizde görülmekte olan Şirketin İhyası davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili Bakırköy Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verdiği 24/06/2019 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde; müvekkilinin tasfiye memuru olduğu ….. Denizcilik Nakliyat Tahmil Tahliye İnş. San. Tic. Ltd. Şti.’nin İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nde ….. numarası ile kayıtlı bir limited şirketi olduğunu, şirketin 12/04/2012 tarihinde Büyükçekmece ….Noterliği’nin … sayılı 25/03/2012 tarihli genel kurul kararı ile ticaret sicil müdürlüğünde tasfiyeye girdiğini ve tasfiye işlemlerinin ticaret sicilde tescil edildiğini, 16/04/2012 tarihinde tasfiyeye girdiğini ve bu tasfiye kararının ise yasal bir yıllık süre geçtikten sonra 08/10/2013 tarihinde tasfiyesinin tescil edilip tasfiye sonu kararı verildiğini, şirket hakkında İstanbul ….Vergi Mahkemesinde…..sayılı dosyasında ¨54.132,00 iade alacağının ödenmesine ilişkin yargılama aşamasında şirketin taraf ehliyeti bulunmadığından işbu davayı açma zaruretlerinin hasıl olduğunu, şirketin tüzel kişiliğinin ihyasına, İstanbul … Vergi Mahkemesinin …. sayılı dosyası kapsamında işbu dosyanın taraf ehliyeti sıfatına haiz olabilmesi için müvekkili ….tasfiye memuru olarak atanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA;
Davalı vekilinin 22/07/2019 havale tarihli cevap dilekçesini özetle; Ticaret Sicil Müdürlüğünün TTK.m.32 ve Ticaret Sicili Yönetmeliği m.34 hükmü çerçevesinde işlem yapıldığını, tasfiye sürecinde yetki ve sorumluluk şirket “tasfiye memuru”nda olduğunu, müvekkilinin davanın açılmasına sebep olmadığını, bu nedenle “yargılama giderleri” ve “vekalet ücreti”nden sorumlu tutulamayacağını, müvekkili yönünden açılan davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin diğer tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER ve GEREKÇE:
Dava, hukukî niteliği itibariyle;6102 sayılı TTK’nın 643. maddesi yollamasıyla aynı kanunun 545 ve devamı maddeleri uyarınca açılmış şirketin ihyası ile ticaret siciline tescili davasıdır.
İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünden gönderilen sicil kayıtları incelendiğinde; ….. sicil nosunda kayıtlı Tasfiye Halinde …. Denizcilik Nakliyat Tahmil Tahliye İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nin son tescilini 08/10/2013 tarihinde yaptırdığı, şirketin 25/03/2012 tarihinde tasfiyesine karar verildiğinin 20/04/2012 tarihinde tescil edildiği, tasfiyesinin sona erdiğinin ise 08/10/2013 tarihinde tescil edildiği ve sicil kaydının terkin edildiği,ortaklar kurulu kararı ile şirkete tasfiye memuru olarak davacının seçildiği görülmüştür.
İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından gönderilen sicil kayıtları incelendiğinde ihyası istenen şirketin terkin olmadan önce merkez adresinin …. / …. olduğu, buna göre mahkememizin 6102 sayılı TTK’nun 547/1 maddesi anlamında kesin yetkili olduğu anlaşılmıştır.
Yapılan yargılama, toplanan deliller, incelenen mahkeme dosyası, ticaret sicil kayıtları birlikte değerlendirildiğinde ;Limited şirketlerin tasfiyesinde 6102 sayılı TTK’nın 643. maddesi yollamasıyla aynı kanunun 536 ilâ 548 maddelerinde düzenlenen anonim şirketlerin tasfiyesine ilişkin hükümler uygulanmaktadır. Limited şirketin tüzel kişiliği ticaret sicilinden silinmesiyle sona erer. Ancak tüzel kişiliğin sona ermesi için tasfiye işlemlerinin eksiksiz olarak yapılmış olması gerekmektedir. Tasfiye işlemleri gerektiği gibi tamamlanmamış ve tasfiyesi gereken hususlar eksik bırakılmış ise, tüzel kişilik ticaret sicilden silinmiş olsa bile limited şirket tüzel kişiliğinin sona erdiği kabul edilemez. Bir tüzel kişiliğin son bulmasını ifade eden fesih ve tasfiye işlemi aynı zamanda bir hukuki işlemdir. Bu karar ve işlemin hataya dayanması halinde gerçek anlamda bir tasfiye işleminden söz edilemez. Hata veya kasta dayalı şeklen gerçekleşmiş bir tasfiyenin kaldırılmasını, gerek o işlemi gerçekleştirenler, gerekse bundan zarar görenler isteyebilirler, ayrıca tasfiye halinde bulunan bir şirketten alacaklı olan kişinin yapılan ilanlara rağmen alacağını yazdırmaması alacağın düşmesini gerektirmez.
Somut uyuşmazlıkta; davacının İstanbul …… Vergi Mahkemesi’nde açtığı davada taraf teşkilinin sağlanması ve davanın yürütülüp sonuçlanması gerektiğinden davayı açmakta hukuki yararının bulunduğu, bu davada davacı olan Tasfiye Halinde …. Denizcilik Nakliyat Tahmil Tahliye İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nin tüzel kişiliğinin tasfiyenin sonlandırılması nedeniyle sicilden terkin edildiği, davada taraf teşkilinin sağlanması ve yargılamanın yürütülebilmesi için şirketin ihya edilmesi gerektiğinden davanın kabulüne, şirketin tüzel kişiliğinin yeniden ihyasına ek tasfiye işlemlerini yapması için 6102 Sayılı TTK.nun 547/2’nci maddesi uyarınca eski tasfiye memuru olan davacı …..’nun şirketin tasfiye memuru olarak atanmasına, keyfiyetin karar kesinleştiğinde tescil ve ilanına, karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜNE, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil numarasında kayıtlı iken tasfiye nedeniyle sicilden terkin olan Tasfiye Halinde …. Denizcilik Nakliyat Tahmil Tahliye İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nin tüzel kişiliğinin İstanbul … Vergi Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası ile sınırlı olmak üzere İHYASINA,
2-Ek tasfiye işlemlerini yapması için eski tasfiye memuru olan davacı …’nun şirkete tasfiye memuru olarak ATANMASINA,
3-Keyfiyetin karar kesinleştiğinde TESCİL VE İLANINA, tescil ve ilan masraflarının davacı tarafça KARŞILANMASINA,
4-Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına YER OLMADIĞINA,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
6-Davalı İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün yasal hasım olması nedeniyle davalı aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücreti hükmedilmesine YER OLMADIĞINA,,
7-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan ¨222,00 yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde davacılara İADESİNE,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve …. sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı,davalı vekilinin yokluğunda oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı.31/10/2019

BAŞKAN ….
☪e-imzalıdır.☪
ÜYE …
☪e-imzalıdır.☪
ÜYE …
☪e-imzalıdır.☪
KÂTİP ….
☪e-imzalıdır.☪

“İŞ BU EVRAK 5070 SAYILI ELEKTRONİK İMZA KANUNUNUN 5. MADDE UYARINCA GÜVENLİ ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, 22. MADDE UYARINCA DA ISLAK İMZA İLE İMZALANMAYACAKTIR.”