Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/46 E. 2019/66 K. 21.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/46
KARAR NO : 2019/66

DAVA : Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h))
DAVA TARİHİ : 20/01/2019
KARAR TARİHİ : 21/01/2019
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 30/01/2019

Mahkememizde görülmekte olan Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h)) davasının dosya üzerinde yapılan incelemesi sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacılar vekili tarafından mahkememize sunulan 20/01/2019 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili … ünvanı ile 05/05/2014 tarihinde kurulduğunu, şirketin ana faaliyet konusu örgü ve tığ işi kumaşların imalatını, örme, boya-baskı, apre işlemleri başta olmak üzere fason imalat ve imal edilen kumaşın ihracatını yaptığını, Müvekkili şirketin, 2018 yılının başından itibaren belirgin şekilde hissedilen döviz kurlarındaki ve faizlerdeki aşırı derecedeki artışlardan ayrıca döviz üzerinden yapılan anlaşmalardan kaynaklanan kur farkı borçlanmaları ve bundan kaynaklı kambiyo zararlarının yol açtığı nakit darlığı içine düştüğünü, dar bir zaman aralığına yoğunlaşan kısa vadeli borçlarını ödeyebilmek için, finansman sıkıntısı yaşadığını, üretim maliyetlerin artması sebebi ile kar marjlarının düştüğünü, kısa vadeli kaynakların borçların ödenmesinde yeterli olmadığını, alacaklarını tahsilde zorlandığını, şirketin hazır değerlerle borç ödeme imkanının olmadığını, işletme sermayesi ve özkaynak yetersizliği nedeniyle yabancı uzun ve kısa vadeli borçlarla finanse edildiği bu nedenlerle likidite dengesinin bozulduğu tespit edildiğini, müvekkili şirketin zamanı gelen ödemelerini yapabilmek için gerekli nakit fonları üretme güçlüğü içinde olduğunu, bu durum şirketin mali yapısının tamamen bozulduğu anlamına gelmediğini, bir işletmenin finansal yapısı sağlam, karlılığı da yüksek olsa da üretim maliyetlerinin yükselmesi müvekkilinin likidite sıkıntısı yaşamasına sebep olduğunu, ancak müvekkili fason imalatlara ağırlık vererek kur değişkenlerinin riskine karşı oluşabilecek zararları minimize edecek ve kapasitesinin büyük kısmı ile yüksek karlı fason üretime devam edeceğini, müvekkili şirket malliyetleri düşürerek ve karlılığı artırarak döviz risklerinden kurtulması halinde halinde haciz baskısı altında olmadan alacaklıların ödemelerini yapabilecek ve buna dayalı olarak borçlarını ödeme imkanına sahip olabileceğini,ayrıca müvekkili … ve … şirketin bir kısım kambiyo borçlarından şahsi aval ve ciro ile kefaleten sorumlu olduğundan, şahsi malvarlıkları ile şirkete alacaklılarına olan borçları kapsamında şirketle aynı şekilde ve aynı borçlardan dolayı şahsi olarak ödeme güçlüğü içerisine girdiğini, dilekçeleri ekinde sunulan kambiyo ve kefalet borçlanmaları dışında şirket ortaklarının ayrıca borçları bulunmadığı gibi ayrıca sahip oldukları malvarlıklarının da olmadığını, bu sebeple şirket ve şirket ortakları için ortak proje hazırlandığını, şirket için hazırlanan projenin başarıya ulaşması halinde şirket ortaklarıda borçtan kurtulacağını, müvekkili şirketin borçların tamamı alacaklılarında muvafakati ile %15 tenzilat talep edilerek ödeneceğini, sunulan proje kapsamında alacaklılardan alacaklarının %15’inden vazgeçmesi isteneceğini, ödeme vadeleri ise ön projede belirtildiğini, proje kapsamında öncelikle rehinli alacakların ödemesi yapılarak kredi sözleşmelerinden doğan alacaklara uygulanacak temerrüt faizleri ve diğer alacak ferilerinden kaynaklanacak mali yük şirket üzerinden kaldırılacağını, konkordata sürecinde, şirket aktifine kayıtlı hiçbir araç, makine, gayrimenkul satılmayacağını, zira şirket aynı kapasite ile üretime devam edeceğini, bu nedenlerle İİK 286. Maddesinde belirtilen belgelerin eksiksiz olarak hazırlanmış olması sebebi ile 287. Maddesinde belirtilen 3 ay süre ile geçici mühlet kararı verilmesi’ni, İİK’nun 287/2 gereği geçici komiser tayini kararı verilmesini, müvekkillerinin İİK 297/2. Maddesinin doğrultusunda, malvarlıklarının korunmasına yönelik tedbirlerin alınmasına karar verilmesini, müvekkillerin İİK 297/2. Maddesinin doğrultusunda, malvarlıklarının korunmasına yönelik tedbirlerin alınmasına karar verilmesini, İİK 288/1 maddesine göre geçici mühlet, kesin mühletin sonuçlarını doğuracağından mühlet içinde 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkındaki Kanuna göre yapılan takipler de dahil olmak üzere hangi nedene dayanırsa dayansın müvekkiller aleyhine her türlü ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz ve muhafaza işlemleri dahil tüm takip işlemlerinin yapılmasının ihtiyati tedbir yolu ile durdurulmasına karar verilmesini, müvekkillerinin aktiflerinde bulunan menkul ve gayrimenkuller ile üçüncü kişilerin şirketler lehine alacaklılara tahsis ettiği rehin ve ipotek işlemlerine ilişkin rehinin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan takiplerde satışların durdurulmasına karar verilmesini, müvekkillerin aleyhine yapılmış ve yapılacak her türlü takipteki muhafaza, teslim ve tahliyeye dair icrai işlemlerin durdurulmasına karar verilmesini, müvekkili şirketin elde ettiği gelirler ve mevduatlar üzerine haciz veya ihtiyati haciz uygulanması halinde şirket faaliyetlerine devam edemeyeceğinden müvekkili şirketin hak ve alacaklarına haciz veya ihtiyati haciz yolu ile haciz ihbarnamesi gönderilmemesini, gönderilmiş ise kaldırılması yönünden tedbir kararı verilmesini,müvekkili şirketin araçları üzerine haciz veya ihtiyati haciz yolu ile yakalama kararı konulmamasını, konulmuş ise kaldırılması yönünde tedbir kararı verilmesini, geçici mühlet içerisinde yapılacak inceleme sonucu bir yıllık kesin mühlet verilmesini, icra iflas kanununda belirlenen kesin süre içerisinde yapılacak yargılama sonucu konkordatonun tasdikine, karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLER ve GEREKÇE :
Dava, 7101 sayılı ile değişik İcra ve İflas Kanunun 285 ile devamı maddeleri uyarınca konkordato istemine ilişkindir.
HMK’nın 114 ncü maddesinde dava şartları düzenlenmiştir.Anılan maddenin birinci fıkrasının (ı) bendi “Aynı davanın, daha önceden açılmış ve hâlen görülmekte olmaması.” şeklinde olup sözü geçen Kanun’un dava şartlarının incelenmesi başlığını taşıyan 115 nci maddesi hükmü de “Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler.
(2) Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.
(3) Dava şartı noksanlığı, mahkemece, davanın esasına girilmesinden önce fark edilmemiş, taraflarca ileri sürülmemiş ve fakat hüküm anında bu noksanlık giderilmişse, başlangıçtaki dava şartı noksanlığından ötürü, dava usulden reddedilemez.” şeklindedir.
Bir davanın derdest kabul edilebilmesi için, şu üç koşulun birlikte bulunması gerekir. Bunlar, aynı davanın iki kere açılmış olması, birinci davanın görülmekte olması ve birinci dava ile ikinci davanın aynı olmasıdır. Birinci dava ile ikinci davanın aynı olmasından kasıt ise; davanın taraflarının, konusunun (müddeabihin) ve sebebinin (davanın dayanağını oluşturan vakıaların) aynı olmasıdır.
Somut uyuşmazlıkta davacılar vekili,borçlu şirket ile ortakları hakkında konkordato talebi ile huzurdaki davayı açmış ise de,aynı davanın Mahkememizin 2019/35 esas numarası üzerinden açıldığı ve davanın hâlâ derdest olduğu anlaşılmıştır.Her iki davanın tarafları, konusu ve hukuki sebebi aynı olduğu, davacıların aynı davayı daha önceden açtığı ve bu davanın hâlen derdest olduğu anlaşıldığından, davanın HMK’nun 114/1-(ı) ve 115/2 maddeleri uyarınca usulden reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM/Yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davacıların , aynı davayı daha önce de açtıkları ve açılan davanın halen derdest olduğu anlaşıldığından ; davanın, derdestliğe ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle HMK’nun 114/1-(ı) ve 115/2. Maddesi uyarınca usulden REDDİNE,
2-Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına YER OLMADIĞINA,
3-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan ¨270,00 yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde davacılara İADESİNE,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile 10 gün içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi.. 21/01/2019

BAŞKAN …

ÜYE …

ÜYE …

KÂTİP …