Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/447 E. 2020/838 K. 09.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/447
KARAR NO : 2020/838

DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 19/06/2019
KARAR TARİHİ : 09/12/2020
KARAR YAZIM TARİHİ : 14/12/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesi ile müvekkilinin davalı şirkete yurt dışı navlun hizmeti verdiğini, davalının talebi ile 26.09.2018 – 27.09.2018 tarihlerinde ……. adresinde yüklemeye girmiş olan ekipman ve makine yedek parçası cinsi ürünlerinin ……. ve ……. plakalı araçlar ile taşındığını ve teslimatlarının 06.10.2018 tarihinde ……. adresine tam ve eksiksiz olarak tamamlandığını, tarafların bu hizmetin bedeli için toplam 10.400,00 USD olarak mutabık kaldıklarını, davalıya 2 x 5.200,00 USD= 10.400,00 USD bedelli faturaların kesildiğini, faturaların davalıya tebliğ edildiğini, davalının yazılı olarak borcu kabul ettiğini ancak herhangi bir ödeme yapmadığını, Büyükçekmece ……. İcra Müdürlüğünün ……. Esas sayılı dosyası ile açılan takibe davalının haksız ve dayanaksız olarak itiraz ettiğini, davanın kabulü ile itirazın iptaline, takibin devamına, davalı borçlunun alacağın % 20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Taraflara usulüne uygun tebligat yapılmıştır.

Dosyaya sunulan 10/11/2020 tarihli bilirkişiler ……. ve ……. tarafından düzenlenen raporda davacı ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, davacı ticari defterlerinde icra takip tarihinde 2 adet faturadan kaynaklı olarak davacının davalıdan 60.437,52 TL (10.400,00 USD ) alacaklı olduğunun tespit edildiği anlaşılmıştır.
Dava İtirazın iptali davası olıup, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan normal bir eda davasıdır.
Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde verdiği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi davanın kabulü halinde borçlu da alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır. Bu nedenle mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Yasal dayanağını İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67.maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Yargıtay’a göre; “Likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ise; ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Bu koşullar yoksa, likit bir alacaktan söz edilemez”(HGK. 14.07.2010 gün ve 2010/19-376 E, 2010/397 K, HGK, Y.HGK. 17.10.2012 gün ve 2012/9-838 E, 2012/715 K)
Dosya tüm deliller ile birlikte değerlendirildiğinde; tarafların arasındaki uyuşmazlık Büyükçekmece ……. İcra Müdürlüğü’nün ……. Esas Sayılı takip dosyasındaki takibe konu faturalardan dolayı alacak miktarının ne olduğu, temerrüdün gerçekleşip gerçekleşmediği ,tarihinin ne olduğu, faiz oranı ve türünün ne olduğu davalının icra dosyasında yapmış olduğu asıl alacak ve faize itirazın haklı olup olmadığı, inkar ve kötü niyet tazminatı şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmakta olduğu, bu kapsamda tarafların ticari defterleri üzerinde inceleme günü verildiği, dosyaya sunulan 10.11.2020 tarihli bilirkişi SMM ……. ve Taşıma -Lojistik uzmanı ……. tarafından düzenlenen raporda yurt dışı navlun hizmeti nedeni ile 60.437,52-TL davacının alacaklı olduğunun tespit edildiği, asıl alacak üzerinden takip sonrası talep edilen %19,50 faiz oranının uygulanmasının mümkün olduğu yönünde tespitte bulunulmuş olup, davacının tutmuş olduğu ticari defterlerin usulüne uygun açılış kapanış tasdiklerinin yapıldığı, davacı lehine delil niteliğine haiz olduğu, takibe konu 2 adet faturanın defterlerine usulüne uygun şekilde işlendiği, taraflar arasında taşıma işinin detaylarının tanımlandığı, Belasrus-Beyaz Rusya’ dan İran’a taşınmanın tevsik ettiği, davacının faturaya konu hizmetin ifa ettiği anlaşılmakla davacının davasını ispat ettiğinden bahisle davanın bilirkişi raporunda tespit edilen bedel üzerinden kısmen kabulüne, alacağın faturaya dayalı olması karşısında likit alacağın %20 si oranında davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
AÇILAN DAVANIN KISMEN KABULÜNE,
1-Davalının Büyükçekmece …… İcra Müdürlüğü’nün …… esas sayılı takip dosyasında yapmış oldukları itirazın 60.437,52- TL (10.400,00 USD) yönünden İPTALİNE, takip tarihinden itibaren asıl alacağa davacının talebi aşılmamak üzere 3095 sayılı Kanunun 2/2.maddesi uyarıca değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle TAKİBİN DEVAMINA,
2- Likit alacağa vaki haksız itirazı ile takibin durmasına sebebiyet veren davalı/ borçlunun hüküm altına alınan alacağın % 20’si oranında icra/inkar tazminatı ile MAHKUMİYETİNE,
3-Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
4-Alınması gerekli 4.128,50 TL harçtan peşin alınan 779,13 TL peşin harcın mahsubu ile 3.349,37 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5- Davacı tarafından yatırılan 44,40- TL başvuru harcı, 779,13-TL peşin nispi harç, 6,40-TL vekalet harcı olmak üzere toplam 829,93- TL harcın davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden AAÜT gereğince 8.656,88 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7- Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden red edilen miktar üzerinden AAÜT gereğince 4.028,00- TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
8-Davacı tarafından yatırılan 102,40 TL tebligat müzekkere gideri, 1.200 TL bilirkişi ücreti toplamı 1.302,40- TL’nin kabul ve red oranı göz önüne alındığında 1.221,00 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye 81,37-TL’nin davacı üzerinde bırakılmasına,
9-6235 sayılı Hukuk uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-11-13 maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri olarak) kabul-red oranına göre 1.237,50-TL’nin davalıdan, 82,55-TL’sinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
10-HMK madde 333 gereğince taraflarca yatırılıp harcanmayan 157,60-TL gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı HMK 394/5 ve 341/1 maddesi gereğince tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 09/12/2020

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza

“iş Bu Evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanununun 5. Madde Uyarınca Güvenli Elektronik İmza İle İmzalanmış Olup, 22. Madde Uyarınca Da Islak İmza İle İmzalanmayacaktır.”