Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/444 E. 2021/279 K. 24.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/444 Esas
KARAR NO : 2021/279

DAVA : Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/02/2016
KARAR TARİHİ : 24/03/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 19/04/2021
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesi ile davalı tarafından müvekkili site yönetimi aleyhine Bakırköy … İcra Müdürlüğünün ….. esas sayılı dosyasında 13/12/2010 düzenleme tarihli, 10/04/2011 ödeme tarihli 5000 TL (toplam 10000 TL ) bedelli iki adet belge hakkında ilamsız icra takibi başlatıldığını, takibe konu belgelerin o dönemde müvekkili .. Apartman yöneticisi olan … tarafından …. lehine düzenlendiğini, ancak site yönetim kurulu başkanı …..’ın bu belgeyi düzenleme ve bu şekilde apartman yönetimini borçlandırma yetkisinin bulunmadığını, yetkilerini aşarak verdiği belge sebebi ile müvekkili aleyhinde başlatılan icra takibinden dolayı müvekkili apartman yönetiminin …bank TR…. nolu hesabına bloke konulduğunu, …..’ın usulsüz ve yetkisiz işlemleri ile müvekkili … Apartmanının haksız ve hukuka aykırı olarak ve de dayanaksız borçlandırıldığını, müvekkilinin davaya konu takibine ilişkin belgelerle hiçbir ilgisinin bulunmadığını, takibe konu alacak belgesinin müvekkili yönetim defterlerinde hiçbir kaydı, girdi veya çıktısının bulunmadığını, müvekkilinin dava konusu icra takibine ilişkin hiçbir borcunun olmadığını, bu nedenlerle; müvekkili aleyhine başlatılan icra takibinin teminatsız olarak durdurulmasına, aksi takdirde alacağın %15 inden aşağı olmamak üzere teminat karşılığında, tedbir kararı verilerek müvekkilin …bank TR… nolu hesabına konulan bloke uyarınca mevcut icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesini ve davanın kabulü ile müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalılardan … 17/08/2017 tarihli dilekçesinde özetle; amcasından kalan mirası TTK nun 606/2 uyarınca reddettiğini beyan etmiştir.
Davalılardan ….. 17/08/2017 tarihli dilekçesinde özetle; amcasından kalan mirası TTK nun 606/2 uyarınca reddettiğini beyan etmiştir.
Davalılardan ….. 17/08/2017 tarihli dilekçesinde özetle; amcasından kalan mirası TTK nun 606/2 uyarınca reddettiğini beyan etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Taraflara usulüne uygun tebligat yapılmıştır.
Beylikdüzü Tapu Sicil Müdürlüğü’ne, Büyükçekmece Tapu Sicil Müdürlüğü’ne, Bakırköy …. İcra Dairesi’ne, Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığına, Bakırköy … Asliye Hukuk Mahkemesine
yazılan müzekkere cevapları dosya arasına alınmıştır.
Bakırköy …. Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 31/05/2018 tarih, … Esas, … sayılı kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi, 16. Hukuk Dairesi’nin 27/02/2019 tarih ve 2019/245 Esas 2019/423 Karar sayılı ilamıyla “Dava, takibe konu bonolar nedeniyle borçlu bulunulmadığının tespiti istemine ilişkindir. Bonoya dayalı davalar 6102 Sayılı TTK’nun 4/1-a maddesi uyarınca mutlak ticari davalardandır. Bu anlamda tarafların sıfatının önemi yoktur. Yine 6102 Sayılı TTK’nun 5/3 maddesi uyarınca bu tür davaların asliye ticaret mahkemesinde görülmesi gerekir. Dava tarihi de gözetildiğinde eldeki dava 6102 Sayılı TTK’nun yürürlüğe girmesinden sonra açılmıştır. Görev hususu kamu düzeninden olup yargılamanın her aşamasında taraflarca ileri sürülmese de mahkemece re’sen dikkate alınması gerekir. Açıklanan bu hususlar gözetildiğinde asliye ticaret mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek davanın görevsizlik nedeniyle usulden reddine dair karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme sonucu işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. ” gerekçesi ile kaldırılmasına karar verilmiştir.
Mahkemece 21/05/2019 tarihli duruşmada İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin 27/02/2019 tarih ve … Esas … Karar sayılı ilamına uyularak dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesine dair karar verildiği anlaşılmıştır.
19/04/2018 tarihli Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığının … Soruşturma sayılı dosyasının sunulan SMM … tarafından hazırlanan raporda … Sitesi 8 nolu dairenin maliki …’den alınan mantolama bedeli 4.095 TL’nin sanık …’ın uhdesinde olduğu, … Yönetiminin borçlusu olduğu … adına iddialara göre mantolama işi karşılığı düzenlenen 2 adet toplam 10.000 TL’lik senetler ile ilgili olarak herhangi bir sözleşmenin, alınmış bir kararın ve düzenlenmiş bir faturanın bulunmadığı, … Sitesi 6 nolu daireden 22/11/2010 tarihinde 6.240 TL tutarında çek aldığı, çekin site yönetimi işletme defteri gelirleri içerisine kayıt edildiği, ancak belirtilen çekin tahsil edilip edilmediği, ciro edilmek suretiyle bir başkasına devir edilip edilmediğine ilişkin ilgili çeke ait banka bilgilerinin bulunmadığı, aynı daire sakininden site yönetimine verildiği iddia edilen 01/08/2011 tarihli, 3.000 TL’lik senet ile ilgili olarak da site yönetimine ait defter kayıtlarında senedin kayıtlı olmadığı, site yönetimi tarafından alındığı iddia edilen senedin borçlusu tarafından verildiğine ve ödendiğine dair ispat edici bir belgenin de bulunmadığının tespit edildiği anlaşılmıştır.
Dava, davalı tarafından davacı aleyhine “nakten” kaydı bulunan ve zamanaşımına uğramış bonoya dayanılarak girişilen ilamsız icra takibi sebebiyle borçlu bulunulmadığının tespiti davasıdır.
Menfi tespit davası, 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu’nun (İİK) 72. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında ya da icra takibinden sonra borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Bu dava maddi hukuk ve usul hukuku bakımından genel hükümlere dayalıdır ve normal bir hukuk davası olarak açılır.
Başka bir şekilde ifade etmek gerekirse, menfi tespit davası icra takibinden önce sonuçlanmaz ve ihtiyati tedbir kararı verilmemiş olması (veya ihtiyati tedbir kararının kaldırılması) nedeniyle, (menfi tespit davası görülmekte iken) borç alacaklıya (davalıya) ödenmiş olursa, menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam edilir (m.72/6); yani menfi tespit davası (kendiliğinden) istirdat davasına dönüşür; bu hâlde mahkeme menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam eder (Kuru, B: İstinaf Sistemine Göre Yazılmış İcra ve İflâs Hukuku Ders Kitabı, Ankara, 2017, s. 146). Bu durumda İİK’nın 72/6 maddesi gereğince bedele dönüşen isteminin temeli menfi tespit davasıdır.
Menfi tespit davasında ispat yükü, kural olarak davalı alacaklıya düşer; fakat davacıya (borçluya) düştüğü hâller de vardır; davacı (borçlu), davalının (alacaklının) varlığını iddia ettiği hukuki ilişkiyi (meselâ borcu) sadece inkâr etmekle yetinmekte ise, yani bu hukuki İlişkinin (borcun) hiç doğmadığını ileri sürmekte ise ispat yükü davalıya düşer. Çünkü hukuki ilişkinin (borcun) varlığını iddia eden davalı olduğu için, ispat yükü davalı alacaklıya düşer (6100 sayılı HMK m. 190; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu (TMK) m.6). Fakat, alacaklının dayandığı senedin karşılıksız olduğunu ispat yükü, davacıya (borçluya) düşer. Bunun gibi, davacı (borçlu), davalının (alacaklının) iddia ettiği alacağın ödeme, ibra ve takas gibi bir nedenle son bulduğunu ileri sürerse, bu iddiayı ispat yükü de davacı borçluya düşer (Kuru-El Kitabı, s.370 ilâ 372).
Dosya tüm deliller ile birlikte değerlendirildiğinde; öncelikle davalılar …, … ve …’ın mirası reddettikleri anlaşılmakla bu kişilere karşı açılan davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar vermek gerekmiştir. Diğer davalılar bakımından esas bakımından dosya incelendiğinde,Dava, davalı tarafından davacı aleyhine “nakten” kaydı bulunan ve zamanaşımına uğramış bonoya dayanılarak girişilen ilamsız icra takibi sebebiyle borçlu bulunulmadığının tespiti istemine ilişkin olup, Takip ve dava konusu bononun zamanaşımına uğradığı dosya içeriğiyle sabittir. TTK’nin 661. Maddesi (6102 sayılı Yasa’nın 749. maddesi) uyarınca zamaşımına uğramış bir bonodaki alacak temel ilişkiye dayanılmak suretiyle talep edilebilir. O ilişkiden doğan bir alacağın bulunduğu ve alacak miktarını kanıtlama yükümlülüğü de alacaklı tarafa aittir. Hukuk Genel Kurulu’nun 04.04.2007 gün ve 2007/18-153 E-2007/183 sayılı kararında da benimsendiği gibi “zamaşımına uğrayan ve imzası inkar edilmeyen bono, temel borç ilişkisi bakımından yazılı delil başlangıç niteliğindedir.” Davalı alacaklı alacağını, her türlü delille ispatlayabilir. Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığının …. nolu dosyasında … ile …’ın dolandırıcılık, hizmet nedeniyle Güven Kötüye Kullanma suçundan yargılandığı, mahkemece alınan SMMM Bilirkişisi tarafından düzenlenen bilirkişi raporununda, apartman yönetimine ait defterler de takip konusu senetlerin tanzim tarihleri ile örtüşen zamanlarda işletme defterinde bu senetlere ait kayda rastlanmadığı, mantolama, davalıların tamir işlerinin … İnş ve Çağdaş Kimya Ltd Şti isimli şirkete yaptırıldığı ev ödemelerinde bu şirkete yapıldığı işletme defteri ile sabit olduğu iddiasının doğru olmadığı tespit edilmiştir. Davalılar murisi senetlerin hangi temel borç ilişkisinin ödeme vasıtası olduğunu ispat edecek bir belge ibraz etmemiştir. Her iki senedin vadesi geçtikten ve kambiyo senedi vasfını yitirdiği, Ticaret Kanununda yer alan 3 senelik süre zarfında tahsil için ibraz edilen veya takibe konulan senetlerin bu süre kaçırıldıktan sonra takibe konu edildiği ve alacaklı davalının hangi borç ilşikisinin teminatı veya ödeme aracı olduğunu ispatlayamadıkları anlaşılmakla Davacı …. Sitesinin Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün ….. esas sayılı dosyasında takibe konu keşidecisi … Sitesi yönetimi ve …., lehtarı … olan 10/04/2011 vade 13/12/2010 tanzim tarihli 5.000 TL meblağlı senetlerden (iki adet) dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
AÇILAN DAVANIN dahili davalı …., … ve … dışındaki davalılar bakımından KABULÜNE,
1-Davacı … Sitesinin Bakırköy … İcra Müdürlüğünün ….. esas sayılı dosyasında takibe konu keşidecisi … Sitesi yönetimi ve …, lehtarı … olan 10/04/2011 vade 13/12/2010 tanzim tarihli 5.000 TL meblağlı senetlerden (iki adet) dolayı borçlu olmadığının TESPİTİNE,
Davalı …, … ve …’a karşı açılan davanın PASİF HUSUMET YOKLUĞUNDAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli 683,10 TL harçtan peşin alınan 229,01 TL peşin harcın mahsubu ile 454,09 TL’nin davalılar …, …, …, …, …, …, …., …, …’dan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3- Davacı tarafından yatırılan 13,50- TL başvuru harcı, 229,01-TL peşin nispi harç, 4,30-TL vekalet harcı olmak üzere toplam 246,81- TL harcın davalılar ….., …, ….., ….., ….., ….., ….., ….., …..’dan tahsil edilerek davacıya ödenmesine,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalılar ….., …, ….., ….., ….., ….., ….., ….., …..’dan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 811,30 TL tebligat müzekkere giderinin davalılar ….., …, ….., ….., ….., ….., ….., ….., …..’dan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılıp harcanmayan masrafın karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı HMK 394/5 ve 341/1 maddesi gereğince tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 24/03/2021

Katip …
E-imza

Hakim ….
E-imza

“iş Bu Evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanununun 5. Madde Uyarınca Güvenli Elektronik İmza İle İmzalanmış Olup, 22. Madde Uyarınca Da Islak İmza İle İmzalanmayacaktır.”