Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/43 E. 2021/1032 K. 09.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/43 Esas
KARAR NO : 2021/1032

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 16/11/2018
KARAR TARİHİ : 09/11/2021
K.YAZIM TARİHİ : 09/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket nezdinde …. poliçe numaralı (26.08.2015-26.08.2016 vadeli) … Genişletilmiş Kasko poliçesiyle sigortalı … plakalı araçta 09.07.2016 tarihinde; aracın takviye kablosundan kaynaklı arıza sebebiyle yangın çıktığını ve sigortalı aracın hasar(pert) görmüş olduğunu, …. Otomotiv servisinde yapılan incelenmesi sonucun da; Yangının meydana geliş şeklinin tamamıyla aracın teknik donanımından kaynaklandığı, bu kablonun herhangi bir dış müdahaleye maruz kalmadığını ve orijinalliğini koruduğunu, Yangın hasarının aracın iç teknik donanımından kaynaklı olması nedeniyle, hasarın üretici ….. firması sorumluluğunda değerlendirilmesi gerekeceği ” belirtiltildiği, Sigortalı aracın piyasa değerinin 117.000,00 TL olarak tespit edildiğini, 18.400,00 TL sovtaj bedeli düşülerek sigortalı için 98.600,00 TL sigorta tazminatı ödemesi yapılmış olduğunu, Davalı üretici/imalatçı firmanın ayıp dolayısıyla meydana gelen zararları da gidermekle yükümlü olduğunu, Müvekkili şirketin kasko poliçesi kapsamında, sigortalısı için 12.10.2016 tarihinde 76.035,00 TL ve 27.10.2016 tarihinde 22.565,00 TL sigorta tazminatı ödediğini ve sigortalısının zararını gidermiş olduğunu, Müvekkilinin rücuen tahsil alacağını tahsil etmek adına T.C. İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğü nezdinde … E. numarasıyla ilamsız icra takibi başlatılmış olduğunu, Borçlunun adresine çıkarılan ödeme emrine borçlu tarafından itiraz edildiğini, takibin durdurulduğunu, Müvekkili şirket adına, borçlunun yetki itirazının kabulü ile yetkili icra müdürlüğüne gönderilmesi talep edilmiş, dosyanın yetkili olan T.C.Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü’ne gönderilmiş olduğunu, T.C.Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğü … E numarasıyla borçlunun adresine ödeme emri çıkarılmış olduğunu, borçlu tarafından yasal süresinde itiraz edilmiş olduğunu, Tüm bu nedenlerle icra takibine itirazın iptaline ve takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının talep haklarına ilişkin zamanaşımı süresinin dolduğunu, TBK 73 madde gereğince zamanaşımı süresinin tazminatın tamamının ödendiği ve birlikte sorumlu kişinin öğrenildiği tarihten başlayarak 2 yıl ve her halükarda tazminatın tamamının ödendiği tarihten itibaren 10 yıl olduğunu, yangının 09.07.2016 tarihinde gerçekleştiğini, sigortacı davacı tarafından ödemenin 12.12.2016 ve 27.10.2016 tarihlerinde yapıldığını, bu nedenle zamanaşımının gerçekleştiğini, ayıba karşı sorumluluğu kabul etmediklerini, aracın garanti süresinin km sınırı olmaksızın 2 yıl olduğunu, zamanaşımı sürelerinin gizli ayıplar için dahi satılanın alıcıya teslimi tarihi itibaren başladığını, araçta gizli ayıp olsa dahi 2 yıllık garanti sürecinin değişmeyeceğini araçta gizli ayıp bulunmadığını, zira yangın olayından sonra müvekkili şirketin teknik ekibi tarafından araçta inceleme yapıldığını ve orijinal olmayan ilave donanımların araçta görüldüğünü, bu donanımların orijinal olmayan tv, kalorifer, kahve makinası, türbin, tavan klima ve buz dolabı olduğunu, dava dilekçesinde aracın takviye kablosundan kaynaklandığı ve bu kablonun fabrika orijinalliğini koruduğu belirtilmiş ise de, yangının motorun sol tarafında başladığı burada da aracın orijinal tesisatına müdahale edilerek içerideki aksesuarların elektrik bağlantıları ilave tesisat ile sağlandığını, ilave tesisatlardan kaynaklı yüksek akım çekirdeğinden elektrik tesisatının aşırı ısındığını bu nedenle müvekkili şirketin sorumlu olduğu yönündeki iddiaların kabulünün mümkün olmadığı, müvekkilinin imalatçı değil ithalatçı olduğunu, bilirkişi raporunun mahiyetinin tespit edilemediğini, raporun tanzimi sırasında müvekkili şirketin bulunmadığını, rücu alacağı ile ilgili müvekkili temerrüte düşmediğinden, faiz alacağının kabul edilemez olduğunu ayrıca kötü niyet tazminatına karar verilmesini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dosyamız arasına celp edilen Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklının İstanbul …. İcra Dairesi nezdinde 14.07.2017 tarihinde 98.600,00 TL asıl alacak 6.661,58 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 105.261,58 TL üzerinden ilamsız icra takibine giriştiği, yetkisizlik itirazı neticesinde dosyanın Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğü’ne gönderildiği, icra müdürlüğü tarafından gönderilen ödeme emrinin borçluya 05.04.2019 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu tarafından 11.04.2019 tarihinde ve süresi içinde borca ve tüm fer’ilerine itiraz ettiği ve zamanaşımı def’inde bulunduğu, itiraz dilekçesinin alacaklı vekiline 18.04.2019 tarihinde tebliğ edildiği davacı tarafından süresi içinde itirazın iptali davası açıldığı görüldü.
Dosyaya sunulan 10/01/2020 tarihli bilirkişi … tarafından düzenlenen raporda; dava konusu .. plakalı, … marka … tipi … model otobüsün 09/07/2016 tarihli yangın hasarına, akü takviye kablosu arızasının neden olduğu, dava dosyasında söz konusu arızanın kullanım hatasına dayalı olduğunu gösteren bir tespit olmaması nedeniyle, yangına nedeni olan arızanın imalat hatası kaynaklı olduğu hususları tespit edilmiştir.
Dosyaya sunulan 04/08/2021 tarihli bilirkişi … tarafından düzenlenen ek raporda; dava konusu … plakalı, … marka …. tipi … model otobüsün 09/07/2016 tarihli hasarı nedeniyle pert-total işlemine tabi tutulmasının uygun olduğu, pert-total işlemine tabi tutulan araç için davacı tarafından icra takibi konusu yapılan 12.10.2016 tarihli 76.035,00 TL ve 27.10.2016 tarihli 22.565,00 TL olmak üzere toplam 98.600,00 TL tutarındaki ödemenin kadr-i maruf olduğu hususları tespit edilmiştir.
Huzurda görülen dava TTK.m.1472’ye dayalı sigorta ödemesine dayanan rücuen tazminat istemine ilişkin açılan icra takibine vaki itirazın iptali davası olup, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan normal bir eda davasıdır.
Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde vereceği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi davanın kabulü halinde borçlu da alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır. Bu nedenle mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Yasal dayanağını İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67. maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Dosyada ve tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; Davacı sigorta şirketi tarafından sigortalısının aracında meydana gelen yangın nedeni ile sigortalısına ödenen bedelin yangının imalat hatasından kaynaklı olarak meydana geldiği iddiası ile sigortalı aracın üreticisi aleyhine TTK.m.1472’ye dayalı olarak huzurda görülen dava açılmıştır. Mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemesinde hasara neden olan yangının imalat kaynaklı olduğu belirtilmiştir. Rapora itiraz edilmesi üzerine dosya itirazların değerlendirilmesi için yeniden bilirkişiye tevdi edilmiş olup ek raporda da bilirkişi tarafından kök rapordaki görüşünün değişmediği belirtilmiştir. Mahkememizce davacı tarafından sigortalısına ödenen bedelin kadri maruf olup olmadığı konusunda dosya yeniden bilirkişiye tevdi edilmiş olup 04/08/2021 tarihli rapor ile yangın çıkan aracın pert-total işlemine tabi tutulmasının uygun olduğu ve davacı tarafından sigortalısına ödenen 98.600,00 TL tutarlı ödemenin kadri maruf olduğu belirtilmiştir. Söz konusu raporların tekniğine uygun olup yargısal denetime elverişli olduğu mahkememizce kabul edilerek davalı vekilinin başka bir bilirkişiden rapor alınması talebinin reddine karar verilerek söz konusu bilirkişi kök ve ek raporları hükme esas alınmıştır. Yine, davalı vekilinin rücu istemine ilişkin zamanaşımı itirazının dava konusu ikinci ödemenin 27/10/2016 tarihinde yapılmış olması ve icra takibinin ise 13/07/2017 tarihinde açılmış olması nedeni ile ödemeden itibaren 2 yıllık zamanaşımı süresinin dolmamış olması reddine; Davalı vekilinin TBK’nın 231. maddesine yönelik zamanaşımı itirazının ise aracın trafiğe çıkış tarihinin 17/09/2015 tarihli olması ve icra takibinin ise 13/07/2017 tarihinde açılmış olması nedeni 2 yıllık zamanaşımı süresinin dolmamış olması reddine karar verilmiştir. Her ne kadar bilirkişi raporları ile faiz hesabı yapılmamış ise de faiz hesabının mahkememizce de yapılabileceği kanaati ile sigorta şirketi tarafından sigortalısına ödenen tutarlara ödeme tarihinden itibaren icra takibine kadar (Gün*Faiz Oranı*Para Miktarı/36500) faiz formülü ile faiz hesaplanmıştır. Buna göre; davacının 76.035,00 TL ödemeye ilişkin olarak 12.10.2016 ve 14.07.2017 arasındaki 275 gün için yıllık %9 faiz uygulanarak hesaplanan 5.155,80 TL ile, 22.565,00 TL ödemeye ilişkin olarak 27.10.2016 ve 14.07.2017 arasındaki 260 gün için yıllık %9 faiz uygulanarak hesaplanan 1.446,63 TL olmak üzere hesaplanan toplam 6.602,43 TL takip öncesi faiz talebinin kabulüne karar verilmiştir. Davacı tarafından her ne kadar icra inkar tazminatı talebinde bulunulmuş ise de alacağın yargılamayı gerektirmesi ve likit olmaması nedeni ile şartları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin reddi ile yine şartları oluşmayan davalı vekilinin kötü niyet tazminatı taleplerinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-AÇILAN DAVANIN KISMEN KABULÜ ile davalının Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında yapmış olduğu itirazın 98.600,00 TL asıl alacak, 6.602,43 TL işlemiş faiz yönünden İPTALİ ile takip tarihinden itibaren asıl alacağa yasal faiz uygulanmak suretiyle TAKİBİN DEVAMINA,
2- Davacının fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE,
3- Alacağın yargılamayı gerektirmesi nedeni ile davacının icra inkar tazminatı talebinin REDDİNE,
4- Şartları oluşmayan davalının kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE,
5-Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan ve tahsili gereken 7.186,38 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 1.797,61 TL nispi harçtan mahsubu ile bakiye 5.388,77 TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
6- Davacı tarafından sarf olunan (800,00 TL bilirkişi ücreti + 341,50 TL posta/tebligat/müzekkereden ibaret) 1.1141,50 TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre (%99,94 kabul oranı) hesaplanan 1.140,81 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine; bakiye yargılama giderlerinin davacı üzerine bırakılmasına,
7- Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL başvurma harcı ve 1.797,61 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8- Davalı tarafından sarf olunmuş yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar tesisine yer olmadığına,
9- Sarf olunmayan delil/gider avanslarının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
10- Kendisini vekil ile temsil ettiren davacı taraf lehine yürürlükte bulunan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/1. maddesi gereğince takdir olunan 13.944,23 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
11- Kendisini vekil ile temsil ettiren davalı taraf lehine yürürlükte bulunan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/1 ve 2. maddesi gereğince takdir olunan 59,15 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341. ile 360. madde hükümleri uyarınca mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davalı vekilinin yüzüne karşı davacı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
09/11/2021

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı