Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/429 E. 2020/123 K. 12.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/429 Esas
KARAR NO : 2020/123 Karar

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 26/12/2012
KARAR TARİHİ : 12/02/2020
KARAR YAZIM TARİHİ : 03/03/2020
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP: Davacılar vekili dava dilekçesi ile Müvekkil- davacılar … ile …’nun müşterek çocukları ve müvekkil-davacı … ….nun ağabeyi olan müteveffa …’nun, davalı …’ın yönetimindeki …. plaka sayılı aracın 26/06/2012 tarihinde ….. Yolu üzerinden …… istikametine seyir halinde iken …. Durağı’ndan sonraki benzin istasyonu karşısında yaptığı trafik kazası sonucu yaşamını yitirdiği, davalı …’ın 130-140 km gibi çok hızlı bir şekilde kullandığı aracın sol şeritten orta şeride, daha sonra ise sağ şeride geçerek 76 metre fren yapmasına rağmen duramayarak yol kenarında bulunan aydınlatma direğine çarpması neticesi meydana gelen trafik kazasında aracın aşırı hızlı olması nedeni ile araç içinde bulunan müteveffa …’ nun hızlı çarpmasının etkisi ile 13,40 metre uzağa fırladığı, müteveffa …’nun ölümü ile neticelenen kazanın meydana gelmesinde davalı-araç sürücüsü …’ın %100 oranında kusurlu olduğu, trafik kazasına karışan …. plaka sayılı aracın kayıt maliki olarak davalı …’in ve 24/05/2012-24/05/2013 vadeli, … poliçe nolu Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi akteden sigorta şirketi olması nedeni ile davalı … Sigorta Şirketi (…. Sigorta A.Ş)’ nin hukuki sorumluluklarının bulunduğu, müteveffa …’nun kazadan önce eğitimini aldığı kuaförlük mesleği yaparak masa başı tabir edilen usul ile ayda 1.500,00-TL kazanmak sureti ile babası ile birlikte ailesinin geçimine destek iken ölümü ile anne ve babasının desteklerinden yoksun kaldıkları, müteveffa …’nun davalı-araç sürücüsü …’ın %100 kusuru nedeni ile 26/06/2012 tarihinde vefat etmesinden dolayı sigorta şirketi tarafından yapılan ödeminin tenzili ile bakiye destekten yoksun kalma zararının tahsili bakımından maddi tazminat isteminde bulunulduğu; ayrıca müvekkil-davacılar … ve …’nun ailenin tek erkek çocuğu olan müteveffayı genç yaşında kaybetmiş olmasının acı ve ızdırabını yaşadıkları, davacı …’ nun aylarca oğlunun mezarının bulunduğu memleketten dönemediği, davacı …’nun evde ve kapalı alanlarda kalamaz hale geldiği, davacı-kardeş …’nun ağabeyini kaybetmenin derin ızdırabını yaşadığı gibi, başka bir kardeşi bulunmadığından hayatta korumasız ve yalnız kalmanın tarifi imkansız elem ve acısını yaşadığı için psikolojik yardım almak zorunda kaldığı, bu itibarla manevi zararın tazmini isteminde bulunulması zorunluluğu doğduğu ileri sürülerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik; Davacı-… için 500,00 TL destekten yoksun kalmaya yönelik maddi tazminat; Davacı-… için 500,00 TL destekten yoksun kalmaya yönelik maddi tazminat; olmak üzere; Toplam 1.000,00-TL maddi tazminatın davalı … şirketi yönünden başvuru tarihi olan 14/08/2012 tarihinden itibaren, diğer davalılar … ve … yönünden kaza tarihi olan 26/06/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı taraftan müştereken ve müteselsilen tahsili ile müvekkil- davacı tarafa ödenmesine; Davacı- … için 25.000,00 TL manevi tazminat; Davacı- … için 25.000,00 TL manevi tazminat; Davacı- … için 15.000,00 TL manevi tazminat olmak üzere; Toplam 65.000,00-TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’ den müştereken ve müteselsilen tahsili ile müvekkil-davacı tarafa ödenmesine; yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesi vekaleten dava ve talep edilmiştir.
CEVAP: Davalı … vekili tarafından ibraz edilen 30/01/2013 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davaya konu trafik kazasına ilişkin ceza yargılamasının görüldüğü Bakırköy …. Ağır Ceza Mahkemesi’nin …. Esas sayılı dosyasının derdest olduğu, dava dilekçesinde kazaya ilişkin yapılan anlatımların somut delile dayanmadığı, kaza tarihinde aralarında müteveffa …’nun da bulunduğu 5 arkadaşının birlikte daha önce de gitmiş oldukları gibi denize girmek ve güneşlenmek için Silivri’ye gitmek üzere yola çıktıkları, davalı- araç kayıt maliki …’in oğlu …’in de …. plakalı aracı temin ettiği, diğer arkadaşlarının sürücü belgelerinin bulunmaması nedeniyle aracı müvekkil-davalı …’ın kullandığı, …. istikametine doğru ….’nda seyir halinde iken arkadan bir aracın sıkıştırması ve karayolundaki metrobüs çalışması nedeni ile yolun engebeli durumunun da etkisi ile müvekkil-davalının direksiyon hakimiyetini kaybetmesi üzerine söz konusu kazanın meydana geldiği, kazada iki kişinin yaşamını yitirdiği, müvekkil-davalı ile diğer arkadaşlarının yaralandığı, dava dilekçesinde 130-140 km gibi aşırı hızla seyretme nedeni ile kazanın gerçekleştiği ileri sürülmüş ise de Bakırköy …. Ağır Ceza Mahkemesi’nin …. Esas sayılı dosyasında dahi bu hususu belgeleyen herhangi bir somut delil olmadığı gibi, meydana gelen kaza ile müvekkil-davalının davranışları arasında illiyet bağı bulunup bulunmadığının tespiti amacıyla Karayolları Genel Müdürlüğü ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden istenen MOBESE kayıtlarının da henüz incelenmediği, derdest davada Bakırköy …. Ağır Ceza Mahkemesi’ nin …. Esas sayılı dosyasının bekletici mesele yapılmasını talep ettikleri, ayrıca dava dilekçesinde müteveffa …’nun kuaför olarak çalıştığı işyerinde 1.500,00- TL maaş aldığı ve ailesinde başka çalışan olmadığı yönündeki iddiaların gerçek dışı olduğu, müteveffa … sokak arası tabir edilen bir erkek berberinde stajyer olarak çalışmakta olup en fazla 400,00-500,00- TL maaş almakta olduğu,davacı-baba …’ nun da yurtdışında çalışmakta olup ailesinin geçimini sağlamakta olduğu, emsal ücret araştırması yapılmasını talep ettikleri, davalı sigortadan ödeme yapıldığı halde davanın kötüniyetli olarak açıldığı savunularak; davanın reddine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesi vekaleten talep edilmiştir.
Davalı … Sigorta Şirketi vekili tarafından İstanbul …. Asliye Hukuk Mahkemesi kanalı ile ibraz edilen 18/01/2013 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davalı … adına kayıtlı …. plaka sayılı aracın müvekkil -davalı … şirketi nezdinde 24/05/2012-24/05/2013 vadeli, …. poliçe nolu Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi güvence altına alın dığı, poliçenin mevcut olmasının, müvekkil -davalı şirketin tüm azami teminat limitini otomatik olarak ödeyeceği anlamına gelmeyip, üçüncü kişilerde oluşan gerçek zarardan, sigortalısının kusuru oranında sorumlu olması itibariyle müvekkil şirket sigortalısının kusurunun, eylem ile sonuç arasındaki illiyet bağının açık ve net olarak tespit edilmesi gerektiği, bu bağlamda kazadaki mevcut kusur durumunun tespiti bakımından Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nden rapor alınmasını talep ettikleri ; davacı tarafından da ikrar edildiği üzere, dava öncesinde davacılara toplam 35.757,00-TL ödeme yapıldığı, yapılan ödeme ile müvekkil-davalı … şirketinin kazaya ilişkin her türlü hukuki sorumluluğunu yerine getirdiği,davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte yapılan ödemelerin hüküm tarihine kadar işlemiş faizi eklenerek güncellenmek sureti ile hükmedilen tazminattan mahsubu gerektiği; davaya konu kaza hakkında varsa ceza davasının bekletici mesele yapılması gerektiği; müteveffa aylık net gelirinin açık ve net olarak yazılı deliller vasıtası ile belirlenmesi ve gerçek zararın Hazine Müsteşarlığı aktüer siciline kayıtlı aktüer bilirkişiler vasıtasıyla belirlenmesi gerektiği; Karayolları Trafik Kanunu’nun 85. maddesinde salt aracın kullanılmasından dolayı işletenin sorumluluğuna dayalı kusursuz sorumluluk halinin düzenlendiği, bu kuralın istisnasının da yine aynı kanunun 87. maddesinde düzenlendiği, buna göre, yaralanan veya ölen kişi, hatır için karşılıksız taşınmakta ise veya motorlu araç, yaralanan veya ölen kişiye hatır için karşılıksız verilmiş bulunuyorsa, işletenin veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibinin sorumluluğu ve motorlu aracın maliki ile işleteni arasındaki ilişkide araca gelen zararlardan dolayı sorumluluğun genel hükümlere tabi olduğu, Yargıtay kararlarında da hatır taşımacılığının söz konusu olduğu hallerde genel hükümlerinin uygulanması gerektiğine işaret edildiği, davacının desteği müteveffa …’nun kazaya karışan müvekkil -davalı şirkete sigortalı araçta yolcu olarak bulunmakta olup, ticari bir sebeple ve özellikle para kazanma amacıyla değil, sırf hatır için, herhangi bir karşılık almadan taşınmakta olduğu belirlendiği takdirde “hatır taşımacılığı ” nedeni ile indirim uygulanması gerektiği; davacı-hak sahiplerine Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan herhangi bir aylık ve peşin sermaye değeri ödenip ödenmediğinin tespiti ile ödeme yapılmışsa yapılan ödemenin hükmedilecek tazminattan mahsubu gerektiği; sigorta şirketinin temerrüdünün, meydana gelen zararın teminat kapsamına girip girmediğini incelemeye yeterli belgelerin tebliği tarihinden itibaren başlayacağından dava açılmasına sebebiyet vermeyen müvekkil-davalı … şirketi hakkında kaza tarihinden itibaren faiz, mahkeme masraf ve vekâlet ücreti yükletilme koşullarının oluşmadığı belirtilerek; davanın reddine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesi vekaleten talep edilmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: :Taraflara usulüne uygun tebligat yapılmıştır.
YTÜ Makina Fakültesi, Makine ve Otomotiv Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. …. tarafından düzenlenen 13/12/2013 havale tarihli bilirkişi raporunda :Davalı -sürücü …’ın 26/06/2012 günü, saat 19: 30 sıralarında, yönetimindeki davalı … adına kayıtlı, davalı ….’nee Zorunlu Mali Mesuliyet (Trafik) Sigorta Poliçesi ile sigortalı …. plakalı otomobil ile ….. Yolu’nu takiben ….. yönünde seyir halinde iken …. Akaryakıt İstasyonu hizalarında, aşırı hız sonucu kontrolünün kaybolması ile, toplam 76m fren izi bırakıp, sağındaki yan yol ile D-100 arasındaki kaldırıma ve kaldırımdaki aydınlatma direğine çarpması şeklinde meydana gelen trafik kazası neticesi araçta yolculuk yapanlardan …. ‘in ve davacıların yakını …’nun öldüğü ve araçta bulunan diğerlerinin yaralandığı; Kazanın; kuru asfalt yüzeyli, solunda metrobüs yolu, sağında D-100 Karayolu ve bu iki yol arasında refüj bulunan tek yönlü platformu üç şeritli yolda meydana geldiği; Tutanak ekindeki krokide, orta şeritte hafif sağa yönelen 26 m fren izi bırakan aracın, bilahere kısmen sağa yönelip 50 m daha fren izi bırakmasından sonra, sağdaki refüjde bulunan aydınlatma direğine çarparak durduğunun ve ölenlerin -yaralananların yol dışına fırlamış olduklarının işaretlendiği; Tutanakta sürücü …’ın asli kusurlu bulunduğu; Kaza mahallini görüntüleyen fotoğraflarda, direğe çarpan aracın parçalanmış durumda olduğunun, buna göre, aşırı hızla direğe çarptığının, anlaşıldığı; Davalı sürücü …’ın , Bakırköy … Ağır Ceza Mahkemesi duruşmasındaki savunmasında, arkadan bir aracın sıkıştırması üzerine, sağ şeride geçtiğini, hakimiyeti kaybedip, frene bastığını, önce kaldırıma sonra direğe çarptığını, hızının 70 – 80 km/h olduğunu, beyan ettiği;Mağdur ….’in Bakırköy … Ağır Ceza Mahkemesi duruşmasındaki beyanında, arkadaşlarla denize gitmek istediklerini, orta şeritte giden aracın sağ şeride geçtiğini, sonra tekrar orta şeride geçerken …’ın aniden kontrolü kaybettiğini, kaldırıma ve direğe çarptığını, hızlarının tahminen 120-130 km/h olduğunu, arkadan sıkıştıran bir araba görmediğini, aracın babasına ait olduğunu, kendilerinin ehliyeti olmadığından aracı …’ın kullandığını, beyan ettiği;Mevcut verilere göre;Trafik şartına hızını uydurmayıp aşırı hızlı seyretmesi sırasında, davalı- sürücü … ‘ın şerit değiştirme ve sert fren uygulama sonucu yönetimindeki otomobilin kontrolünü kaybettiği, önce sağ kaldırıma sonrada kaldırımdaki aydınlatma direğine aracı şiddetle çarptırması suretiyle kazanın meydana geldiğinin anlaşıldığı;davalı-araç sürücüsü …’ın, tedbirsiz ve kural dışı davranışları sonucu sebebiyet verdiği kazanın meydana gelmesinde % 100 oranında ve tam kusurlu olduğu ;olayda kusur dağılımını etkileyen başka bir faktör ve kusur verilmesi gereken başka kişi bulunmadığı yönünde görüş bildirilmiştir.
Aktüerya uzmanı bilirkişi … tarafından ibraz edilen 04/05/2015 havale tarihli bilirkişi raporuna göre;Yargıtay kararları’nın; fiili desteğin ölmesi halinde davacı anne ve babanın destek zararlarını ispat etmesine gerek olmadığı, davacıların durumlarının ve gelirlerinin çok iyi olmasının, ölenin gelir ve kazancına muhtaç olmamalarının davacıların destekten yoksun kalma tazminatı istemelerine engel olmadığı, destekten yoksun kalmanın yalnızca para yardımı olarak düşünülemeyeceği, evladın anne ve babasını ziyaretinin ve evde ailesine yardımcı olmasının, her türlü hastalık ve sıkıntılarında yardımcı olmasının, yaşlılık ve hastalık halinde bakımının, aldığı hediyelerin dahi maddi destek zararı olarak kabulünün gerekeceği yönünde olduğu;Öte yandan maddi destek sağladığının anlaşılması durumunda, anne babanın diğer çocuklarının varlığının ve onların da anne babalarına destek olacağının göz önüne alınması gerektiği;Somut olayda;Müteveffanın ölüm tarihinde bekâr olduğu, ekonomik durum araştırmasına göre babasının çalışmadığı ve yeşil kart sahibi olduğu, annesinin temizlik işlerinden ayda 200,00-300,00-TL geliri olduğu ve yeşil kart sahibi olduğu, 16 yaşındaki kız kardeşinin çalıştığı, aylık 500,00-TL kira ödedikleri; müteveffanın kız kardeşinden başka kardeşi bulunmadığı belirlenmekle;Bu durumda; Davacıların müteveffanın maddi desteğine ihtiyaçları olduğu, bekâr olduğu dönemde gelirinin % 60’ı oranında anne ve babasına destek olacağı ; ölüm tarihinde bekâr olmakla birlikte yerleşik uygulamaya göre normal koşullarda bir süre sonra evleneceği, evlendiği tarihten itibaren artık gelirinin büyük kısmını kendi ailesine harcayacağı, anne ve babasına olan destek miktarının azalacağı; müteveffanın ölüm tarihinde 18 yaşını ikmal etmiş ve askerliğini yapmamış olmakla, büyük şehirde yaşadığı, Türk örf ve adetleri nazara alındığında, askerlik dönemi, söz, nişan ve evlilik hazırlıkları için geçecek süre de göz önüne alınarak 25 yaşında evleneceği, bu tarihe kadar gelirinden % 60 oranında destek sağlayacağı, kız kardeşinin de evleneceği ve anne-babasına sağlayacağı desteğin azalacağı, tek erkek çocuk olan müteveffanın evlendiği tarihten itibaren desteğinin % 30 oranına düşeceği, babası öldükten sonra annesine olan desteğinin bir miktar daha artacağı nazara alınarak hesaplama yapıldığı, Sigorta tarafından ödenen miktarların güncellenmesi:… YÖNÜNDEN:Yapılan ödemenin rapor yazım tarihine kadar işlemiş faizinin:19/11/2012-06/04/2015 dönemi için: 16.638,00-TL x % 9 x 868/365 gün = 3.561,00-TLGüncellenen miktarın:16.638,00 -TL + 3.561,00 -TL = 20.199,00-TL… YÖNÜNDEN:Yapılan ödemenin rapor yazım tarihine kadar işlemiş faizinin:19/11/2012-06/04/2015 dönemi için: 19.119,00-TL x % 9 x 868/365 gün = 4.092,00-TLGüncellenen miktarın:19.119,00 -TL+ 4.092,00-TL = 23.211,00-TLolarak hesaplandığı;…’nun destek zararına ilişkin tazminatın : 99.559,87-TLSigorta şirketi tarafından ödenen güncellenmiş miktarın : 23.211,00-TL…’nun nihai destek zararına ilişkin tazminatın : 76.348,87-TL…’nun destek zararına ilişkin tazminatın : 91.122,93-TLSigorta şirketi tarafından ödenen güncellenmiş miktarın : 20.199,00-TL…’nun nihai destek zararına ilişkin tazminatın : 70.923,93-TL,Davalı … şirketi tarafından düzenlenen 25/05/2012/25/05/2013 dönemine ait …. numaralı poliçede kişi başına ölüm/sakatlık tazminatı üst limiti 225.000,00-TL olmakla bu miktarın 31/12/2012 tarihine kadar geçerli olduğu; kaza tarihi 26/06/2012 olduğundan, davalı … şirketinin sorumluluk üst limitinin de 225.000,00-TL olduğu;Davacıların rapor tanzim tarihindeki toplam maddi zararının:99.559,87-TL + 91.122,93-TL = 190.682,80-TL olarak hesaplanmış olmakla;Bu miktarın kaza tarihindeki üst limiti aşmadığı;Sigorta şirketi tarafından ödenen güncellenmiş miktarlar mahsup edilerek davacıların toplam nihai zarar miktarı (76.348,87-TL + 70.923,93-Tl =) 147.272,80-TL olarak tespit edildiğinden;Sonuç olarak;Davacı – baba …’nun destekten yoksun kalma nedeni ile niha-i ve gerçek zararının: 70.923,93-TL; Davacı – anne …’nun destekten yoksun kalma nedeni ile niha-i ve gerçek zararının: 76.348,87-TL olduğu;Davalı ….’nin sorumlu olduğu miktarın: 147.272,80-TL ile sınırlı olduğu tespit edilmiştir.
Davacı taraf vekili tarafından ibraz edilen 09/06/2015 harçlandırma tarihli ıslah dilekçesi ile;Bilirkişi raporu ile davalı … şirketi tarafından yapılan ödemeler düşüldükten sonra, davacı … bakımdan 76.348,87-TL, davacı … bakımından 70.923,93-TL destek zararının olduğu belirlenmiş olmakla ;Her ne kadar dava dilekçesinde davacı … için 500,00-TL ve davacı … için 500,00-TL destekten yoksun kalmaya yönelik maddi tazminat talep edilmiş ise de;Fazlaya dair hakları saklı kalma kaydı ile ve davalı … şirketi bakımından sorumluluk miktarı ile sınırlı olmak üzere; Davacı … yönünden 500,00-TL olan taleplerini 75.848,87-TL artırmak suretiyle 76.348,87-TL destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalı taraftan müştereken ve müteselsilen tahsiline; Davacı … yönünden 500,00-TL olan taleplerini 70,423,93-TL artırmak suretiyle 70.923,93-TL’nin kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalı taraftan müştereken ve müteselsilen tahsiline; karar verilmesi ıslahen ve vekaleten talep edilmiştir.
Davacı vekilinin sunduğu ıslah dilekçesinin bir sureti davalı …’e 30/06/2015 tarihinde, davalı … vekili Av. …’ya 12/06/2015 tarihinde, davalı … Sigorta şirketi vekili Av. …’ya 12/06/2015 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
Bakırköy …. Asliye Hukuk Mahkemesince 19/10/2015 Tarih, …. Esas …. Karar Sayılı dosyasında davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Verilen karar T.C. YARGITAY … Hukuk Dairesinin …. Esas, … Karar Sayılı ilamı ile “…Somut olayda davalılardan ….Sigorta Şirketi zorunlu mali sorumluluk sigortacısıdır. Sigorta Hukuku 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6. kitabında 1401 ve devamı maddelerinde, zorunlu sorumluluk sigortası ise 1483 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Bu durumda Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen hususlardan olması nedeniyle TTK’nın 4/1-a ve 5/1 maddeleri gereği dava ticari dava olmakla asliye ticaret mahkemesi görev alanı içinde bulunmakta olup, mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esasına girilerek yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir…” gerekçesi ile bozularak T.C. Bakırköy …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …. Esas numarasını almış olup 28.03.2019 tarihinde Yargıtay bozma ilamına uyularak görevsizlik kararı verilmiş, görevsizlik kararı neticesinde tevzi edilen dosya mahkememizin iş bu esas numarasını alarak yargılamaya devam olunmuştur.
Dava trafik kazası sonucu ölüm nedeniyle maddi ve manevi tazminat davasıdır.
Haksız fiilden doğan borç ilişkileri Türk Borçlar Kanunun ikinci kısmında düzenlenmiş olup; Türk Borçlar Kanunu Madde 49 hükmü; “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de,bu zararı gidermekle yükümlüdür.”
Türk Borçlar Kanunu Madde 50 hükmü; “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır.Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığıönlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler.”
Türk Borçlar Kanunu Madde 51 hükmü; “Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını gözönüne alarak belirler.Tazminatın irat biçiminde ödenmesine hükmedilirse, borçlu güvence göstermekle yükümlüdür.”
Türk Borçlar Kanunu Madde 52 hükmü; “Zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hâkim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir.Zarara hafif kusuruyla sebep olan tazminat yükümlüsü, tazminatı ödediğinde yoksulluğa düşecek olur ve hakkaniyet de gerektirirse hâkim, tazminatı indirebilir.” şeklindedir.
Türk Borçlar Kanunu Madde 56 hükmü; “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.” şeklindedir.
Karayolları Trafik Yasası madde 85/1 ” Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.”Karayolları Trafik Yasası madde 91/1 ” İşletenlerin, bu Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” Karayolları Trafik Yasası madde 97 ” Zarar gören, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırları içinde doğrudan doğruya sigortacıya karşı talepte bulunabileceği gibi dava da açabilir.”
Borçlar Yasası’nın 56. maddesi gereğince yargıcın, özel durumları gözönünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Takdir edilecek bu tutar, zarara uğrayanda manevi huzuru-doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi ( fonksiyonu ) olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum ( tatmin ) duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 gün ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel durum ve koşullar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden yargıç, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde nesnel ( objektif ) ölçülere göre uygun ( isabetli ) bir biçimde göstermelidir.
Davacıların maddi tazminat talebi bakımından dava konusu olayın gelişim biçimi ve tarihi, tarafların ekonomik ve sosyal durumları ile yukarıdaki ilkeler gözetildiğinde; kusur oranına ilişkin uzman bilirkişileri 09.12.2013 tarihli raporlarında davalı sürücü …’ ın % 100 (yüzde seksenbeş) oranında kusurlu olduğunu rapor edilmiştir. Aktüerya bilirkişi tarafından düzenlenen 06/04/2015 tarihli raporda meydana gelen trafik kazası sonucu ölen …”nun anne,baba ve kardeşininmaddi tazminat miktarı hesap edilmiş olup belirlenen raporun yasaya uygun olması nedeni ve davacıların ıslah talebi de dikkate alınarak açılan davanın kabulü ile Davacı … yönünden 47.347,32 TL destekten yoksun kalmaya yönelik maddi tazminatın davalı … şirketi yönünden 01/11/2012 tarihinden itibaren ( sigorta poliçe teminatı limiti ile sanırılı olmak üzere) diğer davalılar … ve … yönünden kaza tarihi olan 26/06/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı taraftan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, Davacı … yönünden 50.544,34 TL destekten yoksun kalmaya yönelik maddi tazminatın davalı … şirketi yönünden 01/11/2012 tarihinden itibaren ve sigorta poliçe teminatı limiti ile sanırılı olmak üzere, diğer davalılar … ve … yönünden kaza tarihi olan 26/06/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı taraftan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine karar vermek gerekmiştir.
Davacıların manevi tazminat talebi bakımından dava konusu olayın gelişim biçimi ve tarihi, tarafların ekonomik ve sosyal durumları ile yukarıdaki ilkeler gözetildiğinde; Davacılar vekili davacıların uğranılan manevi zararlarının tazminini de dava etmiştir. Manevi tazminat, mal varlığı dışındaki hukuksal değerlere yapılan saldırılar sonucu meydana gelen eksilmenin giderilmesidir. Hukuksal değerlerde meydana gelen ve para ile ölçülemeyen eksikliklerin doğrudan karşılanmasının imkansızlığı, bunların zarar kavramı dışında tutulması için bir gerekçe olamaz. Manevi zarar karşılığında paraya hükmedilmesi, bu zararın doğrudan giderilmesinin olanaksızlığındandır. Zarar verenden belirli bir meblağın alınarak zarar görene verilmesi suretiyle yaşanılan acıları dindirmek, ruhsal dengeyi sağlamak, böylece zedelenen yaşama sevincini yeniden temin etmek amaçlanmakta olup tarafların sosyal ve ekonomik durumları da dikkate alınarak davacı … için toplam 18.000,00 TL Manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile diğer davalılar … ve … yönünden kaza tarihi olan 26/06/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı taraftan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, Davacı … için 18.000,00 TL’nin Manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile diğer davalılar … ve … yönünden kaza tarihi olan 26/06/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı taraftan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, Davacı … için 11.000,00 TL’nin Manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile diğer davalılar … ve … yönünden kaza tarihi olan 26/06/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı taraftan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
AÇILAN DAVANIN KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,
1-Davacı … yönünden 47.347,32 TL destekten yoksun kalmaya yönelik maddi tazminatın davalı … şirketi yönünden 01/11/2012 tarihinden itibaren ( sigorta poliçe teminatı limiti ile sanırılı olmak üzere) diğer davalılar … ve … yönünden kaza tarihi olan 26/06/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı taraftan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
2-Davacı … yönünden 50.544,34 TL destekten yoksun kalmaya yönelik maddi tazminatın davalı … şirketi yönünden 01/11/2012 tarihinden itibaren ve sigorta poliçe teminatı limiti ile sanırılı olmak üzere, diğer davalılar … ve … yönünden kaza tarihi olan 26/06/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı taraftan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
3-Fazlaya ilişkin istemin reddine
4- Davacı … için toplam 18.000,00 TL Manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile diğer davalılar … ve … yönünden kaza tarihi olan 26/06/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı taraftan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
5-Davacı … için 18.000,00 TL’nin Manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile diğer davalılar … ve … yönünden kaza tarihi olan 26/06/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı taraftan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
6- Davacı … için 11.000,00 TL’nin Manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile diğer davalılar … ve … yönünden kaza tarihi olan 26/06/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı taraftan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
7-Alınması gerekli 9.897,54 TL harçtan peşin alınan 196,02 TL peşin harcın mahsubu ile 9.701,52 TL’nin davalı taraftan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,
8-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince Yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi 10/4 madde gereğince;
A)Kabul edilen maddi tazminat yönünden AAÜT’ne göre hesap edilen 13.249,71-TL avukatlık ücretinin davalılardan alınarak davacılara verilmesine,
B)Kabul edilen manevi tazminat yönünden AAÜT’ne göre hesap edilen 6.910,00-TL olmak üzere avukatlık ücretinin davalılardan alınarak davacılara verilmesine,
C)Reddedilen maddi tazminat miktarı yönünden AAÜT’ne göre hesap edilen 7.219,55-TL avukatlık ücretinin davacılardan alınarak davalılara verilmesine,
D)Reddedilen manevi tazminat miktarı yönünden AAÜT’ 10/4′ göre hesap edilen 2.700,00-TL avukatlık ücretinin davacılardan alınarak davalılara verilmesine,
9-Davacı tarafından sarf olunan 610,55 TL tebligat müzekkere gideri, 900 TL bilirkişi ücreti toplamı ibaret toplam 1.510,55 TL yargılama giderinin kabul-red oranına göre 1.004,05 TL’sinin müteselsilen ve müştereken davalılardan tahsil edilerek davacıya ödenmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
10-Taraflarca yatırılıp harcanmayan masrafın karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı HMK 394/5 ve 341/1 maddesi gereğince tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
12/02/2020

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza

“iş Bu Evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanununun 5. Madde Uyarınca Güvenli Elektronik İmza İle İmzalanmış Olup, 22. Madde Uyarınca Da Islak İmza İle İmzalanmayacaktır.”