Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/424 E. 2021/333 K. 06.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/424
KARAR NO : 2021/333

DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 11/06/2019
KARAR TARİHİ : 06/04/2021
K.YAZIM TARİHİ : 11/05/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesi ile müvekkilinin davalı firmaya bir takım taşıma hizmeti sunduğu, taşıma hizmetleri neticesinde müvekkilinin alacaklarının doğduğu ancak davalı tarafından müvekkilin faturaya konu alacaklarının ödenmediği, bunun üzerine davacı tarafından davalıdan olan alacağının tahsili zımnında Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığı, davalının haksız ve kötü niyetli olarak takibe itirazda bulunduğu, davalının itirazlarının soyut ve hukuki dayanaktan yoksun olduğu iddiası ile davalının haksız ve kötü niyetli olarak icra takibine yaptığı itirazın iptaline ve takibin devamına, takip konusu asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalıya yapılan usulüne uygun tebligata rağmen davalının davaya cevap vermemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dosyamız arasına celp edilen Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklının 27.03.2019 tarihinde 67.931,38 TL asıl alacak 2.177,53 TL faiz olmak üzere toplam 70.108,91 TL fatura ve cari hesap alacağı üzerinden davalı aleyhine ilamsız takip başlattığı, ödeme emrinin borçluya 02.04.2019 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 09.04.2019 tarihinde süresi içinde ödeme emrine, yetkiye, borca ve borcun tüm ferilerine borçlu olmadığı gerekçesi ile itiraz ettiği, İcra ve İflas Kanunu’nun 67. maddesi gereğince icra müdürlüğünce takibin durdurulduğu görülmüştür.
Davalının icra dosyasının yetkisine yapmış olduğu itirazının, 6100 sayılı HMK’nın 10. maddesinde “Sözleşmeden doğan davalar sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde açılabilir.” hükmünün düzenlendiği, sözleşmenin ifa yerinin belirlenmesinde 6098 sayılı TBK’nın 89. maddesindeki düzenlemenin gözönüne alınacağı ve söz konusu maddenin 1/1 numaralı bendinde “para borçlarının, alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde” ifa edileceğinin düzenlendiği; davacı alacaklının itirazın iptali davasını ikametgahının (…/…) bulunduğu; davacının icra takibini Bakırköy İcra Dairesi’nde başlatmasında usule aykırılık bulunmadığından reddine karar verilmiştir.
Dosyaya sunulan 21/11/2019 tarihli bilirkişi SMMM … tarafından düzenlenen raporda; tarafların ticari defterleri üzerinde inceleme yapılmasına karar verilmesine karşın davalının ticari defterlerini ibraz etmemesi üzerine sadece davacı şirket ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılmış; davacı şirketin ticari defterlerinin sahibi lehine delil niteliği taşıdığı; davacının davalıdan icra takip tarihi olan 27/03/2019 tarihi itibariyle 67.931,38 TL cari hesap alacağının bulunduğu; davalının takip tarihi itibariyle temerrüte düşürüldüğü kanaatine varılmıştır.
Huzurda görülen dava itirazın iptali davası olup, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan normal bir eda davasıdır.
Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde vereceği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi davanın kabulü halinde borçlu da alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır. Bu nedenle mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Yasal dayanağını İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67. maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 09/04/2019 Tarih, 2017/5059 Esas, 2019/2363 Karar sayılı ilamına göre;
“İlk derece mahkemesince davacının takip dayanağı yaptığı fatura örnekleri davalının bağlı olduğu Vergi Dairesi Müdürlüğüne gönderilerek bu faturaların davalı tarafından 2017 yılı BA (Büyük Alış) formunda vergi dairesine bildirilip bildirilmediği ve bildirilmiş ise sonradan verilen düzeltme beyanı ile bildirimden çıkartılıp çıkartılmadığının sorulması gerekir. Bir satım faturasının alıcı ticari defterlerine kaydedilmesi halinde sonradan bu kayıt silinse dahi malın teslim alındığına karine olduğu gibi satım faturası BA formu ile vergi dairesine bildirilirse sonradan düzeltme yapılsa da malın teslim alındığına karinedir. Şayet bu araştırma sonucunda takip konusu faturaların davalının BA (Büyük Alış) formunda yer almadığı anlaşılırsa bu kere bu faturalara konu malların davalıya teslimine ilişkin üzerinde teslim alan isim ve imzası bulunan irsaliyeler yönünden davalının isticvap edilip, teslim alan imzalarının kendisine ya da çalışanına ait olduğunun kabul edilmemesi halinde imza ve sair incelemeler yapılarak karar verilmesi gerekmektedir.”
Dosyada ve tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacının, fatura alacağından kaynaklı davalı aleyhine başlattığı icra takibine davalının itirazı sonucunda işbu davayı açtığı görülmüştür. Tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda uyuşmazlık konusunun çözümü için tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş; davalının ticari defterlerini sunmaması üzerine sadece davacı şirket ticari defterleri üzerinde inceleme yapılmış; raporda davacının davalından icra takip tarihi olan 27/03/2019 tarihi itibariyle 67.931,38 TL cari hesap alacağının bulunduğu; davalının takip tarihi itibariyle temerrüte düşürüldüğü belirtilmiş; davacı tarafından davalıya elektronik ortamda düzenlenerek gönderilen e-faturalar dosyamıza sunulmuş; e-faturalarda hizmet türü yurtiçi taşıma hizmeti olarak belirtilmiş; fatura içeriği hizmetin ifa edilip edilmediği hususunda davalı şirketin isticvabına karar verilmiş; usulüne uygun olarak tebliğ edilen isticvap davetiyesine rağmen davalı şirket yetkilisinin duruşmaya gelmediği ve geçerli bir mazeret de bildirmediği anlaşılmakla davacı tarafından takip konusu yapılan fatura içeriğ yurtiçi taşıma hizmetinin ifa edildiğinin kabulü ile hüküm kurmaya ve denetime elverişli olarak düzenlenen bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne karar verilerek alacağın likit olması gözetilerek icra inkar tazminatına hükmedilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- AÇILAN DAVANIN KABULÜ ile davalının Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında yapmış olduğu itirazın 67.931,38 TL üzerinden İPTALİNE; takip tarihinden itibaren asıl alacağa davacının talebi aşılmamak üzere 3095 sayılı Kanunun 2/2.maddesi uyarıca değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle TAKİBİN DEVAMINA,
2-Alacağın likit olması nedeni ile asıl alacağın %20 si oranında (13.586,28 TL) icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3- Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan ve tahsili gereken 4.640,39 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 809,56 TL nispi harçtan mahsubu ile bakiye 3.830,83 TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından sarf olunan (800,00 TL bilirkişi ücreti + 176,10 TL posta/tebligat/ müzekkere/talimattan ibaret) 976,10 TL yargılama giderinin davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine,
5- Davacı tarafından yatırılan 44,40 TL başvurma harcı ve 809,56 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6- Davalı tarafından sarf olunmuş yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar tesisine yer olmadığına,
7- Sarf olunmayan delil/gider avanslarının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
8- Kendisini vekil ile temsil ettiren davacı taraf lehine yürürlükte bulunan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/2. maddesi gereğince takdir olunan 9.631,08 TL vekalet ücretinin davalı taraftan tahsil edilerek davacı tarafa ödenmesine,
9- 6235 sayılı Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesinin 13. fıkrası uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve yargılama giderinden sayılan Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davalıdan tahsili ile Hazineye İRAT KAYDINA,
Dair; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341. ile 360. madde hükümleri uyarınca mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne; davalının yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
06/04/2021

Katip …
☪e-imzalıdır.☪

Hakim …
☪e-imzalıdır.☪

“İŞ BU EVRAK 5070 SAYILI ELEKTRONİK İMZA KANUNUNUN 5. MADDE UYARINCA GÜVENLİ ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, 22. MADDE UYARINCA DA ISLAK İMZA İLE İMZALANMAYACAKTIR.