Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/389 E. 2020/103 K. 07.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/389 Esas
KARAR NO : 2020/103

DAVA : Alacak (Alım Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/10/2018
KARAR TARİHİ : 07/02/2020
K. YAZIM TARİHİ : 13/02/2020
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Alım Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Kars Asliye Ticaret Mahkemesi’ne ibraz ettiği dava dilekçesi ve duruş- madaki beyanlarında özetle; müvekkilinin 29/01/2018 tarihinde davalı firma ile yaptığı sözleşme gereğince 1 adet APM-60 Cinsi sıfır makinenin 13.000,00$ (USD) + KDV bedelle ve 2yıl garantili olarak davalı tarafından davacıya satışı hususunda anlaşmaya varıldığını, söz konusu makinenin 02/02/2018 tarihli …. Seri nolu fatura ile 13/03/2018 tarihinde İstanbul’dan nakliye ile gönde- rildiğini ve 17/03/2018 tarihinde müvekkili tarafından teslim alındığını, ancak ürün teslim alındıktan sonra makinenin ikinci el olduğunun anlaşıldığını, satıcı firmaya Kars …. Noterliği aracılıyla 18/04/ 2018 tarih …. yevmiye nolu ihtarnamenin gönderildiğini, “ürünün yenisi ile değiştirilmesini , aksi durumda ise 13.000.00 USD + KDV bedel ve nakliye ücretinin kendilerine iade edilmesini” talep ettiklerini, söz konusu ayıbın daha önce müvekkili tarafından teşhirdeki ürünü incelemek ve maki- nenin nasıl çalıştığını öğrenmek için çekilen video görüntülerindeki makine seri numaraları ve makinedeki izlerin aynı olması nedeniyle fark edildiğini, ayrıca makine full kapasite çalıştırıldıktan sonra kâğıt sıkıştırmaları , tabanda akıtma ve bardak dudak kıvırmalarında kırılmalar oluştuğunu, tüm bu hususlara rağmen satıcı firmanın talepleri yerine getirmediğini, ürünün iadesini ve yenisi ile değişi- mini kabul etmediğini, garanti kapsamında bulunan yükümlülüklerini de ihlal ettiğini, müvekkilinin iadeye ilişkin ihbar ve bildirimleri sür
gönderildiğini ve kurulumu yapılan makinenin düzgün bir şekilde çalıştığını, bu haliyle alıcıya teslim edildiğini, daha sonra 28/04/2018 tarihli ihtarname ile makinadan memnun olma- dıklarını ve makinanın ikinci el olduğu ididasıyla aynen değişim veya bedel ve nakliye giderinin iade- sinin istendiği belirtilmiş ise de, davalıya böyle bir ihtarname tebliğ edilmediğini, bu husustan dosyaya vekaletname sunulduğunda haberdar olunduğunu, TTK’nın ticari satış ve mal değişimi hükümleri başlıklı 23. maddesinde belirtildiği üzere aynı maddenin c bendinde malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı 2 gün içinde durumu satıcıya ihbar etmesi gerektiğini, açıkça belli de- ğilse 8 gün içerisinde incelemek veya incelettirmekle ve bu incelemenin sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa haklarını korumak için bu durumu satıcıya ihbarla yükümlü olduğunu, dava- cıya teslim edilen üründe herhangi bir ayıp tespit edilmediğini, alıcı durumundaki davacı tarafından ayıba ilişkin herhangi bir mahkeme tespit kararı sunulmadığı gibi, teknik bir inceleme dahi yaptırıl- madığını, davacının dava konusu ürünün ayıplı olduğuna dair itirazını süresinde ileri sürmek zorunda olduğunu, TBK 223. maddesindeki genel tespitlerin bu dava özelinde uygulanamayacağını, davacı tarafın ürünün garantisine ilişkin iddialarını da kabul etmediklerini, müvekkili şirketin sözleşmeden kaynaklanan bütün sorumluluklarını yerine getirdiğini, ayrıca davacı tarafın bu ürünü gerektiği gibi kullandığını, satın alma ve teslimden 10 ay sonra kötü niyetle işbu davayı ikame ettiğini, müvek- kilinin yerleşim yeri itibariyle davanın Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemeleri’nde görülmesi gerektiğini beyanla davanın reddini savunmuştur.
Dava, ayıp nedeniyle satış sözleşmesinden dönme, ayıplı ürünün ve ödenen bedelin iadesi talebine ilişkindir.
Kars … Asliye Ticaret Mahkemesi’nce yapılan değerlendirme sonucu tesis olunan …. Esas, …. karar nolu 14/03/2019 tarihli ilamda; ”6100 sayılı HMK’nın 6. maddesi gereğince genel yetkili mahkemenin davalının yerleşim yeri mahkemesinin olduğu, Zeytinburnu İstanbul adresinde ticaret sicile kayıtlı olan davalının süresi içinde yetki itirazında bulunduğu gözetilerek, yetki itirazının kabulüne” karar verilmiş, davacı vekilinin yasal süre içinde başvurusu üzerine dosya tevzien mahkememiz esasına kaydedilmiştir.
Her ne kadar iş bu dava mahkememizde ikame edilmiş ise de;
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlen- dikten sonra anılan kanunun 5.maddesinde Ticaret Mahkemeleri’nin kuruluşu ve hangi mahkemelerin Ticaret Mahkemesi sıfatıyla bakacağı belirlendikten sonra Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki- nin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayıl- mıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işlet- mesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Somut olayda; uyuşmazlığın alım satım sözleşmesinden kaynaklandığı, davalı taraf tacir sıfatını taşımakta ise de, davacının ticaret sicile kaydının bulunmadığı ve Kars Esnaf ve Sanatkârlar Odası’na kayıtlı olduğu, celp olunan vergi dairesi kayıtlarına göre davacının işletme hesabına tabi ikinci sınıf tüccar olduğu, bilanço esasına tabi olmadığı ve tacir sıfatını taşımadığı, ticari davalardan sayılmayan iş bu uyuşmazlığın çözümünde mahkememizin görevli olmadığı , Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğu, kamu düzeninden sayılan mahkemenin görevi hususunun HMK 114/1-c md de dava şartları arasında düzenlendiği, taraflarca ileri sürülmese bile yargılamanın her aşamasında mahkemece re’sen gözetilmesi gerektiği dikkate alınarak göreve ilişkin dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilip aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1- Göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle, HMK 114/1-c ve 115/2 md gereğince DAVANIN USULDEN REDDİNE, Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğuna,
2-6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahke- memize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmeleri gerektiğinin, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına,
3-HMK’nun 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesi’ne tevzi edilmek üzere Bakırköy Hukuk Mahkemeleri Tevzi Müdürlüğü’ne gönderilmesine,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlen- dirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin ihtarına,
5- Yargılama gideri ve harçların nihai karar ile birlikte değerlendirilmesine dair,

5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/02/2020

Katip …

Hakim …