Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/377 E. 2019/1180 K. 06.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/377 Esas
KARAR NO : 2019/1180

DAVA : Menfi Tespit (Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/05/2019
KARAR TARİHİ : 06/12/2019
K. YAZIM TARİHİ : 30/12/2019
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; davalı … Satış A.Ş. Firması’nın kendisinden abonelik sözleşmesine dayalı olarak bir miktar alacak talebinde bulunduğunu, ancak davalı ile kendisi arasında hukuki geçerliliği bulunan bir abonelik sözleşmesi bulunmadığını, alacak dayanağı sözleşmenin daha önce çalıştığı iş yerinde bulunan …. tarafından kendisine ait kimlik bilgileri kullanılarak ve kendisi adına sahte imza atılarak imzalan- dığını, buna rağmen söz konusu borcun kapanması için 2002 ve en son 16/06/2004 tarihinde öde- mede bulunduğunu, en son kurum yetkilisi Kasım Kılıç tarafından kendisine dekont verildiğini ve artık borcunun olmadığının, borcun kapandığının söylendiğini, kuruma ait sayacın sökülmesi husu- sunda defalarca iş arkadaşı … ile müracaatta bulunduğunu, süreklilik gösteren kurum ziyaretleri rahatsız edici boyuta varınca tarafına ” biz gerekeni yapacağız, sayacı söktüreceğiz, gelip gitmenize gerek yok ,bundan sonra mağduriyet yaşamayacaksınız ” denildiğini, 2013 yılında kurum tarafından yine borç çıkarıldğını ve mağdur edildiğini, kurumun yaptığı müracaatı göz ardı ederek sayacı kaldırmadığını,borcu büyüterek kötü niyetle tahsil talebinde bulunduğunu, söz konusu borçla ilgili olarak Bakırköy …. Sulh Hukuk Mahkemesi’nde … E. Sayılı menfi tespit davasını açtı- ğını, bu dosya üzerinden görevsizlik kararı verilerek dosyanın Bakırköy …. Asliye Hukuk Mahke- mesi’ne gönderildiğini, Bakırköy …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce de aboneliğin ticarethaneye ait olduğundan bahisle davanın usulden reddine, talep halinde dosyanın Bakırköy Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verildiğini , en son yasal süre içinde müracaat yokluğundan davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğini, yargılama safahatı içinde mahkemelerin yetkili mahkemenin hangisi olduğu konusunda çelişkili davranarak davanın gereksiz yere uzamasına sebe- biyet verdiğini , tebligat zamanında kendisine uluşmadığından daha önce verilen kararlara itiraz ede- mediğini beyanla davalı tarafa borçlu olmadığının tespitini, yargılama gideri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yüklenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde özetle ;müvekkil şirketin merkezinin bulunduğu ” …. Caddesi No:… …. /…” adresi itibariyle yetkili mahkemenin …./ …. mahkemeleri olduğunu, davacının davacı dilekçesinde …. A.Ş. firmasınca aboneliği olmadan borç çıkartıldığından bahsettiğini, bu şirketin tüzel kişiliğinin bir şirket olan “…. Satış A.Ş.” olduğunu, söz konusu alacağın müvekkili şirketle ilgisi bulunmadığını, davacı adına olan abonelikteki otomatik dönem tahakkuklarına ilişkin olduğunu, dava dilekçesinde …. şeklinde bir şirket davalı olarak gösterilmiş ise de böyle bir şirketin bulunmadığını, … A.Ş. ve …. Satış A.Ş. ünvanlı iki ayrı şirketin bulunduğunu, bu nedenle davanın husumetten de reddinin reddini, cevap dilekçesi ekinde bulunan ve dava dışı perakende şirketten temin edilip 3.Bölge Müdürlüğü’nce kendilerine ulaştırılan abonelik dosyasından davacı adına abonelik yapıldığının anlaşıldığını, dava- cının tahakkuk eden dönem faturalarını ödemekle mükellef olduğunu beyanla davanın reddini savun- muştur.
Davalı şirket vekili 24/07/2019 tarihli dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; ” dava konusu faturaların tahsil ve takip işlemlerinin …Satış A.Ş. tarafından yürütüldüğünü ” beyanla davanın söz konusu şirkete ihbarını talep etmiştir.
İhbar olunan …Satış A.Ş. vekilinin 19/08/2019 tarihli dilekçesinde özetle ;dava konusu ihtilafın … tesisat numaralı, sözleşmesel durumdaki tesisatta (Ek-1), 05/2005 dönemine ait 30/05/2005 son ödeme tarihli 504,60TL, 12/2005 dönemine ait 28/12/ 2005 son ödeme tarihli 58,60TL ile 07/2006 dönemine ait 13/07/2006 son ödeme tarihli 694,90TL bedelli faturaların (EK-2) ödenmemesinden kaynaklandığını, temerrüde düşen borçluya karşı 02/10/ 2017 tarihinde İstanbul … İcra Müdürlüğü’ nün … E. Sayılı dosyasından takip başlatıl- dığını, davacının ‘abonelik olmadan borç çıkarıldığını, aboneliğin müteveffa … tarafından sahte imza ile yapıldığını’ iddia ettiğini, ancak müvekkil şirket nezdinde bulunan sözleşme ile eki ikametgah belgesi, nüfus cüzdanı fotokopisi dilekçe ekinde sunulduğunu, tüm belgelerin 3. Bir kişi tarafından temin edilerek müvekkil şirkete sözleşmesi sırasında ibraz edilmesinin davacının iddiaları ile çeliştiğini, imzanın sahteliği hususunun ispata muhtaç bilgi olduğunu, davacı tarafça, borcun 2002 ve en son 16/06/2004 yıllarında ödendiği, kurumda yetkili kişi tarafından borcunun kalmadığının bil- dirildiğini, sayacının sökülmesi için defaten kuruma başvurduğu belirtmiş ise de tüm bu iddialarına ilişkin belgeleri sunmadığını, Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği’nin 24. Maddesi ge- reğince sözleşmesinin sona erdirilmesi usulünün belirlendiğini, bu maddeye göre davacının ilgili mahalden ayrılırken aboneliğini sonlandırması gerektiğini, davacının aboneliğini 31/08/2006 tari- hinde sonlandırıldığını, aynı maddenin 5. bendi gereğince de borçtan sorumlu olduğunu, ayrıca davacı ile davalı şirket arasında Perakende Satış Sözleşmesinin bulunduğunu, bu sözleşmenin “Genel Hü- kümler” başlıklı 2. maddesinde: “FATURA VE ÖDEME: …. A.Ş.’ nce tayin edilen her okuma dönemindeki tüketime göre aboneye fatura sunulur. Fatura üzerinde belirtilen süre içinde abone, bu fatura bedelin ödemediği takdirde ….. A.Ş. tarafından abonenin elektriği kesilir. Elektriğin kesiminden itibaren abone otuz gün içinde borçlarını ödeyerek ceryan açtırma işlemini yaptırmadığı takdirde abone hesabı tasfiye edilir ve bu sözleşme yürürlükten kalkar. Ayrıca …. A.Ş. alacağı yasal yollardan takip ve tahsil eder. Bunun dışında süresinde ödenmeyen fatura bedellerini abone, gecikme cezası ile birlikte ödemeyi peşinen kabul eder.” maddesine yer verildiğini, sözleşme kapsamında davacının sözleşme hükmüne aykırı davrandığını, tahakkuk eden enerji bedelini ödemediğinden müvekkil şirket tarafından da bu maddeye uygun olarak fatura bedelinin tahsili yoluna gidilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığını, aboneliğini sona erdirmesi gerektiğini, aksi taktirde de ilgili aboneliğe ilişkin daha sonra doğacak bütün sorum- luluğun davacıya ait olduğunu beyanla HMK 66. Md gereğince davalı yanında davaya katılmalarına karar verilmesini ,yargılama sonunda davanın reddini,yargılama gideri ile vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
Dava, abonelik sözleşmesinden kaynaklanan menfi tespit talebine ilişkindir.
Dava konusu uyuşmazlık; davacının dava konusu abonelik sözleşmesi nedeniyle davalıya borçlu olup olmadığı , borcun varlığı ve miktarı hususunda toplanmaktadır.
Her ne kadar davacı tarafından davalı aleyhine , mahkememizde iş bu menfi tespit davası açılmış ise de ;
6100 sayılı HMK’nın 114/1. md. de dava şartları tahdidi olarak sayıldıktan sonra 2.fıkrada “Diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır.” denilmiştir.
HMK’nun 115 nci maddesinde ise ” (1) Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler.(2) Mahkeme,dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.” şeklinde düzenleme yapılmıştır.
7155 sayılı Kanun’un 20 nci maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklenen 5/A md ile bu Kanun’un 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak belirtilmiş,Asliye Ticaret Mahkemelerinde görülecek olan bazı davalarda,dava açılmadan önce arabulucuya başvurulması dava şartı hâline getirilmiştir.
Yine 7155 sayılı Yasa ile değişik 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanu- nu’nun 18/A maddesi hükmünde “Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden redde- dileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir.Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” şeklinde düzenleme yapılmıştır.
Davacı vekilinin menfi tespit talebiyle açtığı işbu davada; dava konusunun bir miktar paranın ödenmesine ilişkin olduğu ve davacı vekilinin dava açmadan önce arabulucuya başvurduğuna ilişkin herhangi bir belge sunmadığı gibi böyle bir iddiasının da bulunmadığı anlaşılmış olmakla, 7155 Sayılı yasa ile değişik 6102 Sayılı TTK’nun 5/A ve aynı sayılı yasa ile değişik 6325 Sayılı Kanunun 18/A maddesinin birinci fıkrası uyarınca arabuluculuğa başvurulmasına ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle üzere;

1-HMK 114/2 ve 115/2 md gereğince, “arabulucuya başvuru”ya ilişkin dava şartının noksan- lığı nedeniyle DAVANIN USULDEN REDDİNE,

2-Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan 44,40 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 73,74 TL harçtan mahsubu ile Hazine’ye irat kaydına , bakiye 29,34 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,

3-Davacı tarafından sarf olunan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından sarf olunmuş yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar tesisine yer olmadığına,
Sarf olunmayan delil/gider avanslarının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,

4-Kendisini vekil ile temsil ettiren davalı lehine red olunan dava değerine göre hüküm tari- hinde yürürlükte bulunan Av. Kan. ve AAÜT gereğince takdir olunan 2.725,00 TL vekalet ücre- tinin davacıdan tahsil edilerek davalı tarafa ödenmesine dair,

5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve …. sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri gereğince,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı ile davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen an- latıldı. 06/12/2019

Katip …

Hakim …