Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/364 E. 2020/618 K. 07.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/364 Esas
KARAR NO : 2020/618

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/05/2019
KARAR TARİHİ : 07/10/2020
K.YAZIM TARİHİ : 22/11/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP: Davacı vekilinin 21.05.2019 tarihindeki dava dilekçesinde özetle; “Müvekkili şirketin borçlu şirketten olan 20.11.2018 tarihli 174.371,59 TL tutarında cari hesap alacağının tahsil edilememesi üzerine borçlu şirket aleyhine Bakırköy …. İcra Dairesi …. Esas numaralı dosyası nezdinde icra takibi başlatılarak borçlu şirkete ödeme emri gönderildiğini, borçlu şirketin 27.12.2018 tarihinde icra dosyasına sunmuş olduğu itiraz dilekçesinde alacaklı olan müvekkile herhangi bir borcunun olmadığını ileri sürerek takibe konu olan borcun tamamına, faiz ve tüm ferilerine itiraz ettiğini, Davalı ile müvekkilin sözleşme ilişkisi içerisine girerek, inşaatlarında kullanmak üzere …. beton İşletmelerinden gaz beton almakta olduğunu, müvekkilin davalıya bir miktar avans ödediğini, davalı da verdiği malların karşılığım cari hesaptan düşmek suretiyle ticaretin devam ettiğini, 01.06.2018 tarihinde müvekkilin davalı elindeki avansı 430.052,82 TL iken 20.11.2018 tarihine kadar ticaretin devam ettiğini, cari hesap bakiyesi 174.371,59 TL’yi gördüğünde ise davalının müvekkile mal vermeyi durdurduğunu, Uyuşmazlık konusu davalı tarafin mal teslim etmemesi noktasında değil, cari hesaptan bakiye kalan para borcunu ödememesi etrafında toplandığını, Türk Borçlar Kanunu madde 89 da “Para borçları alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ifa edilir.” demek suretiyle somut olayda ifa yerini ve yetkili mahkemeleri Bakırköy olarak belirlediğini, Bu sebeple davalının yetki itirazının da öncelikle kaldırılmasını, borca, faize, ferilerine ve yetkiye itirazın iptali ile takibin asıl alacak, faiz ve fer’ileri ile birlikte devamım, davalı borçlunun %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde davacıya cari hesap nedeni ile borçlu olmadıklarını, kendilerine bu nedenle bir talepte bulunulmadığını, temerrüde düşürülmediklerini, icra takibine kötüniyetle itiraz olmadığından bahisle davanın esastan reddine , ica inkar tazminat taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Taraflara duruşma gün ve saati usulüne uygun tebliğ edilmiştir.
Dosyaya sunulan 12/11/2019 tarihli bilirkişi raporunda: Davacı ve davalı tarafların incelenen 2016, 2017 ve 2018 yıllarına ait ticari defterinin açılış tasdikinin yasal süresinde TTK hükümlerine göre usulüne uygun olarak tasdik edildiği, alacağı oluşturan faturaların yasal süresinde ticari defterlere kaydedildiği, Davacı tarafından yapılan takip talebinde 21.12.2018 tarihi itibariyle davalı yandan 174.371,59 TL asıl alacak ve 2.887,88 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 177.259,47 TL alacaklı olduğu, Davalı şirketin davacı yana borcunun aynı miktar olduğu ve hesap farkının bulunmadığı hususlarının, tespit edildiği anlaşılmıştır.
Dava İtirazın iptali davası olıup, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan normal bir eda davasıdır.
Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde verdiği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi davanın kabulü halinde borçlu da alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır. Bu nedenle mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Yasal dayanağını İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67.maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Yargıtay’a göre; “Likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ise; ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Bu koşullar yoksa, likit bir alacaktan söz edilemez”(HGK. 14.07.2010 gün ve 2010/19-376 E, 2010/397 K, HGK, Y.HGK. 17.10.2012 gün ve 2012/9-838 E, 2012/715 K).
Taraf beyanları, dosyada mevcut bilgi belgeler, bilirkişi raporları ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı cari hesap alacağı nedeni ile icra takibi başlatmış olup, bu kapsamda yapılan ticari defterlerin incelenmesinde her iki tarafında defterlerinin usulüne uygun olduğu ve birbirini doğrular nitelikte olduğu anlaşılmakla bu kapsamda 12/11/2019 tarihli bilirkişi raporundaki tespitler de dikkate alınarak asıl alacak bakımından davanın kabulüne karar verilmiş ise de davalının talibe konu alacak nedeni ile temerrüde düşürülmemiş olması nedeni ile takip talebi ile talep edilen faiz alacağının haksız olduğu anlaşılmakla açılan davanın kısmen kabulü ile davalı borçlunun davalının Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında yapmış oldukları itirazın asıl alacak yönünden iptaline, takip tarihinden itibaren asıl alacağa davacının talebi aşılmamak üzere 3095 sayılı kanunun 2/2.maddesi uyarıca değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle takibin devamına, alacağın likit bir alacak olmakla ve itirazın haksızlığı anlaşıldığından İİK 67//2 madde ve fıkrasına göre % 20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacı yana ödenmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
AÇILAN DAVANIN KISMEN KABULÜNE,
1-Davalının Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı takip dosyasında yapmış oldukları itirazın asıl alacak yönünden İPTALİNE, takip tarihinden itibaren asıl alacağa davacının talebi aşılmamak üzere 3095 sayılı Kanunun 2/2.maddesi uyarıca değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle TAKİBİN DEVAMINA,
2- Likit alacağa vaki haksız itirazı ile takibin durmasına sebebiyet veren davalı/ borçlunun hüküm altına alınan alacağın % 20’si oranında icra/inkar tazminatı ile MAHKUMİYETİNE,
3- Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
4-Alınması gerekli 11.911,32 TL harçtan peşin alınan 2.191,65 TL harcın mahsubu ile 9.719,67‬ TL bakiye harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince 20.515,30-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince 2.887,88-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yatırılan 2.191,65 TL harç, 272,00 TL tebligat müzekkere gideri, 700,00 TL bilirkişi ücreti toplamı 3.143,65‬ TL’nin kabul ve red oranı göz önüne alındığında 3.080,77 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye 62,88 TL’nin davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Taraflarca yatırılıp harcanmayan masrafın karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı HMK 394/5 ve 341/1 maddesi gereğince tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 07/10/2020

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı