Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/352 E. 2021/1128 K. 30.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/352 Esas
KARAR NO : 2021/1128

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/05/2019
KARAR TARİHİ : 30/11/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 30/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili davacı şirketin taşıma ve lojistik hizmeti verdiğini, davalı şirket ile ticari ilişkilerinin bulunduğu, bu kapsamda davalı tarafa verilen taşıma hizmeti sonucunda fatura düzenlendiği, cari hesap ilişkisi kapsamında davalı tarafın ödemelerde bulunduğunu, davalı tarafın faturalara itirazlarının bulunmadığını ancak, hiçbir faturayı vadesinde ödemediğini, bu hususu davalı tarafa Beyoğlu … Noterliği’nin 10.10.2018 tarih ve …. yevmiye no’lu ihtarnamesi ile ödenmeyen faturaların 2. İş günü içerisinde ödenmesinin talep edildiği, alacağın tahsil edilememesi nedeniyle davalı aleyhine Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün …. E. Sayılı dosyasından ödenmeyen faturalar ve cari hesaba dayanarak ilamsız takip yapıldığı, davalı tarafın 30.10.2018 tarihinde haksız olarak borcun tamamına, faize, faiz oranına tüm ferilere itiraz ettiği, vaki itiraz sonucu takibin durduğunu, icra takibinin dayanağının 29.07.2018 vade tarihli 1.550,00 Euro bedeli fatura, 09.07.2018 vade tarihli 1.460,00 Furo bedelli fatura, ve 27.07.2018 vade tarihi 1.600,00 Euro bedelli faturalar olup, davalı tarafın 30.05.2018 tarihinde davalı tarafa gönderildiği, davalı tarafın herhangi bir itirazının bulunmadığı, faturaları defterlerine kayıtladığı, TTK 23/2 bendince 8. Gün içerisinde itiraz edilmeyen faturaların kabul edilmiş sayılacağı, İcra takip tarihinde davalı tarafın cari hesap borcunun 4.610,00 Euro olduğu, davalının icra tarihinden sonra haricen kısmi ödemeler yaptığı, dava tarihi itibarı ile güncel bakiye borcunun: 1.653,36 EURO olduğu, alacağın likit olduğu, arabuluculuk girişiminden de sonuç alınamadığını, açıklanan nedenlerle davanın kabulü ile Bakırköy ….. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, davalı-borçlu aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine ve yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmişlerdir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; Davacı tarafın alacaklı olduğu iddiası ile icra takibi ve itirazın iptali davası açtığı, iddialarının gerçek dışı olduğu ve davanın reddinin gerekeceği, davacı tarafın icra takibine, borcun olmadığı nedeniyle itiraz ettiklerini, davacı tarafın, defter ve belgelerin incelendiğinde davalı tarafın borçlu olduğunun otaya çıkacağı iddialarını kabul etmediklerini, zira borçlarının bulunmadığını, nihayetinde Müvekkili şirket aleyhine davacı tarafından açılan haksız davanın reddi ile kötü niyetli davacı yana %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile masrafların ve ücreti vekaletin davacı yan üzerine bırakılmasını talep etmişlerdir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Dosyamız arasına celp edilen Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; Davacı alacaklının 24.10.2018 tarihinde 4.610 Euro fatura ve cari hesap alacağı dayanak gösterilmek suretiyle davalı aleyhine ilamsız icra takibi yaptığı, ödeme emrinin borçluya 26.10.2018 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 30/10/2018 tarihinde ve süresi içerisinde borca ve ferilerine itiraz dilekçesi sunduğu görüldü.
Mahkememizce her ne kadar 09/10/2018 tarihli rapordan önce başka bir bilirkişiden rapor alınmış ise de dosyada mübrez 13/11/2020 tarihli raporun incelenmesinden raporun tekniğine uygun ve denetime elverişli olmadığının ve bu hali ile hükme esas alınmasının mümkün olmadığının tespiti ile HMK’nın 281. maddesinin 3. fıkrası düzenlemesi uyarınca gerçeğin ortaya çıkması için mahkememizce yeni bir bilirkişi görevlendirilmiştir.
Dosyaya sunulan 09/10/2018 tarihli bilirkişi SMMM … tarafından düzenlenen raporda; Davacı tarafın dava konusu döneme ait 2018 ve 2019 hesap yılı defterlerinin usulüne uygun, birbirini doğrular şekilde faturaları ile uyumlu tutulduğu, Yevmiye, Defteri kebir defterlerinin berat ve Mali Mühürlerinin süresinde alındığı, Envanter defterinin noter açılış ve onayının süresi içinde usulüne uygun yapıldığı, mevcut hali ile HMK 222 Madde ve 6102 s. TTK 64/3 uyarınca davacı taraf defterlerinin sahibi lehine delil niteliğinin sayın Mahkemenin takdirinde olduğu, Takip ve dava konusu faturaların davacı şirketin yasal ticari defterlerine kayıtlı olduğu, fatura ve muhteviyatına veya bedeline davalı tarafından herhangi bir itiraz yapılmadığı, T.T.K 23/3 mad. göre 8 gün içinde itiraz edilmeyen faturaların kabul edilmiş sayıldığı, davalı itirazının borca olduğu, ancak borcun ödendiği veya kapalıldığına dair dava dosyasına bu yönde somut bir delil sunmadığı, Davacı tarafın Bs formlarını süresinde Vergi dairelerine verdiği, Davacının incelenen ticari defterlerine göre; İcra takip tarihi itibarıyla (24.10.2018) tarihi itibarıyla davalı taraftan (4.610 EURO) 34.780,48 TI alacaklı olduğu, ve dava tarihi itibarı ile (16.05.2019) davacı tarafın davalı taraftan: 10.995,84TL (1.653,36 EURO) alacaklı olduğunun tespit edildiği, Taraflar arasında cari hesap ve Ba/Bs Mutabakatının dosyaya sunulmadığı, icra tarihinden itibaren davalı tarafından davacıya yapılmış herhangi bir ödeme kaydı bulunmadığı, her ne kadar Sayın Mahkemenin 15.06.2021 tarihli duruşmasında“Alacağın Kur Farkından kaynaklı olduğu değerlendirilerek, her bir faturanın vade tarihi ile ödeme tarihi belirtilmek suretiyle kur farkı alacağının oluşup oluşmadığı” nın tespit edilmesi yönünde tespitte bulunulmuş ise de, incelenen davacı taraf defter ve belgelerinde dönemler itibarı ile her iki tarafın Borcuna/Alacağına kur değerlemesi yapılarak fatura ve ödemeler kapsamında kur farkı tahakkuku yapılmadığından bu yönde tablo oluşturulmadığı, 2018 yılının muhtelif tarihlerinde kur değerlemesi tahakkuku düzenlenerek davalı tarafın alacağına kayıt edildiği tespit edilmiş olup, kur farkından söz edilemeyeceği belirtilmiştir.
Huzurda görülen dava itirazın iptali davası olup, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan normal bir eda davasıdır.
Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde vereceği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi davanın kabulü halinde borçlu da alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır. Bu nedenle mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Yasal dayanağını İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67. maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Dosyada ve tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacının, fatura ve cari hesap alacağından kaynaklı davalı aleyhine başlattığı icra takibine davalının itirazı sonucunda işbu davayı açtığı görülmüştür. Tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda uyuşmazlık konusunun çözümü için tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş olmasına rağmen davalı tarafından verilen kesin süreye rağmen inceleme gününde defterlerini sunmadığı gibi yerinde inceleme de talep etmediğinden sadece davacının defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmış, yapılan incelemede davacının ticari defterlerinin sahipleri lehine delil niteliğinin bulunduğu, davacının ticari defterlerine göre davacının takip tarihi itibariyle 4.610 EURO, dava tarihi itibariyle ise 1.653,36 EURO alacaklı olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir. Hüküm kurmaya ve denetime elverişli olarak düzenlendiği kabul edilen 09/10/2018 tarihli bilirkişi raporu ve davalının usulüne uygun ve süresinde kendisine tebliğ edilen faturalara itiraz etmemesi ve takip konusu malların kendisine teslim edilmediğine ilişkin bir itirazının bulunmaması ve bu faturalara ilişkin ödeme yaptığına ilişkin herhangi bir dekont ya da belge de sunmadığı değerlendirilerek davanın kabulü ile alacağın likit olması da gözetilerek davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesine ve şartları oluşmayan davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-AÇILAN DAVANIN KABULÜ ile davalının Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında yapmış olduğu itirazın 1.653,36 EURO asıl alacak yönünden İPTALİ ile takip tarihinden itibaren asıl alacağa davacının talebi aşılmamak üzere 3095 sayılı Kanunun 4/a maddesi uyarınca Kamu Bankalarının aynı yabancı para türünden 1 yıl süreli mevduata uyguladıkları en yüksek faiz oranı uygulanmak suretiyle TAKİBİN DEVAMINA,
2- Alacağın likit olması nedeni ile davacının icra inkar tazminatı talebinin KABULÜ ile 2.196,48 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3- Şartları oluşmayan davalının kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE,
4- Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan ve tahsili gereken 768,33 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 44,40 TL nispi harçtan mahsubu ile bakiye 723,93 TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
5- Davacı tarafından sarf olunan (1.600,00 TL bilirkişi ücreti + 109,70 TL posta/tebligat/müzekkere/talimattan ibaret) 1.709,70 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6- Davacı tarafından yatırılan 44,40 TL başvurma harcı ve 44,40 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7- Sarf olunmayan delil/gider avanslarının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
8- Kendisini vekil ile temsil ettiren davacı taraf lehine yürürlükte bulunan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/1. maddesi gereğince takdir olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9- 6235 sayılı Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesinin 13. fıkrası uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve yargılama giderinden sayılan Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davalıdan tahsili ile Hazineye İRAT KAYDINA,
Dair; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341. ile 360. madde hükümleri uyarınca mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 30/11/2021.

Katip ….
E-imza

Hakim …
E-imza

“iş Bu Evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanununun 5. Madde Uyarınca Güvenli Elektronik İmza İle İmzalanmış Olup, 22. Madde Uyarınca Da Islak İmza İle İmzalanmayacaktır.”