Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/345 E. 2021/642 K. 13.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/345 Esas
KARAR NO : 2021/642

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/05/2019
KARAR TARİHİ : 13/07/2021
K.YAZIM TARİHİ : 04/08/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesi ile, Müvekkili ile davalı şirket arasındaki ticari ilişki sebebiyle müvekkilinin davalıya restaurant çalışması yapmayı taahhüt ettiğini, çalışmanın yapıldığını, tarafların 102.240,00 TL üzerinden anlaşmaya vardıklarını, bu anlaşma gereğince bakiye 47.285,00 TL’nin müvekkiline ödenmediğini, bu tutarın faturalandırılmasına ilişkin ayrıca anlaşmaya varıldığını ve 07.09.2018 tarih ve … numaralı fatura düzenlendiği, davalının bu faturayı ödemediği gibi Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosya üzerinden girişilen takibe itiraz ettiğini, davalının takibe ve borca itirazı üzerine takibin durduğunu beyanla itirazın iptali ile takibin devamını, davalı tarafın % 20 oranından az olmamak üzere icra/inkar tazminatı ile mahkumiyetini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili tarafından verilen cevap dilekçesi ile, müvekkilinin davacıya herhangi bir borcu bulunmadığı, müvekkili tarafından davacıya peyderpey ödemeler yapıldığını, ödemelere ilişkin ödeme dekontlarının ekte sunulduğunu, müvekkili tarafından ödemeler yapılmaya devam ederken huzurdaki davanın ikame edildiğini, davacının mükerrer ödeme tahsil etmeye çalıştığını, yapılan takibin kötü niyetli olduğunu, bu nedenle davanın reddi ile %20’den aşağı olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dosyamız arasına celp edilen Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; Davacı alacaklının 01.02.2019 tarihinde 47.285,00 TL asıl alacak 2.441,33 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 49.726,33 TL üzerinden icra takibi yaptığı, ödeme emrinin davalıya 09.02.2019 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 11/02/2019 tarihinde borca itiraz ettiği ve icra müdürlüğü tarafından takibin durdurulduğu görüldü.
Dosyaya sunulan 02/10/2020 tarihli bilirkişi SMMM …tarafından düzenlenen raporda; tarafların ticari defterleri üzerinde inceleme yapılmasına karar verilmesine karşın davalının ticari defterlerini ibraz etmemesi üzerine sadece davacı şirket ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılmış; davacı şirketin ticari defterlerinin sahibi lehine delil niteliği taşıdığı; davacı ile davalı arasında 12/06/2018 tarihli 102.240,00 TL bedelli sözleşme yapıldığı, davacı tarafından davalı adına sadece 47.285,00 TL tutarlı fatura düzenlendiği, davacı tarafından davalıdan toplamda 35.000,00 TL tahsil edildiği, bu ödemeler düşüldükten sonra davacının davalıdan 12.285,00 TL alacaklı olduğu belirtilmiştir.
Davacı ve davalı vekilleri tarafından söz konusu rapora itiraz edilmesi üzerine itirazlarının değerlendirilmesi için aynı bilirkişiden ek rapor alınmış, bilirkişi tarafından itirazlar değerlendirilerek kök raporunda herhangi bir değişikliğin olmadığı belirtilmiştir.
Davacının tacir olup olmadığının araştırılması için ilgili kurumlara müzekkere yazılmış, İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı Güneşli Vergi Dairesi Müdürlüğü tarafından verilen cevapta davacının işletme Hesap Özetine göre defter tuttuğu bildirilmiş olup yazı cevabı ekinde gönderilen yıllık gelir vergisi beyannamesinin incelenmesinden davacının faaliyetinin esnaf faaliyet sınırının üzerinde olduğu tespit edilerek mahkememizin görevli olduğu kanaati ile yargılamaya devam edilmiştir.
Huzurda görülen dava itirazın iptali davası olup, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan normal bir eda davasıdır.
Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde vereceği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi davanın kabulü halinde borçlu da alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır. Bu nedenle mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Yasal dayanağını İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67. maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Dosya ve tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacının, fatura alacağından kaynaklı davalı aleyhine başlattığı icra takibine davalının itirazı sonucunda işbu davayı açtığı görülmüştür. Mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemesinde tarafların ticari defterleri üzerinde inceleme yapılmasına karar verilmesine karşın davalının ticari defterlerini ibraz etmemesi üzerine sadece davacı şirket ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılmış; davacı şirketin ticari defterlerinin sahibi lehine delil niteliği taşıdığı; davacı ile davalı arasında 12/06/2018 tarihli 102.240,00 TL bedelli sözleşme yapıldığı, davacı tarafından davalı adına sadece 47.285,00 TL tutarlı fatura düzenlendiği, davacı tarafından davalıdan toplamda 35.000,00 TL tahsil edildiği, bu ödemeler düşüldükten sonra davacının davalıdan 12.285,00 TL alacaklı olduğu belirtilmiştir. Davalı tarafından taraflar arasındaki ilişki kabul edilmekle birlikte borcun bir kısmının banka kanalıyla bir kısmının ise elden ödendiği iddia edilmektedir. Davacı ise, söz konusu ödemeleri kabul etmekle birlikte bu ödemelerin taraflar arasındaki başka bir ilişki uyarınca yapıldığını iddia etmiştir. Davalı tarafından dosyaya sunulan ve davacı kayıtlarında da görünen toplam 35.000,00 TL tutarlı ödemenin banka kanalıyla yapıldığı konusunda taraflar arasında herhangi bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Banka dekontlarının incelenmesinde 1.000,00 TL ve 4.000,00 TL dekontların açıklama kısmında gönderenin adını yazdığı, 30.000,00 TL’lik dekontta ise sadece ödeme yazdığı görülmektedir. Banka dekontlarında ödemenin takip konusu faturaya ilişkin yapıldığına dair herhangi bir açıklama bulunmaması ve davacının da söz konusu ödemenin taraflar arasındaki başka bir hukuki ilişki nedeni ile yapıldığı iddiası karşısında davalının söz konusu ödemeleri dava konusu faturaya dayalı olarak yaptığını ispatı ile yapmış olduğu elden ödemeleri ispat etmesi gerekir. Davalının cevap dilekçesinde yemin deliline dayandığı görülmekle davalıya yemin teklifinde bulunup bulunmayacağı hatırlatılmış, davalı tarafından yapılan yemin teklifi uyarınca davacıya yemin teklif edilmiştir. Davacı asil duruşmaya gelerek; “Davalı ile aramızdaki ticari ilişkiden kaynaklı tarafımdan tanzim edilen faturaya ilişkin davalı peyderpey ödemeler yapmamıştır, bu ödemelerin bir kısmını bankadan, diğer kısmını ise tarafıma elden ödememiştir, dosyada mübrez …. Bankası’na ait 05.10.2018 tarihli 30.000 TL bedelli, 26.11.2018 tarihli 4.000 TL bedelli ve … Bankası’na ait 04.02.2019 tarihli 1.000 TL bedelli dekontlara ilişkin ödemeler dava konusu faturaya ilişkin ödemeler değildir, davalı bana elden ödeme yapmamıştır, bu konuda namusum şerefim ve kutsal saydığım bütün inaç ve değerler üzerine yemin ederim” şeklinde yemin etmiştir. Her ne kadar davacı vekili tarafından takip öncesi faiz talebinin de bulunduğu beyan edilerek söz konusu talebi harçlandırılmış ise de davalının takip öncesi temerrüde düşürülmemesi nedeni ile davacının bu yöndeki talebinin reddine, davacının asıl alacak talebinin kabulü ile taleple bağlı kalınarak takip tarihinden itibaren asıl alacağa avans faizi uygulanmak suretiyle takibin devamına ve alacağın likit olması nedeni ile davacının icra inkar tazminatı talebinin kabulüne, şartları oluşmayan kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-AÇILAN DAVANIN KISMEN KABULÜ ile davalının Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında yapmış olduğu itirazın 47.285,00 TL asıl alacak yönünden İPTALİ ile takip tarihinden itibaren asıl alacağa davacının talebi aşılmamak üzere 3095 sayılı Kanunun 2/2. maddesi uyarıca değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle TAKİBİN DEVAMINA,
2- Davacının fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE,
3- Alacağın likit olması nedeni ile davacının icra inkar tazminatı talebinin KABULÜ ile 9.457,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Şartları oluşmayan davalının kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE,
5-Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan ve tahsili gereken 3.230,04 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 562,30 TL nispi harçtan mahsubu ile bakiye 2.667,74 TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
6- Davacı tarafından sarf olunan (800,00 TL bilirkişi ücreti + 196,40 TL posta/tebligat/müzekkere/talimattan ibaret) 996,40 TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre (%99,58 kabul oranı) hesaplanan 992,21 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine; bakiye yargılama giderlerinin davacı üzerine bırakılmasına,
7- Davacı tarafından yatırılan 44,40 TL başvurma harcı ve 562,30 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8- Davalı tarafından sarf olunmuş yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar tesisine yer olmadığına,
9- Sarf olunmayan delil/gider avanslarının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
10- Kendisini vekil ile temsil ettiren davacı taraf lehine yürürlükte bulunan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/1. maddesi gereğince takdir olunan 6.947,05 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
11- Kendisini vekil ile temsil ettiren davalı taraf lehine yürürlükte bulunan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/1 ve 2. maddesi gereğince takdir olunan 200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
12-6235 sayılı Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesinin 13. fıkrası uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve yargılama giderinden sayılan Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin kabul ve red oranına göre hesap edilen 5,56 TL’sinin davacıdan; 1.314,44 TL’sinin ise davalıdan tahsili ile Hazineye İRAT KAYDINA,
Dair; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341. ile 360. madde hükümleri uyarınca mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı asil ve vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 13/07/2021

Katip …
E-İmzalı

Hakim …
E-İmzalı

“İŞ BU EVRAK 5070 SAYILI ELEKTRONİK İMZA KANUNUNUN 5. MADDE UYARINCA GÜVENLİ ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, 22. MADDE UYARINCA DA ISLAK İMZA İLE İMZALANMAYACAKTIR.”