Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/336 E. 2023/527 K. 30.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/336 Esas
KARAR NO : 2023/527

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 20/03/2017
KARAR TARİHİ : 30/05/2023
K.YAZIM TARİHİ : 23/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
ASIL DAVADA:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili sigorta şirketi nezdinde sigortalı bulunan ….’ a servis kutu ve borularına davalılar tarafından zarar verildiğini, müvekkili şirketin zarar nedeniyle sigortalısına2.655,96 USD hasar tazminatı ödediğini, ödenne bedelin rücuen tahsili için İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’ nün …. E. Sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalıların icra takibine kötyü niyetli olarak itiraz ettiğini beyanla itirazın iptali ile davalıalrın % 20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı …. San. ve Dış Tic. Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı ….’ye ait, Güngören ilçe sınırları içindeki içme ve atık suyu hattının yapım/bakım/onarım işinin ihale ile, diğer davalı … San. ve Tic. Ltd. Şti. ile ortak olarak alındığını, kabul anlamına gelmemek üzere hasarın meydana geldiği yerde, doğalgaz hattı bulunup bulunmadığının anlaşılmasını sağlayan sarı kum/ikaz bandı gibi ayırt edici/uyarıcı önlemlerin bulunmadığını, sonrası düzenlenen “Hasar Tespit Tutanağı” ve “Hasar Onarım Giderleri Belgesi”nin tek taraflı olarak hazırlandığı, onarım için belirtilen sürede 498 abonenin gaz açma/kapama işlemi yapılamayacağını, gaz açma/kapama bedelinin gerçek anlamda yapılan bir işlem olmaması sebebiyle gerçek zarar olarak nitelendirilemeyeceği, faiz talebinin uygun olmayacağı belirtilerek, davanın usulden ve esastan reddi talep edilmektedir.
Davalı … Genel Müdürlüğü vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava dışı ….’a ait altyapı tesislerinin, projesine ve yapı tekniğine uygun bir biçimde döşenip döşenmediğinin araştırılması – gerektiğini, …. Büyükşehir Belediyesi’nin 30.09.1998 tarihli “Alt Yapı Hizmetleri Yönergesine tüm alt yapı hizmeti veren tüm kuramların uyması gerektiğini ve Tesis Üstüne Tesis Yapılamayacağını” belirttiğini, bu nedenle; davacıya ait doğalgaz hattı ile müvekkili idarenin tesislerinin döşenme zamanının müzekkere yazmak suretiyle tespit edilmesi gerektiğini, hasar gören hattın müvekkili idarenin tesislerinden daha sonra kurulmuş ise, bu tesisleri döşerken Altyapı Hizmetleri Yönergesi gereğince müvekkili idareye de bilgi verme yükümlülüğü verine getirip getirmediğine göre kusur incelemesi yapılması gerektiğini, bir an için davacıya ait hattın müvekkili idareye ait tesislerden daha önce döşendiği tespit edilse dahi müvekkili idarenin davacının tesislerine zarar vermeden kendi tesisine müdahale etmesinin fiilen imkânsız olduğunu, hasarın oluştuğu iddia edilen yerde müvekkili idare tarafından ve idare elemanlarınca herhangi bir çalışma yapılmadığını, eğer hasar verilmişse bile; bu durum, o yerde iş yapan diğer davalılar müteahhit firmaların sorumluluğunda olduğunu, davaya konu alacak iddiasının faiz başlangıcının dava başlangıcından itibaren talep edilmesi gerektiği, temerrüde düşürülmeden hasar tarihinden itibaren faiz talebinin hukuka aykırı olduğu belirtilmiştir.
BİRLEŞEN DAVADA:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı sigorta şirketinin davalılar tarafından hasara uğramış ….’a ait servis kutu ve boruları sebebiyle 2.655,96 USD hasar tazminatı ödediğini, davacı sigorta şirketinin ödediği 3.989,18USD’sinin rücuen tahsilini teminen …. San. Ve Dış Tİc. Ltd. Şti., …. Müdürlüğü aleyhine İstanbul Anadolu …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. Sayılı dosyası ile dava açtığını ve iş bu davaya verilen cevapta projenin …. San. Ve Dış Tİc. Ltd. Şti. ve …. San. Ve Tİc. Ltd. Şti. Sorumluluğunda gerçekleştiğini bu nedenle sorumluluğun her iki firma tarafından gerçekleştirilmesi gerektiğinden 2.655,96 USD ile faizi, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Yapılan usulüne uygun tebligata rağmen davalı … İnşaat Ltd. Şti. tarafından cevap dilekçesi verilmemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Asıl davada İstanbul Anadolu … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 06/06/2018 tarih, … Esas, …. Karar sayılı ilamı ile yetkisizlik kararı verildiği ve dosyanın mahkememize tevzi edilerek yukarıdaki esasa kaydedildiği anlaşılmıştır.
İstanbul Anadolu …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin E. …, K. … sayılı dosyası ile birleştirme kararı verilerek dosyanın mahkememize gönderildiği anlaşılmıştır.
Bilirkişiler Dr. …, …. ve Dr. …. tarafından mahkememize sunulan 25/10/2021 tarihli bilirkişi heyet raporunda özetle; Dava konusu Sigorta Hasarının meydana gelmesinden, Davalı …. Genel Müdürlüğü ile davalı …. Genel Müdürlüğü adına kazı yaptığı kanaatine varılan …. San. ve Dış Tic. Ltd. Şti. ve … San. ve Tic. sorumlu olduğu, her üç davalı bakımından asıl sorumluluk fiilen işi yapan davalı üzerinde olmakla birlikte davacı karşısında her üç davalının birlikte müteselsilen sorumlu olduğu, söz konusu hasarın onarımı için gerekli boru ve tesisat malzemesinin toplam 328,88. TL olduğu, kaçak gaz bedelinin, 454,78. TL olduğu, açma-kapama bedelinin net olarak hesaplanabilmesi için, hat üzerinde bulunan ve müdahale edilen regülatör sayısının belirtilmesi gerektiği, bu sabit olmadığı için, dosya kapsamına göre davacının somut olayla ilgili rücu edebileceği tazminatın 783,66 TL hesaplandığı, dava konusu sigorta hasarının, davacı …. Sigorta A.Ş. Tarafından sigorta poliçesi, teminatı altında olduğu, davacı …. Sigorta A.Ş. tarafından, Ticari Paket Sigorta Poliçesi kapsamında hasar ödemesinde bulunulduğu ve davalılar olan …. Genel ve …. İnş. düzenlenen, Ticari Paket Müdürlüğü ile …. San. ve Dış Tic. Ltd.Otom. San. ve Tic. Ltd. Şti.’ne, rücu etme hakkının olduğu, davacının 01.12.2016 ödeme tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi ile 783,66 TL alacağı halefiyete dayanarak rücuen talep ve dava edebileceği sonuç ve kanaati ile rapor sunulmuştur.
Bilirkişiler Dr. …., …. ve Dr. …. tarafından mahkememize sunulan 29/08/2022 tarihli ek bilirkişi heyet raporunda özetle; Davacı …. Sigorta A.Ş. tarafından, Ticari Paket Sigorta Poliçesi kapsamında ödemiş bulunulduğu ve davalılar olan …. Genel Müdürlüğü ile …. San. ve Dış Tic. Ltd. Şti. ve … San. ve Tic.Ltd. Şti.ne, rücu etme hakkı bulunduğu kanaatine varılan, toplam tazminat miktarının, ödeme tarihi olan 01.12.2016 itibariyle toplam 1.510. TL olduğu, dava tarihi olan 20.03.2017 tarihi e ise toplam 1.590. TL olduğu, kanaati ile rapor sunulmuştur.
Bilirkişiler Dr. …., …. ve Dr. …. tarafından mahkememize sunulan 25/04/2023 tarihli bilirkişi heyet raporunda özetle; Davacı …. Sigorta A.Ş. tarafından, Ticari Paket Sigorta Poliçesi kapsamında ödemiş bulunulduğu ve davalılar olan …. Genel Müdürlüğü ile …. San. ve Dış Tic. Ltd. Şti. ve … San. ve Tic.Ltd. Şti.’ne, rücu etme hakkı bulunduğu kanaatine varılan, toplam tazminat miktarının, ödeme tarihi olan 01.12.2016 itibariyle toplam 1.510,00 TL olduğu, dava olan 20.03.2017 tarihi itibariyle toplam 1.590,00 TL olduğu kanaati ile ek rapor sunulmuştur.
Huzurda görülen asıl asıl dava; itirazın iptali davası olup, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan normal bir eda davasıdır.
Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde vereceği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi davanın kabulü halinde borçlu da alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır. Bu nedenle mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Yasal dayanağını İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67. maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
6100 sayılı HMK’nın 59. maddesi; “Maddi hukuka göre, bir hakkın birden fazla kimse tarafından birlikte kullanılması veya birden fazla kimseye karşı birlikte ileri sürülmesi ve tamamı hakkında tek hüküm verilmesi gereken hâllerde, mecburi dava arkadaşlığı vardır.” Aynı yasanın 60. maddesi ise; “Mecburi dava arkadaşları, ancak birlikte dava açabilir veya aleyhlerine de birlikte dava açılabilir. Bu tür dava arkadaşlığında, dava arkadaşları birlikte hareket etmek zorundadır. Ancak, duruşmaya gelmiş olan dava arkadaşlarının yapmış oldukları usul işlemleri, usulüne uygun olarak davet edildiği hâlde duruşmaya gelmemiş olan dava arkadaşları bakımından da hüküm ifade eder.” hükmünü amirdir.
Tüzel kişiliği olmayan adi ortaklığın taraf ehliyeti bulunmadığından adi ortaklığa ilişkin davalarda adi ortaklığı oluşturan kişilerin taraf olarak hep birlikte hareket etmeleri gerekir. Aynı nedenle de davanın veya icra takibinin bütün ortaklara karşı birlikte açılması gerekir. Başka bir deyişle adi ortaklığın ortakları arasında zorunlu dava arkadaşlığı dolayısıyla zorunlu takip arkadaşlığı vardır.
Nitekim Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin Esas No: 2018/586, Karar No: 2018/3160, 11/09/2018 tarihli kararına göre;
“Adi ortaklığın tüzel kişiliği bulunmadığından ortaklık ile akdi ilişkide bulunduğu karşı taraf arasında ortaya çıkacak ihtilâflarda adi ortaklığı oluşturan şahıslar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğundan davanın adi ortaklığı oluşturanların tamamınca açılması veya onlar hakkındaki davanın tüm adi ortaklar aleyhine açılması zorunludur. Bu husus dava şartı olup Mahkemelerce ve görevi gereği temyiz halinde Yargıtay’ca kendiliğinden gözönünde tutulur.”
HMK’nın 115. maddesinde “(1) Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler.(2) Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.” şeklinde düzenleme yapılmıştır.
İtirazın iptali davası açılabilmesi için öncelikle icra dairesinde usulüne uygun şekilde icra takibinin başlatılması gerekmekte olup itirazın iptali davaları bakımından usulüne uygun bir icra takibinin bulunması HMK’nın 114/2. anlamında özel dava koşuludur.
Dosya ve tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacı sigorta şirketi tarafından sigortalısı ….’a ait servis kutusu ve borularının davalılar tarafından hasara uğratılmış olması nedeni ile söz konusu hasarın tazmini istemli olarak asıl davanın davalıları aleyhine icra takibi başlatılmış; başlatılan icra takibine davalıların itiraz etmesi üzerine huzurda görülen itirazın iptali davası açılmıştır. Dosyamıza sunulan evrakların incelenmesinden hasara konu kazının davalı …. Genel Müdürlüğü adına …San. ve Dış Tic. A.Ş. ile … San. ve Tic. Ltd. Şti. İş Ortaklığı tarafından yapıldığı; ancak davacı tarafından İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün …. E. Sayılı dosyası ile adi ortaklardan sadece … San. ve Dış Tic. A.Ş. aleyhine icra takibi başlatıldığı görülmektedir. Tüzel kişiliği olmayan adi ortaklığa karşı açılacak olan icra takibinin bütün ortaklara karşı birlikte açılması gerekir. Başka bir deyişle adi ortaklığın ortakları arasında zorunlu dava arkadaşlığı dolayısıyla zorunlu takip arkadaşlığı vardır. Açıklanan nedenlerle adi ortaklığın ortakları hakkında usulune uygun olarak icra takibi başlatılmamış olduğundan asıl dava bakımından HMK’nın 114/2. ve 115/2. maddeleri gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddi ile şartları oluşmayan davalı ….’nin kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar vermek gerekmiştir. Birleşen davada ise davacı tarafında sadece adi ortaklığın ortaklarından … San. ve Tic. Ltd. Şti. Aleyhine alacak davası açıldığı görülmekle birleşen davanın taraf teşkiline ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle HMK’nın 114/1. ve 115/2. maddeleri uyarınca usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
ASIL DAVA BAKIMINDAN
1-Açılan davanın dava şartı noksanlığı nedeniyle HMK’nın 114/2 ve 115/2. maddeleri uyarınca usulden REDDİNE,
2-Şartları oluşmayan davalı …. vekilinin kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE,
3-Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan ve tahsili gereken 179,90 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 121,71 TL nispi harçtan mahsubu ile eksik alınan 58,19 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından sarf olunan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı … SANAYİ VE DIŞ TİCARET ANONİM ŞİRKETİ tarafından yapılan 200,00 TL yargılama gideri posta masrafının davacıdan tahsili ile bu davalıya verilmesine,
6-Davalı … MÜDÜRLÜĞÜ tarafından yapılan 100,00 TL yargılama gideri posta masrafının davacıdan tahsili ile bu davalıya verilmesine,
7-Sarf olunmayan delil/gider avanslarının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
8-Kendisini vekil ile temsil ettiren davalılardan …. lehine yürürlükte bulunan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 7/2. maddesi gereğince hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Kendisini vekil ile temsil ettirmeyen davalılardan …. San. ve Dış Tic. A.Ş. Lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
BİRLEŞEN DAVA BAKIMINDAN
1-Açılan davanın taraf teşkiline ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle HMK’nın 114/1 ve 115/2. maddeleri uyarınca usulden REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan ve tahsili gereken 179,90 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 177,32 TL nispi harçtan mahsubu ile eksik alınan 2,58 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından sarf olunan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Sarf olunmayan delil/gider avanslarının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
5-Kendisini vekil ile temsil ettiren davalı lehine yürürlükte bulunan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 7/2. maddesi gereğince hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341. ile 360. madde hükümleri uyarınca dava değeri karar tarihindeki istinaf sınırı altında kalmakla KESİN olmak üzere davacı vekili ile davalı …Yapı vekilinin yüzüne karşı diğer davalılar vekillerinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.30/05/2023

Katip …
☪e-imzalıdır.☪

Hakim ….
☪e-imzalıdır.☪