Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/310 E. 2021/335 K. 06.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/310
KARAR NO : 2021/335

DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 03/05/2019
KARAR TARİHİ : 06/04/2021
K.YAZIM TARİHİ : 11/05/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili tarafından dava dilekçesi ile; müvekkilinin taşımacılık alanında faaliyet gösterdiği, davalı arasındaki ticari ilişki nedeniyle davalı firmadan olan alacağı için Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibine girişildiği, davalının haksız ve kötü niyetli olan takibe ve borca itirazı üzerine takibin durduğunu beyanla itirazın iptali ile takibin devamını, davalı tarafın % 20 oranından az olmamak üzere icra inkar tazminatı ile mahkumiyetini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili tarafından cevap dilekçesi ile; davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, yetkili mahkemenin müvekkilinin yerleşim yeri mahkemesi olduğunu, icra takibine de itiraz ettiklerini, mahkemece yetkisizlik kararı verilmesi gerektiğini, müvekkili şirketin otomotiv aksesuarları perakende satış işleri yaptıklarını, 2018 yılının Mayıs ayında bilgisi müvekkilinde yer almayan 3. şahıs tarafından müvekkillerine ulaşılarak araba matı numunesi istediklerini bildirdiğini, kargoyu teslim alacağı adrese alıcı ödemeli olarak numunenin gönderildiğini, davacı tarafında 12.05.2018 tarihinde alıcı ödemeli konşimento düzenlenerek gönderildiğini ancak tahsilat gerçekleşmeyince davacı şirketin söz konusu gönderi için müvekkiline dönüş yaptığını oysa ki, 3. kişi alıcıya gönderilen ürünün kendilerine geri dönmediğini, bu nedenle davanın reddi ile davacının %20’den aşağı olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dosyamız arasına celp edilen Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklının 3.723,90 TL asıl alacak 272,56 TL faiz olmak üzere toplam 3.996,46 TL takip çıkışı üzerinden 26.02.2019 tarihinde icra takibi başlattığı, ödeme emrinin borçluya 02.03.2019 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun süresi içerisinde 05.03.2019 tarihinde takibin yetkisiz icra dairesinde yapıldığı, borçlu olmadığı gerekçesiyle yetkiye, asıl alacağa, işlemiş faize, faiz oranına, vekalet ücretine, icra takip giderlerine ve tüm ferilerine itiraz ettiği; İcra ve İflas Kanunu’nun 67. maddesi gereğince icra müdürlüğünce takibin durdurulduğu görülmüştür.
Davalının icra dosyasına ve mahkememiz yetkisine yapmış olduğu itirazlarının, 6100 sayılı HMK’nın 10. maddesinde “Sözleşmeden doğan davalar sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde açılabilir.” hükmünün düzenlendiği, sözleşmenin ifa yerinin belirlenmesinde 6098 sayılı TBK’nın 89. maddesindeki düzenlemenin gözönüne alınacağı ve söz konusu maddenin 1/1 numaralı bendinde “para borçlarının, alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde” ifa edileceğinin düzenlendiği; davacı alacaklının itirazın iptali davasını ikametgahının (…/…) bulunduğu Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesi’nde açmasında ve icra takibini Bakırköy İcra Dairesi’nde yapmasında usule aykırılık bulunmadığından reddine karar verilmiştir.
Dosyaya sunulan 25/11/2019 tarihli bilirkişi SMM … tarafından düzenlenen raporda; tarafların ticari defterleri üzerinde inceleme yapılmış; uluslararası taşımacılık kapsamında davacının davalı tarafından alıcı ödemeli olarak kendisine teslim edilen ürünü dava dışı üçüncü kişiye ücretini almaksızın teslim ettiği; düzenlenen kanişmentoda ödemenin alıcı tarafından yapılacağının belirlendiği; ödeme almadan malın alıcıya teslim edilmesinde davacının kusuru bulunduğu; davalının bu bedeli davacıya ödeyeceğine dair ödeme yükümlülüğü olan taraflar arasında imzalanmış herhangi bir sözleşme olmadığı; bu nedenle de davacı tarafın davalıdan herhangi bir alacağının bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
Huzurda görülen dava itirazın iptali davası olup, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan normal bir eda davasıdır.
Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde vereceği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi davanın kabulü halinde borçlu da alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır. Bu nedenle mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Yasal dayanağını İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67. maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Dosya ve tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacının, fatura alacağından kaynaklı davalı aleyhine başlattığı icra takibine davalının itirazı sonucunda işbu davayı açtığı görülmüştür. Uluslararası taşımacılık kapsamında davalı tarafından alıcı ödemeli olarak davacıya teslim edilen ürünün, dava dışı alıcıya ücretini almaksızın teslim etmesi üzerine söz konusu bedelin davalıya fatura edilmesi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık yoktur. Tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda uyuşmazlık konusunun çözümü için tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, raporda davacının davalıdan alacaklı olmadığı kanaatine varılmış; davacının rapora itirazlarının, bilirkişi raporunun hüküm kurmaya ve denetime elverişli olduğu; davacı tarafından yapılan itirazların hukuki meselenin çözümüne ilişkin olduğu ve mahkemece değerlendirilmesi gerektiği nazara alınarak reddine karar verilmiştir. Davacı tarafından alıcı ödemeli olarak gönderilen kargonun, ödemesi alınmadan alıcıya teslim edilmesi durumunda gönderenin taşıma bedelinden sorumlu olacağına ilişkin herhangi bir belge sunulmamıştır. Her ne kadar davacı tarafından dosyaya bir kısım mail yazışmaları sunulmuş ise de söz konusu yazışmalarda malın teslimine uygunluk verilen mailin davacı şirket uzantılı mail adresinden gönderdildiği; düzenlenen kanişmentoda ödemenin alıcı tarafından yapılacağının belirlendiği; ödeme almadan malın alıcıya teslim edilmesinde davacının kusuru bulunduğu anlaşılmakla; davacının dava dilekçesinde yemin deliline dayanmış olması nedeni ile yemin delili hatırlatılmakla davacının dosyaya sunmuş olduğu yemin metni davalı tarafa usulüne uygun tebliğ edilmiş, davalı şirket yetkilisi yemin duruşmasına katılarak;
” … Hızlı Kargo Taşımacılığı Anonim Şirketinden, … Otomotiv İnşaat Gıda Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi olarak 29/05/2018 tarih … seri nolu 3.723,90 TL tutarlı faturaya konu taşıma ve nakliye hizmeti almadığıma,
… Hızlı Kargo Taşımacılığı Anonim Şirketi tarafından, yetkilisi olduğum … Otomotiv İnşaat Gıda Sanayi ve Ticaret Limited Şirketine kesilen 29/05/2018 tarih … seri nolu 3.723,90 TL tutarlı faturanın gerçek olmadığına, bu faturalara konu hizmetin sunulmadığına ve ücretin … Otomotiv İnşaat Gıda Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nden talep edilemeyeceğine,
Taşıma hizmeti olarak talep edilen 3.723,90 TL bedelden, yetkilisi olduğum … Otomotiv İnşaat Gıda Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinin borcunun olmadığına,
Bakırköy … İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyasına yaptığım itirazın gerçek bir itiraz olduğuna ve davacıya karşı herhangi bir hukuki sorumluluğumun bulunmadığıma namusum, şerefim ve kutsal saydığım bütün inanç ve değerler üzerine yemin ederim.”
Diyerek yemin etmiştir. Gerek dosyada mübrez bilirkişi raporu gerek kesin delil niteliğindeki yemin beyanı dikkate alınarak ispatlanamayan davanın reddine karar vermek gerekmiştir. Ayrıca İcra ve İflas Kanunu’nun 67. maddesinde düzenlenen ve uygulamada “kötüniyet tazminatı” olarak adlandırılagelen tazminat türünün sadece takibe girişmekte kötüniyetli bulunduğu borçlu tarafından açıkça kanıtlanmış olan ya da öyle olduğu ayrıca kanıtlanmasına gerek bulunmaksızın dosya kapsamından açıkça anlaşılabilen alacaklıya yönelik bir yaptırım niteliğinde olduğu; alacağının varlığına maddi hukuk kuralları çerçevesinde inanarak icra takibine girişen, ancak bunu usul hukuku kurallarına uygun şekilde kanıtlayamadığı için itirazın iptali istemi reddedilen bir alacaklı, İİK’nın 67. maddesi anlamında “haksız” ise de kötüniyetli olarak kabul edilebilmesine ve dolayısıyla bu iki koşulun birlikte gerçekleşmesini açıkça şart koşan söz konusu hüküm çerçevesinde tazminatla sorumlu tutulmasına hukuken olanak bulunmaması; aksinin kabulünün hak arama özgürlüğünü düzenleyen Anayasa’nın 36. maddesi hükmüne de aykırı düşeceğinin kabulü (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun E. 2005/19-286, K. 2005/268, T. 27.4.2005 sayılı kararı) ile davalı borçlunun, takibin açıkça kötü niyetli olarak yapıldığını kanıtlayamadığından kötü niyet tazminatının reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- AÇILAN DAVANIN REDDİ ile davacının şartları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin REDDİNE,
2- Davalının yasal şartları oluşmayan kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE,
3- Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan ve tahsili gereken 59,30 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 63,60 TL nispi harçtan mahsubu ile Hazine’ye irat kaydına, bakiye 4,30 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
4- Davacı tarafından sarf olunan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5- Davalı tarafından sarf olunmuş yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar tesisine yer olmadığına,
6- Sarf olunmayan delil/gider avanslarının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
7- Kendisini vekil ile temsil ettiren davalı taraf lehine yürürlükte bulunan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/1. ve 2 maddesi gereğince takdir olunan 3.723,90 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8- 6235 sayılı Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesinin 13. fıkrası uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve yargılama giderinden sayılan Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davacıdan tahsili ile Hazineye İRAT KAYDINA,
Dair; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341. ile 360. madde hükümleri uyarınca dava değeri karar tarihindeki istinaf sınırı altında kalmakla KESİN olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 06/04/2021

Katip …
☪e-imzalıdır.☪

Hakim …
☪e-imzalıdır.☪

“İŞ BU EVRAK 5070 SAYILI ELEKTRONİK İMZA KANUNUNUN 5. MADDE UYARINCA GÜVENLİ ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, 22. MADDE UYARINCA DA ISLAK İMZA İLE İMZALANMAYACAKTIR.